takımla düzenlenmesi yoluna gi-
dilecekti. Genişlemenin neredeyse
tamamı, Avrupa dışından ülkeler
için yapılıyordu. Öyle ki, ABD 94’te
turnuvaya konfederasyonlardan
katılımUEFA’dan 13, CONME-
BOL’den dört, CONCACAF’tan iki,
CAF’tan üç ve AFC’den iki takım
şeklinde olurken Fransa 98’de
sekiz yeni kontenjandan sadece
ikisi UEFA’ya giderken CAF’ın ko-
tası üçten beşe, AFC’nin kotası da
ikiden dörde çıkıyordu. CONCA-
CAF ve CONMEBOL de fazladan
birer kontenjan kazanmıştı.
32 takım, ilk turda dörderli sekiz
grupta yer alırken burada grupla-
rında ilk ikide yer alan ekipler
ikinci tura yükselecek ve finale
kadar da tekmaç eleme usulüyle
karşılaşacaklardı. Dünya Kupa-
sı’nın bu statüsü, günümüze
kadar devam etti, hatta sonraki
iki turnuvada da uygulanacak.
Bu süreçte yaşanan tek ufak
değişiklik, UEFA’nın 15 olan
katılımcı kontenjanının 2006’dan
itibaren “13+ev sahibi” şeklinde
yeniden düzenlenmesiydi.
Buradan boşalan kontenjan da
diğer kıtalardan play-off ile
gelecek takımlara ayrıldı.
Çoğu kişi, bu uygulamaya geçildi-
ğinde Dünya Kupası katılımcı
kotasının artık doyma noktasına
geldiğini düşünüyordu. 32 takım-
dan 16 takıma geçiş için formül
basitti. Ancak sayının artması
halinde işler karışacaktı. İlerisi
için daha çok 40 takımlı bir format
üzerinde zaman zaman düşünül-
mekteydi. Ancak burada da
hesaplar biraz karışıktı. 40 takım
dörderli 10 gruba ayrılsa, sadece
grup liderleri doğrudan bir üst
tura çıkabilecek, 10 grup ikinci-
sinden dördünün de ya sadece
puantaja bakılarak ya da play-off
yoluyla elenmesi gerekecekti.
40 takımın sekiz gruba ayrılması
halindeyse grup başına beş takım
düşecekti ve bu da maçlar oyna-
nırken hembir takımın dışarıda
kalması hemde gruplarda maç
günü sayısının üçten beşe çık-
ması anlamına geliyordu ki bunla-
rın ikisi de pek istenen durumlar
sayılmazdı.
48 takımlı turnuva
nasıl olacak?
1998’den 2014’e kadar turnuvalar
bu şekilde düzenlenirken, sıra-
sıyla Rusya ve Katar’da düzenle-
neceği açıklanan 2018 ve 2022
Dünya Kupalarının da yine 32 ta-
kımla oynanması karara bağlan-
mıştı. 2026 içinse yeniden bir
genişletme senaryosu üzerinde
duruluyordu ki bu senaryo, geçen
aylarda, biraz da beklenmedik
bir finalle gerçekleşti. Turnuvada
sekiz değil tam 16 takımlık bir
genişlemeye gidildi. Böylece
katılımcı sayısı da 48’e çıktı.
48 takımın nasıl bir formatta yarı-
şacağıysa büyük tartışma konu-
suydu. Bir kesim, 32 takımın grup
maçları öncesinde tekmaçlık bir
play-off turunda karşılaşması ve
buradan gelecek 16 takımla da
play-off’a girmeyen diğer 16 takı-
mın bir araya gelmesiyle yine 32
takımlı formatta devam edilme-
sini önermekteydi. Fakat bu
durumda da 16 takım turnuvayı
sadece tek bir maç oynayarak
tamamlamış olacaktı.
Buna alternatif olaraksa 48 takı-
mın üçer takımlı 16 gruba ayrıl-
ması fikri ortaya atıldı. Bu noktada
sadece grup birincilerinin kalifiye
olup son 16’dan devam etmesinin
mi yoksa ilk ikinin kalifiye olup
son 32’den devam etmesininmi
daha iyi olacağı konuşulurken
sonuçta ikinci seçenekten yana
karar alındı. Böylece ilk turun
ardından eleğin üstünde 32 takım
kalacak ve bunlar finale kadar tek
maç eleme usulüyle karşılaşacak.
Tabiî bu genişlemeden aslan
payını, yine UEFA haricindeki
konfederasyonlar aldı. 9 Mayıs’ta
Bahreyn’de yapılan FIFA Konseyi
toplantısında alınan karara göre
UEFA’nın kotası 16’ya çıkarken,
CONMEBOL ve CONCACAF’a altı-
şar, CAF’a dokuz, AFC’ye sekiz ve
OFC’ye de bir kontenjan hakkı
tanındı. Geriye kalan iki kontenjan
ise kıtalararası play-off netice-
sinde doldurulacak.
Bu noktada, söz konusu yenilikle-
rin neler getirip götürebileceğini,
geçmişteki örneklerden de hare-
ketle değerlendirecek olursak,
öncelikle turnuvanın tadını kaçı-
rabilecek en büyük hususun, üçer
takımlı gruplardanmeydana gelen
ilk tur olması kuvvetle muhtemel.
Yazıda da değinildiği gibi üç ta-
kımlı gruplar, 1982 Dünya Kupa-
sı’nın ikinci turunda denenmiş ve
neredeyse kimse bu uygulamadan
hoşnut kalmadığı için de bir son-
raki turnuvada bu uygulama rafa
kaldırılmıştı. 44 yıl aradan sonra
üç takımlı grupların yeniden
tedavüle girecek olması “hafıza-i
beşer nisyan ile malûldür” sözüyle
mi açıklanır yoksa başka bir
şeyle mi bilinmez ama bunun
birçok sorun yaratacağını tahmin
etmek içinmüneccim olmaya da
gerek yok.
Yeni statünün
dezavantajları
Daha önce de belirtildiği gibi iki
takımmaç yaparken bir takımın
kenarda bekliyor olması bir sorun,
hele ki sonmaçta. Üstelik 1982
Dünya Kupası’nda üç takımlı
gruplardan yalnız grup lideri
çıkıyordu ve bu, sonmaçların, en
azından oynayanlar arasında bir
çekişme içinde geçmesini sağlı-
yordu. 2026’daysa üçlü gruplardan
iki takım çıkacağı için sonmaçla-
rın büyük bir bölümü, iki tarafın da
beraberliğe razı bir oyun ortaya
koymasına yol açacağa benziyor.
Bir başka sorun, asıl güçlü
takımların yer aldığı UEFA ve
CONMEBOL haricindeki konfede-
rasyonlardan çok fazla katılımcı-
nın gelmesiyle birlikte bu
gruplarda büyük bir güç dengesiz-
liğinin ortaya çıkması ve böylece
gruptaki tablonun daha en başın-
dan belli olması olasılığı.
Bunu daha iyi açıklamak için 2014
Dünya Kupası eğer 48 takımla
düzenlenmiş olsaydı fazladan ka-
tılacak 16 takımın kimler olacağını
örnekleyerek başlayalım. Bu son
turnuvanın elemelerinde kıl pa-
yıyla Brezilya’ya gidememiş olan
takımlar göz önüne alınırsa,
48 takımlı bir formatta fazladan
vize alacak 16 muhtemel takım
şunlardı: İsveç, Ukrayna, İzlanda,
Venezüella, Panama, Jamaika,
Tunus, Mısır, Burkina Faso, Sene-
gal, Özbekistan, Ürdün, Umman,
Katar, Irak ve Yeni Zelanda.
Dört-beşi haricinde bu takımların
ilk tur gruplarında son sıraya
demir atması kuvvetle muhte-
mel… Biraz daha açıklayıcı olmak
adına yeni formattaki olası iki
grubu ele alalım. Bunların birinde
varsayalımki Brezilya, İsviçre ve
Ürdün, diğerinde de Almanya,
Meksika ve Burkina Faso yer
alıyor. Gruplardaki sıralamanın
neredeyse en başından belli
olduğunu söylemek herhalde
abartı sayılmaz. Bir değişiklik
olacaksa da bu öncelikle birinci ve
ikinci arasında olabilir ki, bu iki
takımın da kalifiye olacağı düşü-
nüldüğünde bu da çok önemli bir
ayrıntı olmaktan çıkıyor. Bir başka
deyişle, grup sonuncuları, nere-
deyse en başından belli oluyor.
37
36