Previous Page  84-85 / 146 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 84-85 / 146 Next Page
Page Background

menigge, Breitner, Dieter Hoe-

ness, Augenthaler… Aston Villa’da

ise İngiltere ve İskoçya Millî Ta-

kımlarında kendisine düzenli ola-

rak yer edinebilmiş tek bir

oyuncu dahi bulunmamaktaydı.

Tamam, buraya Dinamo Kiev ve

Anderlecht gibi iki çok önemli ta-

kımı eleyerek gelmiş olabilirlerdi

belki ama mucizenin daha fazla

devam etmesi, hele ki Bayern

karşısında, neredeyse imkânsızdı.

En büyük finalde

çaylak kaleci

Final mücadelesine Aston Villa bir

de talihsizlikle başlayacaktı.

Henüz sekizinci dakikada takımın

as kalecisi Jimmy Rimmer sakat-

lanmış ve yerini 23 yaşındaki de-

neyimsiz eldiven Nigel Spink’e

bırakmıştı. Spink o güne dek Villa

forması altında sadece bir resmi

maça çıkmıştı ve böylesine bir

maçta kaleyi devralacak olması da

elbette çok ciddi bir riskti.

Aston Villa buna rağmen topu ra-

kibine, işini de şansa bırakma ta-

raftarı değildi. Takımhalinde

savunmaya çekilmektense kora

kor mücadeleyi tercih eden Bir-

minghamekibi, BayernMünih ka-

lesine özellikle kanatlardan

geliştirdiği ataklarla gitmeye çalı-

şıyordu. Ancak Bayern’in gücü de

malûmdu ve Bavyeralılar özellikle

ilk yarının ortalarından itibaren

Aston Villa kalesini sıkça yokla-

maya başlayacaktı. Gelgelelimbu

dakikalarda beklenmedik bir

oyuncu performansı ortaya çıkı-

yor ve tecrübesiz Spink, kalesinde

art arda yaptığı kurtarışlarla dev-

leşiyordu. Spink ilk yarıda sadece

bir pozisyonda, Breitner’in orta-

sına Rummenigge’nin vurduğu rö-

veşatada topa bakakalmış ancak

onda da şans yardımcısı olmuş ve

top az farkla auta gitmişti.

İlk 45 dakikanın golsüz sona er-

mesinin ardından ikinci yarıda da

Bayern Münih’in tempolu futbolu

kaldığı yerden devam ediyordu.

Fakat Spink de aynı şekilde

kalesinde duvar örmeyi sürdür-

mekteydi. İkinci yarının ilk daki-

kalarında peş peşe gelen Bayern

atakları sırasında özellikle Dürn-

berger’in yakınmesafeden çek-

tiği şutu yere çok iyi yatarak

kontrol eden Spink o esnada fut-

bol tarihinin en ilginç kaleci hikâ-

yelerinden birini yazmakta

olduğunun farkında mıydı bilin-

mez ama performansı Aston

Villa’yı adım adımbir mucizeye

taşımaktaydı.

Dakikalar ilerledikçe Villa bırakın

yarı sahasını, ceza sahasından

bile çıkmakta zorlanır hale gel-

mişti. Sürekli golle burun buruna

olan Bayern, ilk bir saatlik süre

dolmak üzereyken Dieter Hoe-

ness’i altı pas içerisinde topla bu-

luşturduğundaysa tribünlerdeki

bütün Alman seyirciler “gol” diye

ayağa kalkmış ancak Spink bir

kez daha rakibinin önüne yatarak

tehlikeyi önlemeyi başarmıştı.

Aston Villa’nınsa bu yarıdaki ilk

ciddi atağı 65. dakikada geliyor

fakat Tony Morley’nin ceza sahası

üzerinden çektiği sert şut, üstten

auta gidiyordu.

Peter Withe’ten tarihi gol

İki dakika sonraysa futbol tari-

hindeki en büyükmucizelerden

birindeki kader anı gelip çatmıştı.

GaryWilliams’ın pasında sol

kanttan ceza sahasına giren Tony

Morley, karşısındaki HansWei-

ner’den sıyrıldıktan sonra topu

yerden içeri çeviriyor ve Bayern

savunmasının altı pas üzerinde

bomboş vaziyette unuttuğu Peter

Withe de topa ayağının içiyle do-

kunarak Aston Villa’yı 1-0’lık üs-

tünlüğe taşıyordu.

Maçın son bölümünde Bayern,

Rummenigge ile Spink’i sonunda

geçmeyi başaracaktı. Ancak

Rummenigge pozisyonda ofsayttı

ve ağlara giden top gol olarak

değer kazanmıyordu (Ofsayt ku-

ralı günümüzdeki şekliyle uygula-

nıyor olsaydı bu pozisyonun

nizami olacağını da ekstra bir bilgi

olarak verelim). Kısa süre sonra

da Fransız hakemGeorges Kon-

rath son düdüğünü çalıyor ve

Aston Villa bu unutulmaz maçın

ardından Avrupa şampiyonu un-

vanının yeni sahibi oluyordu.

Üç aylık teknik adamTony Barton

ile Villa kariyerinin ikinci resmi

maçında maçın adamı olan Nigel

Spink’in başarısını anlatmak

içinse kelimeler kifayetsiz kal-

maktaydı.

Aston Villa’nın peri masalı, bu ka-

darla da sınırlı kalmayacaktı.

Bordo-mavililer, Ocak ayına ge-

lindiğinde bu kez Süper Kupa’da,

bir başka devin, Barcelona’nın

karşısına çıkıyordu. Nou

Camp’taki ilkmaç, Marcos

Alonso’nun 52. dakikada attığı

golle 1-0 Barcelona lehine sonuç-

lanıyordu. Villa Park’taki rövanş-

taysa ilk yarı golsüz sona ererken

ikinci yarıda tansiyon artıyor ve

Barcelona’dan Julio Alberto elle

oynadığı için -ki kendisinin önce-

den sarı kartı vardı- kırmızı kart

görerek oyun dışı kalıyordu.

Barcelona buna rağmen Bernd

Schuster’in kullandığı bir frikikte

gole yaklaşacak ancak Alman yıl-

dızın çektiği şutta top yan direğe

çarparak dışarı çıkacaktı.

Süper Kupa’nın da sahibi

Karşılaşmanın bitimine 10 dakika

kala Aston Villa’nın kazandığı bir

serbest vuruş sonrası ceza sahası

içinde topa son dokunan isim

Gary Shaw oluyor ve Birmingham

ekibi bu golle 1-0 öne geçerek to-

talde eşitliği yakalıyordu. Kalan

sürede başka gol olmayınca da

karşılaşma uzatmalara gidecekti.

Uzatmaların 10. dakikasına gelin-

diğindeyse MarkWalters’ın Bar-

celona ceza sahası içerisinde

düşürülmesi neticesinde Aston

Villa bir penaltı kazanıyordu.

Gordon Cowans’ın kullandığı atışı

Barça kalecisi Urruti çeldiyse de

Cowans önüne düşen topu ta-

mamlıyor ve Aston Villa’yı 2-0

öne geçiriyordu.

Villa, skor avantajını ele geçirdik-

ten sonra da geri adım atmazken

104. dakikada Cowans’ın sol ka-

nattan kullandığı duran topta altı

pas üzerinde Ken McNaught uça-

rak kafayı vuruyor ve farkı üçe

çıkarıyordu. Bu golün santrası ya-

pılmak üzereyken Marcos Alonso,

çıkardığı tartışma sonucunda kır-

mızı kart gördüğündeyse sahada

dokuz kişi kalan Barcelona teslim

bayrağını iyiden iyiye çekmişti.

Kalan dakikalarda bir kırmızı kart

da Aston Villa’dan Allan Evans

gördüyse de maçta başka gol ol-

muyor ve Villa, sekiz ay aradan

sonra ikinci Avrupa kupasını da

müzesine götürüyordu.

Aston Villa, bu başarıdan birkaç

hafta önceyse Kıtalararası Ku-

pa’da Uruguay’ın Penarol ekibine

2-0mağlup olmuş ve uluslararası

düzeydeki üç kupayı birden alma

şansını tepmişti. 1982-83 sezo-

nunda son şampiyon sıfatıyla ka-

tıldıkları Şampiyon Kulüpler

Kupası’ndaysa çeyrek finalde

Michel Platini önderliğindeki Ju-

ventus’a elenecekler ve rüyadan

uyanacaklardı.

Premier Lig’inmüdavimi

Aradan yaklaşık 33-34 yıl geçtik-

ten sonra Aston Villa’nın bugünkü

durumuna baktığımızdaysa sene-

lerdir Premier Lig’de orta sıralar-

dan bir türlü yukarıya

ilerleyemeyen ve en nihayetinde

bu sezon da haftalar öncesinden

kümede kalma umudunu yitiren

bir takımvar ortada. Aslında

Aston Villa, tarihinin en büyük

başarısını yakaladığı sezondan

sadece beş sene sonra o zamanki

adıyla İngiltere Birinci Ligi’nden

küme düşmüştü. Ancak daha

sonra İngiliz Millî Takımı’nı da ça-

lıştıracak olan GrahamTaylor yö-

netiminde hemen ertesi sezon en

üst kümeye geri dönmüş ve

1990’da ligi ikinci sırada tamamla-

mış, Taylor millî takımın başına

geçtikten iki yıl sonra da Ron At-

kinson yönetiminde Premier

Lig’in kurulduğu sezon olan 1992-

1993 sezonunda bir ikincilik daha

elde etmişti.

O günden bugüne kadar geçen

süredeyse Aston Villa, Premier

Lig’de Manchester United, Arse-

nal, Liverpool, Chelsea, Everton ve

Tottenham ile birlikte hiç küme

85

84

Sakatlanan Jimmy

Rimmer’in

yerine oyuna

giren çaylak

Nigel Spink,

Bayern’e gol

izni vermedi.

Aston Villa, Süper Kupa’yı da

Barcelona’yı alt ederek kazanmıştı.

Kupayı

getiren

golün sahibi

Peter Withe