

1997-98 sezonunun ilk Glasgow
derbisinde, Celtic’li Wieghorst ile
giriştiği kavga neticesinde beş maç
ceza alan hırçın yıldız, bir diğer
derbi maçındaysa, önemli bir Pro-
testan örgütü olan Orange Order’ın
simgelerinden flüte gönderme ya-
parak Celtic tribünleri önünde flüt
çalarcasına bir pantomimgösterisi
sergilemiş ve Katolik Celtic taraf-
tarlarını çileden çıkarmıştı. Yaptığı
bu hareket öylesine tepki çekmişti
ki, IRA tarafından ölümle bile tehdit
edilmişti. Bunun da etkisiyle Gazza,
İskoçya’da daha fazla kalmadı ve
1998’in Mart ayında İngiltere’ye
dönerekMiddlesbrough’ya imza
attı. O esnada Birinci Lig’de yer alan
Boro, Gascoigne’in de son yedi
maçtaki katkısıyla sezon sonunda
Premier Lig’e yükseldi.
Gascoigne, Boro formasıyla Premier
Lig’de geçirdiği ilk sezonda vasatı
aşamayacaktı. Alkol bağımlığı
gitgide artan bir problemhaline
gelmeye başlamıştı. Dahası, sadece
alkolle açıklanamayacak kadar
ciddi boyutta mental rahatsızlıklar
da yaşamaktaydı ve bunlar yakın
gelecekte başına büyük işler aça-
caktı. Bir sonraki sezonun başın-
daysa, rakibi George Boateng’e
dirsek attığı bir pozisyon sonrası
kendi kolunun kırılmasıyla Gazza
bir bakıma kariyerine noktayı
koyma aşamasına geliyordu. Hem
sakatlanarak bir müddet sahalar-
dan zaten uzak kalmıştı hemde ra-
kibine karşı son derece gaddarca
bir harekette bulunarak itibarını
iyice sıfırlamıştı.
2000 yılının başında Gazza, Ever-
ton’a transfer olduysa da burada da
alkol ve depresyon tedavisi nede-
niyle bekleneni veremeyecekti.
İki yıl sonunda Everton’dan ayrıldı-
ğındaysa kısa aralıklarla Burnley,
Gansu Tianma ve Boston United
formaları giydi fakat bu üç kulüpte,
iki senede topu topu 15 maça çıka-
bildi. 2004’te faal futbol hayatını
noktalayan Gascoigne, bir sonraki
yıl Kettering Town takımında
teknik direktör olarak sahalara
dönmeye çalıştıysa da alkol
problemi nedeniyle bumacerası da
çok kısa süreli oldu.
Alkolizmharicinde bipolar bozuk-
luk ve obsesif-kompulsif bozukluk
tedavileri de gören Gascoigne’in
futbolu bırakması sonrasındaysa
yaşantısı hepten tepetaklak
gidecekti. Defalarca alkol nedeniyle
rehabilitasyona girdi, bunlardan
hiçbir zaman kesin bir fayda
göremedi, eski eşiyle, sonraki
sevgilileriyle kavga etti, yeri geldi
bunları haber yapmaya çalışan
gazetecilere saldırdı, gün geldi iflâs
etti, vergi borçları yüzünden başı
derde girdi, kimi zaman da içkili
halde araba kullanıp karakolluk
oldu.
Kısacası Gascoigne’in 50 yıllık
yaşantısı, aslında İngiliz futbolunun
çehresini pozitif anlamda değiştire-
bilecek potansiyelde bir yıldızken
bunu yapmak bir yana kendi
hayatında en ufak bir pozitif emare
bırakmayan bir müptezele dönüş-
menin bir hikâyesi niteliğinde.
Kimbilir, belki de Gascoigne’in
kendisinden sonraki futbolcu aday-
ları düşünüldüğünde geride bırak-
tığı en büyük ‘pozitif’ etki bu hayat
hikâyesi olmuştur. Zira bakmayı
bilenler için bu hikâyeden çıkartıla-
cak o kadar ibretlik ders var ki…
114