Previous Page  98-99 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 98-99 / 162 Next Page
Page Background

Oyun içinde sinirleniyorum… Çok

hâkim olamıyorumkendime. Bu

konuda kendimi geliştirmem lâzım.

Sinirlerimi kontrol edemezsem

kötü olabilir. Futbol açısından

baktığım zaman araya koşularım

ön plana çıkmalı. Bunları geliştir-

meliyim. Sol ayağımı da biraz daha

geliştirmemgerekiyor. Sağ ayağım

daha iyi çünkü…

Seninle birlikte futbola başlayan

birçok arkadaşın senin ulaştığın

noktaya gelemedi. Sense birçok

zorluğu aşarak bugün Genç Millî

Takımlarımızda forma giyiyorsun.

Geriye baktığın zaman arkadaşla-

rından neyi farklı yaptığını düşü-

nüyorsun?

Antrenman performansı bence en

önemli etkenlerden birisi. Hırsım,

isteğimvardı. Kendimi geliştiriyor-

dumhep. Daha çok çalışmak isti-

yordum. Çalıştımve buralara kadar

geldim. Diğer arkadaşlarımda fut-

bolu bırakmadı ve devam ediyorlar.

İnşallah onlar da iyi yerlere gelirler.

Antrenman performansımmaçlara

da yansıdı. Maçlarla beraber

buralara kadar geldi.

U14, U15 ve U16 Millî Takımlarında

pek çok kez millî oldun. Teknik Di-

rektör Mehmet Hacıoğlu tarafından

ilk kez U17 Millî Takımı’na seçildin.

Bu ay Avrupa Şampiyonası Eleme

Turu’nda Çek Cumhuriyeti’nde

Çek Cumhuriyeti, İsrail ve

Ermenistan’la aynı grupta maçlara

çıkacağız. Bu zorlu karşılaşmalar

için ne düşünüyorsun?

Avrupa Şampiyonası elemeleri

zor geçecek. Bizimle birlikte diğer

takımlar da bir yaş daha büyüdü.

Önceki senelere göre daha zor

geçecek. Futbol anlayışları da

değişti. Büyüdükçe zorlaşıyor.

Onlardan iyi bir takım olduğumuzu

düşünüyorum. Diğer yaş grupların-

daki millî takımlara oranla U17

arasında çok büyük bir fark göre-

miyorum. Zaten arkadaşlarımla

hep beraberdik. Kulüplerden de

tanışıyoruz. Futbol dışı hayatımızda

da arada sırada beraber oluyorduk.

Şu an bir fark göremiyorum. Sa-

haya çıkmadan belli olmaz tabiî.

Millî Takımdüzeyinde böylesine

büyük turnuvalarda forma giymek

seni nasıl motive ediyor?

Böylesi büyük turnuvalarda başa-

rılı olursam, kulübümde de başarılı

olacağıma inanıyorum. Kulübümde

profesyonel olmayı hedefliyorum.

İnşallah başarılı olursamo profes-

yonellik de gelecektir ardından.

Oradaki başarılarımbaşka turnu-

valarda da devam ederse inşallah

kulübümden başka bir Avrupa

kulübüne transfer olabilirim…

Daha önce Enes Ünal’ı araştırırken

görmüştüm. Millî Takımkariyeri

inanılmaz. Neredeyse her maçta

golü var. Enes de senin yolundan

geldi ve bugün çok büyük başarı-

lara imza atıyor. Bu durum seni

nasıl motive ediyor?

Enes ağabey benim örnek aldığım

oyunculardan biri. Özel hayatıyla

olsun, futbolculuğuyla olsun

gerçekten karakteri çok düzgün.

Ben sakatlandığımda da yanıma

gelmişti zaten. İnsanlığını da

futbolunu da çok beğeniyorum.

Son vuruşları, topu koruması muh-

teşem. Örnek alıyorumkendisini…

Sakatlıkları ne zaman yaşadın?

13 yaşında çapraz bağlarımkoptu.

6 ay futbol oynamadım. Ardından

15 yaşında bir kez daha koptu.

Ameliyat oldum. Toparladımve

devam ediyorum şu an…

Ağır sakatlıklar da yaşamış bir

oyuncu olarak bu durum seni

nasıl etkiledi?

Çok kötü etkiledi. İki sakatlık da

6 ay sürdü. Hayatımın en kötü

zamanlarıydı. Psikolojik olarak,

ruhsal olarak çok bozulmuştum.

Üzüntü vardı baya. “Nasıl dönece-

ğim, nasıl toparlayacağım?” düşün-

cesi vardı. Bu düşünceler beynimi

parçalıyordu. Bunları düşünmekten

geceleri uyuyamıyordum. Kulüp

doktorları çok özen gösteriyordu

bana. Onların ve salonda çalıştığım

hocalarımın ilgisiyle birlikte düzeldi

bacaklarım. Şu an çok iyiyim.

İki ağır sakatlıktan sonra bugün

U17 Millî Takımındasın. Başarmış-

sın, üstüne koymuşsun, tekrar

yukarı çıkmışsın… Bu durumun

seni daha da güçlendirmiş olması

gerekiyor…

Kesinlikle motive ediyor. Aslında

bana da biraz garip geliyor. İki

büyük sakatlığın üzerine böyle

devam etmek hemdeğişik hemde

motive edici bir durum.

Kariyer basamaklarının daha

çok başındasın. İleriye baktığında

kendini nerede görmek istiyorsun?

Hedeflerin neler?

İlk hedefimBursaspor’da A takıma

çıkmak ve devamlı oyuncu olmak.

Ondan sonraki hedefim İngiltere Li-

gi’nde oynamak. Orada da devamlı

oyuncu olmak istiyorum. AMillî

Takım’da da 9 numaralı formaya

sahip olmak istiyorum. Hedeflerim

bunlar…

Ay-yıldızı Genç Millî Takımlarda

göğsünde taşıyan bir oyuncu

olarak, AMillî Takımhakkında

neler düşünüyorsun? Bu büyük

hayale ulaşmak için ekstra

çalışmalar yapıyor musun?

Bu hayale ulaşmak için kulübümde

her idmandan sonra ekstra çalışı-

yorum. Gol vuruşu, kafa vuruşu,

ayak içi pas, ayak dışı pas çalışıyo-

rum. Uzun pas ve ters ayak pas ça-

lışıyorum. Geliştirmeye çalışıyorum

kendimi. Bazen salona giriyorum

ve kuvvet çalışması yapıyorum.

Yeni hocamız geldi. Lokman Yıldız

Hocamla kondisyon çalışıyoruz.

Sağ olsun bize çok iyi bakıyor.

Özelliklerimizi daha iyiye ulaştır-

mak için çok çalışıyor. Kendimi ge-

liştirmeye uğraşıyorum çünkü A

takımoyuncusu olmak kolay değil.

Futbol dünyası bugüne kadar

silinip giden sayısız genç yetenek

gördü. Sen de Türk futbolunun

gözbebeği genç yeteneklerinden

birisin. Böyle bir tehlike genç ve

tecrübesiz oyuncuların yanı

başında duruyor. Bu tehlikeden

nasıl koruyorsun kendini?

Bu tehlikelerin farkındayım. Bunu

her gün idmandan önce ve sonra

düşünüyorum zaten. Gece yatma-

dan önce ileriki futbol yaşantımı

düşünüyorum. Önümdeki olumsuz

örnekleri inceliyorum. Onların

yaşam tarzlarını biliyorum. Hatta

birisiyle konuşmuşluğumda var.

Onun yaptığı hataları yapmamaya

çalışıyorum. Kulüpten giden birkaç

oyuncuda da bu yanlışları gördüm.

Bunlara çok dikkat ediyorum artık.

Her genç oyuncunun kendisine

örnek aldığı isimler vardır. Semih

Yıldız kendisine kimleri, hangi

özellikleri sebebiyle örnek alıyor?

İlk önce Diego Costa’yı kendime

örnek alıyorum, çünkü oyun stilini

kendime benzetiyorum. Gol vuruş-

larımız bence benziyor. Biraz hırslı.

O da sinirli benimgibi… O yönlerini

benzetiyorum. Onun dışında da

Luis Suarez’i örnek alıyorum.

İkisi de sinirli oyuncular…

Peki, senin kırmızı kart görmüşlü-

ğün var mı?

Bir kere olmuştu. O da hakem

hatasıydı… Sarı kartımbile yoktu.

Maçın sonunda ellerimi açtımdiye

kırmızı kart gördüm. Saha içi biraz

farklı oluyor malûm. Stres oluyor…

Boş zamanlarını nasıl değerlendi-

riyorsun? Hobilerin neler?

Bursa’da evden çok çıkmıyorum

yine… Takım arkadaşlarımla

geziyorum. Zaten idmanların

yorgunluğundan çıkmaya halimiz

kalmıyor. Hafta sonu geziyorum

sadece… Evde olduğum sürece

oyuncuları izliyorum. FIFA oyna-

maya devam ediyorum. Zaten ar-

kadaşlarımızla buluştuğumuzda da

konuştuğumuz konu genelde

futbol oluyor. Kendimizi nasıl

geliştiririz, bunun üzerine

konuşuyoruz.

Bugün Genç Millî Takımlardasın,

Bursaspor’da yoluna devam edi-

yorsun. Ailen bu duruma ne diyor?

Onlar için garip bir durum.

Sakatlıklardan sonra onlar benden

ümidini kesmişti. “Bir daha olmaz,

toparlayamazsın” diyorlardı. Ben

ümidimi kesmedim onlar gibi.

Şu an bu durumonlara da garip

geliyor. Ama seviniyorlar da tabiî ki.

Sevindiklerini gözlerinden,

yüzlerinden anlıyorum.

Kardeşinle aran nasıl? Senin

maçlarına geliyor mu?

Aram çok iyi onunla. Hediyeler

alıyorum ona. Maçlarıma geliyor,

izliyor beni. Hatta annem, babam,

anneannemler gelip beni izliyor.

İlk önce Diego Costa’yı

kendime örnek

alıyorum, çünkü oyun

stilini kendime

benzetiyorum. Gol

vuruşlarımız bence

benziyor. Biraz hırslı.

O da sinirli benim

gibi… O yönlerini

benzetiyorum. Onun

dışında da Luis

Suarez’i örnek

alıyorum.

98

99