

utbolda transfer harcamaları
özellikle son 15-20 yıl içerisinde
akıl almaz boyutlara ulaştı. Son
olarak Paris St. Germain’in, Bar-
celona’nın Brezilyalı yıldızı Ney-
mar’ı kadrosuna katabilmek için
222 milyon euroyu gözden çıkar-
ması, futbol dünyasında yaşan-
makta olan transfer çılgınlığı için
bir üst sınır olmadığını gösterir
nitelikteydi. Zira bir sene önce
Paul Pogba, Juventus’tan Manc-
hester United’a transfer oldu-
ğunda 105 milyon euro ile bu
alandaki rekoru kırmıştı ve 12 ay
gibi bir süre içerisinde yeni rekor,
yüzde 100’ün üzerinde bir artışla
kırıldı.
Bu astronomik harcamalar daha
ne kadar abartılı bir hal alır, kes-
tirmek güç. Ancak bu noktada
insanlar bu harcamaların, kulüp-
lere aynı ölçüde fayda sağlayıp
sağlamadığını da merak etmiyor
değil. Geçmişten günümüze
kadar olan örnekler incelendi-
ğinde, elbette büyük paralar
harcanarak kadroların güçlendi-
rilmesinin takımlara büyük sevi-
yeler atlattığı görülüyor fakat bu
formülün tek başına başarıyı
garanti ettiğini söylemek de bir o
kadar güç.
1950’lerden 2000’li yılların başına
kadar, futbol dünyasında transfer
rekorlarınınmerkez üssü İtal-
ya’ydı. Öyle ki 1952’den 2000’e
kadar 24 transfer rekorunun 18’i
İtalyan kulüpleri tarafından kırıl-
mıştı. Bu rekorların dörder tanesi
Juventus, Milan ve Inter’e, üçü de
Napoli’ye aitti. Roma, Lazio ve
Vicenza da birer kez listeye
girmişti.
İtalyan kulüplerinin ilk transfer
rekoru, 1952’de, İsveçli forvet
Hasse Jeppson’un Atalanta’dan
Napoli’ye, o günün parasıyla yak-
laşık 52 bin sterlin tutan transfe-
riyle gerçekleşmişti. Önceki
sezonu altıncı sırada tamamlayan
Napoli, bu transfer sonrasındaysa
ilk sezonunu dördüncü olarak bi-
tirmişti. Jeppson’un forma giydiği
diğer üç sezondaysa sırasıyla be-
şinci, altıncı ve 14. olmuşlardı ki
söz konusu rekor transfer sonra-
sında elde edilen dereceler sanki
tek bir çiçekle baharın gelmeye-
ceğini gösterir nitelikteydi.
İtalya’nın
üç büyüklerinden
sırayla ‘tam isabet’
Bir sonraki rekor, 1954’te Urugu-
ay’ı dört yıl önce dünya şampi-
yonluğuna taşıyan yıldız Juan
Schiaffino’nun Penarol’den
Milan’a transfer olmasıydı. Bunun
için ödenen bedel de 52 milyon
liret yani 72 bin sterlin civarındaydı.
Schiaffino’lu Milan, altı sezonda üç
kez Serie A’yı zirvede tamamlarken
(Serie A’nın kurulduğu 1929’dan
1954’e dek tek bir şampiyonlukları
vardı) bir kez de Şampiyon Kulüpler
Kupası’nda final oynamış ancak
Real Madrid’e kaybetmişti. Schiaf-
fino haricinde Milan’ın kadrosunda
Nordahl ve Liedholm gibi İsveçli iki
yıldızın daha bulunması, yıldız
yabancı oyuncularla başarı elde
edilebileceğine dair önemli bir
örnek ortaya koymuştu.
1957’de Juventus’un River Plate’ten
Omar Sivori’yi yaklaşık 92 bin ster-
line renklerine bağlamasıyla bir-
likte bu alanda kuvvetli bir örnek
daha ortaya çıkacaktı. Zira Juven-
tus, John Charles ve Gianpiero
Boniperti’nin yanına eklediği Sivori
ile birlikte dünya futbol tarihinin en
muhteşemüçlülerinden birinin
oluşmasını sağlamış ve böylece
müteakip dört sezonda üç kez ligi
zirvede tamamlamıştı.
Milan ve Juventus’un yaptıkları bu
rekor transferlerden sonra ezeli ra-
kipleri Inter de
boş durmaya-
caktı. Onlar da
1961 yılında,
dönemin en iyi
orta saha
oyuncularından
biri olan İspan-
yol Luis Suarez
Miramontes’i
Barcelona’dan
250milyon liret
yani 152 bin
sterlin civarı bir ücret karşılığında
renklerine bağlayacaklardı. Sua-
rez’in, İtalyan yıldız Sandro Mazzola
ile yan yana gelmesi Inter’in dünya-
nın en iyi hücuma dönük orta saha
ikililerinden birine sahip olmasını
sağlarken, savunmada da Facc-
hetti, Burghnich ve Picchi gibi
oyuncuların yer alıyor olmasıyla
Milano ekibi, kulüp tarihinin en ba-
şarılı kadrosunu oluşturmuş ve
1964 ile 1965’te peş peşe Şampiyon
Kulüpler Kupası ve Kıtalararası
Kupa şampiyonlukları yaşamıştı.
Öte yandan, Inter’in rekorunu iki
sene sonra Roma, Mantova’dan for-
vet Angelo Sormani’yi 500milyon
liretin yanı sıra üç de futbolcunun
yer aldığı bir alışveriş sonrasında
kadrosuna kattığında kıracaktı
belki ama Sormani, Roma’da bekle-
neni veremeyecek ve burada tek
sezon geçirmesinin ardından da
Sampdoria’nın yolunu tutacaktı.
1967’deyse Inter, Bologna’nın Dani-
markalı golcüsü Harald Nielsen’i
kadrosuna katabilmek için 300 bin
sterlin civarında bir meblağı gözden
çıkartıyor ve dünya transfer reko-
runu biraz daha geliştiriyordu. Ne
var ki Bologna forması altında iki
kez Serie A gol kralı olan ve bir de
şampiyonluk yaşayan Nielsen,
Inter’de sakatlıkların da etkisiyle
sadece iki kez fileleri havalandıra-
bilecek ve bir sezonun ardından
Napoli’ye gön-
derilecekti. Bir
sonraki yıl Va-
rese’den Juven-
tus’a 500 bin
sterline transfer
olan golcü Pi-
etro Anastasi
ise bu olumsuz
örneklerden
sonra yine takı-
mına pozitif
etki yapan bir
isim olarak kayıtlara geçecekti. Zira
kendisi siyah-beyazlı forma altında
geçireceği sekiz sezonun üçünde lig
şampiyonluğu yaşayacaktı.
Barcelona’nın kaderini
Cruyff değiştirdi
İtalyan kulüplerinin transfer rekoru
hegemonyasını, 1973 yılında Barce-
lona bozacaktı. Ajax ile üst üste üç
Şampiyon Kulüpler Kupası yaşayan
ve Pele sonrasında çoğu kişiye göre
dünyanın en iyi futbolcusu unvanı-
nın yeni sahibi olan Johan Cruyff’un
Camp Nou’ya getirilmesi için 920
bin sterlin civarında bir bonservis
bedeli ödenmişti. Cruyff’u kadro-
suna kattığı esnada 13 yıldır şampi-
yonluk hasreti içerisinde olan
Barcelona, Hollandalı yıldız ile ilk
87
Futbol dünyasında yaz döneminin belki de en çok konuşulan konusu Neymar’ın 222 milyon
euro karşılığında Barcelona’dan Paris St. Germain’e transfer olmasıydı. Peki, geçmişten
günümüze transfer rekorları nasıl gelişti ve yapılanmasrafların karşılıkları ne derece alındı?
Transfer
86
Onur Erdem
F
Rekorlasaadet olur mu?
Hasse Jeppson
J. Schiaffino
Omar Sivori
Harald Nielsen
Anastasi
Miramontes