Previous Page  94-95 / 146 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 94-95 / 146 Next Page
Page Background

Bütün kalbimle ve samimiyetimle

söylüyorumŞenol Güneş çok iyi bir

insan ve çok büyük bir hoca. Onun

ilk geldiği dönemde takımın altıncı

stoperiydim, sezon sonunda ise

kupa finalinde oynadım. Şöyle söy-

leyeyim; Şenol Hoca sayesinde

emeklemeyi, Hikmet Hoca saye-

sinde yürümeyi öğrendim. İnşallah

ilerleyen dönemde koşmayı da öğ-

reneceğim. Şenol Hoca hemkarak-

teri hem futbol bilgisi hemde

oyuncuyla iletişimiyle benim için

çok farklı bir yerde.

Futbola başladığında kendine

örnek aldığın oyuncular kimlerdi?

Bugün hangi oyuncuları beğeni-

yorsun?

Mevkii çok farklı da olsa tambir

Mesut Özil hayranıyım. Real Mad-

rid’den gönderilmesine o kadar

içerlemiştimki takımı tutmayı bile

bıraktım. Stoperde beğendiğim

oyuncular var ancak bir idolümyok.

Beni Serdar Aziz’e benzetiyorlar

ancak ego gibi anlaşılmasından da

korkarak şunu söylemek istiyorum;

Serdar Aziz’den bir tane var, benim

amacımErtuğrul Ersoy olmak.

Serdar Aziz’i çok beğeniyorum, ona

çok saygı duyuyorum ama kendim

olmak itiyorum. Yabancı stoperler-

denThiago Silva ve Sergio Ramos’u

beğenerek takip ediyorum. Tür-

kiye’den de Serdar Aziz dışında

Kjaer çok iyi bir stoper. Çok otu-

raklı, nerede ne yapması gerektiğini

çok iyi biliyor. Deplasmandaki

Braga maçında, o gergin ortamda

arkadaşlarını sakinleştiren profes-

yonel tavrı da bana çok öğretici

geldi.

Ligimizde genç oyuncuların yete-

rince şans bulamadığını görüyoruz.

Bu konuda neler söylemek ister-

sin?

Burada etkili olan iki faktör var;

hoca ve oyuncu. Ben önceliği oyun-

cuya veriyorum. Genç oyuncular

olarak hata yapmaya çokmeyilliyiz.

Erken yaşta yukarılara çıkınca

davranışlarımız değişebiliyor. Ama

profesyonel ligler bu hataları kaldır-

mıyor. Genç oyuncunun çok fazla

hata yapma lüksü yok. Dolayısıyla

hep hazır olmalı ve fırsat bulunca da

bunu iyi değerlendirmeli. Tabiî hoca

faktörü de önemli. Mesela ben

sezon başında Bursaspor’da isten-

medim ama Çaykur Rizespor’a gel-

diğimde Hikmet Hoca tarafından

oynatıldım. İki takımda da aynı

oyuncuyum ama biri oynatıyor,

diğeri oynatmıyor. Ben Şenol Güneş

ve Hikmet Karaman gibi iki hocayla

çalışma fırsatı bulduğum için şans-

lıyım. Şenol Hoca başka oyuncuları

o bölgede oynatabilecekken 17 ya-

şındaki bana şans verdi. Hikmet

Karaman, son Afrika Kupası’nı ka-

zanan Fildişi Millî Takımı’nın oyun-

cusu Viera’nın yerine beni oynattı.

Hata da yaptım ama yine oynattı.

Üstelik “Hata yapacak ama yine

oynatacağız ve giderek hatalarını

azaltacak” diye bir açıklama da

yaptı. Mesela Daumda beni oynat-

mamıştı. Bu işte bana göre oyuncu-

nun yüzde 70, hocanın yüzde 30

payı var. Genç oyuncu olarak her

zaman hazır olacak ve şansınızı

bekleyeceksiniz.

Bazı oyuncular kiralık olarak gön-

derilmeyi bir düşüş gibi değerlen-

dirir. Bazılarıysa bunu bir fırsata

dönüştürür. En çarpıcı örnek olarak

da Arda Turan gösterilir. Sen Çay-

kur Rizespor’a giderken neler dü-

şünmüştün, takıma katıldıktan

sonraki süreçte neler yaşadın?

Gelişime odaklı bir yapımvar. Hangi

takımda olursa olsun oynamak ve

kendimi geliştirmek istiyorum.

Ama bir yandan da Bursaspor’a gö-

nülden bağlıyım. Altyapısından çık-

tığım, kaptanı olmak istediğimbir

takım. Bursaspor’u ve arkadaşla-

rımı bırakırken tabiî ki bir burukluk

yaşadım. Ama bunun Çaykur Ri-

zespor’a gelmemle bir ilgisi yoktu.

Tamamen yuvasından ayrılan bir

insanın yaşadığı psikolojiyle ilgi-

liydi. Çaykur Rizespor’a geldiğimde

de sakatlandımve ilk 10 hafta hiç

oynayamadım. Hatta “Keşke gel-

meseydim” dediğim zamanlar da

oldu. Dediğimgibi Hikmet Kara-

man’ın beni acımasızca eleştirdiği

zamanlar oldu. Ama iyi ki bunları

yaşamışım. Ardından kendime çe-

kidüzen verdimve 13. haftadan iti-

baren oynamaya başladım. İyi ki

Çaykur Rizespor’a gelmişim.

Çaykur Rizespor’daki stoper reka-

beti oldukça zorlu geçiyor. Bu senin

için aynı zamanda bir eğitim aşa-

ması olarak da düşünülebilir. Bize

o rekabetten ve sana neler kazan-

dırdığından söz eder misin?

Stoper olarak Viera, Obaobana ve

devre arasında gelen Ümit Kurt var.

Benim takımda en sevdiğim

oyuncu hem futbolculuğu hemde

karakteriyle Ousmane Viera. Ben

oynayıp o yedek kaldığı zaman bile

gelip sarılıyor ve “Hadi aslanım”

diye teşvik ediyor. O 30 yaşında,

ben 17 yaşındayım; bazı insanlar

Soğukkanlı olmam, fiziksel özellik-

lerimde avantaj tabiî. Ben tecrübeli

oyuncuya karşı oynarken, “Onlar

zaten hayatını kurtarmış, topa gir-

meyecek birisi varsa o olmalı. Ben o

topu kazanmak için her şeyimi or-

taya koyarım” diye düşünüyorum.

Başarıya açımve yolun başındayım.

Bursaspor’a ilk gittiğin dönemde

el-ayak çeklince tek başına çalıştı-

ğını söylemiştin, hâlâ ekstra çalış-

malara devam ediyor musun?

Özellikle kötü performans göster-

dikten sonra daha da hırslanıyor ve

çok çalışıyorum. Ender Alkan

Hocamız var, sağ olsun peşimden

ayrılmıyor ve ekstra çalıştırıyor.

Eskiden kendi kafama göre çalışı-

yordum. Şimdi Ender Hoca saye-

sinde düzenli bir metotla antren-

man yapıyorumve bu sezon gös-

terdiğimperformansın da bu sa-

yede olduğunu düşünüyorum.

Bursaspor’dayken bu kadar bilinçli

değildimve mesela maçtan bir gün

önce fitness yapıyordum. Ne zaman

ne yapmamgerektiğini Ender Hoca

sayesinde öğrendimve artık ken-

dimi daha diri hissediyorum. Çok

çalışmanın değil, doğru çalışmanın

daha önemli olduğunu öğrendim.

Millî Takımlarda U19’un ardından

U17’de de forma giydiğini görüyo-

ruz. Farklı kategorilerde yukarı

çıkıp aşağı inerek oynamak seni

nasıl etkiliyor? Geçmişte bazı ho-

caların bu tip oyuncuların yaşadığı

duygusal travmalar nedeniyle sı-

kıntı çektiğini biliyoruz.

Benim açımdan hiçbir sorun yok.

En başından beri U15’ten U17’ye gi-

diyor, sonra U15’in hazırlıkmaçına

geliyordum. Benim için önemli olan

oynamak, hangi düzeyde olduğu-

nun bir önemi yok. Sonuçta ben bir

bayrağı temsil ediyorumve ha U19

olmuş ha U15 olmuş fark etmiyor.

Her maçı aynı hevesle oynuyorum.

Bursaspor’da A takımla çıktığın ilk

maçı hatırlıyor musun?

Sivasspor maçıydı. Josue’nin yerine

oyuna girmiş ve sağ beke geçmiş-

tim. Hoca Şener abiyi de sağ açığa

atmıştı. Hiç unutmuyorum, tam

oyuna girecekken şortumun bağı

çözülmüştü de heyecandan bağla-

yamamıştımbile. Üç dakika oyunda

kalmış ve Atıf Chahechouhe ile

birkaç ikili mücadeleye girmiştim.

Omaçın ardından bir-iki maç daha

benim açımdan yine çok heyecanlı

geçti. Hatta bir kupa maçında kır-

mızı kart görmüştüm. O sezon

henüz 16-17 yaşında olmama rağ-

men sağ olsun Şenol Hocambana

kupa finalinde ilk on birde yer verdi

ve toplamda 17 maça ulaştım.

Şenol Güneş’in belki de en önemli

özelliği birlikte çalıştığı oyuncuları

birkaç kademe yukarı çıkarması.

Senin üzerinde nasıl bir etkisi oldu?

95

94

Millî Takımımızın en karakteristik

özelliği zoru sevmesi. Takımın en güçlü

tarafı, oyuncuların ülkesi için gönülden

oynaması. İnşallah bu özelliğimizi

Fransa’da da göstereceğiz. 2008’de

neler yapabileceğimizi göstermiştik.

Aynı şekilde inanırsak yine

başarabiliriz. Hatta şampiyon bile

olabiliriz.

Bursa’dayken dışarıya fazla çıkar, gezip

tozardım. Geriye dönüp baktığımda hata

yaptığımı görüyorum. Şimdi Rize’de

evden tesise, tesisten eve gidip

geliyorum. Evimde elime kahvemi alıp

oturuyorumve kitap okuyorum. Rize’de

kitap okuma alışkanlığı kazandımve

geçmişte okumadan geçirdiğimgünlere

yanıyorum.