

Oyun içinde sinirleniyorum… Çok
hâkim olamıyorumkendime. Bu
konuda kendimi geliştirmem lâzım.
Sinirlerimi kontrol edemezsem
kötü olabilir. Futbol açısından
baktığım zaman araya koşularım
ön plana çıkmalı. Bunları geliştir-
meliyim. Sol ayağımı da biraz daha
geliştirmemgerekiyor. Sağ ayağım
daha iyi çünkü…
Seninle birlikte futbola başlayan
birçok arkadaşın senin ulaştığın
noktaya gelemedi. Sense birçok
zorluğu aşarak bugün Genç Millî
Takımlarımızda forma giyiyorsun.
Geriye baktığın zaman arkadaşla-
rından neyi farklı yaptığını düşü-
nüyorsun?
Antrenman performansı bence en
önemli etkenlerden birisi. Hırsım,
isteğimvardı. Kendimi geliştiriyor-
dumhep. Daha çok çalışmak isti-
yordum. Çalıştımve buralara kadar
geldim. Diğer arkadaşlarımda fut-
bolu bırakmadı ve devam ediyorlar.
İnşallah onlar da iyi yerlere gelirler.
Antrenman performansımmaçlara
da yansıdı. Maçlarla beraber
buralara kadar geldi.
U14, U15 ve U16 Millî Takımlarında
pek çok kez millî oldun. Teknik Di-
rektör Mehmet Hacıoğlu tarafından
ilk kez U17 Millî Takımı’na seçildin.
Bu ay Avrupa Şampiyonası Eleme
Turu’nda Çek Cumhuriyeti’nde
Çek Cumhuriyeti, İsrail ve
Ermenistan’la aynı grupta maçlara
çıkacağız. Bu zorlu karşılaşmalar
için ne düşünüyorsun?
Avrupa Şampiyonası elemeleri
zor geçecek. Bizimle birlikte diğer
takımlar da bir yaş daha büyüdü.
Önceki senelere göre daha zor
geçecek. Futbol anlayışları da
değişti. Büyüdükçe zorlaşıyor.
Onlardan iyi bir takım olduğumuzu
düşünüyorum. Diğer yaş grupların-
daki millî takımlara oranla U17
arasında çok büyük bir fark göre-
miyorum. Zaten arkadaşlarımla
hep beraberdik. Kulüplerden de
tanışıyoruz. Futbol dışı hayatımızda
da arada sırada beraber oluyorduk.
Şu an bir fark göremiyorum. Sa-
haya çıkmadan belli olmaz tabiî.
Millî Takımdüzeyinde böylesine
büyük turnuvalarda forma giymek
seni nasıl motive ediyor?
Böylesi büyük turnuvalarda başa-
rılı olursam, kulübümde de başarılı
olacağıma inanıyorum. Kulübümde
profesyonel olmayı hedefliyorum.
İnşallah başarılı olursamo profes-
yonellik de gelecektir ardından.
Oradaki başarılarımbaşka turnu-
valarda da devam ederse inşallah
kulübümden başka bir Avrupa
kulübüne transfer olabilirim…
Daha önce Enes Ünal’ı araştırırken
görmüştüm. Millî Takımkariyeri
inanılmaz. Neredeyse her maçta
golü var. Enes de senin yolundan
geldi ve bugün çok büyük başarı-
lara imza atıyor. Bu durum seni
nasıl motive ediyor?
Enes ağabey benim örnek aldığım
oyunculardan biri. Özel hayatıyla
olsun, futbolculuğuyla olsun
gerçekten karakteri çok düzgün.
Ben sakatlandığımda da yanıma
gelmişti zaten. İnsanlığını da
futbolunu da çok beğeniyorum.
Son vuruşları, topu koruması muh-
teşem. Örnek alıyorumkendisini…
Sakatlıkları ne zaman yaşadın?
13 yaşında çapraz bağlarımkoptu.
6 ay futbol oynamadım. Ardından
15 yaşında bir kez daha koptu.
Ameliyat oldum. Toparladımve
devam ediyorum şu an…
Ağır sakatlıklar da yaşamış bir
oyuncu olarak bu durum seni
nasıl etkiledi?
Çok kötü etkiledi. İki sakatlık da
6 ay sürdü. Hayatımın en kötü
zamanlarıydı. Psikolojik olarak,
ruhsal olarak çok bozulmuştum.
Üzüntü vardı baya. “Nasıl dönece-
ğim, nasıl toparlayacağım?” düşün-
cesi vardı. Bu düşünceler beynimi
parçalıyordu. Bunları düşünmekten
geceleri uyuyamıyordum. Kulüp
doktorları çok özen gösteriyordu
bana. Onların ve salonda çalıştığım
hocalarımın ilgisiyle birlikte düzeldi
bacaklarım. Şu an çok iyiyim.
İki ağır sakatlıktan sonra bugün
U17 Millî Takımındasın. Başarmış-
sın, üstüne koymuşsun, tekrar
yukarı çıkmışsın… Bu durumun
seni daha da güçlendirmiş olması
gerekiyor…
Kesinlikle motive ediyor. Aslında
bana da biraz garip geliyor. İki
büyük sakatlığın üzerine böyle
devam etmek hemdeğişik hemde
motive edici bir durum.
Kariyer basamaklarının daha
çok başındasın. İleriye baktığında
kendini nerede görmek istiyorsun?
Hedeflerin neler?
İlk hedefimBursaspor’da A takıma
çıkmak ve devamlı oyuncu olmak.
Ondan sonraki hedefim İngiltere Li-
gi’nde oynamak. Orada da devamlı
oyuncu olmak istiyorum. AMillî
Takım’da da 9 numaralı formaya
sahip olmak istiyorum. Hedeflerim
bunlar…
Ay-yıldızı Genç Millî Takımlarda
göğsünde taşıyan bir oyuncu
olarak, AMillî Takımhakkında
neler düşünüyorsun? Bu büyük
hayale ulaşmak için ekstra
çalışmalar yapıyor musun?
Bu hayale ulaşmak için kulübümde
her idmandan sonra ekstra çalışı-
yorum. Gol vuruşu, kafa vuruşu,
ayak içi pas, ayak dışı pas çalışıyo-
rum. Uzun pas ve ters ayak pas ça-
lışıyorum. Geliştirmeye çalışıyorum
kendimi. Bazen salona giriyorum
ve kuvvet çalışması yapıyorum.
Yeni hocamız geldi. Lokman Yıldız
Hocamla kondisyon çalışıyoruz.
Sağ olsun bize çok iyi bakıyor.
Özelliklerimizi daha iyiye ulaştır-
mak için çok çalışıyor. Kendimi ge-
liştirmeye uğraşıyorum çünkü A
takımoyuncusu olmak kolay değil.
Futbol dünyası bugüne kadar
silinip giden sayısız genç yetenek
gördü. Sen de Türk futbolunun
gözbebeği genç yeteneklerinden
birisin. Böyle bir tehlike genç ve
tecrübesiz oyuncuların yanı
başında duruyor. Bu tehlikeden
nasıl koruyorsun kendini?
Bu tehlikelerin farkındayım. Bunu
her gün idmandan önce ve sonra
düşünüyorum zaten. Gece yatma-
dan önce ileriki futbol yaşantımı
düşünüyorum. Önümdeki olumsuz
örnekleri inceliyorum. Onların
yaşam tarzlarını biliyorum. Hatta
birisiyle konuşmuşluğumda var.
Onun yaptığı hataları yapmamaya
çalışıyorum. Kulüpten giden birkaç
oyuncuda da bu yanlışları gördüm.
Bunlara çok dikkat ediyorum artık.
Her genç oyuncunun kendisine
örnek aldığı isimler vardır. Semih
Yıldız kendisine kimleri, hangi
özellikleri sebebiyle örnek alıyor?
İlk önce Diego Costa’yı kendime
örnek alıyorum, çünkü oyun stilini
kendime benzetiyorum. Gol vuruş-
larımız bence benziyor. Biraz hırslı.
O da sinirli benimgibi… O yönlerini
benzetiyorum. Onun dışında da
Luis Suarez’i örnek alıyorum.
İkisi de sinirli oyuncular…
Peki, senin kırmızı kart görmüşlü-
ğün var mı?
Bir kere olmuştu. O da hakem
hatasıydı… Sarı kartımbile yoktu.
Maçın sonunda ellerimi açtımdiye
kırmızı kart gördüm. Saha içi biraz
farklı oluyor malûm. Stres oluyor…
Boş zamanlarını nasıl değerlendi-
riyorsun? Hobilerin neler?
Bursa’da evden çok çıkmıyorum
yine… Takım arkadaşlarımla
geziyorum. Zaten idmanların
yorgunluğundan çıkmaya halimiz
kalmıyor. Hafta sonu geziyorum
sadece… Evde olduğum sürece
oyuncuları izliyorum. FIFA oyna-
maya devam ediyorum. Zaten ar-
kadaşlarımızla buluştuğumuzda da
konuştuğumuz konu genelde
futbol oluyor. Kendimizi nasıl
geliştiririz, bunun üzerine
konuşuyoruz.
Bugün Genç Millî Takımlardasın,
Bursaspor’da yoluna devam edi-
yorsun. Ailen bu duruma ne diyor?
Onlar için garip bir durum.
Sakatlıklardan sonra onlar benden
ümidini kesmişti. “Bir daha olmaz,
toparlayamazsın” diyorlardı. Ben
ümidimi kesmedim onlar gibi.
Şu an bu durumonlara da garip
geliyor. Ama seviniyorlar da tabiî ki.
Sevindiklerini gözlerinden,
yüzlerinden anlıyorum.
Kardeşinle aran nasıl? Senin
maçlarına geliyor mu?
Aram çok iyi onunla. Hediyeler
alıyorum ona. Maçlarıma geliyor,
izliyor beni. Hatta annem, babam,
anneannemler gelip beni izliyor.
İlk önce Diego Costa’yı
kendime örnek
alıyorum, çünkü oyun
stilini kendime
benzetiyorum. Gol
vuruşlarımız bence
benziyor. Biraz hırslı.
O da sinirli benim
gibi… O yönlerini
benzetiyorum. Onun
dışında da Luis
Suarez’i örnek
alıyorum.
“
98
99