Previous Page  92-93 / 146 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 92-93 / 146 Next Page
Page Background

Oğulcan Çağlayan, Batuhan Altıntaş

ve Enes Ünal’dan kuruluydume-

sela. Orada öyle imkânlara sahiptik

ki, bir genç oyuncu eğer gelişme

gösteremiyor, futbolcu olamıyorsa

mutlaka kendisinde bir problem

vardır. Ben altyapıda dört tane ha-

rika çim sahanın olduğu bir tesis

görmedim. Tabiî hocalar da işlerine

dört elle sarılıyor ve son derecede

eğitimli insanlar. Tesis, kaliteli ho-

calar ve yetenekli oyuncular birle-

şince ortaya böyle bir sonuç çıkıyor.

Yılmaz Burul Hocamızın üzerimde

büyük emeği var. Altyapı koordina-

törümüz Faruk Korkmaz ve Musa

Öztürk’ün de öyle…

U16’dan bu yana Genç Millî Takım-

larımızda forma giyiyorsun ve ya-

şının üzerindeki takımlarda da

oynamayı başardın. Bir yandan da

çok genç yaşta Bursaspor’un

A takımına alındın. Bu çıkışı neye

borçlu olduğunu düşünüyorsun?

Bursaspor A takımına alındığımda

15 yaşını yeni bitirmiştim. Genç

oyunculara büyük destek veren

Hikmet Karaman Hocamdan Allah

razı olsun. Beni ve Enes’i A takım

kadrosuna alan odur. Şimdi de 18

yaşında Çaykur Rizespor’a kiralan-

mamı sağladı ve orada da forma

şansı verdi. Şu an bu pozisyonda

olmamonun sayesindedir. O dö-

nemde U16 Millî Takımı’yla Fran-

sa’daki Montaigu Turnuvası’na

gitmiştim. İngiltere’yle final oyna-

mıştık. Omaçta Enes de ben de

birer gol atmıştık. Bu olay Bursa’da

gündem olunca Hikmet Hoca iki-

mizi de yakından tanımak için A

takımkadrosuna aldı. O dönemde

takımla antrenman yaparken bizi

acımasızca eleştiriyordu. Hâlâ da

öyle. En acımasız eleştirileri yapı-

yor. Başlangıçta üzülüyordum ama

şimdi “İyi ki eleştirmiş ve hâlâ eleş-

tirmeye devam ediyor” diyorum.

Çünkü o eleştiriler sayesinde ken-

dimi geliştirdiğimi, eksiklerimi ta-

mamladığımı, yanlışlarımdan

kurtulduğumu görüyorum. İyi ki

o dönemde hata yapıp küsmemiş,

hocanın sözünü dinlemişim.

Peki, hoca sende en çok neyi eleşti-

riyor, neyi düzeltmeni istiyor?

Bazen aniden sinirlenebiliyor ve

kontrolü kaybedip ters bir hamle

yapabiliyorum. O da çok pahalıya

mâloluyor. Mesela bu sezon sürekli

oynamaya başlamışken cezalı du-

ruma düştümve şimdi kenarda

bekliyorum. Hocanın bir başka

eleştirisi ise çabuk oynamak üze-

rine. Geri pas yapmamüzerinde çok

duruyor. Garanti pas yapmak iste-

diğim için biraz bekliyorum, bu defa

baskı gelince kaleciye dönmek zo-

runda kalıyorum. Hoca da bunu dü-

zeltmemi istiyor.

Hikmet Hocanın yanı sıra Bursas-

por’da Şenol Güneş de sana güvenip

formvermişti. Bu kadar genç yaşta

hocaların güvenini kazanmanı

hangi özelliklerine borçlusun?

Ben kafasına koyduğunu yapan bir

oyuncuyum. İnandığım şeyin pe-

şinden koşarım. Kararlıyım. Genç

oyuncular genellikle ortadaki po-

zisyonlarda topa girmeye çekinir.

Ama 16 yaşındayken bile “Ben bu

işten ekmek yiyeceğim” diyerek

karşımdaki oyuncunun isminden

hiç çekinmeden topmücadelesi ya-

pabiliyordum. Ortak toplara gir-

mekten kaçınmıyordum. Genç

oyuncular karşısındaki tecrübeli

oyuncunun kendisine bağırıp ça-

ğırmasından çekinir ama bende

böyle bir şey hiç olmadı. Şenol Hoca

da benimbu hiç kimseden çekin-

meyen, ortak toplara girebilen gözü

karalığımı ve özgüvenimi seviyordu.

93

ayırmammümkün değildi.

O nedenle liseyi bitirdikten

sonra eğitimime ara verdim.

Bu sayede Süper Lig’de oynama

şansını da buldum. Ama önü-

müzdeki dönemde üniversite

eğitimine başlamak amacında-

yım.

13 yaşında Bursaspor’a gitti-

ğinde zor günler yaşadığını

hatta ağladığını söyledin.

Ama bırakıp gitmedin. Futbol

bu kadar büyük bir aşkmı

senin için?

Futbolu gerçekten çok seviyo-

rum, orası ayrı. Ama öncelikle

ailemi düşünerek futbol oynu-

yorum. Allah korusun, ailemden

bir kişi hayatta olmasaydı ben

futbol oynamazdım. Annemin,

babamın, kardeşlerimin daha iyi

yaşayabilmesi, daha iyi bir gele-

cekleri olabilmesi için, aynı za-

manda sevdiğimbir işi

yapıyorum. Sonuçta ben bir

memur çocuğuyumve futbol-

dan kazandığımparayla aileme

daha güzel bir hayat kurabili-

rim. Kardeşlerimin eğitimi için

daha iyi şartlar sağlayabilirim.

Bir de çok hırslı bir yapımvar.

Bir ikili mücadelede yıkıldığım

zaman onu uzun zaman unuta-

mam. 13 yaşında Bursaspor’a

giderken kafama futbolcu

olmayı koymuştum.

Peki, ailen içinmaddi anlamda

bir şeyler yapmaya başladınmı?

Elbette. Bu da benim için büyük

bir gurur. Annem “Oğlum sen-

den hiçbir şey istemiyorum”

diyor ama onunmutlu olduğunu

görmek beni daha da mutlu edi-

yor. İki sezondur oynuyorum,

sağ olsunlar Bursaspor ve Çay-

kur Rizespor bana güzel paralar

kazandırdı. İlk kazandığımpa-

rayla aileme bir otomobil aldım.

Kazandığımparanın tamamını

da babama veriyorum, o yöneti-

yor. Ben onlardanmaaş alıyo-

rum (gülüyor).

Bursaspor altyapısı Millî Ta-

kımlarımızın önemli kaynakla-

rından birisi. Oradaki sistem-

den ve yapının sana neler kattı-

ğından bahseder misin?

Bursaspor’da altyapıdan

oyuncu yetiştirmek bir gelenek.

O toprakların özelliğindenmi

bilmiyorum ama gerçekten çok

kaliteli oyuncular yetişiyor. Alt-

yapıdaki kadromuzun forveti

92

Kafasına koyduğunu yapan

bir oyuncuyum. İnandığım

şeyin peşinden koşarım.

Kararlıyım. Genç oyuncular

genellikle ortadaki

pozisyonlarda topa girmeye

çekinir. Ama 16 yaşındayken

bile “Ben bu işten ekmek

yiyeceğim” diyerek

karşımdaki oyuncunun

isminden hiç çekinmeden top

mücadelesi yapabiliyordum.

Şenol Hoca benimhiç

kimseden çekinmeyen, ortak

toplara girebilen gözü

karalığımı ve özgüvenimi

seviyordu. Tecrübeli

oyuncuya karşı oynarken,

“Onlar zaten hayatını

kurtarmış, topa girmeyecek

birisi varsa o olmalı. Ben o

topu kazanmak için her

şeyimi ortaya koyarım” diye

düşünüyorum. Başarıya açım

ve yolun başındayım.

Beni Serdar Aziz’e

benzetiyorlar ancak ego gibi

anlaşılmasından da korkarak

şunu söylemek istiyorum;

Serdar Aziz’den bir tane var,

benim amacımErtuğrul Ersoy

olmak. Serdar Aziz’in dışında

Kjaer çok iyi bir stoper. Braga

maçında, o gergin ortamda

arkadaşlarını sakinleştiren

profesyonel tavrı da bana çok

öğretici geldi.

Takımda en sevdiğim oyuncu

Viera. Ben oynayıp o yedek

kaldığı zaman bile gelip

sarılıyor ve “Hadi aslanım”

diye teşvik ediyor. Çok farklı

bir insan. Bu olayı ilk

yaşadığımda çok şaşırmıştım.

Afrika Kupası şampiyonluğu

yaşamış o yaştaki bir

oyuncunun böyle davranması

beni çok etkilemişti.