TamSaha 128. Sayı - page 94-95

94
95
ve Kabataş İdâdîsi’nden şahâdet-
name almıştır. Kabataş Lisesi’ni
15 yaşında ikmâl ettikten sonra
Dârülfünun Edebiyat Fakültesi’ne
girmek istemiştir. Fakat yaşı on
beş olduğu için kendisini küçük-
tür diye kabul etmemişler. Şeref
bunun üzerine Devlet Şûrâsı’na
müracaat etmiş ve Dârülfünun’a
ertesi sene kabul olunmuştur.
Şeref, 326’da (1909) Beşiktaş’ta
Vâlide Çeşme’de spor kulübü kur-
muş ve bunun idâresi işinde gös-
terdiği muvaffakiyet derhâl
dikkati ve alâkayı celb etmiş, çok
takdir edilmiş ve gene bu tarih-
lerde bir spor teşekkülü ile birlikte
Şeref, Beşiktaş kulübüne iltihak
etmiştir.
Umûmi harpte ihtiyat zâbiti ola-
rak çalışmış ve Romanya cephe-
sinde şifre zâbitliği yapmıştır.
Şeref maarif hayatına Eyüp Sul-
tan’daki ilkmektepmüdürlüğüyle
başlamış, Trakya Maarif Müfet-
tişliğine kadar terakki etmiş,
fakat siyasi hayata atıldığı için bu
işten çekilmiştir.
Şeref, Beşiktaş kulübünün başına
geçtikten sonra bütün gayreti ile
bu kulübün ve kulüple beraber
Beşiktaş semtinin gençliğini
sporda yükseltmeye çalışmıştır.
Şeref’in spor hayatındaki en
büyük kudreti teşkilâtçılığıdır.
Şeref aynı zamandamatbûata da
intisâb etmiş (mensup olmuş) ve
İstanbul Matbûat Cemiyeti’nin
müessislerinden olmuştur. Son
zamanlarda Şeref muhtelif lise-
lerde tarihmuallimliği ve Beşik-
taş kulübünün başkaptanlığını
yapmakta idi. Bundan sonra Şe-
ref’in yıldönümlerinde yapacağı-
mız ihtifâllerde onun hâtıralarını
daha çok yâd ederiz...”
Ahmed Şerafettin Bey’in vefatını
Türkiye İdman Cemiyetleri İttifâkı
bakın nasıl duyurmuş:
“T.İ.C.İ İstanbul Mıntıkası
Riyaseti’nden:
Memleketimizin en kıymetli
sporcularından Şeref Bey, Pazar-
tesi günü akşamı saat 12:36’da te-
davi edilmekte olduğu Cerrah-
paşa Hastanesi’nde vefat etmiş-
tir. Cenazesi bugün saat 12:00’de
Beşiktaş Sinan Paşa Camiî’nden
kaldırılarak vasiyeti mucibince
tesis ettiği Çırağan Stadı’nda
merasimyapıldıktan sonra
Yahya Efendi’deki makberesine
defnolunacaktır.
Bütün sporcularımızın büyük
ölüye son ihtirâmvazifesini yap-
mak üzere 14 Haziran 933 Çar-
şamba günü tam saat 11’de
Beşiktaş’ta Sinan Paşa Camiî’nde
bulunmaları rica olunur.”
Şeref Bey’in vefatı gerçekten de
memleket idmancıları için çok
büyük bir felâketti. O gerek spor-
culuk, gerekse insanlık yönünden
örnek gösterilen bir sîmâydı.
Bakın bir devrin enmühimmec-
mûası olan Servet-i Fünûn’un
sahib-i imtiyâzı Ahmed İhsan Bey
onun için neler yazmış:
“... Şeref, memleketin nâdir yetiş-
tirdiği çok kıymetli bir vücuttu.
Şeref evvela sporcu idi, sonra da
zekâsı, akl-ı selimi, ilimve irfânı
ile tambir idâre adamı idi. Sporcu
Şeref bütünmemleket sporculu-
ğuna örnek olabilecek bir karak-
tere sahipti. Özü sözü doğru, mert,
âlicenâb bir insandı. Spor aşkı ile
can veren Şeref, sporumuza çok
büyük hizmetler îfâ etmiş, bu
yolda ebediyen pâyidar olacak
eserler vücuda getirmiştir. Bu
eserlerin en başında Beşiktaş ku-
lübünü görüyoruz. Bugün spor
kulüplerimizin birinci safında bu-
lunan ve büyük bir mevcudiyete
sahip olan Beşiktaş kulübü diye-
biliriz ki, Şeref’in eseridir. Kulübün
yükselmesi yolunda on beş yirmi
seneden beri Şeref’in sarf ettiği
emekler saymakla bitmeyecek
kadar çoktur.
Şeref, spor hayatımızda sadece
kulüpçü olarak kalmamıştı. O
Türkiye İdman Cemiyetleri İttifâ-
kı’nın damuhtelif şubelerinde va-
zifeler almış, her aldığı vazifede
büyükmuvaffakiyetler göstermiş,
Türk sporculuğunun yükselmesi
içinmütemadiyen çalışmıştır.
Futbol Federasyonu umumi kâ-
tipliklerinde, İstanbul mıntıkası
merkez heyeti riyasetlerinde,
mıntıka futbol heyeti reislikle-
rinde bulunduğu sıralar dürüst
hareketi, akl-ı selimi ve mertliği
ile temâyüz etmiş, her başladığı
işi başarmış, her yaptığı işte
memleket sporuna yeni yeni fay-
dalar kazandırmıştır...”
Şeref Bey’in en yakın arkadaşla-
rından biri de memleket matbûat
âleminin belki de enmümtaz şa-
hıslarından biri olan Türkspor
mecmûası sahibi Telât Mitat
Bey’dir. Şeref Bey’in vefatı usta
gazeteciyi derinden sarsmış:
“Türk Sporunun ve Türkspor’un
Şerefi Öldü!”
“Bir gün gelip de Şeref’in ölümü
için, onun bana hediye ettiği siyah
beyazlı kalemle yazı yazmak ne
elim talihsizlik ve hayatın ne
melun işkencesidir.
Şeref’imiz öldü. Bu iki kelimenin
içine giren fecî hakîkat Türk sporu
ve Türkspor için çok acı şey ve
pek büyük ziyan!..
Her hareketinden neşe, sıhhat,
faâliyet taşan Şeref bugün elim
bir hastalığın kurbanı olarak kara
toprakların altında yatıyor...
Çarşamba günü onun aziz vücudu
ile beraber toprağa vatanperver
bir Türk, iyi bir hoca, temiz bir aile
babası, candan bir kardeş, büyük
bir spor adamı, teşkilâtçı bir ka-
rakter, dürüst bir hakem, kulüp
kuran bir adam, imanlı bir yaradı-
lış gömdük.
‘Merhaba cânım efendim...’
diye-
rek pürneşe odaya girer ve masa
başına geçer. Paketini çıkarır ve
muhakkak etrafına sigara dağıtır.
Yassı çakmağı (ile) herkesin
sigarasını itinâ ile yakar. Kendi
sigarasını bir mahfazadan (kutu-
dan) çıkardığı kalın kehribar ağız-
lığa takar. Dişlerinin arasına alır
ve sigara dumanından iç içe mun-
tazamhalkalar yaparak konuş-
maya başlardı.
Çok güzel konuşurdu. Güzel teş-
bihler, tahaf (tuhaf) fıkralarla ne
tatlı konuşurdu. Çünkü zekiydi,
samimiydi, şakacıydı, malûmat-
lıydı, iyi yaradılışlı, natûktu (güzel
kanuşan) da... Bütün bunlarla
sohbetinde herkesi kendine bağ-
layan bir fevkalâdelik vardı.
Şeref’in, tanıştığı adamı ilk tutan
tarafı budur. Ondan sonra onunla
arkadaşlığınız arttıkça, onu daha
yakından ve içten tanıdıkça bu
münâsebet derin bir sevgi hâlini
alır. İşte biz, onun yakın arkadaş-
ları, bugün derin bir matemin
içinde bunun için bunalıyoruz.
Öleceğini biliyorduk, insafsız bir
hakîkat onu bize gözlerimizle
takip ettiriyordu. Cerrahpaşa
Hastanesi’ne her yaptığımız ziya-
rette, onun o habis hastalıkla aç-
tığı maçta çarpışa, boğuşa, inliye,
çırpına her gün biraz dahamağlup
olduğunu acı acı fark ediyorduk.
Şeref’in irâde kuvvetini onu tanı-
yanlar iyi bilirler. İşte Şeref son
günlerinde bile vücudunu teslim
ettiği hastalığa irâdesini kaptır-
mamıştı. Kanser onun vücudu-
nunmaddesini yendi. Fakat o
melun âfet ilk defa olarak Şeref’in
sağlamve sporcu irâdesi karşı-
sındamağlup oldu.
O ölürken galip öldü...”
Telât Mitat yazısının devamında,
Şeref Bey’in Türkspor’daki çalış-
malarından ve yazılarından öv-
güyle bahsettikten sonra onun
teşkilâtçılığından demvuruyor ve
Türkiye İdman Cemiyetleri İtti-
fâkı’na mıntıka reisliği ve federas-
yon azalığı ile yaptığı hizmetleri
anlatıyor. Beşiktaş bahsinde ise
şunları yazmış:
“... Şeref spora Beşiktaş kulü-
bünde santraforvet (santrfor) oy-
nayarak başlamıştır. Basit bir
gençlik birliği hâlinde kurulan ku-
lübü bugünkü seviyesine çıkaran
bu eski merkez muhacimdir.
Beşiktaş’ın bugün birinci planda
kuvvetli bir kulüp oluşu onun
eseridir. Siyah-beyazı çocuğu gibi
severdi. Onun için hayatta yegâne
gâye, bütün o civar gençliğini si-
Büyük bir kalabalık ile Sinan Paşa Camîinden kaldırılan
Şeref Bey’in cenazesi.
Şeref Bey’inbizzat antrenörlüğünüve reisliğini yaptığı Beşiktaş Futbol Takımı
(1929-30). Yerdekiler; Hayati, Rıdvan. Oturanlar; Tahir, Eşref, Şeref (Reis),
Zeki, Salahaddin. Ayaktakiler; Adnan, Nafi, Hüsnü, Rüşdü, Şükrü,
İbrahim, HalisBeyler.
(2)
(3)
(4)
(5)
1...,74-75,76-77,78-79,80-81,82-83,84-85,86-87,88-89,90-91,92-93 96-97,98-99,100-101,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,114-115,...136
Powered by FlippingBook