TR
EN
E- Bülten

Grassroots Futbol'un bugünü ve geleceği üzerine teorik altyapı 16.04.2012
Grassroots Futbolun bugünü ve geleceği üzerine teorik altyapı
Futbolumuzun geleceğinin planlamasını doğru kurgulamak için öncelikle ülke gerçeklerinin tes­pitini yapmak gerekir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğal futbol alanları kaybolmaya yüz tutmuş, ayrıca oyunun karşısına bilgisayar gibi çok çetin bir rakip çıkmıştır. Bu nedenle geçmi­şin zengin kaynaklarının yerini alacak, çocukların eğlenerek gelişecekleri yeni ortamlar yaratmak bir zorunluluktur.

Hazırlayan: Serbülent Şengün
Futbol Gelişim Bülteni / Nisan 2012

Grassroots futbolun geleceğini tartışmadan önce kavram üzerinde mutabık kalmak önemli. Çünkü Grassroots Futbol'dan ne anladığımızı tam olarak netleştirmeden, konunun geleceği üzerine görüşler bildirmek sağlıklı olmayacaktır.

Grassroots Futbol kavramı, sadece ülkemizde değil, birçok ülkede tam anlamıyla anlaşılır olmamıştır. Bu durum bir çok zaman ülke federasyonlarının Grassroots Futbolu'nda neler yapmaları gerektiği konusunda fikir ayrılıkları oluşmasına sebebiyet vermektedir. En genel geçer tanımı yapıldığında Grassroots Futbol; Profesyonel Futbol ve Elit Genç Futbolcu Gelişimi'nin dışında kalan tüm futbol alanlarını kapsamaktadır. Tanım bu şekilde yapıldığında Grassroots Futbol hemen iki ana kategoriye ayrılabilir;

• Elit futbolcu havuzuna aday oyuncuların oynadığı futbol (çocuk ve genç futbolu)

• Elit futbolcu havuzuna aday olmayan oyuncuların oynadığı amatör ve rekreasyonel futbol, (amatörler, veteranlar, halı saha futbolu, engelliler, futsal, plaj futbolu)

Dolayısıyla Grassroots Futbolu'nda yapılacakları düşünmeye başladığınızda önce bu iki ana damar üzerinde konuya yaklaşımın tespit edilmesi ve bunların ayrı mecralar olduğunun netleştirilmesi gerekmektedir. Türkiye'de yetişkinlerin oynadığı amatör ve rekreasyonel futbolda yeterince zenginlik olmasa da ülkemizde Grassroots Futbol'da sorunun bu alanda olmadığını düşünmekteyim. Amatör futbolumuzda A takım düzeyinde illerde futbola katılım yetersiz olmakla birlikte kötü düzeyde değildir. Bunun yanı sıra son yıllarda oluşturulan kayıt ve alternatif lisans sistemleri ile zaten bir şekilde yaşadığı ilde/ilçede turnuvalarda futbol oynayan insanlar da kayıt altına alınmıştır. Almanya, İngiltere gibi ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'deki rakamlar oldukça yüksek olmamakla birlikte sorunumuzun temeli kesinlikle burada değildir. Engelli futbolunda ise ülkemizin bir çok UEFA üyesi ülkeye nazaran daha fazla yol aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Esas önemli ve büyük sorunumuz, elit futbolcu havuzuna aday oyuncuların yani çocukların ve gençlerin oynadığı futboldadır. Öncelikle bu tanımı biraz daha açmak gerekir. Bu gruptaki çocuklar 6 ila 15 yaş arasındadır. Hepsi yetenekli değildir, böyle bir beklenti ya da ayırım yoktur. Amaç bu grupta mümkün olduğu kadar çocuğa futbol oynatıp, onların bu oyunu sevmelerini sağlamak, hayatları boyunca onların bir şekilde bu oyunda katılımcı veya izleyici olarak var olmalarını sağlayacak temelleri atmak, futbol oyununun temellerini doğru öğrenmelerini sağlamak ve dolayısıyla aralarında daha sonra elit futbola geçecek yetenektekilerin doğru becerileri öğrenmiş bir şekilde yukarı çıkmalarını sağlamaktır. Bu çocuklardan çok azı daha sonra futbola hizmet edeceklerdir, önemli olan çocukların sağlıklı büyümesi ve sosyalleşmesine katkı sağlayacak şekilde futbolun çocuklara hizmet etmesidir. Bu sağlandığı zaman zaten bu çocukların arasından ülke futboluna önemli hizmetler verecek olanlar çıkacaktır.

Bir futbol federasyonunun iki ana çerçevede de Grassroots Futbolu'na yatırım yapması, konulara eğilmesi şarttır. Bununla birlikte bir ülkede futbolun geleceğine dair yatırımın ağırlık olarak yetişkinlerin rekreasyonel futboluna olan yatırımından kat be kat fazla olması da bir diğer zorunluluktur.

Çocuk ve Genç Futbolu için gereklilikler ve bazı veriler

Grassroots Futbol'da vurgunun çocuk ve genç futbolda olması gerektiğini ifade ediyorsak Grassroots Futbol'un gelişimi için bazı gerekliliklerin altı çizilmelidir. Bir Grassroots Futbol faaliyetinde aşağıda sıralanan unsurların varlığı önemlidir:

Çocukların futbol oynayacakları alanların olması

Bu alanların öğrenmeye ve gelişime müsait olması

Bu alanlardaki faaliyetlerin eğlenceli olması

(Eğer varsa) Bu alanlardaki eğitmenlerin/antrenörlerin çocuklara bu gelişim imkanlarını sağlayabilecek bilgi ve becerilere sahip olmaları

Dolayısıyla ne yapacağımızı tam anlamıyla bulabilmek için sorularımızı bu çerçevede sormamız doğru olacaktır, bugün;

Çocuklarımızın futbol oynayacakları alanlar var mıdır? Ne kadar vardır? Nerelerdedir?

• Bu alanlar çocukların gelişmesine müsait midir?

• Çocuklarımız bu alanlarda eğlenmekteler mi? Alternatif hangi eğlenceler çocuklarımıza sunulmaktadır? Alternatif eğlencelere erişim daha mı kolaydır?

• Çocuklarımıza futbolu öğretenler kimlerdir? Çocukların dünyasına göre bir eğitim sunmaktalar mıdır?

Bu noktada biraz zamanımız çocuklarının içerisinde bulunduğu ortamı tanımlamaya çalışalım;

• Türkiye nüfusunun %70' i kentlerde yaşamaktadır

• Türkiye nüfusunun %50 'si 8 kentte yaşamaktadır.

• Nüfus artışı 4 senede ülke genelinde %4 iken, bu sekiz şehirdeki nüfus artışı %16 civarında olmuştur.

• Türkiye de büyük şehirlerde internet penetrasyonu haneler göz önüne alındığında %50'lerde. Bu her iki evden birinde bilgisayar ve internetin var olduğu anlamına gelir. İnternet kafelerin yaygınlığı da düşünüldüğünde çocukların internete erişiminin yüksekliğinin çok daha yüksek oranlarda olduğu gözükmektedir.

• TV kanallarının artışına paralel çocuklara yönelik yayın yapan kanalların çoğalması ve hatta belirli ölçülerde evlerdeki TV sayısının artışı çocuğun zaman kullanımı konusunda alternatif eğlencelerinin bolluğu anlamına gelmektedir.

• 2010 yılında TBMM'ye verilen bir soru önergesine gelen cevapta görüldüğü üzere Türkiye'de dershaneye gitme yaşı 10 dan başlamaktadır. Eğitim sistemi ile ilgili bir Dünya Bankası raporunda ifade edildiği üzere mevcut eğitim sistemi ve dershane modeli çocuklarda ciddi biçimde bunalım/depresyon yaratmaktadır.

• Bir çok şehirde tam gün eğitim uygulaması ile birlikte öğrenciler eğitim yılının önemli bir kısmında gün ışığının olduğu saatlerde okullarda bulunmaktadır.

Yukarıdaki dağınık verileri biraz toplamaya gayret gösterirsek ve konuyu biraz da karikatürize edersek ülkemizdeki ortalama bir çocuk; her geçen sene daha çok kalabalıklaşan büyük bir şehirde yaşıyor. Etrafında oyun oynayabileceği alanlar ise son derece kısıtlı. Okuldan 3.30 gibi çıkıyor, eğer yaşı 11-12 ise muhtemelen bazı günler dershaneye de gidiyor, dolayısıyla kendine ancak akşam saatleri dışında pek zaman ayıramıyor. Muhtemelen evinde bilgisayar var, ya da en azından civarda bir internet kafeden internet kullanabiliyor. Akşamlarını TV ve/veya bilgisayar başında geçiriyor, ulusal sınavlardan birine girme yaşındaysa bazı akşamlarında okul ve dershane sonrasında evde de ders çalışıyor ve/veya ailesinin ders çalışması yönündeki baskısıyla karşı karşıya.

O zaman geleceği nasıl kurgulamalıyız?

Tüm bu gerçekleri önümüze koymadan futbolun geleceğinin planlamasını yapmak mümkün değildir. Bunların yanı sıra bir de zihinsel bazı alışkanlıklarımızı da net olarak tanımlarsak, bir sonuca gitmek adına düşünsel altyapımızı tamamlamış oluruz.

Bugün Türk Futbolu'ndaki enteresan sorunlardan biri de, oyuncuların kulüplere katılım yaşına ulaştıklarında onların, yaşlarına göre (görece) hazır olarak gelmelerinin beklenmesi. Bunu açmak gerekirse; bazı antrenörler günümüzde 12 yaşındaki bir çocuğun doğal futbol deneyimi yaşadığı ve bu süreçten geçerek kulübe geldiği öngörüsüyle hareket edebiliyor. Oysa geçmişin aksine çocuklar küçük yaşlarda futbol oynama şansı bulamıyor ya da çok kısıtlı faaliyetlerde bulunuyor. Bu fark net olarak bilinmesine rağmen zihinsel bir bariyer gibi kulüplerin alt yaş kategorilerinde aktif olmalarını engelliyor.

Geçmişle kıyaslandığında günümüzdeki en ciddi eksik çocukların kendi doğal ortamlarında, eğlenerek, yönlendirilmeden, kendi kendilerine organize olarak ve bol bol, hatta bir çok zaman her gün saatlerce futbol oynadıkları dönemin sona ermesidir.Bu tür futbol, nasıl bir alan mevcutsa ona göre kurgulanan, kaç kişi varsa o kadar kişilik takımların oluşturulduğu, zaman tahdidini gün ışığının oluşturduğu bir futboldur. Oysa bugünün dünyasında anlatmaya çalıştığımız üzere Türkiye'nin bir çok yerinde çocuklar sokaklara çıkmadıklarından kendi kendilerine organize olma şansları yok. Sokağa çıkabildikleri saatte de zaten hava kararmaya yüz tutuyor. Bu engelleri aşıp sokağa çıktıklarında ise bu kez karşılarına oynayacak alan ve geçmişte çocukların futbol sahası işlevini üstlenen sokaklardaki yoğun trafik tarzı sorunlar çıkıyor.Bu sıkıntıları başka örneklerle de süslemek mümkün. Ama sıralanan problemlerin mevcut durumu ortaya koymak için yeterli olduğunu düşünüyorum.

"Hiçbir şey eskisi gibi değil" kolaycılığı yerine, yeni dünyada geleceğimizi yeniden nasıl inşa edebileceğimize ve etmemiz gerektiğine bakmak zorundayız.

Yukarıdaki paragraflarda anlatılanlardan sonra Grassroots Futbol'un geleceğine dair bir takım öngörülerde bulunabiliriz. Öncelikli önermemiz, kaybedilen doğal futbol ortamının yerine koyacağımız futbol ortamının doğallığı taklit eden bir yapıda olması gerektiği. Doğal ortamı görece; oyuncu sayısında, oyun alanı büyüklüğünde ve oyun sürelerinde esnek olarak taklit edebiliriz. Bununla birlikte çocukların artık kendiliğinden futbol oynamaya başlamadıklarını göz önüne alarak, onların futbol oynamasına olanak sağlayan organizasyonları oluşturup, onların bu organizasyonlara kolayca erişimini sağlamalıyız.

Yukarıda daha önce sorduğumuz soruları benzer şekilde tekrar sorarak, onların kısa cevaplarını verelim.

Çocuklarımızın futbol oynayacakları alanlar var mıdır? Ne kadar vardır? Nerelerdedir? Bu alanlar çocukların gelişmesine müsait midir?

Türkiye'nin önemli bir kısmında çocukların eskisi gibi sokaklarda, mahalle aralarındaki arsalarda vb. yerlerde futbol oynayacakları alanlar bulunmamaktadır. İdeal olanı özellikle büyük şehirlerde çocukların, sadece futbola da değil, genel olarak spor yapmasına yönelik olarak basit fonksiyonel alanların, özellikle okulların yakınlarına, belediyeler tarafından inşasıdır.

Daha hızlı çözüm eldeki imkânların kullanılmasıyla olacaktır. Özellikle büyük şehirlerde ciddi miktarda bulunan mini halı sahalar gündüz saatlerinde genellikle boş durmaktadır. Şu an için çocuklar ve halı saha arasındaki bağ kurulmamış olmakla birlikte, çocuklara yönelik etkinlikler için halı sahaların bir alan olarak kullanılması, belirli bir düzeyde güvenliği ve belirli bir standartta futbol alanını garanti etmektedir. Bunun yanı sıra özellikle yakın zamanda otopark olmaktan "geri kazanılan" okul bahçeleri de büyük önem taşımaktadır.

Diğer yandan burada en ama en önemli unsurlar futbol kulüpleri olmak zorundadır. Futbol kulüplerinin profesyonel ve/veya amatör tesisleşme yönünde vakit kaybetmeden hızla hareket etmeleri bir zorunluluktan da ötedir. Burada ülkemizde garip bir paradoks da bulunmaktadır. Büyük şehirlerde kulüp sayısı fazla olmakla birlikte bu kulüplerin kullanabilecekleri tesisler bulunmamaktadır. Maalesef yıllardır süren çarpık yapılaşma sayesinde tesis yapılacak alanlar da yok gibidir. Bu gerçeklerin üstüne bir de kulüplerin sadece A takım düzeyindeki faaliyetlerini ciddiye alma hevesleri eklenince kentlerdeki çocuklar için kulüp futbolu yok gibi bir şeydir. Diğer yandan ise, tesis yapılacak alanların var olduğu, veya çocukların nispeten sokaklarda daha özgür bir biçimde futbol oynadığı küçük şehirlerde/ilçelerde ise kulüpler yoktur veya var olanlar gene çocuk futbolunda faaliyet göstermemektedir. Bu noktada yapılması gereken mümkün olan en kısa sürede kulüplerin mevzuat düzenlemeleri ve belirli bazı teşviklerle bu konudaki vecibelerini yerine getirmelerini sağlamaktır. Bu konuda Türkiye Futbol Federasyonu'nun yaptığı çalışmalar yakın zamanda kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Bir çok kulüp futbol okulları altında tüm sezon ya da sadece yaz dönemi süren etkinlikler de düzenlemektedir. Bu etkinlikler ise genellikle çocukların "doğal" gelişimine çok uzak uygulamalar olarak dikkat çekmekte ve hatta futbola meraklı çocukları futboldan soğutabilecek bir çok unsur içermektedir.

En önemli parametre zaman

Bahsettiğimiz mecraların gerçek anlamında kullanımına geçilmeden mecraların gelişime katkısı sorusu bir çelişki gibi gelebilir. Bununla birlikte şu anda da ifade edilmesi gereken nokta çocuklara futbol oynattığımız kadar gelişim potansiyelinden bahsedebileceğimizdir. Başka bir deyişle bir çocuğun (sadece futbol için de geçerli değildir) bir konuda gelişmesi, üzerinde harcadığı saatle doğru orantılıdır. Ne kadar çok o işle uğraşırsa o kadar gelişebilir. Dolayısıyla biz çocuklara ne kadar çok zamansal olarak futbol oynatabilirsek o kadar gelişimlerine katkıda bulunabiliriz. Zaman en önemli parametre olarak gözükmektedir.

Çocuklarımız bu alanlarda eğlenmekteler mi? Çocuklarımıza futbolu öğretenler kimlerdir?

Çocuğun futbola erişimi yoksa zaten bu sorunun anlamı yok. Futbol okulu, kulüp etkinliği, okul etkinliği gibi ortamlarda ise bu konuyu sorgulamak zorundayız. Bu mecralarda çocukların eğlenmesini sağlayamadığımız sürece futbola devam etmeyeceklerinin altını çizmemiz gerekmektedir. Bilgi eksikliğinden ya da alışkanlıklardan, küçük yaş çocuklarımıza eğlenceden ziyade büyüklere yönelik antrenmanların küçük versiyonları yaptırıldığı sürece çocukların futboldan zevk alması, zevk almadığı sürece de süreklilik mümkün değildir. Bugün üst düzeye gelmiş hangi futbolcuya sorsanız çocuk yaşlarında sürekli futbol oynadığından, bunun eğlencesinden ve bu eğlence süresince kazandığı becerilerden bahsetmektedir.

Tekrar etmek gerekirse eski doğal ortamı taklit etmemiz gerekiyor. Bu durumda bu taklit ortamını yaratacak eğitimcilere büyük rol düşüyor. Şu aşamada bu görevi ifa edeceklerin eğitimlerinin yeterliliğini değerlendirmek adil olmayacaktır. Zira federasyon olarak bu yeterlilikleri sağlayacak eğitimleri ve içerikleri yeni oluşturmaya başladık ve/veya bu içeriklere erişim kolay değil. Futbol Gelişim Direktörlüğü'nün önümüzdeki dönem içerisinde öncelikli misyonlarından bir tanesi çocuklarla çalışan antrenörlere bu eğitimi ve eğitim malzemelerine erişimi kazandıracak yapılar kurmak olacaktır.

Bu yazı ile ülkemizde anlamının ve öneminin idraki konusunda eksiklik bulunduğu düşünülen Grassroots Futbolu'nun teorik altyapısının anlatılmasının önümüzdeki dönemde yapılacak birçok çalışma için önem taşıdığının altını çizmek istedim. Gelecek sayılarda Grassroots Futbolu'nun geleceğine dair daha detaylı çalışmalara yer vereceğiz.