Previous Page  108-109 / 154 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 108-109 / 154 Next Page
Page Background

büyük kulüplerin altyapılarıyla

maç yapabiliyordu. İlk senemde

çok iyi oynamıştım. Ondan

sonra ikinci senede hemen

zaten transfer oldum. AZ Alk-

maar’a geçtim. Bu sene ikinci

senem…

Hollanda’daki altyapı eğitimi

hakkında bize biraz bilgi verir

misin?

Bana takımoyununu öğrettiler.

Sen yoksun; biz varız… Bunu

öğrettiler. Takımgibi oynuyor-

sun. Egoistliğe yer yok.

Bireyselliğe yer yok. Çok yete-

nekli bir eğitimveriyorlar.

Sağ ayağını nasıl kullanıyorsun,

sol ayağını nasıl kullanıyorsun,

bunların hepsini öğretiyorlar.

Hollanda’da hiç uzun topla

oynamazsın. Hep tek ve kısa

paslar vardır. Bize bunu

öğrettiler. Benim için de bu

mükemmel bir şey…

Hollanda futbolu, dünya üze-

rinde önemli bir ekol. Sen de bu

ülkede bir Türk oyuncu olarak

yetişiyorsun. Gözlemlediğin

kadarı ile Hollandalılar ile

Türkler arasında futbola bakış

açısında ne gibi farklar var?

En büyük fark yetenek. Hollan-

da’da futbol daha çok yete-

nekle oynanıyor. Türkiye’de ise

mücadele ön plana çıkıyor.

Türkiye’de daha çok gurur var…

Yani şunu demek istiyorum.

Türk oyuncuların hepsi ülkesi

için canını dişine takarak

oynuyor. Bu durumHollanda’da

daha az… Hollanda’da yendin ya

da yenildin çok umursanmaz.

Herkes hayatına bakar. Ama

Türkiye’de işler böyle değil. Ye-

nildiğin zaman ortalık yıkılıyor.

Türkiye’de mücadele var, azim

var, istek var… Hollanda’da da

istek var ama burada daha çok

var. Hollanda futbolu İspanya

futboluna benziyor. İspanya

futbolunda da fiziği zayıf oyun-

cular yetenekleriyle ön plana

çıkabiliyor. İki ülke de yete-

nekle takım oyununu birleştiri-

yor ve başarı geliyor.

Herkes seni, seninle aynı yol-

hep İstanbul’a geliyorduk.

DedemGaziosmanpaşa’da

oturuyor. Bu sayede Türkiye ile

bağlarımız hiç kopmadı.

Ailende senden başka futbol

oynayan birisi ya da birileri

var mı? Kardeşlerini tanıyabi-

lir miyiz?

Ağabeylerimden biri futbolla

ilgileniyor. Ancak profesyonel

değil amatör olarak oynuyor.

O sağ açık, ben orta saha

oyuncusuyum. Ailede sürekli

futbol sohbeti yapılır. Hepimiz

futbolu çok severiz. En çok da

babam sever. Her maçıma

gelir. Ağabeyimin de her

maçına gider. Futbol aşkı

kesinlikle babamdan geliyor

bize… Amsterdam’da doğup

büyüdüğüm için Ajax’ı seve-

rim. Türkiye’de de Trabzon-

spor’a sempatimvar.

Ailen sende ne gördü de 4

yaşındayken futbola yazdırdı?

Hep topla oynamışım, başka

bir şeyle oynamamışım. Hep

top vardı hayatımda. Basketbol

topu, futbol topu fark etmezdi.

Yuvarlak olsun yeter. Hep sol

ayakla vuruyordum topa.

Ağabeyimin yüzünden de beni

futbola yazdırdılar. Çünkü

o dönem o da oynuyordu.

4 yaşında hangi kulübe gittin?

Pancratius… Orada 7 sene oy-

nadım. Çocukluk altyapı eğiti-

mimi oradan aldım. Sonra o

kulüp bana yetmemeye baş-

ladı. Bu yüzden de daha büyük

bir amatör kulübe gittim. ABC

diye bir kulüp… Bu kulüp, daha

108

109

Amsterdam’da doğup büyüdüm.

Annem, babambeni 4 yaşında

futbola yazdırdı. Babambenimle

Türkçe, annem ise Hollandaca

konuşuyordu. İki dili de bana

çok iyi öğrettiler. Babam

inşaatla uğraşıyor. Aslen

Trabzonluyuz. Yazları hep

İstanbul’a geliyorduk. Bu sayede

Türkiye ile bağlarımız hiç

kopmadı.

Hollanda’da bana takım

oyununu öğrettiler. Sen yoksun;

biz varız… Bunu öğrettiler.

Takımgibi oynuyorsun.

Egoistliğe yer yok. Bireyselliğe

yer yok. Sağ ayağını nasıl

kullanıyorsun, sol ayağını nasıl

kullanıyorsun, bunların hepsini

öğretiyorlar. Hollanda’da hiç

uzun topla oynamazsın. Hep tek

ve kısa paslar vardır.

Hollanda’da futbol daha çok

yetenekle oynanıyor. Türkiye’de

ise mücadele ön plana çıkıyor.

Türk oyuncuların hepsi ülkesi

için canını dişine takarak

oynuyor. Hollanda futbolu

İspanya futboluna benziyor.

Orada da fiziği zayıf oyuncular

yetenekleriyle ön plana

çıkabiliyor. İki ülke de yetenekle

takımoyununu birleştiriyor ve

başarı geliyor.

Birisi Oğuzhan ağabeyin

kramponlarını bana verdi. Ona

benzetildiğim için çok gurur

duyuyorum. Ama farkımız var;

o sağ ayak, ben sol ayak… Ben

ve ailemgurur duyuyoruz bu

durumdan. AZ Alkmaar’da

birkaç kez bana Oğuzhan

ağabeyi söylediler. O 10 sene

önce buradaymış ama halen

hatırlanıyor.

Arkadaşlarımdan bugüne

kadar sadece biri futbolcu

olabildi. Topa âşıktık ikimiz

de… Sadece sahada değil,

eve gelince de top oynadık,

mahalleye gelince de top

oynadık. En önemlisi boş

işlerle uğraşmadık hiçbir

zaman… Gezmedik, tozmadık,

diskoteklere gitmedik.

Hep futbolla uğraştık.

Millî Takım’a seçildiğimi haber

verince ailem çok sevindi,

gurur duydu benimle. Babam

zaten havalara uçtu. Benim

için çok güzel bir şey. Tüylerim

diken diken oldu. Çok çalıştım.

Hak ettimde… Doğruya doğru

hak ettim çünkü çok çalıştım

ve savaştım.

Eleme turunda şansımızı

çok yüksek görüyorum.

Takımımız çok iyi, çok güçlü.

Takımda her şey var. Denge

var en önemlisi. Kendimize

çok güveniyoruz. Başka

ülkelere bakıyorum, bence

Türkiye birçok Avrupa

ülkesinden çok çok daha iyi…

Mücadele, gurur, forma aşkı

fark yaratır.

Bazı oyuncular kendisini

hemen yüksekte görür,

şımarır. Ailenin verdiği eğitim

ve görgü çok önemli. Ailem

beni hiç havalara uçurmaz.

Gerekeni söyler her zaman.

Bana doğruyu ve benim için

iyi olanı söylüyorlar.

Hatalarımvarsa bunları açık

açık söylüyorlar. Benimle

gurur duyuyor ama beni

abartmıyorlar. Ben daha

olmadım. Çok çalışmam

gerekiyor.