Bütün kalbimle ve samimiyetimle
söylüyorumŞenol Güneş çok iyi bir
insan ve çok büyük bir hoca. Onun
ilk geldiği dönemde takımın altıncı
stoperiydim, sezon sonunda ise
kupa finalinde oynadım. Şöyle söy-
leyeyim; Şenol Hoca sayesinde
emeklemeyi, Hikmet Hoca saye-
sinde yürümeyi öğrendim. İnşallah
ilerleyen dönemde koşmayı da öğ-
reneceğim. Şenol Hoca hemkarak-
teri hem futbol bilgisi hemde
oyuncuyla iletişimiyle benim için
çok farklı bir yerde.
Futbola başladığında kendine
örnek aldığın oyuncular kimlerdi?
Bugün hangi oyuncuları beğeni-
yorsun?
Mevkii çok farklı da olsa tambir
Mesut Özil hayranıyım. Real Mad-
rid’den gönderilmesine o kadar
içerlemiştimki takımı tutmayı bile
bıraktım. Stoperde beğendiğim
oyuncular var ancak bir idolümyok.
Beni Serdar Aziz’e benzetiyorlar
ancak ego gibi anlaşılmasından da
korkarak şunu söylemek istiyorum;
Serdar Aziz’den bir tane var, benim
amacımErtuğrul Ersoy olmak.
Serdar Aziz’i çok beğeniyorum, ona
çok saygı duyuyorum ama kendim
olmak itiyorum. Yabancı stoperler-
denThiago Silva ve Sergio Ramos’u
beğenerek takip ediyorum. Tür-
kiye’den de Serdar Aziz dışında
Kjaer çok iyi bir stoper. Çok otu-
raklı, nerede ne yapması gerektiğini
çok iyi biliyor. Deplasmandaki
Braga maçında, o gergin ortamda
arkadaşlarını sakinleştiren profes-
yonel tavrı da bana çok öğretici
geldi.
Ligimizde genç oyuncuların yete-
rince şans bulamadığını görüyoruz.
Bu konuda neler söylemek ister-
sin?
Burada etkili olan iki faktör var;
hoca ve oyuncu. Ben önceliği oyun-
cuya veriyorum. Genç oyuncular
olarak hata yapmaya çokmeyilliyiz.
Erken yaşta yukarılara çıkınca
davranışlarımız değişebiliyor. Ama
profesyonel ligler bu hataları kaldır-
mıyor. Genç oyuncunun çok fazla
hata yapma lüksü yok. Dolayısıyla
hep hazır olmalı ve fırsat bulunca da
bunu iyi değerlendirmeli. Tabiî hoca
faktörü de önemli. Mesela ben
sezon başında Bursaspor’da isten-
medim ama Çaykur Rizespor’a gel-
diğimde Hikmet Hoca tarafından
oynatıldım. İki takımda da aynı
oyuncuyum ama biri oynatıyor,
diğeri oynatmıyor. Ben Şenol Güneş
ve Hikmet Karaman gibi iki hocayla
çalışma fırsatı bulduğum için şans-
lıyım. Şenol Hoca başka oyuncuları
o bölgede oynatabilecekken 17 ya-
şındaki bana şans verdi. Hikmet
Karaman, son Afrika Kupası’nı ka-
zanan Fildişi Millî Takımı’nın oyun-
cusu Viera’nın yerine beni oynattı.
Hata da yaptım ama yine oynattı.
Üstelik “Hata yapacak ama yine
oynatacağız ve giderek hatalarını
azaltacak” diye bir açıklama da
yaptı. Mesela Daumda beni oynat-
mamıştı. Bu işte bana göre oyuncu-
nun yüzde 70, hocanın yüzde 30
payı var. Genç oyuncu olarak her
zaman hazır olacak ve şansınızı
bekleyeceksiniz.
Bazı oyuncular kiralık olarak gön-
derilmeyi bir düşüş gibi değerlen-
dirir. Bazılarıysa bunu bir fırsata
dönüştürür. En çarpıcı örnek olarak
da Arda Turan gösterilir. Sen Çay-
kur Rizespor’a giderken neler dü-
şünmüştün, takıma katıldıktan
sonraki süreçte neler yaşadın?
Gelişime odaklı bir yapımvar. Hangi
takımda olursa olsun oynamak ve
kendimi geliştirmek istiyorum.
Ama bir yandan da Bursaspor’a gö-
nülden bağlıyım. Altyapısından çık-
tığım, kaptanı olmak istediğimbir
takım. Bursaspor’u ve arkadaşla-
rımı bırakırken tabiî ki bir burukluk
yaşadım. Ama bunun Çaykur Ri-
zespor’a gelmemle bir ilgisi yoktu.
Tamamen yuvasından ayrılan bir
insanın yaşadığı psikolojiyle ilgi-
liydi. Çaykur Rizespor’a geldiğimde
de sakatlandımve ilk 10 hafta hiç
oynayamadım. Hatta “Keşke gel-
meseydim” dediğim zamanlar da
oldu. Dediğimgibi Hikmet Kara-
man’ın beni acımasızca eleştirdiği
zamanlar oldu. Ama iyi ki bunları
yaşamışım. Ardından kendime çe-
kidüzen verdimve 13. haftadan iti-
baren oynamaya başladım. İyi ki
Çaykur Rizespor’a gelmişim.
Çaykur Rizespor’daki stoper reka-
beti oldukça zorlu geçiyor. Bu senin
için aynı zamanda bir eğitim aşa-
ması olarak da düşünülebilir. Bize
o rekabetten ve sana neler kazan-
dırdığından söz eder misin?
Stoper olarak Viera, Obaobana ve
devre arasında gelen Ümit Kurt var.
Benim takımda en sevdiğim
oyuncu hem futbolculuğu hemde
karakteriyle Ousmane Viera. Ben
oynayıp o yedek kaldığı zaman bile
gelip sarılıyor ve “Hadi aslanım”
diye teşvik ediyor. O 30 yaşında,
ben 17 yaşındayım; bazı insanlar
Soğukkanlı olmam, fiziksel özellik-
lerimde avantaj tabiî. Ben tecrübeli
oyuncuya karşı oynarken, “Onlar
zaten hayatını kurtarmış, topa gir-
meyecek birisi varsa o olmalı. Ben o
topu kazanmak için her şeyimi or-
taya koyarım” diye düşünüyorum.
Başarıya açımve yolun başındayım.
Bursaspor’a ilk gittiğin dönemde
el-ayak çeklince tek başına çalıştı-
ğını söylemiştin, hâlâ ekstra çalış-
malara devam ediyor musun?
Özellikle kötü performans göster-
dikten sonra daha da hırslanıyor ve
çok çalışıyorum. Ender Alkan
Hocamız var, sağ olsun peşimden
ayrılmıyor ve ekstra çalıştırıyor.
Eskiden kendi kafama göre çalışı-
yordum. Şimdi Ender Hoca saye-
sinde düzenli bir metotla antren-
man yapıyorumve bu sezon gös-
terdiğimperformansın da bu sa-
yede olduğunu düşünüyorum.
Bursaspor’dayken bu kadar bilinçli
değildimve mesela maçtan bir gün
önce fitness yapıyordum. Ne zaman
ne yapmamgerektiğini Ender Hoca
sayesinde öğrendimve artık ken-
dimi daha diri hissediyorum. Çok
çalışmanın değil, doğru çalışmanın
daha önemli olduğunu öğrendim.
Millî Takımlarda U19’un ardından
U17’de de forma giydiğini görüyo-
ruz. Farklı kategorilerde yukarı
çıkıp aşağı inerek oynamak seni
nasıl etkiliyor? Geçmişte bazı ho-
caların bu tip oyuncuların yaşadığı
duygusal travmalar nedeniyle sı-
kıntı çektiğini biliyoruz.
Benim açımdan hiçbir sorun yok.
En başından beri U15’ten U17’ye gi-
diyor, sonra U15’in hazırlıkmaçına
geliyordum. Benim için önemli olan
oynamak, hangi düzeyde olduğu-
nun bir önemi yok. Sonuçta ben bir
bayrağı temsil ediyorumve ha U19
olmuş ha U15 olmuş fark etmiyor.
Her maçı aynı hevesle oynuyorum.
Bursaspor’da A takımla çıktığın ilk
maçı hatırlıyor musun?
Sivasspor maçıydı. Josue’nin yerine
oyuna girmiş ve sağ beke geçmiş-
tim. Hoca Şener abiyi de sağ açığa
atmıştı. Hiç unutmuyorum, tam
oyuna girecekken şortumun bağı
çözülmüştü de heyecandan bağla-
yamamıştımbile. Üç dakika oyunda
kalmış ve Atıf Chahechouhe ile
birkaç ikili mücadeleye girmiştim.
Omaçın ardından bir-iki maç daha
benim açımdan yine çok heyecanlı
geçti. Hatta bir kupa maçında kır-
mızı kart görmüştüm. O sezon
henüz 16-17 yaşında olmama rağ-
men sağ olsun Şenol Hocambana
kupa finalinde ilk on birde yer verdi
ve toplamda 17 maça ulaştım.
Şenol Güneş’in belki de en önemli
özelliği birlikte çalıştığı oyuncuları
birkaç kademe yukarı çıkarması.
Senin üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
95
94
“
“
Millî Takımımızın en karakteristik
özelliği zoru sevmesi. Takımın en güçlü
tarafı, oyuncuların ülkesi için gönülden
oynaması. İnşallah bu özelliğimizi
Fransa’da da göstereceğiz. 2008’de
neler yapabileceğimizi göstermiştik.
Aynı şekilde inanırsak yine
başarabiliriz. Hatta şampiyon bile
olabiliriz.
Bursa’dayken dışarıya fazla çıkar, gezip
tozardım. Geriye dönüp baktığımda hata
yaptığımı görüyorum. Şimdi Rize’de
evden tesise, tesisten eve gidip
geliyorum. Evimde elime kahvemi alıp
oturuyorumve kitap okuyorum. Rize’de
kitap okuma alışkanlığı kazandımve
geçmişte okumadan geçirdiğimgünlere
yanıyorum.