

nında olacağım” dedi. Takımda
tuttu. Ben de oynayabildiğim süre
zarfında onu yanıltmamaya çalış-
tım. Onunla çalışmanın nasıl güzel
bir şey
olduğunu göstermeye çalıştım.
Kendi pozisyonunda en beğendiğin
oyuncular kimler?
Luka Modric’in hemhücumhem
defans yönü çok kuvvetli. Top
çalma özelliği yüksek oyuncular-
dan biri. Onu çok beğeniyorum.
Ama ben joker gibi farklı mevki-
lerde kullanılan bir oyuncu
olduğum için “Kendi pozisyonumda
şu oyuncuyu beğeniyorum”
diyemiyorum.
Peki, sen kendini en çok nerede
rahat hissediyorsun?
8 numara pozisyonunda.
Yani orta sahanın ortasında rahat
hissediyorum.
Hocaların senin hangi özelliklerini
beğeniyor? Neleri eksik görüyor?
Bu eksikleri tamamlamak için
neler yapıyorsun?
Tümhocalarım ters ayağımı geliş-
tirmemi istiyor. A takımdaki tem-
poya ayak uydurabiliyorum. Çok
şükür o süreci atlattım. Hocalarımın
hepsi orta sahadaki oyuncunun
gözünün çok açık olması ve saha-
nın her yerini görmesi gerektiğini
söylüyor. Her idmanda bana ters
ayağımla ilgili ekstra idmanlar
yaptırıyorlar.
Trabzonspor taraftarı kendi şehrin-
den yetişen oyunculara özel bir
önemverir. Senin bu anlamda
taraftarlarla ilişkilerin nasıl?
Yolda gördüklerinde herkes bana
güvendiğini söylüyor. “Biz sana
genç yaşına rağmen çok güveniyo-
ruz. Sen Trabzon’un çocuğusun.
Burada böyle çocuklar az yetişiyor.
Sen de diğer oyuncular gibi burada
parlayıp gitme, kal” diyorlar. Çok
güveniyorlar bana. Yusuf Yazıcı
ağabeyle birlikte geziyoruz. Onunla
çıktığımızda, “İkiniz bu takımın
geleceğisiniz. Geçmiş yıllarda Fatih
Tekke, Gökdeniz Karadeniz gibi
oyuncular bu takıma nasıl hizmet
ettiyse, siz de o yolda olacaksınız”
diyorlar. Biz de inşallah bunu
başaracağız.
Taraftarın sahiplenmesi çok güzel
bir durum. Peki, senin farklı
hayallerin var mı?
Yurtdışında oynamak bence her
oyuncunun hayalidir. İnşallah ben
de bir gün İspanya’da oynamak isti-
yorum. Kimse geleceği hakkında
kesin konuşamaz ama bir gün
olursa ve iki tarafın da menfaatle-
rine uyuyorsa, ben de Trabzon-
spor’daki görevimi yerine
getirdikten sonra gitmek isterim.
Trabzon’daki insanların çoğu,
“Yurtdışına gitmelisin. Orada ken-
dini geliştirdikten sonra geri gelir-
sin” diyor. Hayırlısı neyse o olsun.
Şu anda güzel örnekler de var
önünde… Arda Turan’ı artık söyle-
meye gerek bile yok. Senin jene-
rasyonuna yakın Enes Ünal, Çağlar
Söyüncü, Emre Çolak var… Bu tarz
transferler seni daha da heyecan-
landırıyor mu?
Evet, kesinlikle. Mesela Enes ağa-
beyi orada görüyoruz. 20 yaşında
olmasına rağmen Hollanda’da dök-
türüyor. Onun orada oynaması
benimde seyir zevkimi arttırıyor.
Ben de gidip orada oynayabilirim.
Ay-yıldızı orada temsil edebilirim.
Okuldaki arkadaşların ve öğret-
menlerinle ilişkilerin ve diyalogla-
rını anlatır mısın? A takımla
çıktığın ilkmaçtan sonra neler ko-
nuştunuz? Seni nasıl karşıladılar?
Her türlü ortama ayak uydurmak
zorundayız. Çünkü değişik bir hare-
ket yapsan insanlar senin hakkında
yanlış düşünecek. A takımla id-
manlara çıkıyorum, kadroda olma-
dığım zaman altyapıya dönüyorum.
Okuldaki arkadaşlarımvar, akra-
balarımvar. Hepsine ayak uydur-
maya çalışıyorum. Oradaki
arkadaşlarımla birlikte olduğum
zaman onlarla beraber mutlu ol-
maya çalışıyorum. Onlar da benim
bumutlu halimi görünce seviniyor.
Çünkü birlikte güzel vakit geçiriyo-
ruz. İlk Süper Ligmaçımı oynadık-
tan sonra okulda herkes benimle
fotoğraf çektirmek istedi. Beni
TV’de görünce gururlandıklarını
söylediler. Personelindenmüdü-
rüne kadar herkes benimle çok
güzel konuştu. Herkes bana, “Dua-
larımız seninle. İnşallah daha güzel
yerlere gelirsin” dedi. Ben de çok
mutlu oldum. Çok gurur duydum.
Ailemkeza aynı şekilde beni gö-
rünce çokmutlu oldu. Annemgöz-
yaşlarına boğuldu. Arkadaşların
tarafından sevilmek ve sayılmak
çok güzel bir duygu. Genç yaşta
A takım forması giyip okula geldi-
ğinde arkadaşların tarafından ilgi
görmek insanı mutlu ediyor.
Burada Arda Turan örneği de var…
Barcelona’da oynamasına rağmen
Bayrampaşa’dan kopmuyor…
Kesinlikle böyle olması lâzım
zaten… Ben de Çarşıbaşı’nda oturu-
yorum. Maç oynayıp ertesi gün Çar-
şıbaşı’na geldiğim zaman
esnafından tut arkadaşına kadar
herkes ilgi gösteriyor. Çünkü ben
oraya aitim. Seni insan yapan
oranın insanı.
Yusuf Yazıcı genç takımdan gelip
A takımda düzenli olarak forma
giymeye başladı. Yusuf’u nasıl bir
oyuncu olarak tanımlıyorsun?
Onun A takımda oynaması sizin
için ne anlam ifade ediyor?
Yusuf ağabey ile bizim çok iyi bir hi-
kâyemiz var. Çünkü ilk yarıda çok
fazla A takım şansı bulamadığımız
için sürekli PAF takıma iniyorduk.
Yusuf ağabeyle birlikte idmanlarda
hep kendi performansımızın üze-
rine çıkmaya çalışıyorduk. Çünkü
hep konuşuyorduk. Forma şansı
bulabilmemiz için onlardan çok
daha fazla koşup, daha fazla müca-
dele edip, hocanın gözüne girmemiz
gerekiyordu. Yusuf ağabey hep
sabrediyordu. Beraber sürekli sab-
rettik. Daha sonra ona forma şansı
geldi kupada. Bana da geldi. İyi de-
ğerlendirdik. Düzenli olarak forma
giymeye başladık. Onun orada oy-
naması beni de daha fazla ümitlen-
diriyor. Bana da o şans gelecek ve
ben de o şansı iyi kullanmak istiyo-
rum. Dün PAF takımda oynuyorduk,
şimdi A takımda olacağız inşallah.
2-3 yıldır tanışıyoruz ama öz ağa-
beyimgibi. Onun orada olması beni
çok gururlandırıyor ve motive
ediyor. Benimle sürekli konuşuyor.
“Sen de çok yeteneklisin. Ben bura-
daysam sen de olacaksın. Sabret”
diyerek beni motive ediyor. İnşallah
ben de arkamdan geleceklere yol
gösterebilir ve yardımcı olurum.
A takımla çıktığın idmanlarda size
en çok yardımcı olan ve destek
sağlayan ağabeyleriniz kimler?
Olcay Şahan ağabey var. Olcay
ağabey geldiği günden beri Yusuf
ağabeye, bana, Furkan ağabeye çok
sahip çıkıyor. Bazen bizi yemeğe
götürüyor. Saha içinde hata yaptığı-
mızda, “Olur böyle. Devam et. Ta-
kılma” diyerek bizi motive ediyor.
Uğur Demirok ağabey de bize çok
sahip çıkıyor.
En büyük hayallerini de anlatır
mısın? İspanya’da oynamak istedi-
ğini söyledin ama bunu açar mısın?
Arda ağabey Atletico Madrid’e gitti.
Atletico şimdiki gibi değildi o
zaman. Arda ağabeyle birlikte daha
da üstlere tırmanmaya başladı.
Şampiyon oldu, finaller oynadı. Arda
ağabey direkt çok iyi bir takıma
gitmedi. Aynı şekilde şimdi Emre
ağabeyi de örnek verebiliriz. Onun
takımı da şimdi yükselişe geçiyor.
Sadece İspanya Ligi’ne gidip orada
oynamak bir insanın hayali değildir.
Şampiyonlar Ligi’ne gidip, orada
maç oynamayı düşünemiyorum.
Beni anlayabiliyor musunuz? Rüya
gibi… O sahaya çıkıp, o müziği dinle-
yip futbol oynamak, hayalin de ha-
yali… Kısaca önce İspanya’ya adım
atayım, sonrasına bakacağız. Genciz
daha… Önümde uzun bir yol var.
Futbol dışında boş zamanlarını
nasıl değerlendiriyorsun?
Dediğimgibi, kitap okumayı çok
seviyorum. Boş zamanlarında kitap
okumak sporcuya çok yardımcı
oluyor. İnsanın daha fazla düşün-
mesini sağlıyor. Kitap okuyarak
kendimi geliştiriyorum. Roman
tarzı kitaplar okuyorum. Ders çı-
kartabileceğimkitapları okumayı
seviyorum. Onun dışında eski
takım arkadaşlarımla görüşüyo-
rum. Onlarla irtibatı hiç koparma-
dım. Geçenlerde birlikte kahvaltı
yaptık. Onlarla vakit geçiriyorum.
Ailemle daha çok halı sahada vakit
geçiriyorum.
46
47
Boş zamanlarında kitap okumak sporcuya çok
yardımcı oluyor. İnsanın daha fazla düşünmesini
sağlıyor. Kitap okuyarak kendimi geliştiriyorum.
Roman tarzı kitaplar okuyorum. Ders çıkartabileceğim
kitapları okumayı seviyorum.
“