

zamanı bize özetler misin?
Nelerle karşılaştın?
Buraya 31 Ocak’ta imza attım.
Başakşehir, Avrupa ve dünyanın
tanıdığı bir kulüp değil. Ancak bunu
nasıl sağlarsınız? Şampiyonlar
Ligi’nde oynayarak, üst turlara
çıkarak, başarılı sonuçlarla isminizi
duyurursunuz. Neden olmasın?
Şu an biz Türkiye’nin en popüler
kulüplerinden birisiyiz. Buradaki
oyuncu grubu beni çok iyi karşıladı.
Kaliteli bir oyuncu grubu var. İnsan
kalitesi ve oyuncu kalitesi çok iyi.
Zaten takımkaptanı Emre ile İngil-
tere’de çoğu kez karşı karşıya gel-
dim. Emre gibi futbola daha farklı
bakabilen bir Türk oyuncuyla aynı
takımda olmak bana çok yardımcı
oluyor. Onun dışında Attamah var.
Attamah ilk kez Süper Lig’de oynu-
yor. Ondan da Türk insanının bakış
açısını ve Türkiye’de işlerin nasıl
gittiğini öğrenebiliyorum. Onun
dışında zaten kulüp içindeki herkes,
“Nasıl daha iyi bir noktaya gelebili-
riz?” sorusunun cevabını düşünen
insanlar. İnanıyorumki zaman
içinde iyi yere geleceğiz. Her ne
kadar çok fazla taraftarımız
olmasa da sahip olduğumuz az
sayıda taraftar bana çok sahip
çıkıyor. Şu ana kadar çok güzel bir
zaman geçirdim.
Abdullah Avcı ile nasıl bir
ilişkin var?
Böyle bir hocayla çalışmak benim
için çok güzel. Kısa süredir
beraberiz ama şu süreçte hocayla
ilgili şunu söyleyebilirim. Diyaloğa
çok açık. Kendini kapatmıyor.
Bazı hocalar kendisini kapatır,
diğer görüşleri benimsemez,
“Benim dediğim doğru” prensibini
savunur. Ama Abdullah Hoca asla
böyle değil. Sürekli “Takımı nasıl
geliştirebiliriz?” sorusunu soruyor.
Aynı zamanda oynadığımız futbolu
dünya futboluna entegre etmeye
çalışan, insanların tavsiyelerini
dinleyen, değer veren bir hoca.
Böyle bir hocayla çalışmak
ayrıcalık.
Dünyanın birçok şehrinde yaşadın.
Senin gözünden İstanbul nasıl bir
şehir?
Dünyanın büyük şehirlerinde
oynadım. Londra büyük bir şehir.
Madrid büyük bir şehir. Ama İstan-
bul kocaman! İstanbul çok büyük!
Açıkçası ben şu anda kendimi
İstanbul’un her yerini öğrenmek
için yormuyorum. Çünkü bunun
imkânsız olduğunu biliyorum.
Ben daha önce buraya Arsenal’le
geldim. Fenerbahçe ile Şampiyonlar
Ligi maçı oynamıştık. O zaman
İstanbul’u tanıma şansım olmadı.
Ama şunu biliyorum ki, İstanbul
gerçekten çok büyük. Emre,
İstanbul doğumlu. Uzun yıllardır
Türkiye’de… Ama Emre’ye “İstan-
bul’u biliyor musun?” deseniz, o bile
“Hayır bilmiyorum” yanıtını vere-
cektir. Benim burada yapmaya ça-
lıştığım şey Türk kültürü, adetleri
ve yaşayış tarzını öğrenmek,
gerisini Türk insanına bırakmak.
Türk insanı demişken senin
gözünde Türkler nasıl insanlar?
Bundan önce çok fazla Türk
oyuncuyla oynama şansım olmadı.
Arsenal’de Mesut Özil’i biliyorum.
Ama şunu hep duyardım.
Biz Afrikalılar sıcakkanlı insanlarız.
Dışardan geleni içimize alırız
hemen. Türklerin de misafirperver
insan olduklarını duyuyordum hep.
Şimdi kendim bunu tecrübe etmiş
oldum. Geldiğim günden itibaren
herkes bana çok iyi davrandı. Ya-
bancı-Türk ayrımı asla yaşamadık.
Burada Türk hocalar bile yabancı
oyuncuları kendi milletinden bir
oyuncuymuş gibi sahipleniyorlar.
Bu da bence çok güzel bir şey.
İstanbul’da boş zamanlarında
neler yapıyorsun?
İstanbul’da en iyi bildiğim yer kendi
evim. Bundan dolayı da evime
gidiyorum. Dizilerimi izliyorum.
Artık 20’li yaşlarda değilim.
Kendime iyi bakmam gerekiyor.
Bazen ekstra idmanlar yapıyorum.
İstanbul’daki hayatım idman sahası
ve ev arasında geçiyor.
58