Previous Page  48-49 / 124 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 48-49 / 124 Next Page
Page Background

durum?

Bizimdönemimizle bu dönemara-

sında çok fark var. Çünkü biz bu işe

başlarken parayı hiçbir zaman dü-

şünmedik. Tamamen futbol sevgisi

için girdik. Başlarken hakemliğin ne

olduğunu bilmiyorduk. Futbolun

içinde olmak istediğimiz için girdik.

Zaten o dönemler böyle şartlar da

yoktu. Kendimizden çok fazla feda-

kârlık yaparak bu dönemlere geldik.

Ağabeylerimiz daha önceki yıllarda

nasıl fedakârlıklar yapmış; düşüne-

biliyorumaçıkçası. Cüneyt Hocamı-

zın yaptığı büyük fedakârlıklar

sayesinde bugün hepimiz profesyo-

nel olduk. Türkiye’de hakemlik

önemli bir müessese haline geldi.

Türk hakemliği dünyada önemli bir

müessese haline geldi. Cüneyt Hoca

bu bayrağı en yükseğe dikti. Biz de

genç hakemler olarak çalışıp o bay-

rağı daha ileri taşımak, Türk ha-

kemliğini dünyada söz sahibi bir

konuma getirmek için elimizden

geleni yapacağız.

Kariyerinizde profesyonel liglerdeki

ilkmaçınız 1 Eylül 2013 tarihinde

Spor Toto 3. Lig’deki Bergama

Belediyespor-Trabzon Kanuni

Futbol Kulübümaçı… Sahaya

çıktığınız anı hatırlıyor musunuz?

O gün hikâyenizin buralara

geleceğini düşünmüşmüydünüz?

Evet, omaçı çok net hatırlıyorum.

Hikâyenin buralara geleceğini hiç

hayal etmemiştim. Bursa’da yakla-

şık 250 hakemvar. Profesyonel

liglerde hakemlik yapan 3-4 kişi

var. O 3-4 kişinin arasında olaca-

ğımı, hatta Süper Lig’deki tek kişi

olacağımı hiç hayal etmedim. O

maça çıktığımda bile bu benim için

çok büyük gururdu. Profesyonel

futbolun 3. Lig dahi olsa bir parçası

oluyorsunuz. 3. Lig’de bir maç yöne-

tiyorsunuz. Şöyle de bir şey var; fut-

bol sahalarında ufak yaştan itibaren

bulunduğum için de hiç heyecan

yapmadım. Sadece o anın tadını

çıkardımaçıkçası. Tadını çıkarmak

benim için en önemli kısmıydı.

Başarının altında o zaman o anın

tadını çıkarmak da olabilir mi?

Keyif almak ve sevmek diyebilirim,

evet. Gerçekten severek ve tutkuyla

yaparak başarılı oldum. Bu bir tutku.

Eşinizden, ailenizden, okulunuzdan

fedakârlık yaparak bu işi yapıyor-

sunuz.

Kariyerinizde çok hızlı bir yükseliş

var. 1 Eylül 2013’te Spor Toto

3. Lig’demaç yönetmişken, daha

sonra Ziraat Türkiye Kupası, Spor

Toto 2. Lig ve ardından 30 Kasım

2013’te PTT 1. Lig’de TKİ Tavşanlı

Linyitspor-Denizlispor mücadele-

sinde dördüncü hakemsiniz. Yani

iki ay gibi kısa bir sürede basamak-

ları hızlıca çıkıyorsunuz. Bunun

sebebi neydi?

O dönemde çok iyi olduğum için

değil; belki yöneticilerimiz geleceği

gördüğü için bu şansı vermiş olabilir.

Bir yerden başlamak gerekiyor.

Çok hızlı başlamış olabilirimama bir

yerden de başlamak gerekiyor.

Onlar şansı verdi, ben de elimden

geldiği kadar bunu kullanmaya

çalıştım. Notlarım iyiydi. O dönem,

“HakemGelişimKampları” yapılı-

yordu. O kamplara katılmıştım.

Güzel de geçmişti. Hocalarımız

sürekli alt liglerdemaç izliyor.

Genç hakemleri daha fazla izliyorlar.

Bana da destek oldular sağ olsunlar.

Ben de onları mahcup etmemeye

çalışıyorum.

Babanızmaçlarınızı izliyor mu?

Genelde izler.

Sohbet ettiğiniz zaman size ne gibi

telkinlerde bulunuyor?

Şimdi futbolda bir oynayanlar kısmı

var, bir de hakemler kısmı var. O ta-

mamen çizginin öbür tarafında. Şu

anda Niğdespor’da teknik adamlık

yapıyor. Kulübedekiler hiçbir zaman

hakemi beğenmiyor. O da eleştire-

cek elbette bir şeyler buluyor ama

oğlu olduğum için tabiî ki biraz

duygusal davranıyor maçlarımı

izlerken. Beni daha çok teselli

ediyor. Duygusal yaklaşıyor.

Spor Toto Süper Lig’de hakem

olarak ilkmaçınıza da 23 Nisan 2016

günü Osmanlıspor-Antalyaspor

maçıyla çıktınız. Omaçı nasıl

hatırlıyorsunuz, sizce Süper Lig’in

farkı neydi?

Omaçın keyfini yaşayamadımdiye-

bilirim. Çünkü TV’nin verdiği bir

maçtı. Çok genç bir yaşta ve çok

kısa bir sürede Süper Lig’demaça

çıkacak olmanın getirdiği atmosfer

nedeniyle çok fazla ders çalışmak

zorunda kaldım. Çok iyi konsantre

oldum. Bumaça bir Süper Ligmaçı

değil de A takımla B takımınmaçı

gibi çıktım. Maçı gözümde büyüt-

medim. Çok şükür iyi de geçti.

Açıkçası hakemi çok zorlayacak bir

pozisyon olmadı. Bir hakemin iste-

yebileceği en güzel maçlardan biri-

siydi. O da güzel geçince özgüvenim

yükseldi. Hakemşansı da yanım-

daydı kesinlikle. Omaçta talihsiz

bir pozisyon yaşamış olsaydımbir

yıkımolabilirdi. Ama omaçın iyi

gitmesi özgüven olarak beni çok

yükseltti.

Hakemler ülkemizde verdikleri ya

da vermedikleri kararlarla her

zaman çok konuşuldu. Ancak

Avrupa liglerine baktığımız zaman

hakemlerin bariz bir hata olma-

yaptımyine Uludağ Üniversite-

si’nde. Mühendisliği de sevdim. Öyle

söyleyebilirim. Babamkaleci, karde-

şimin de o zamandan belliydi kaleci

olacağı. Bana da okumak düştü. Ai-

lenin okuyanı oldum.

Küçük bir çocukken futbolla olan

ilişkinizi anlatır mısınız? Bir kulübe

yazıldınızmı?

Doğduğumda, beşiğimde oyuncak

olarak sadece futbol topları vardı.

Hâlâ evde duruyor. Patiklerimle bir-

likte ufacık ufacık kramponlar vardı.

Futbol hep içimizdeydi. Babamın id-

manlarına giderdik. Onun elini tutup

sahaya çıkardım. Her zaman sevi-

yordum futbolu. Oynamayı da se-

verdim. Daha yetenekli olsaydım

oynayabilirdim. Bursaspor’un altya-

pısında oynadım. Ancak olmadı.

Bir yerde üniversite ile futbol

arasında bir seçimyapmamgerekti.

Okumayı tercih ettim.

İyi bir üniversitede iyi bir bölüm

okurken hakemolma fikri sizde

nasıl doğdu?

Üniversitenin üçüncü sınıfındayken

karar verdim. Bir yaz günüydü...

Ailece 2008 Avrupa Şampiyonası’nı

izliyorduk. Türkiye’nin demaçları

vardı. Ama diğer maçları izlerken

hakemlerle ilgili sıkıntılar oldu. Bazı

hataları gördüm. Dedimki çok zor

bir şey yapıyorlar. “Nasıl hakem

olunuyor?” sorusunu sormaya baş-

ladım. Babam, kardeşim, akrabalar

hep birlikte izliyordukmaçları.

Çok enteresan bir sohbet gelişti

babamla. “Bunu nasıl görmez” gibi

bir konuşma oldu. “Nasıl hakem

olunuyor?” sorusunu sordum

babama. Onun üzerine biraz araştır-

dım. Bazı ağabeylerimize sorduk.

Onların da yardımıyla başladım.

Devametmek gibi bir düşüncem

yoktu. Bu seviyeleri göreceğimi

zaten düşünmemiştim. Başladıktan

sonra da bırakamadım.

Hayatınızın ilk evresinde bir ayrıma

geldiniz. Okumakmı, spor mu?

Mühendis olduktan sonra da

“Hakemlikmi, mühendislikmi?”

ayrımına geldinizmi? Mühendislik

yaptınızmı?

Evet, o ayrıma geldim. Beş yıl

mühendislik yaptım. Otomotiv

sektöründe bir fabrikada çalıştım

Bursa’da. Şimdi de inşaat sektö-

ründe çalışıyorum. Orayı da bırak-

mak istemiyorum. İşimi seviyorum.

Belki eskisi kadar ilgilenemiyorum

ve özverili yapamıyorumama en

azından futboldan arta kalan

zamanda o da kafa dağıtmak için

güzel bir uğraş.

Hakemlik çok zor bir meslek.

Sürekli hedefteki adamsınız. Bir

hata her şeyi unutturuyor. Buna

rağmen genç yaşta ne oldu da

“Tamam, ben kesin olarak hakem

oluyorum, başka bir yola sapmaya-

cağım” dediniz?

Bu durumkendiliğinden gelişti. Bir

yerden sonra tutku haline geldi. O

tutkuyu devamettirdiğimiz sürece

de bugünlere kadar geldim. Hiçbir

zaman, “Orayı mı seçsem, burayı mı

seçsem” demedim. Bu durumkısım

kısımgelişti. Biraz daha fazla, biraz

daha fazla vakit ayırarak bugüne

kadar geldim. Yaşımgenç olduğu

için üst seviyelerde çalışabildim.

Türkiye Futbol Federasyonu

Başkanı YıldırımDemirören yöneti-

miyle birlikte ülkemizde profesyo-

nel hakemliğe geçiş başladı. Bu

durumsayesinde hakemlerimiz

Avrupa’daki örnekleri gibi önemli

bir maddi kazanıma kavuştu. Bu

durumu nasıl değerlendiriyorsu-

nuz? Sizce genç hakemadayı arka-

daşlarımız için nasıl bir etken bu

48

49