geliştiren bir insandı. Sık sık Avru-
pa’ya gidiyor ve her gidişinde yeni
şeyler öğrenmiş olarak geliyordu.
Kendisiyle beraber yeni şeyleri de
Togo’ya getiriyordu. Ben o zamanlar
sadece en iyi arkadaşlarımla futbol
oynamaktan zevk alan bir çocuk-
tum. Bu seviyelere gelmek ve
profesyonel futbolcu olmak ilk
etapta kafamda yoktu.
19 yaşındayken Fransa’nın Metz
takımına transfer oldun. Metz
aslında senin staj gördüğün bir
okuldu sanki. 44maçta 15 golün
var. Metz günlerin nasıl geçti?
Kendinizi benimyerime koyun.
15 yaşındaki bir çocuk Afrika’nın
bağrından kopuyor, Fransa’ya
geliyor ve Fransa’nın göbeğine
değil, kuzeyine geliyor. Afrika’nın
güneşini, kumlarını geride bırakıp,
Avrupa’nın soğuk havasına, özel-
likle daha da soğuk olan Fransa’nın
kuzeyine geliyor. Zor dönemlerdi.
Çünkü en iyi arkadaşlarımı, ailemi,
herkesi arkamda bırakmıştım.
Bambaşka bir kültür, bambaşka bir
ülke ve bambaşka insanlarla
beraberdim. Normalde denenme
sürem 1 aydı ama 10 gün sonra
takımda kalacağımı söylediler.
Açıkçası benim için çok zordu ve
kalmak istemedim. Çünkü bizim
Togo’da kendi dilimiz var. Fransızca
da resmi dil ama kendi dilimiz var.
Oraya geldiğimde Fransızcam çok
iyi değildi. Kültüre ve havaya
alışmakta da zorluk çekiyordum.
Geldiğim zaman Ekim ayıydı. Zaten
kış başlamıştı. Her şey çok zordu.
Alıştığımın tam tersiydi ama orada
bana sürekli yardımcı olan birkaç
insan vardı. Orada ağabeylerim
oldu. O Afrikalı ağabeylerimde
benimle sürekli konuşuyor ve
yol gösteriyorlardı. Zor günlerdi,
Fransa’daki başlangıç günlerimhiç
kolay olmadı.
2003-2004 yılında kariyerinde çok
önemli bir basamak atladın ve
Monaco seni 3.2 milyon euro
bonservis bedeli karşılığında
transfer etti. 104maçta 23 gol attın.
Bu dönem içinde Avrupa futbo-
lunda kendine önemli bir yer
edindin. Basamakları hızla
tırmanırken neler yaşadın?
İlginç anları da bize anlatır mısın?
Monaco’ya gelişim artık benimbir
profesyonel futbolcu olduğumu ve
çok daha farklı seviyelerde futbol
oynadığımı anlamamı sağlayan
günlerdi. Ludovic Giuly, Fernando
Morientes, Shabani Nonda gibi
büyük isimlerle idman sahasını
paylaşmak, aynı ortamda bulun-
mak gerçekten bambaşka bir duy-
guydu. Mesela o dönemMorientes,
Real Madrid’den gelmişti ve ben bu
tarz oyuncularla bir arada olduğum
için bir rüyada gibiydim. O günlerin
bana çok katkısı oldu. Morientes
hava toplarında çok etkiliydi.
İdmanlardan sonra beni hava
toplarına çalıştırması için özellikle
ricada bulunurdum. Onun yardı-
mıyla havadaki etkinliğimi daha da
arttırdım. Shabani Nonda bana çok
yardımcı oldu. Halen çok sevdiğim
bir ağabeyimdir. Onunla teknik
konusunda çok çalışıyorduk. Çok
gençtimve bana çok yardımcı
oluyordu. Shabani Nonda aynı
zamanda evime alışveriş yapmam-
dan tutun, dışarıya çıktığımda ha-
yatımın önemli noktalarında birçok
şeyi paylaştığımbir ağabeyim ol-
muştu. Monaco günlerim, benim
profesyonel futbolu nasıl oynadı-
ğımı tümdünyaya gösteren bir
zaman dilimi olmuştu.
Şimdi gelelimkariyerinin belki de
en önemli anına…Monaco’da
2005-2006 sezonunda çok fazla
şans bulamasan da yaptıkların
ArseneWenger’in dikkatini çekti.
Wenger’le olan ilişkini ve
Arsenal’e transfer hikâyeni bizimle
paylaşır mısın?
Arsenal’e transferimi “hayatımın
başlangıç noktası” olarak görüyo-
rum. BenimhayatımArsenal’de
başladı. Çok da ilginç bir hikâyesi
var. Monaco’da çok fazla şans
bulamıyordumve Fransa’da kış
arası vardır. Aralık’ta Togo’ya
dönmüştüm. Togo’ya döndüğümde
eğlenmek için kendi aramızda
futbol oynuyorduk. O arada arka-
daşlarımdan birisi geldi ve “Emma-
nuel telefonun çalıyor. Bu adam seni
daha önce birkaç kez daha aradı.
İsminin ArseneWenger olduğunu
söyledi. Ben de dalga geçiyor diye
düşündümve telefonu kapattım.
Aynı adam tekrar aradı. Bu kadar
“Benimdaha önce yetiştiğim
kulübe git ve eğitim al” dedi.
Ben de gittim. Beni denediler
ve beğendiler.
Kariyerin 1994-1999 yılları
arasında formasını giydiğin
Sporting Club de Lome’de
başladı. O günleri bize anlatır
mısın? Genç bir futbolcu ada-
yıyken nasıl bir eğitim aldı?
Futbol Afrika’nın bir kültürü
ve parçası. Biz Afrikalı
çocuklar için bir tutkudur
futbol. Başlangıçta bu
seviyelere gelebileceğimi
asla düşünmemiş ve hayal
etmemiştim. Benim şansım,
bugün futboldaki babamdi-
yebileceğimMr. Aqusa’nın
varlığıydı. Sürekli kendisini
“
“
“
“
“
52
53
Togo’da yaşadığımyer deniz
kenarındaydı. Biz Afrika’daki
çocuklar çok erken yaşta futbolla
tanışırız. Benimde şansıma sürekli
dörde dört, beşe beş kumsalda
maç yapabileceğim arkadaşlarım
vardı.
Amcamprofesyonel bir
futbolcuydu. Metz’de oynadı.
Yıllar sonra onun ayak izlerini
takip ettimve ben de o takımda
oynadım. Beni topla oynarken
gördüğünde, “Benimdaha önce
yetiştiğimkulübe git ve eğitim al”
dedi. Ben de gittim.
15 yaşındaki bir çocuk Afrika’nın
bağrından kopuyor, Fransa’nın
kuzeyine geliyor. Afrika’nın
güneşini, kumlarını geride bırakıp,
özellikle daha da soğuk olan
Fransa’nın kuzeyine geliyor.
Bambaşka bir kültür, bambaşka
bir ülke ve bambaşka insanlar.
Metz günleri benim için zor
günlerdi.
Monaco’da Giuly, Morientes,
Nonda gibi büyük isimlerle idman
sahasını paylaşmak bambaşka bir
duyguydu. Morientes’ten beni hava
toplarına çalıştırması için özellikle
ricada bulunurdum. Shabani Nonda
bana çok yardımcı oldu. Halen çok
sevdiğimbir ağabeyimdir.
Çocukluk kahramanımNijeryalı
Kanu’ydu…Millî takımda
4 numarayı giydiği için ben de
Togo’da 4 numarayı giyiyorum.
O ayrıldıktan sonra Arsenal’e
geldimve ondan boşalan
25 numaralı formayı aldım.
Benim için böyle de bir anısı var.
Çünkü çocukluk kahramanımın
boşalttığı yeri doldurdum.