Seninle birlikte futbola başlayan
birçok arkadaşın bugün sahaların
dışında kaldı. Sen onlardan farklı
neler yapıyor ve oyunun içinde
kalabiliyorsun?
Çoğu genç oyuncu “Futbol oynu-
yorsam okulu kesinlikle bırakmalı-
yım” tarzında bir düşünceye sahip
oluyor. Ama ben ortaokuldayken,
altyapıda oynarken okuluma gere-
ken önemi veriyordum. Okuldan
çıktıktan sonra düzenli bir progra-
mımvardı. Hemen eve gidip yemek
yiyor ve altyapı tesislerine geçiyor-
dum. Altyapı tesisleri evimize
uzaktı. Bu sebeple annemyanıma
yemek veriyordu. İdmandan sonra
vücudumgüçsüz kalmasın diye
annemin verdiği yemeği yiyordum.
Futbolcu olmak için beslenme ve
düzenli yaşam çok önemli. Sen de
bu durumu o yaşlardan itibaren öğ-
rendiğin için sanıyorum arkadaşla-
rından farklı adımlar attın.
Yaşımgenç olmasına rağmen fut-
bolla hayat arasında bir çizgi kur-
dum. Bu ailesel anlamda bana çok
şey kattı. Ailemde bana çok önem
verdi. Çocukken bile bana olgun bir
insan gibi yaklaştılar. O yüzden
futbola daha fazla önemverdim.
Burada anneni ayrıca sormak
istiyorum. Beş erkekle ilgilenen
annenle nasıl bir ilişkin var?
Anneler melektir tabiî ki… Her şeyi-
mizle uğraşıyorlar. Çocukluktan
evlenene kadar sizinle ilgileniyorlar.
Evlenseniz dahi gözü her zaman
sizin üzerinizde. Annemin çok
önemli bir katkısı var. Anneler
çocuklarıyla uğraşır evet ama biz
özellikle dört erkek kardeş olduğu-
muz için hepimizle ayrı ayrı çok
uğraştı. Annembenimle bazen
Trabzon’a geldi. Babamhalı sahada
çalışıyordu. Annem sabah 05.00’te
kalkar, benimle Trabzon’a idmana
gelirdi. Beni orada beklerdi. Bu fark-
lar sayesinde de diğer arkadaşla-
rımdan sıyrıldımdiyebilirim.
U17 Millî Takımı ile Avrupa Şampi-
yonası elemelerinde oynadın.
Ardından U19 Millî Takımı’na yaşın
küçük olmasına rağmen seçildin ve
yine Avrupa Şampiyonası elemele-
rinde oynadın. Bugün U18 Millî
Takımı’ndasın. Tecrübelerini bize
aktarır mısın?
Mart ayında U19 Millî Takımı ile Por-
tekiz’de düzenlenen Avrupa Şampi-
yonası Elit Turu’na gittik. İlk eleme
grubunda lider çıkmış ama Elit Tur
için zor bir kura çekmiştik. Yaşım
küçük olmasına rağmen çok büyük
tecrübeler edindim. Oradaki havayı
yakaladım. İdman sahasındaki per-
formansla oradaki performans çok
farklı. Heyecan oluyor. Orada yeni-
lecek veya atılacak bir golün çok
büyük önemi var. Keza çok büyük
takımlarınmenajerleri, scoutları
maçları izliyor. Çok büyük vitrin
alanları. İki defa gittim. Elimden gel-
diği kadar TürkMillî Takımı forma-
sını yükseğe çıkarmaya çalıştım.
İki defa Elit Tur’a kaldık. Güzel
tecrübeler oluyor. Erken yaşta bu
noktaya ulaştığım için hocalarımın
bana güvendiğini hissediyorum.
Bu da özgüvenimi artırıyor.
Her şey daha iyiye gidiyor.
Henüz 18 yaşında Genç Millî Takım-
larımızın formasını 44 kez giymeyi
başardın. Ay-yıldızlı formayı
terletmek sana neler hissettiriyor?
Bu harika bir duygu. Ben Genç Millî
Takımlara seçildiğimde 13 yaşın-
daydım. O tarihte ilk kez U14 Millî
Takımı oluşturulmuş ve ben de se-
çilmiştim. Kademe kademe yukarı
çıkmak istiyorum. Her Türk futbol-
cunun hedefi AMillî Takım forma-
sını giymektir. Ben de buradan ümit
millîye, oradan da Amillîye gitmek
istiyorum. Her Türk oyuncu bunun
hayalini kuruyordur zaten. Allah
nasip ederse AMillî Takım’a kadar
düzenli bir şekilde gitmek için çaba
harcayacağım.
Kendini AMillî Takım için hangi
mesafede görüyorsun?
İmkânsız değil çünkü Türkiye’nin
başında Fatih Terimgibi bir hoca
var. Gençlerin şans bulabileceği bir
hoca… Eskişehir’de oynanan Mol-
dova maçında 8-9 genç ağabeyimiz
oynadı. Geçen yıl U19 takımından
4-5 kişi oynadı. Yani imkânsız diye
bir şey yok. Onları orada görmek,
bizimde cesaretimizi ve ümidimizi
artırıyor. Fatih Hoca burada, Vedat
Hoca burada…Millî Takımlardaki
tümhocalar, “Siz çalışın. Fatih Hoca
sizi görür, yaşınıza bakmaz” diyor.
Ağabeylerimiz kadroya girebiliyor;
biz neden girmeyelim? Bu hedefle
ilerliyoruz. İnşallah bu forma şansı
bize de gelecek.
17 Aralık 2016 tarihi kariyerin açı-
sından önemli. O tarihte Trabzon-
futbol oynuyorduk. Sabah
8’den akşam8’e kadar
futbol oynuyorduk. Böyle
bir yapımız vardı.
Kardeşlerin de futbol
oynuyor mu?
AğabeyimÇarşıbaşıspor’da
oynadı. Üniversiteye
gidince bırakmak zorunda
kaldı. Şimdi İlahiyat Fakül-
tesi’nde okuyor.
Okul hayatını anlatır
mısın?
Lise son sınıftayım. Orta-
okul son sınıfa kadar hiçbir
problemyoktu. Her şey çok
iyi gidiyordu. Derslerimde
çok iyiydi. Ama sonra
maçlar için İstanbul’a,
Ankara’ya, başka şehirlere
gitmeye başladım. Bu
sebeple de mecburen
okuldan yavaş yavaş uzak-
laştım. Lise ikinci sınıfta
Trabzonspor A takımına
yükseldimve okuldan da
tamamen koptum sayılabi-
lir. Sadece sınavlar için
okula gidebiliyorum. Ama
BESYO’da okumak istiyo-
rum. Şu an Çarşıbaşı Ana-
dolu Lisesi’ndeyim. Seneye
Allah nasip ederse üniver-
siteye girmek istiyorum.
Futbolla profesyonel an-
lamda tanışman nasıl oldu
ve seni ilk kimkeşfetti?
Trabzonspor’un hocaları
Trabzon’daki tümokullara
seçmelere geliyordu. Yakla-
şık 100 kişinin içinden 3-4
kişi seçildik. Böyle nasip
oldu. O hocalar sayesinde
beni Trabzonspor’a çağırdı-
lar ve altyapıda oynamaya
başladım.
Trabzonspor’da nasıl bir
altyapı eğitimi aldın?
Trabzonspor’un kapısından
içeri girdiğimde 9 yaşınday-
dım. Hocalarımbana çok
şey öğretti. Çok küçük
yaşta olmama rağmen
gelecekle ilgili planlamala-
rımda futbolun kavramla-
rını bana çok güzel öğret-
tiler. Onlar sayesinde kitap
okuma alışkanlığı edindim.
Zaten çok seviyordum ama
alışkanlık haline getirdiler.
Kendimi mental anlamda
geliştirmeye çalıştım.
“
“
“
“
“
“
42
43
Trabzonspor’un kapısından
girdiğimde 9 yaşındaydım. Çok küçük
yaşta olmama rağmen
hocalarımgelecekle ilgili
planlamalarımda futbolun
kavramlarını bana çok güzel öğretti.
Onlar sayesinde kitap okuma
alışkanlığı edindim. Kendimi mental
anlamda geliştirmeye çalıştım.
Yaşımgenç olmasına rağmen
futbolla hayat arasında bir çizgi
kurdum. Bu, ailesel anlamda bana çok
şey kattı. Ailemde bana çok önem
verdi. Çocukken bile bana olgun bir
insan gibi yaklaştılar. O yüzden
futbola daha fazla önemverdim.
Dört erkek kardeş olduğumuz için
annemhepimizle ayrı ayrı çok
uğraştı. Babamhalı sahada
çalışıyordu. Annem sabah 05.00’te
kalkar, benimle Trabzon’a idmana
gelirdi. Beni orada beklerdi.
Bu farklar sayesinde de diğer
arkadaşlarımdan sıyrıldım
diyebilirim.
AMillî Takım imkânsız değil çünkü
Türkiye’nin başında Fatih Terimgibi
bir hoca var. Gençlerin şans
bulabileceği bir hoca… Eskişehir’de
oynanan Moldova maçında 8-9 genç
ağabeyimiz oynadı. Onları orada
görmek, bizimde cesaretimizi ve
ümidimizi artırıyor.
Başakşehir maçında oyuna girmek
inanılmaz bir histi. İlk önce
ayaklarım titredi. Ağabeyler,
“İdmandaki gibi rahat ol. Kupa
maçlarındaki gibi rahat hareket et”
diye bana güven verdi. Mehmet
ağabeye topu indirmiştim. O vurdu,
direkten döndü. Gol olsa ilkmaçımda
asist yapmış olacaktım.