Previous Page  52-53 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 52-53 / 150 Next Page
Page Background

geliştiren bir insandı. Sık sık Avru-

pa’ya gidiyor ve her gidişinde yeni

şeyler öğrenmiş olarak geliyordu.

Kendisiyle beraber yeni şeyleri de

Togo’ya getiriyordu. Ben o zamanlar

sadece en iyi arkadaşlarımla futbol

oynamaktan zevk alan bir çocuk-

tum. Bu seviyelere gelmek ve

profesyonel futbolcu olmak ilk

etapta kafamda yoktu.

19 yaşındayken Fransa’nın Metz

takımına transfer oldun. Metz

aslında senin staj gördüğün bir

okuldu sanki. 44maçta 15 golün

var. Metz günlerin nasıl geçti?

Kendinizi benimyerime koyun.

15 yaşındaki bir çocuk Afrika’nın

bağrından kopuyor, Fransa’ya

geliyor ve Fransa’nın göbeğine

değil, kuzeyine geliyor. Afrika’nın

güneşini, kumlarını geride bırakıp,

Avrupa’nın soğuk havasına, özel-

likle daha da soğuk olan Fransa’nın

kuzeyine geliyor. Zor dönemlerdi.

Çünkü en iyi arkadaşlarımı, ailemi,

herkesi arkamda bırakmıştım.

Bambaşka bir kültür, bambaşka bir

ülke ve bambaşka insanlarla

beraberdim. Normalde denenme

sürem 1 aydı ama 10 gün sonra

takımda kalacağımı söylediler.

Açıkçası benim için çok zordu ve

kalmak istemedim. Çünkü bizim

Togo’da kendi dilimiz var. Fransızca

da resmi dil ama kendi dilimiz var.

Oraya geldiğimde Fransızcam çok

iyi değildi. Kültüre ve havaya

alışmakta da zorluk çekiyordum.

Geldiğim zaman Ekim ayıydı. Zaten

kış başlamıştı. Her şey çok zordu.

Alıştığımın tam tersiydi ama orada

bana sürekli yardımcı olan birkaç

insan vardı. Orada ağabeylerim

oldu. O Afrikalı ağabeylerimde

benimle sürekli konuşuyor ve

yol gösteriyorlardı. Zor günlerdi,

Fransa’daki başlangıç günlerimhiç

kolay olmadı.

2003-2004 yılında kariyerinde çok

önemli bir basamak atladın ve

Monaco seni 3.2 milyon euro

bonservis bedeli karşılığında

transfer etti. 104maçta 23 gol attın.

Bu dönem içinde Avrupa futbo-

lunda kendine önemli bir yer

edindin. Basamakları hızla

tırmanırken neler yaşadın?

İlginç anları da bize anlatır mısın?

Monaco’ya gelişim artık benimbir

profesyonel futbolcu olduğumu ve

çok daha farklı seviyelerde futbol

oynadığımı anlamamı sağlayan

günlerdi. Ludovic Giuly, Fernando

Morientes, Shabani Nonda gibi

büyük isimlerle idman sahasını

paylaşmak, aynı ortamda bulun-

mak gerçekten bambaşka bir duy-

guydu. Mesela o dönemMorientes,

Real Madrid’den gelmişti ve ben bu

tarz oyuncularla bir arada olduğum

için bir rüyada gibiydim. O günlerin

bana çok katkısı oldu. Morientes

hava toplarında çok etkiliydi.

İdmanlardan sonra beni hava

toplarına çalıştırması için özellikle

ricada bulunurdum. Onun yardı-

mıyla havadaki etkinliğimi daha da

arttırdım. Shabani Nonda bana çok

yardımcı oldu. Halen çok sevdiğim

bir ağabeyimdir. Onunla teknik

konusunda çok çalışıyorduk. Çok

gençtimve bana çok yardımcı

oluyordu. Shabani Nonda aynı

zamanda evime alışveriş yapmam-

dan tutun, dışarıya çıktığımda ha-

yatımın önemli noktalarında birçok

şeyi paylaştığımbir ağabeyim ol-

muştu. Monaco günlerim, benim

profesyonel futbolu nasıl oynadı-

ğımı tümdünyaya gösteren bir

zaman dilimi olmuştu.

Şimdi gelelimkariyerinin belki de

en önemli anına…Monaco’da

2005-2006 sezonunda çok fazla

şans bulamasan da yaptıkların

ArseneWenger’in dikkatini çekti.

Wenger’le olan ilişkini ve

Arsenal’e transfer hikâyeni bizimle

paylaşır mısın?

Arsenal’e transferimi “hayatımın

başlangıç noktası” olarak görüyo-

rum. BenimhayatımArsenal’de

başladı. Çok da ilginç bir hikâyesi

var. Monaco’da çok fazla şans

bulamıyordumve Fransa’da kış

arası vardır. Aralık’ta Togo’ya

dönmüştüm. Togo’ya döndüğümde

eğlenmek için kendi aramızda

futbol oynuyorduk. O arada arka-

daşlarımdan birisi geldi ve “Emma-

nuel telefonun çalıyor. Bu adam seni

daha önce birkaç kez daha aradı.

İsminin ArseneWenger olduğunu

söyledi. Ben de dalga geçiyor diye

düşündümve telefonu kapattım.

Aynı adam tekrar aradı. Bu kadar

“Benimdaha önce yetiştiğim

kulübe git ve eğitim al” dedi.

Ben de gittim. Beni denediler

ve beğendiler.

Kariyerin 1994-1999 yılları

arasında formasını giydiğin

Sporting Club de Lome’de

başladı. O günleri bize anlatır

mısın? Genç bir futbolcu ada-

yıyken nasıl bir eğitim aldı?

Futbol Afrika’nın bir kültürü

ve parçası. Biz Afrikalı

çocuklar için bir tutkudur

futbol. Başlangıçta bu

seviyelere gelebileceğimi

asla düşünmemiş ve hayal

etmemiştim. Benim şansım,

bugün futboldaki babamdi-

yebileceğimMr. Aqusa’nın

varlığıydı. Sürekli kendisini

52

53

Togo’da yaşadığımyer deniz

kenarındaydı. Biz Afrika’daki

çocuklar çok erken yaşta futbolla

tanışırız. Benimde şansıma sürekli

dörde dört, beşe beş kumsalda

maç yapabileceğim arkadaşlarım

vardı.

Amcamprofesyonel bir

futbolcuydu. Metz’de oynadı.

Yıllar sonra onun ayak izlerini

takip ettimve ben de o takımda

oynadım. Beni topla oynarken

gördüğünde, “Benimdaha önce

yetiştiğimkulübe git ve eğitim al”

dedi. Ben de gittim.

15 yaşındaki bir çocuk Afrika’nın

bağrından kopuyor, Fransa’nın

kuzeyine geliyor. Afrika’nın

güneşini, kumlarını geride bırakıp,

özellikle daha da soğuk olan

Fransa’nın kuzeyine geliyor.

Bambaşka bir kültür, bambaşka

bir ülke ve bambaşka insanlar.

Metz günleri benim için zor

günlerdi.

Monaco’da Giuly, Morientes,

Nonda gibi büyük isimlerle idman

sahasını paylaşmak bambaşka bir

duyguydu. Morientes’ten beni hava

toplarına çalıştırması için özellikle

ricada bulunurdum. Shabani Nonda

bana çok yardımcı oldu. Halen çok

sevdiğimbir ağabeyimdir.

Çocukluk kahramanımNijeryalı

Kanu’ydu…Millî takımda

4 numarayı giydiği için ben de

Togo’da 4 numarayı giyiyorum.

O ayrıldıktan sonra Arsenal’e

geldimve ondan boşalan

25 numaralı formayı aldım.

Benim için böyle de bir anısı var.

Çünkü çocukluk kahramanımın

boşalttığı yeri doldurdum.