Previous Page  58-59 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 58-59 / 150 Next Page
Page Background

zamanı bize özetler misin?

Nelerle karşılaştın?

Buraya 31 Ocak’ta imza attım.

Başakşehir, Avrupa ve dünyanın

tanıdığı bir kulüp değil. Ancak bunu

nasıl sağlarsınız? Şampiyonlar

Ligi’nde oynayarak, üst turlara

çıkarak, başarılı sonuçlarla isminizi

duyurursunuz. Neden olmasın?

Şu an biz Türkiye’nin en popüler

kulüplerinden birisiyiz. Buradaki

oyuncu grubu beni çok iyi karşıladı.

Kaliteli bir oyuncu grubu var. İnsan

kalitesi ve oyuncu kalitesi çok iyi.

Zaten takımkaptanı Emre ile İngil-

tere’de çoğu kez karşı karşıya gel-

dim. Emre gibi futbola daha farklı

bakabilen bir Türk oyuncuyla aynı

takımda olmak bana çok yardımcı

oluyor. Onun dışında Attamah var.

Attamah ilk kez Süper Lig’de oynu-

yor. Ondan da Türk insanının bakış

açısını ve Türkiye’de işlerin nasıl

gittiğini öğrenebiliyorum. Onun

dışında zaten kulüp içindeki herkes,

“Nasıl daha iyi bir noktaya gelebili-

riz?” sorusunun cevabını düşünen

insanlar. İnanıyorumki zaman

içinde iyi yere geleceğiz. Her ne

kadar çok fazla taraftarımız

olmasa da sahip olduğumuz az

sayıda taraftar bana çok sahip

çıkıyor. Şu ana kadar çok güzel bir

zaman geçirdim.

Abdullah Avcı ile nasıl bir

ilişkin var?

Böyle bir hocayla çalışmak benim

için çok güzel. Kısa süredir

beraberiz ama şu süreçte hocayla

ilgili şunu söyleyebilirim. Diyaloğa

çok açık. Kendini kapatmıyor.

Bazı hocalar kendisini kapatır,

diğer görüşleri benimsemez,

“Benim dediğim doğru” prensibini

savunur. Ama Abdullah Hoca asla

böyle değil. Sürekli “Takımı nasıl

geliştirebiliriz?” sorusunu soruyor.

Aynı zamanda oynadığımız futbolu

dünya futboluna entegre etmeye

çalışan, insanların tavsiyelerini

dinleyen, değer veren bir hoca.

Böyle bir hocayla çalışmak

ayrıcalık.

Dünyanın birçok şehrinde yaşadın.

Senin gözünden İstanbul nasıl bir

şehir?

Dünyanın büyük şehirlerinde

oynadım. Londra büyük bir şehir.

Madrid büyük bir şehir. Ama İstan-

bul kocaman! İstanbul çok büyük!

Açıkçası ben şu anda kendimi

İstanbul’un her yerini öğrenmek

için yormuyorum. Çünkü bunun

imkânsız olduğunu biliyorum.

Ben daha önce buraya Arsenal’le

geldim. Fenerbahçe ile Şampiyonlar

Ligi maçı oynamıştık. O zaman

İstanbul’u tanıma şansım olmadı.

Ama şunu biliyorum ki, İstanbul

gerçekten çok büyük. Emre,

İstanbul doğumlu. Uzun yıllardır

Türkiye’de… Ama Emre’ye “İstan-

bul’u biliyor musun?” deseniz, o bile

“Hayır bilmiyorum” yanıtını vere-

cektir. Benim burada yapmaya ça-

lıştığım şey Türk kültürü, adetleri

ve yaşayış tarzını öğrenmek,

gerisini Türk insanına bırakmak.

Türk insanı demişken senin

gözünde Türkler nasıl insanlar?

Bundan önce çok fazla Türk

oyuncuyla oynama şansım olmadı.

Arsenal’de Mesut Özil’i biliyorum.

Ama şunu hep duyardım.

Biz Afrikalılar sıcakkanlı insanlarız.

Dışardan geleni içimize alırız

hemen. Türklerin de misafirperver

insan olduklarını duyuyordum hep.

Şimdi kendim bunu tecrübe etmiş

oldum. Geldiğim günden itibaren

herkes bana çok iyi davrandı. Ya-

bancı-Türk ayrımı asla yaşamadık.

Burada Türk hocalar bile yabancı

oyuncuları kendi milletinden bir

oyuncuymuş gibi sahipleniyorlar.

Bu da bence çok güzel bir şey.

İstanbul’da boş zamanlarında

neler yapıyorsun?

İstanbul’da en iyi bildiğim yer kendi

evim. Bundan dolayı da evime

gidiyorum. Dizilerimi izliyorum.

Artık 20’li yaşlarda değilim.

Kendime iyi bakmam gerekiyor.

Bazen ekstra idmanlar yapıyorum.

İstanbul’daki hayatım idman sahası

ve ev arasında geçiyor.

58