

raysa dört yılda bir oynanmaya
başlayan turnuvada sonraki şampi-
yonlarsa 1977’de Meksika, 1981’de
Honduras, 1985’te Kanada ve
1989’da Kosta Rika olacaktı.
Bu noktada bir parantez açmakta
fayda var. 1970’lerde, ABD’de NASL
(North American Soccer League -
Kuzey Amerika Futbol Ligi) adı al-
tında bir girişimde bulunulmuş ve
futbol, ülkede geniş kitlelere pazar-
lanmaya çalışılmıştı. Pele, Becken-
bauer, Cruyff, Gerd Müller, Bobby
Moore, George Best, Eusebio, Nees-
kens, Carlos Alberto ve Cubillas gibi
isimler bu ligdeki çeşitli takımlarda
forma giymiş ve ABD, kısa bir
süreliğine de olsa dünya futbolunun
yıldızlarının da buluşma noktası
haline gelmişti. Ancak söz konusu
isimlerin futbol hayatlarının son
demlerinde NASL’e gelmiş olmaları,
ligin çoğu kişinin gözünde bir yıldız
kümesinden ziyade tekaüt sandığı
şeklinde canlanmasına da yol aç-
mıştı. Neticede 1968’de kurulan ve
1970’lerde en debdebeli günlerini
geçiren NASL, 1984’te kepenkleri
kapatacaktı.
Gold Cup organizasyonu
şekilleniyor
ABD’deki futbol sevdalılarıysa bu
fiyasko sonrasında, ülkede futbolun
daha sağlam temeller üzerinde
yükselmesi için birtakım çalışma-
larda bulunacaklardı. Yakın gele-
cekte yeni bir lig kurulması elbette
bu planların içindeydi ancak bunun
haricinde, NASL dönemindeki gibi
sadece yaşlı yabancı oyunculara
odaklanmayan ve ABDMillî
Takımı’nda oynayabilecek
futbolcuları da yetiştiren bir sistem
amaçlanmaktaydı. Tabiî futbolun
ülke gündeminde kendisine yer
bulabilmesi adına da dünyadaki en
büyük futbol organizasyonu olan
Dünya Kupası’nın organizasyonuna
da talip olunmuş ve 1994’te yapıla-
cak turnuvanın ev sahipliği hakkı
da kazanılmıştı.
ABD’deki bu potansiyel, CONCACAF
Şampiyonası’nın yeniden biçimlen-
dirilmesine de vesile olacaktı.
Dünyadaki en iyi stadyumlara sahip
olan ve bu statlarda zaman zaman
da olsa futbol seyircisini de görmek
isteyen ABD’nin, CONCACAF’ın
yenilenen turnuvalarında daimi
ev sahibi olması kararlaştırılacaktı.
1991’de ilki düzenlenecek olan
turnuvanın adıysa, Gold Cup yani
Altın Kupa olarak belirlenmişti.
Gold Cup, iki yılda bir düzenlene-
cekti. Sekiz takımın katılacağı
turnuvada ilk turda iki adet dörderli
grup yer alacak, gruplarında ilk iki
sırayı alacak takımlar da yarı finale
yükseleceklerdi. 1991’deki ilk
turnuva, ABD ile Honduras’ın final
mücadelesine sahne olurken
kupaya uzanan taraf, golsüz biten
120 dakika sonrasında penaltılarla
ABD olmuştu.
Meksika’nın hâkimiyeti
İki yıl sonra ABD’ye ev sahipliğinde
Meksika da eşlik ediyordu ve iki ev
sahibi finalde de karşı karşıya geldi.
Azteca Stadı’nda oynananmaçın
galibiyse 4-0’lık net skorla Meksika
oldu. Bundan sonraysa turnuvanın
çift sayılı yıllarda oynatılması
kararlaştırılınca bir sonraki organi-
zasyon, 1994’te Dünya Kupası’nın
da olması nedeniyle, 1996’ya kaldı.
Ayrıca turnuvanın daha da ilgi
çekici bir hal alması için, katılımcı-
lardan birinin davetiye usulüyle
konfederasyon dışından gelecek
Brezilya olması da karara bağlan-
mıştı. Böylece turnuva dokuz ta-
kımla oynanacaktı. İlk turda üçerli
üç grup olacak, grup liderleri ve en
iyi ikinci de yarı finale yükselecekti.
Sonuçta finalde Meksika ile Brezilya
kozlarını paylaştı ve kazanan,
2-0’lık skorla Meksika oldu.
1998’de katılımcı sayısının 10’a
yükseldiği turnuvada bu kez ilk tur
bir adet dört, iki adet de üç takımlı
gruptanmüteşekkildi. Brezilya bir
kez daha misafirdi fakat yine um-
duğunu yiyememiş, üçüncülükle
yetinmek zorunda kalmıştı. Mek-
sika ise finalde ABD’yi tek golle
geçerek üst üste üçüncü şampi-
yonluğunu elde etmişti.
2000 yılına gelindiğindeyse bu sefer
12 takımlı bir organizasyona geçili-
yordu. Üçer takımlı dört gruptan
oluşan ilk tur sonrasındaysa grup-
larında ilk iki sırayı alan takımlar
yollarına çeyrek finalden devam
ediyordu. Ayrıca misafir sayısı da
artmıştı. Güney Amerika’dan
Kolombiya ve Peru’nun yanı sıra
Asya’dan Güney Kore de turnuvayı
renklendirmekteydi. Turnuva
bitiminde kupaya uzanan tarafsa,
sürpriz bir biçimde finalde Kolombi-
ya’yı 2-0mağlup eden Kanada ol-
muştu. Kanada’nın başarısındaki
ilginç bir diğer ayrıntıysa ilk turda
puan cetvelinde her şeyleri aynı
olan Güney Kore’yi para atışı sonra-
sında geride bırakıp gruptan çıkmış
olmalarıydı.
Gold Cup’ta 2002’de Ekvador ve
Güney Kore misafir edilirken
statüde değişikliğe gidilmemişti.
ABD’nin Kosta Rika’yı 2-0mağlup
ederek kupaya uzanması sonrasın-
daysa turnuvanın yeniden tek sayılı
yıllarda organize edilmesi kararı
alınmıştı. Böylece hemen bir yıl
sonra bir Gold Cup daha düzenlendi.
Brezilya ile Kolombiya’nın konuk
olduğu ve ev sahipliğinde Mek-
sika’nın bir kez daha ABD’ye ortak
çıktığı organizasyonda yedi yıl ev-
velki gibi yine finalde Meksika ile
Brezilya kozlarını paylaştı ve Mek-
sika bu kez de golsüz biten 90 da-
kika sonrasında rakibini altın golle
devirerek kupaya uzandı.
İlk turun üç takımlı gruplar halinde
oynanmasının hem az maça hem
de sonmaçların aynı anda oynan-
mamasına yol açması nedeniyle
2005’ten itibaren statüde küçük bir
revizyona gidiliyor ve 12 takımın
dörderli üç gruba ayrıştırılması ka-
rarlaştırılıyordu. Böylece gruplarda
ilk ikide yer alacak takımların yanı
sıra en iyi iki üçüncü de çeyrek
finale yükselecekti. Güney Afrika
ile Kolombiya’nın konuk edildiği bu
turnuvada finalse ABD ile Panama
arasında oynandı ve gülen taraf da
penaltılar neticesinde ABD oldu.
Turnuva son şeklini alıyor
2007’den itibarense Gold Cup’ta
“misafir takım” uygulaması son
buluyordu. 12’si de CONCACAF’tan
gelen takımlarla oynanan turnuva-
nın şampiyonuysa finalde
Meksika’yı 2-1’le geçen ABD oldu.
Bundan sonraki turnuvalardaysa
katılımcı sayısı ve statüde herhangi
bir değişiklik olmayacaktı. 2009 ve
2011’de finaller yine Meksika ile
ABD arasında oynanırken Meksika
bumücadelelerin ilkini 5-0, ikinci-
sini de 4-2 gibi çarpıcı skorlarla
kazanarak üst üste iki şampiyonluk
elde etti. 2013’teyse ABD, Panama’yı
tek golle geçip Meksika’nın serisine
son vermişti ki 2015’teki turnuvada
Meksika yeniden zafere ulaştı ve bu
kez finalde Jamaika’yı 3-1 mağlup
etti.
Genel tabloya bakılacak olursa,
1963’ten 1989’a kadar dokuz kez
organize edilen CONCACAF Şampi-
yonası’nda Meksika ve Kosta Rika
üçer kez zafere ulaşmış, Guatemala,
Haiti, Honduras ve Kanada da birer
kez kupaya uzanmış durumdaydı.
1991’den itibaren geçilen Gold Cup
dönemindeyse Meksika’nın yedi,
ABD’nin beş şampiyonluğu bulunu-
yordu ve bu iki takımdışında Gold
Cup’ı kazanma başarısını gösteren
tek takımKanada’ydı.
Bu geçmişin ardından gelinen 2017
CONCACAF Gold Cup’ta da favoriler
elbette peşinen Meksika ile ABD idi.
Yine de Meksika ile ilgili kafalarda
birtakım soru işaretleri de yok
değildi zira Meksika’nın aslardan
oluşanmillî takımı, bu turnuva
başlamadan sadece beş gün evvel
sona eren FIFA Konfederasyonlar
Kupası’nda boy göstermişti.
Dolayısıyla Gold Cup için neredeyse
tamamı Meksika Ligi’ndeki
alternatif oyunculardan oluşan bir
kadro oluşturmuşlardı. Kadroda yer
alıp da yurt dışında oynayan tek
oyuncu olan Erick Torres de futbol
yaşantısını ABD’de sürdürmek-
teydi.
Fransız Guyanası’nın
Malouda gafı
Kosta Rika, Kanada, Honduras ve
Fransız Guyanası’nın yer aldığı
A Grubu’ndaki ilk karşılaşma, aynı
zamanda turnuvanın da açılış maçı
olan Fransız Guyanası-Kanada
mücadelesiydi ve Kanada bu
maçtan 4-2’lik galibiyetle ayrılmayı
bildi. Bumaçın ardından oynanan
ve son iki Dünya Kupası’nda da
CONCACAF’ı temsil etmeyi başaran
iki takımı karşı karşıya getirenmü-
sabakadaysa Kosta Rika, Hondu-
ras’ı Urena’nın tek golüyle mağlup
etmeyi başardı. Honduras ile Fran-
sız Guyanası arasındaki maçsa sa-
hada golsüz sona ermişti belki ama
yıllarca Fransa Millî Takımı forma-
sını giymiş olan Florent Malouda,
Fransız Guyanası doğumlu olması
nedeniyle bu karşılaşmada Fransız
Guyanası’nın formasını giyince
CONCACAF, Honduras’ı 3-0 hük-
men galip ilân etti.
Gruptaki sonmaçlardaysa Kosta
Rika, söz konusu hükmenmağlubi-
yetin şokunu da yaşayan zayıf
rakibi Fransız Guyanası’nı 3-0’lık
skorla zorlanmadan geçiyordu.
Kanada ile Honduras’ın kozlarını
paylaştığı mücadeleyse golsüz sona
erdi. Ancak bu skor, her iki takımın
da çeyrek finale çıkması için yeterli
olacaktı. Kanada, beş puanla grup
ikinciliğini elde ediyor, Honduras ise
102
103