Previous Page  112-113 / 154 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 112-113 / 154 Next Page
Page Background

Gönülden Kaleme

Türk futbo-

lunun en

büyük

eksikleri

bu iki

kelimedir.

Bunları ön plana almamamız

sebebiyle futbolumuz maalesef

uluslararası alanda istediğimiz

seviyeye gelememiştir.

Elde edilen büyük başarılardan

sonra bir sonraki turnuvalara ya

katılmakta zorlandık ya da

katıldığımız turnuvalarda etkisiz

kaldık ve büyük hayal kırıklığı

yaşadık. Bu durumkulüp

takımlarımızla beraber Millî

Takımlarımızın da sorunu.

Örneğin Galatasaray 2000 yılında

eski adıyla UEFA Kupası’nı

kazandı, Millî Takımımız 2002

Dünya Kupası’nda üçüncülük

elde etti ama devamında uzun

yıllar aynı başarının yakınından

bile geçemedik. Galatasaray’ın

kendinden çok zayıf bir takıma

elenmesi şok etkisi yaptı. Aslında

bunu gayet normal görmeliyiz.

Camia 17 yıl önce kazanılan

başarının ekmeğini yedi.

Bu arada lig şampiyonlukları da

elde edildi fakat Avrupa’da alınan

sonuçlar malûm. Eğer o günkü

yetenekli kadronun devamını

getirecek uzun vadeli doğru

planlama yapılabilseydi, dünya

futbolunda söz sahibi olmaya

devam ediyor olurlardı. Bu zaman

zarfında alt yapılarından dünya

yıldızı çıkardılar fakat takım

bütünlüğünü sağlayamadılar.

Oysa Türk futbol camiasının

yapacağı, kısa, orta ve uzun

vadeli doğru programyapmak

ve onu uygulayacak yönetim

kurullarını göreve getirerek o

yönetimlere sabır göstermekti.

Tabiî yönetimkurullarının da

başlangıçta hata yapmayarak

takımın başına getireceği teknik

direktörler konusunda ince

eleyip sık dokuyarak seçimlerini

yapmaları gerekirdi. Teknik

direktörlerin kendi profesyonel-

lerinin hazırladığı plana uygun

hareket edecek yapıya sahip

olması gerekiyor ki bir müddet

sonra uygulanacak olan planla

hocaların planları çakışmasın.

Daha ligin başında büyük

umutlarla getirilen ve istekleri

doğrultusunda transferler

yapılan teknik adamlarla yollar

ayrılmasın. Sonrası sil baştan

yeni hoca, yeni transfer ve boşa

geçen yıllar, başarısız sonuçlar ve

istikrarsızlık.

Örneğin bu sene Galatasaray’ın

Avrupa Ligi ön eleme maçında

Östersunds’a elenmesi sonu-

cunda hemen hoca arayışları

başladı. Galatasaray yönetimi de

hoca arayışı içinde olduklarını

beyan etti. Şimdi sormak lâzım,

geçen sezon sonunda bu sezonun

planlamasını yapan, gidecek ve

gelecek oyuncuları belirleyen

hoca bir maç sonunda yetersiz mi

oldu? Eğer yetersiz görüyordu

iseniz neden Tudor’la devam

ettiniz? Ya da tersi ise güveniniz

tamolmalı ki, o zaman neden

alınan kötü sonuçta hemen

teknik adamdeğişikliği gündeme

getirilir. Bu verdiğim örnek

Galatasaray özelinde Türk

futbolunun bir hastalığı. Çünkü

sabretmeyi maalesef bilmiyoruz.

Sabır olmayınca da istikrarı elde

etmekmümkün olmuyor. Sanı-

rım takımların yönetimkurulları

taraftarın ve basının sesine fazla

kulak veriyor. Taraftarları bir

kenara bırakalımdemiyorum

ama yöneticiler kendi doğrularını

yapmakta zorlanıyor, kendilerini

baskı altında hissediyor.

Sabır ve istikrar için vereceğim

örnek Başakşehir Futbol Ku-

lübü’dür. Yönetimyıllar önce Ab-

dullah Avcı ile anlaştı, bir sezon

sonra o günkü adıyla İstanbul

Büyükşehir Belediyespor Süper

Lig’e çıktı fakat ligin ilk haftala-

rında Abdullah Avcı ve ekibi iste-

nilen sonuçları alamadı. Her şeye

rağmen yönetimkurulu hocala-

rının arkasında durdu dolayısıyla

bugünkü başarı ortaya çıktı.

Trabzonspor Kulübü YönetimKu-

rulu seçildiğinde, Başkan Muhar-

remUsta çok güzel ve doğru

mesajlar verdi. Özetle camianın

sabretmesi gerektiğini, zaman

içinde takımı özlenen günlerine

geri döndürecek adımların atıla-

cağının sinyallerini verdi. Göreve

başladıktan sonra da olumlu işler

yaptı ama bu sene stratejik bir

hataya düştü. Yönetimkurulu el-

linci yılda şampiyonluk hedefiyle

yola çıkıldığını deklare etti ve bu

doğrultuda transferler yaptı.

Şampiyon olma ihtimali var mı;

tabiî ki var. Geçen senenin

kadrosuna bakıldığında takımın

eksikleri olduğu aşikâr. Ayrıca

Ersun Hoca da henüz tamanla-

mıyla istediği oyunu takımına

oynatmakta zorlanırken açık

hedef olmak için erken bir hamle

olarak değerlendiriyorumbu du-

rumu. Açık hedef olmadan da

şampiyonluk hedefine yürünebi-

lirdi. Eğer böyle yapılabilseydi, ta-

raftarın bir şeyleri değiştireceği

umudunu taşıdığı yönetimkuru-

luna, tersi bir durumda, yani

şampiyon olunamaması halinde

yine güveni devam edecekti.

Artık hedef konuldu; takımın

şampiyon olmaktan başka şansı

yok. Aksi durumda taraftarda

hayal kırıklığı çok büyük olur,

taraftarların yönetime inancı

sarsılır. Trabzonspor’un son

şampiyonluğundan bu yana 33

yıl geçmiş. Camia için çok üzücü

bir durumbu. Gelen yönetimlerin

çoğu hedef koymuşlar fakat bir

türlü şampiyonluk gelmemiş.

Sayın başkan ve yönetimkuru-

lunun kendi yaptıkları hesapları

mutlaka vardır. Bu işin artısı,

eksisi düşünülmüştür. Benimbu

konudaki düşüncemböyle.

İnşallah ben yanılırım. Bu sene

takımın ve yönetimin işi

alınacak sonuçlara göre ya çok

zor ya da çok kolay olacak.

Bu sezon takımlarımızın yaptık-

ları transferlere bakıldığında çok

çekişmeli, kaliteli bir lig olacağa

benziyor. Tabiî takımlar kâğıt

üstündeki verimlerini alabilirse…

Tüm takımlarımıza ve futbolcu-

lara başarılı bir sezon dilerim.

Sağlıkla kalın...

İsmail Gökçek

112

113

Sabır ve istikrar