Previous Page  56-57 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 56-57 / 150 Next Page
Page Background

çok çalışmaktır” derdi.

Kimdi o efsane?

Bunu söyleyenThierry Henry’ydi.

Onun tavsiyelerine uydum. Orada

da çok sıkı çalışmaya devam ettim.

Real Madrid’in o dönemki teknik

direktörü Jose Mourinho seni çok

istedi ve İspanya’nın dünyaca ünlü

kulübüne kiralandın. İspanya’da

nasıl bir ortambuldun? Jose

Mourinho ile ilişkin nasıldı?

Bugün futbol dünyasından hâlâ

görüştüğüm, fikir alışverişinde

bulunduğumbirkaç hoca vardır.

Harry Redknapp, TimSherwood,

Mourinho… Ve tabiî ki Arsene

Wenger… Bunlar hâlâ irtibatta

olduğumhocalar. Çünkü bu hocala-

rın hepsi benden ne istediklerini en

iyi şekilde açıkladılar. Benden alabi-

lecekleri en iyi performansı aldılar.

Mourinho da bunlardan birisiydi.

Benden en iyi şekilde yararlanmayı

bilen hocalardan birisiydi.

Kariyerindeki tek kupayı, yani İs-

panya Kral Kupası’nı Real Madrid’le

kazandın. Bumuhteşemkariyere

dönüp baktığın zaman şampiyon-

luklar ve kupalar kazanamama ko-

nusu hakkında ne düşünüyorsun?

Bunu bir şanssızlık olarak adlandı-

rıyorum. Çünkü baktığınız zaman

dünya üzerinde profesyonel oyna-

yıp, belki de kariyerlerinin çoğunu

yedek kulübesinde geçirip, oyuna

sonradan giren bir sürü oyuncu

benden daha fazla kupa kazanmış-

tır. İnsanların benimkadar tanıma-

dığı ancak ona rağmen benden

daha fazla lig şampiyonluğu, kupa

şampiyonluğu, UEFA hatta Dünya

Şampiyonluğu bulunan, belki

benimyarımkadar gol atmamış

oyuncular var. Ama bu futbol…

Futbolun bir cilvesi… Ben çok y

aklaştım lig şampiyonluğuna…

Arsenal’de ikincilikler yaşadım. Bir

tane kupamvar. Ama bir sonraki

kupayı bana Başakşehir verebilir.

Buna inanıyorum…

Real Madrid’den sonraki dört

sezonun Tottenham’da geçti.

İngiltere’ye dönme sebebin neydi?

Ayrıca Tottenhamgünlerini bize

anlatır mısın?

Beni bu zamana kadar anlayan en

iyi hocalardan birisi, daha önce de

söylediğimgibi Harry Redknapp’tı.

Onun isteğiyle Tottenham’a gittim.

Çok iyi performansla oynadığımı

düşünüyorumTottenham’da.

Ondan sonra Mauricio Pochettino

gelmişti. İlk başlarda işler onunla da

iyi gitti ama bir dönem sonra istedi-

ğini verememeye başladım. O da

benden istediğini alamamaya

başlamıştı. Sonra bir gün oturup iki

yetişkin gibi konuştuk. Güzel bir

ilişkimiz vardı ama bazen işler

yolunda gitmez, zorlarsın, zorlarsın

yine de olmaz. Benim için en iyi

yolun kulüpten ayrılmak olduğuna

karar verdik. Bu şekilde Totten-

ham’dan ayrıldım.

Biraz da millî takıma dönelim.

Togo’da doğdun ama aslen

Nijeryalısın. Ancak Nijerya’yı değil,

doğduğun toprakları seçtin.

Bunun sebebi neydi?

Bunun özel bir sebebi yok. Annem,

babamNijeryalı ama ben Togo’da

doğdum. Dünyaya gözlerimi To-

go’da açtım. Orada büyüdüm, orada

arkadaşlarım oldu. Sahip olduğum

tümhayat tecrübesini Togo’da

aldım. Onun için Nijerya’yı seçmek

için hiçbir neden görmedim.

Genelde futbolun gülen yüzü olarak

biliyoruz seni. Ancakmaalesef ki

çok üzücü olaylara da şahit oldun.

8 Ocak 2010 tarihinde Togo Millî

Takımı otobüsüne silahlı saldırı

yapıldı. O zor günlerden sonra Togo

Millî Takımı’nı bırakmak zorunda

kaldın. Bir dönem ara verdin.

Zor günlerle nasıl başa çıktın?

Bu saldırı hayatını nasıl etkiledi?

Benim için çok zor anlardı o saldırı-

nın yaşandığı zamanlar. Gözünüzün

önüne şunu getirin; bir otobüstesi-

niz ve üzerinize kurşunlar yağıyor.

Kurşunlarla beraber benim aynı or-

tamı paylaştığımkişisel asistanım

kollarımda can verdi. Hayat bir

kurşun uzaklığındaydı. Herkes için

geçerliydi bu. İğrenç bir saldırıydı.

Ölenler olmuştu. Dediğimgibi ölen-

lerden birisi de bana çok yakın bir

kişiydi ve kollarımda can verdi. Çok

dramatik anlardı. Bu travmayı

herkes kolay kolay kaldıramazdı.

Bu nedenden dolayı millî takımı

bırakmak istedimbelli bir süre.

Taraftarlardan da çokmesaj aldım,

“Bizi bırakma” diye. Ama sonuçta

hepimiz insanız. Yaşananlar gözü-

müzün önünde oldu. Gözümün

önünde tanıdığımkişilerin ölmesi

benim için kolay anlar değildi. Ama

sonra bir yandan da şunu fark

ediyorsunuz. Hayat size bir kurşun

uzaklığında. Bu olay 2010’da

yaşandı. Şu an 2017 ve ben size şu

anda röportaj veriyorum. Tanrı’nın

takdiri ki, hayatta kaldık. O günden sonra

şunu fark ettim. İster zengin ol, ister fakir ol,

en iyisi sağlıklı olmak. Sağlıklı yaşayabil-

mek. Ben her gün Tanrı’ya şükrediyorum.

Belki de o yüzden beni sürekli gülen

yüzümle görüyorsunuz. Çünkü şu anda TV

izlemek istediğiniz zaman kumandaya

basıp TV izleyebiliyorsunuz. Elini kıpırdata-

mayan insanlar var. TV açık olsa bile göre-

meyen, duyamayan insanlar var. Ondan

dolayı en önemli şey sağlık. Sağlıklı olmak,

sağlıklı yaşayabilmek. Yaşadığımher güne

sağlıklı olduğum için şükrediyorum.

Yaşadığın kötü günler arasında Marc

Vivien Foe’nin 2003 yılında Konfederasyon

Kupası’nda kalp krizi geçirerek hayatını

kaybetmesi de var. Hatta Foe ile formaları-

nızı değiş-tokuş etmiştiniz. Bu olayın da

seni derinden etkilediğini biliyoruz.

Yaşadığın duyguları anlatabilir misin?

Afrika Kupası Ocak ayında olmuştu. O ku-

panın kazananı, Konfederasyon Kupası’na

gidiyordu. Ben Ocak ayında formayı değiş-

miştimFoe ile…Marc Vivien Foe tümAf-

rika’nın saygı duyduğu bir isimdi. Ne yazık

ki aramızdan genç yaşta ayrıldı. Ben ilk

Afrika Kupası’nda oynamaya başladığım

zamanlarda PatrickM’Boma, Marc Vivien

Foe, Olambe büyük isimlerdi. Foe’nin vücut

yapısı çok farklıydı. Kısacık bir şort giyerdi.

Çorapları dizine kadar çekerdi. Çok uzun bir

oyuncuydu. Aramızdan erken yaşta

ayrılması üzücü. Umarım ailesi şu anda

iyi bir şekilde yaşıyordur.

Kötü günler artık çok geride kaldı ve

hayatında yepyeni bir sayfa açtın; Medipol

Başakşehir’e transfer oldun. Bu karar

Türkiye için de bir hayli sürprizdi ve büyük

yankı uyandırdı. Medipol Başakşehir ile

yolun nasıl kesişti?

Afrika Kupası’ndan önce beni menajerim

vasıtasıyla arayan takımlar vardı. Afrika

Kupası’nda maçlar oynadıktan sonra

arayanların sayısı daha da arttı. Hepsini

süzgeçten geçirdim. Ama en belirleyici olan,

AlioumSaidou ile yaptığımgörüşmeydi.

Saidou bana kulübün plan ve projelerini,

nasıl bir evrimgeçirdiğini anlattı. Ondan

sonra daha da fazla ikna oldum.

Başakşehir’e gelmemle beraber gülümse-

yen yüzümü herkes görmeye başladı.

Bunu insanlara sunmaya başlıyorum.

Umarım ilk senemde bir kupa kazanırız.

Başakşehir’de bugüne kadar geçirdiğin

56

57