Previous Page  68-69 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 68-69 / 150 Next Page
Page Background

Kaleci başladım ama bir maç

oynadım. Hiç unutmuyorum,

topu alıp ileri gidiyordumve 25

tane gol yemiştim (gülüyor).

Ondan sonra da bir daha kaleye

geçmedim zaten.

Sonrasında hep kanatlarda mı

oynadın?

Yoo hayır. Süreç içinde oynadı-

ğınız mevki çok değişebiliyor.

Altyapılarda defansta da

forvette de orta sahada da

oynadım.

Başka sporlarla da ilgin var

mıydı? MalûmAlmanya bu

açıdan çocuklara çok fazla

seçenek sunabiliyor. Özellikle

golden sonra attığın taklalar

sanki çocukken jimnastik

yaptığını gösteriyor.

(Gülüyor) Ben takla atmayı

havuzda öğrendim. Arkadaşla-

rımın teşvikiyle yaptım. Arka-

daşlarım “Sen bu taklaları

sahada da atarsın” deyince

önce kumda denedim. Baktım

68

69

Ailemin tek çocuğuyum.

Babamuzun yıllar Almanya’da

dönercilik yaptı. Ben de

babamın yanında çalıştım.

Döner kesebilirim, dürüm

yaparım, salataları hazırlarım.

Gaziantep’e gelirken onlara

İnegöl’de ev aldım. Annemve

babam şimdi orada emekli

hayatı yaşıyor.

Wolfsburg’da U16’dan U19’a

kadar oynadım. Hayatımda

yaşadığım en güzel zamanlar

diyebilirim. Wolfsburg’un

sadece gençleri için tahsis

edilen tesis, Riva’daki bu

mükemmel tesis kadardı.

Bu kadar çok sayıda çim

sahamız vardı. Adeta büyük

bir ailede büyüdüm.

Orada sağ açıkta, ön liberoda,

hatta sol bekte bile görev

aldım. Hocayla “Beni neden

mevkiimin dışındaki yerlerde

oynatıyorsunuz?” diye

tartışmıştım. O da bana “Bunun

faydasını ileride göreceksin”

demişti. Şimdi onlara teşekkür

ediyorum. Oyun bilgimi de

o gün bana verdikleri bu emeğe

borçluyum.

Okan Buruk beni beğeniyor

ama “Daha zamanın var”

diyordu. Oynamamak da

hayrıma olmuş. Çünkü oyuncu

her tecrübeyi yaşamalı.

Ben de o dönemde kadroya

girememe tecrübesini yaşadım

ve sabırlı olmayı öğrendim.

Futbolda sabır en önemli

şeydir. Her şeye kızarak

futbolcu olamazsınız.

oluyor, gollerden sonra sahada da

takla atmaya başladım. Ne jimnas-

tik ne de başka bir sporla ilgilendim.

Hayatımda hep futbol vardı.

Evet, Almanya’daki kariyer

hikâyeni dinleyebiliriz artık…

İlk gittiğimiz kulüpte aileler çocuk-

ların işine çok karışıyordu. O ne-

denle annem-babam oradan çok

hoşlanmadı. Füchse Berlin Reinic-

kendorf diye küçük bir kulübe git-

timve 3-4 yıl oranın altyapısında

kaldım. Sonra Hertha Berlin beni

istedi ve iki sene de oranın altyapı-

sında kaldım. 15 yaşındayken bir alt

küme takımı olan Tennis Borussia

Berlin’e geçtim. Çok iyi bir takımı-

mız vardı. Hertha’nın da yer aldığı

Berlin Ligi’nde hiç yenilmeden

şampiyon olduk. O sezonun ardın-

dan Bundesliga’da her takıma

gitme şansımvardı. Çünkü hem

takımhemde ben harika bir sezon

geçirmiştik. Kanatta oynamıştım

ve çok iyi bir performans

göstermiştim.

Zaten hemen ardındanWolfsburg’a

gittiğini görüyoruz.

Bu kararı ailece aldık. Berlin ile

Wolfsburg’un arası 220 kilometre.

Bayern Münih ve Hoffenheimda

gündemdeydi ama çok uzak olduk-

ları için annem “Seni yollamam”

dedi. En hayırlısı daWolfsburg

tercihimoldu. Orada U16’dan U19’a

kadar oynadım. Wolfsburg’daki

günlerim için hayatımda yaşadığım

en güzel zamanlar diyebilirim. 15

yaşında evden çıkıp akademiye git-

miş oldum. İnanabiliyor musunuz,

Wolfsburg’un sadece gençleri için

tahsis edilen tesis, Riva’daki bumü-

kemmel tesis kadardı. Bu kadar çok

sayıda çim sahamız vardı. Bir genç

için başlangıçta yalnız kalmak bir

zorluk oluşturuyor ama sonrasında

tek başına ayakta kalmanın keyfini

yaşıyorsunuz. Annembabambeni

affetsin amaWolfsburg’da bana hiç

kimse, “Nereye gidiyorsun, ne

zaman geleceksin?” diye sormu-

yordu. Okul da 5 dakikalıkmesafe-

deydi. Adeta büyük bir ailede

büyüdüm. Kardeş eksiğimi oradaki

arkadaşlarımla gidermiş gibi oldum.

Wolfsburg kulübü futbolculuğuna

neler kattı peki?

Almanya’daki herkesWolfsburg

altyapısının ne kadar güçlü ve

kaliteli olduğunu bilir. İnanılmaz

imkânlar vardı. Her sene şampi-

yonluğa oynuyorduk. Hamburg gibi

rakipleri 7-0, 8-0 gibi skorlarla

yeniyorduk. Orada neredeyse her

mevkide oynadım. Sağ açıkta,

ön liberoda, hatta sol bekte bile

görev aldım. O zaman hocayla “Beni

nedenmevkiimin dışındaki yer-

lerde oynatıyorsunuz?” diye tartış-

mıştım. O da bana “Bunun faydasını

ileride göreceksin” demişti. Gerçek-

ten de öyleymiş. Şimdi buradan

onlara teşekkür ediyorum. Oyun

bilgimi de o gün bana verdikleri bu

emeğe borçluyum.

Her şey bu kadar iyi giderken ve bu

kadar mutluykenWolfsburg defteri

neden kapandı senin için?

Gençsiniz ve hatalar yapıyorsunuz.

Ben de çok rahat durmadım sanı-

rım. Hiçbir zaman saygısız değildim

ama biraz kendi kafama göre yaşı-

yordum. Sanırımbiraz ileri gittimve

sonuçtaWolfsburg’dan ayrılmak

zorunda kaldım. Profesyonel olarak

Greuther Fürth takımına gittim.

Sercan Sararer’in de oynadığı

takımdeğil mi?

Aynen o takım. Bundesliga 2’de

şampiyonluğa oynuyorlardı. 6 ay o

takımın formasını giydim ama his-

settimki, Greuther Fürth bana göre

bir takımdeğil. Sabah 10.00’daki

antrenman için oyuncuları 7.30’da

kulüpte topluyorlardı. Bunun gibi

sevmediğim çok şey vardı o ku-

lüpte. Aslında çalışmayı seven biri-

siyim ama bu kadar erken saatte

kulüpte olmak hoşuma gitmiyordu.

Bir de hoca fazla şans vermedi.

Bana “Seni Türkiye’ye kiralık olarak

gönderelim” teklifinde bulundular.

NiyetimTürkiye’de yarım sezon

oynayıp yeniden Almanya’ya

dönmekti ama Gaziantepspor’da

6 ay kadroya giremediğimhalde

yine de burada kalmak istedim.

O kadar sevdin yani Türkiye’yi...

Evet. Buradaki ortam çok farklıydı.

Kendimi çok iyi ve rahat hissettim.

Takımdaki abiler Almanya’dakiler-

den çok farklıydı. Buradaki ağabey-

kardeş ortamını çok sevdim. Bir de

annemin ve babamın yüzlerinin

Türkiye’de çok daha fazla güldü-

ğünü gördüm. “Burada kalmak isti-