Gönülden Kaleme
Türk futbo-
lunun en
büyük
eksikleri
bu iki
kelimedir.
Bunları ön plana almamamız
sebebiyle futbolumuz maalesef
uluslararası alanda istediğimiz
seviyeye gelememiştir.
Elde edilen büyük başarılardan
sonra bir sonraki turnuvalara ya
katılmakta zorlandık ya da
katıldığımız turnuvalarda etkisiz
kaldık ve büyük hayal kırıklığı
yaşadık. Bu durumkulüp
takımlarımızla beraber Millî
Takımlarımızın da sorunu.
Örneğin Galatasaray 2000 yılında
eski adıyla UEFA Kupası’nı
kazandı, Millî Takımımız 2002
Dünya Kupası’nda üçüncülük
elde etti ama devamında uzun
yıllar aynı başarının yakınından
bile geçemedik. Galatasaray’ın
kendinden çok zayıf bir takıma
elenmesi şok etkisi yaptı. Aslında
bunu gayet normal görmeliyiz.
Camia 17 yıl önce kazanılan
başarının ekmeğini yedi.
Bu arada lig şampiyonlukları da
elde edildi fakat Avrupa’da alınan
sonuçlar malûm. Eğer o günkü
yetenekli kadronun devamını
getirecek uzun vadeli doğru
planlama yapılabilseydi, dünya
futbolunda söz sahibi olmaya
devam ediyor olurlardı. Bu zaman
zarfında alt yapılarından dünya
yıldızı çıkardılar fakat takım
bütünlüğünü sağlayamadılar.
Oysa Türk futbol camiasının
yapacağı, kısa, orta ve uzun
vadeli doğru programyapmak
ve onu uygulayacak yönetim
kurullarını göreve getirerek o
yönetimlere sabır göstermekti.
Tabiî yönetimkurullarının da
başlangıçta hata yapmayarak
takımın başına getireceği teknik
direktörler konusunda ince
eleyip sık dokuyarak seçimlerini
yapmaları gerekirdi. Teknik
direktörlerin kendi profesyonel-
lerinin hazırladığı plana uygun
hareket edecek yapıya sahip
olması gerekiyor ki bir müddet
sonra uygulanacak olan planla
hocaların planları çakışmasın.
Daha ligin başında büyük
umutlarla getirilen ve istekleri
doğrultusunda transferler
yapılan teknik adamlarla yollar
ayrılmasın. Sonrası sil baştan
yeni hoca, yeni transfer ve boşa
geçen yıllar, başarısız sonuçlar ve
istikrarsızlık.
Örneğin bu sene Galatasaray’ın
Avrupa Ligi ön eleme maçında
Östersunds’a elenmesi sonu-
cunda hemen hoca arayışları
başladı. Galatasaray yönetimi de
hoca arayışı içinde olduklarını
beyan etti. Şimdi sormak lâzım,
geçen sezon sonunda bu sezonun
planlamasını yapan, gidecek ve
gelecek oyuncuları belirleyen
hoca bir maç sonunda yetersiz mi
oldu? Eğer yetersiz görüyordu
iseniz neden Tudor’la devam
ettiniz? Ya da tersi ise güveniniz
tamolmalı ki, o zaman neden
alınan kötü sonuçta hemen
teknik adamdeğişikliği gündeme
getirilir. Bu verdiğim örnek
Galatasaray özelinde Türk
futbolunun bir hastalığı. Çünkü
sabretmeyi maalesef bilmiyoruz.
Sabır olmayınca da istikrarı elde
etmekmümkün olmuyor. Sanı-
rım takımların yönetimkurulları
taraftarın ve basının sesine fazla
kulak veriyor. Taraftarları bir
kenara bırakalımdemiyorum
ama yöneticiler kendi doğrularını
yapmakta zorlanıyor, kendilerini
baskı altında hissediyor.
Sabır ve istikrar için vereceğim
örnek Başakşehir Futbol Ku-
lübü’dür. Yönetimyıllar önce Ab-
dullah Avcı ile anlaştı, bir sezon
sonra o günkü adıyla İstanbul
Büyükşehir Belediyespor Süper
Lig’e çıktı fakat ligin ilk haftala-
rında Abdullah Avcı ve ekibi iste-
nilen sonuçları alamadı. Her şeye
rağmen yönetimkurulu hocala-
rının arkasında durdu dolayısıyla
bugünkü başarı ortaya çıktı.
Trabzonspor Kulübü YönetimKu-
rulu seçildiğinde, Başkan Muhar-
remUsta çok güzel ve doğru
mesajlar verdi. Özetle camianın
sabretmesi gerektiğini, zaman
içinde takımı özlenen günlerine
geri döndürecek adımların atıla-
cağının sinyallerini verdi. Göreve
başladıktan sonra da olumlu işler
yaptı ama bu sene stratejik bir
hataya düştü. Yönetimkurulu el-
linci yılda şampiyonluk hedefiyle
yola çıkıldığını deklare etti ve bu
doğrultuda transferler yaptı.
Şampiyon olma ihtimali var mı;
tabiî ki var. Geçen senenin
kadrosuna bakıldığında takımın
eksikleri olduğu aşikâr. Ayrıca
Ersun Hoca da henüz tamanla-
mıyla istediği oyunu takımına
oynatmakta zorlanırken açık
hedef olmak için erken bir hamle
olarak değerlendiriyorumbu du-
rumu. Açık hedef olmadan da
şampiyonluk hedefine yürünebi-
lirdi. Eğer böyle yapılabilseydi, ta-
raftarın bir şeyleri değiştireceği
umudunu taşıdığı yönetimkuru-
luna, tersi bir durumda, yani
şampiyon olunamaması halinde
yine güveni devam edecekti.
Artık hedef konuldu; takımın
şampiyon olmaktan başka şansı
yok. Aksi durumda taraftarda
hayal kırıklığı çok büyük olur,
taraftarların yönetime inancı
sarsılır. Trabzonspor’un son
şampiyonluğundan bu yana 33
yıl geçmiş. Camia için çok üzücü
bir durumbu. Gelen yönetimlerin
çoğu hedef koymuşlar fakat bir
türlü şampiyonluk gelmemiş.
Sayın başkan ve yönetimkuru-
lunun kendi yaptıkları hesapları
mutlaka vardır. Bu işin artısı,
eksisi düşünülmüştür. Benimbu
konudaki düşüncemböyle.
İnşallah ben yanılırım. Bu sene
takımın ve yönetimin işi
alınacak sonuçlara göre ya çok
zor ya da çok kolay olacak.
Bu sezon takımlarımızın yaptık-
ları transferlere bakıldığında çok
çekişmeli, kaliteli bir lig olacağa
benziyor. Tabiî takımlar kâğıt
üstündeki verimlerini alabilirse…
Tüm takımlarımıza ve futbolcu-
lara başarılı bir sezon dilerim.
Sağlıkla kalın...
İsmail Gökçek
112
113
Sabır ve istikrar