şıyor bize. Özel İngilizce ve satranç
dersleri alıyoruz. Tesisin içinde
küçük bir tarlamız var. Oraya gidip
domates, karpuz, biber topluyoruz.
Besi damımız var. Kuzular, inekler,
tavuklar var. Yumurta topluyoruz,
kuzulara yemveriyoruz. Kişisel
gelişimimiz açısından da çok
önemli bir kulüp Altınordu.
Altınordu son dönemde Türk
futboluna Çağlar Söyüncü, Cengiz
Ünder gibi yıldızlar kazandırdı.
Bu iki başarılı örnek Altınordu’nun
bünyesindeki genç futbolcuları
nasıl etkiliyor?
Tabiî ki bizim için en önemli örnek-
ler onlar. Bize çok iyi yol gösteriyor-
lar. Doğru kararları verip, doğru
takımlara gitmeleri ve oradaki
örnek davranışları, bizimde
yolumuzu çiziyor. İkisini de yakinen
izleme fırsatı bulduk. Bu durumbizi
motive ediyor. İlerisi için çok güzel
bir yol bizim için. Hepimiz, “Neden
olmasın?” diyoruz.
Seninle birlikte futbola başlayan
birçok arkadaşın bugün senin
geldiğin noktada değil. Birçoğu
futboldan koptu ancak sen futbolcu
oldun ve ay-yıldızlı formayı
giyiyorsun. Bugün baktığın zaman
o arkadaşlarından neyi farklı
yaptığını düşünüyorsun?
İlk önce doğru karar vererek Altın-
ordu’yu seçmemdiyebilirim. Düz-
gün yaşam, beslenme, dinlenme,
uyku, doğanın içinde yaşamak ve
çok çalışmak, istemek. Farkında
olmak… Bunları yaptım. Babam
Taşkın Gündüz’ün önemli katkıla-
rını da sayabilirim. Böyle bir aileye
sahip olmak ve doğru kararları
almak beni futbolcu yaptı. Beni her
zaman cesaretlendirdiler. Altın-
ordu’ya gittiğim zamanlarda zorluk
çekmiştim. Ama hiçbir zaman Al-
tınordu’dan ayrılmayı düşünmedim.
Çünkü ailembeni her zaman
cesaretlendirdi. Annemin, babamın,
ağabeyimin üzerimde çok etkisi
var. Altınordu oyuncuyu her şeyiyle
alıyor. Karakter çok önemli.
Karakteri bozuk olan oyuncuları
alsalar bile çok geçmeden eliyorlar.
Defans oyuncusu olmana rağmen
özellikle geçen sezon çok sayıda
gol attığını görüyoruz. Hocaların-
dan ileri çıkman konusunda bir
telkinmi alıyorsun?
Defans oynasambile boş alanlar
buldukça ileri çıkıyorum. Pozisyon-
lar yakalıyorum. Çoğu golümü bu
şekilde attım. Forvet yeteneklerim
de var. Hocalarımda bunu söylüyor.
Millî Takımlara yabancı bir oyuncu
değilsin. U14, U15 ve U16 Millî
Takımlarında bugüne dek 22 kez
oynamışsın. Millî Takımkamplarını
bize nasıl anlatırsın?
Lüleburgaz’dan çıkıp Millî Takım
kamplarına gelmek benim için çok
gurur vericiydi. Kendime, “Böyle
devam edeceğim” dedim. Çalış-
maya devam ettim. Hiçbir zaman
“Oldum” demedim. Çalışmayı bırak-
madım. Millî Takımkampları benim
için çok çok özel… Şu an basamak-
lar devam ediyor. Yine aynı heyecan
var içimde. Hedefler de büyüdü.
Hedefler daha ciddiyete bindi artık.
U17’de artık iyice yarışmacı
oluyoruz.
Bugün ilk kez U17 Millî Takım
kadrosundasın. Ekim ayında
U17 Avrupa Şampiyonası Eleme
Turu’nda Çek Cumhuriyeti’nde
Çek Cumhuriyeti, İsrail ve
Ermenistan’la aynı grupta maçlara
çıkacağız. Bu zorlu karşılaşmalar
için ne düşünüyorsun?
Grup iyi aslında… Bu grubu kolay
bir şekilde kapatırız diye düşünüyo-
rum. Bu turu geçip önce Elit Tur’a,
sonra da finallere kalmak istiyoruz.
Çek Cumhuriyeti ile daha önce maç
yapmış ve yenmiştik.
Millî Takımdüzeyinde böylesine
büyük turnuvalarda forma giymek,
dünya futbol piyasasının da vitri-
nine çıkmak anlamına geliyor.
Bu durum için ne diyeceksin?
maktı. Ancak babambenimhep
stoper olarak daha iyi oynayaca-
ğımı söylüyordu. Lüleburgaz
altyapısında defans olarak
başladım. Baba sözü dinledim.
İyi ki de dinlemişim.
Fiziğin o zaman da bu kadar i
yi miydi?
Yaşıtlarıma göre fark edilen bir
oyuncuydum. Lüleburgaz’daki
hocambeni 2-3 yaş büyüklerin
arasında idmanlara alıyordu.
Bir sezon sonra Türkiye’nin çok
önemli altyapı kulüplerinden
olan Altınordu ile yolun kesişti.
Transferin nasıl gerçekleşti?
Seni kimkeşfetti?
Antalya’da okullararası Danone
Turnuvası vardı. Orada Alp Özer
Hocambeni beğendi. Sonra da
Türkiye Şampiyonalarına gittim.
Aslında üstümde Yüksel Güdücü-
oğlu Hocamın çok emeği vardı.
Beni hep 2-3 yaş büyüklerle bir-
likte Türkiye Şampiyonaları’nda
oynattı. Alp Özer ve Serhat Pek-
mezci beni oralarda görüp
beğendi. Aslında 3-4 takımdaha
beni istiyordu. İzmir’e denemeye
gittim. Bir hafta kaldım. Ama ilk
başlarda İzmir, Lüleburgaz’a çok
uzak diye kalmak istemedim.
Sonra ailemle oturup konuştuk
ve Altınordu’nun en doğru tercih
olduğuna karar verdik.
Altınordu tümyaptıklarıyla çok
özel bir kulüp ve bunu da tüm
Türkiye yakından görüyor.
Bu bünyenin içindeki bir oyuncu
olarak altyapı çalışmalarını bize
nasıl anlatırsın?
Altınordu futbolumeslek olarak
öğretmenin yanı sıra bizi hayata
da hazırlıyor. Hayat okulu gibi
aslında… İyi birey, iyi vatandaş, iyi
futbolcu kimliğini vermeye çalı-
“
“
“
86
87
Bir gün kuzenimin
idmanını izlemeye
gittiğimde Yüksel
Güdücüoğlu Hocam
canım sıkılmasın diye beni
idmana aldı. Babamla top
oynuyorduk kenarda.
O idmanda da beni çok
beğendi. Sonra yine çağırdı
ve lisansım çıktı. Bu şekilde
Lüleburgazspor’un
altyapısına girdim.
Defans oynamak
istemiyordum. Niyetim
ağabeyimgibi forvet
oynamaktı. Ancak babam
benimhep stoper olarak
daha iyi oynayacağımı
söylüyordu. Lüleburgaz
altyapısında defans
oyuncusu olarak başladım.
Baba sözü dinledim. İyi ki
de dinlemişim.
Antalya’da okullararası bir
turnuvada ve sonra da
Türkiye Şampiyonalarında
Alp Özer ve Serhat
Pekmezci beni görüp
beğendi. Aslında 3-4 takım
daha beni istiyordu.
Ailemle konuştuk ve
Altınordu’nun en doğru
tercih olduğuna karar
verdik.
Altınordu hayat okulu gibi.
İyi birey, iyi vatandaş, iyi
futbolcu kimliğini vermeye
çalışıyor bize. Özel İngilizce
ve satranç dersleri alıyoruz.
Tesisin içindeki
tarlamızdan domates,
karpuz, biber topluyoruz.
Besi damımız var. Yumurta
topluyoruz, kuzulara yem
veriyoruz.
Düzgün yaşam,
beslenme, dinlenme,
uyku, doğanın içinde
yaşamak ve çok
çalışmak, istemek.
Farkında olmak…
Bunları yaptım.
BabamTaşkın
Gündüz’ün önemli
katkılarını da
sayabilirim. Böyle bir
aileye sahip olmak ve
doğru kararları almak
beni futbolcu yaptı.
“