Previous Page  88-89 / 126 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 88-89 / 126 Next Page
Page Background

ayında aldığı kararla, bu zamana

kadar karşılaştığı en büyük zorlu-

ğun içine kendi kendini attı. Ma-

nuel Pellegrini yönetiminde bir

türlü aradığını bulamayan Manc-

hester City, Katalan teknik

adamla anlaştığını açıkladı.

Bu, Pep Guardiola’nın kariyerin-

deki en zorlu karardı ve o, zoru

seçmede hiç tereddüt etmedi. Bu

kararın açıklanmasından, Tem-

muz ayında takımı ile yeni sezon

hazırlıkları başlayana kadar Gu-

ardiola’nın İngiltere’de yapamaya-

cağı üzerine tartışmaların ardı

arkası kesilmedi. Premier Lig’deki

oyun anlayışının ve gelenekselci-

liğin ona uymayacağı üzerine çok

şey söylendi. Ancak Guardiola’nın

oyunu değiştirmeye yönelik

büyük inadı, ona kanıtlayacağı

yeni şeyler çıkartıyor. İngiltere

macerası da bu kanıtlamak zo-

runda olduğumücadelelerden bir

tanesi ve Guardiola, bumücadele-

sine çok iyi bir başlangıç yaparak

herkesi biraz da olsa yanıltmayı

başardı. Gerçi henüz daha her

şeyin çok başı. Ancak yaptığı

dokunuşlarla çalıştığı takımlarda

deriz izler bırakmayı başarmış ve

yakaladığı başarıların yanı sıra

oyunu değiştirmeye/geliştirmeye

çalışan Guardiola’nın, İngiltere’de

geçirdiği bu kısa süreye rağmen

City’de birçok şeyi değiştirdiğini

ve bunlardan olumlu yönde geri

dönüşler almaya başladığını ra-

hatlıkla söyleyebiliriz. Daha ilk

günden dokunuşlarına başlayan

Katalan teknik adam, yeni takı-

mını kendi izleyeceği yola uygun

bir şekle sokmak için kolları sı-

vadı ve bu yönde yaptığı çalışma-

larla dikkatleri üzerine çekmeyi

başardı. Aslında bu yaptıkları

onun olmazsa olmazlarıydı ve

Barcelona ile Bayern Münih’te de

aynılarını harfi harfine uygulu-

yordu. Ancak artık İngilizlerin

elinde ve onlar her şeyi, özellikle

de futbolu konuşmayı daha doğ-

rusu çekiştirmeyi çok sever. Hele

bir de Guardiola gibi klasik teknik

direktör anlayışının dışında farklı

işler yapan birini buldular mı!

İlk prensip:

Vazgeçebilmek

Guardiola’nın en önemli özelliği,

birlikte çalışamayacağı ya da

oyun sistemine uymayan futbol-

culardan hemen vazgeçebilmesi.

Bu özelliğini ilk olarak Barcelo-

na’da teknik direktör olarak gö-

reve başladığında bizlere

göstermişti. Göreve gelir gelmez o

zamana kadar hem takımın hem

de dünya futbolunun en büyük

yıldızlarından biri olan Ronaldin-

ho’yu takımdan gönderdi. Özel

hayatı ve saha içindeki dinamiz-

minin yetersiz oluşu onun için

geçerli bahanelerdi ve sorgusuz

sualsiz bu ayrılığın kararını alma

cesaretini gösterebilmişti. Yine

Ronaldinho ile birlikte Frank Rij-

kaard döneminin en önemli oyun-

cularından Deco da tek kalemde

sildiği oyunculardan biriydi. Onun

kafasındaki oyun sisteminde Xavi

ve Iniesta orta sahanın başrolle-

rindeydi ve Deco’ya orada yer

yoktu. İkinci sezonunda ise sıra

Samuel Eto’o’ya gelmişti. Bir ön-

ceki sezon 30 gol atmış olmasına

rağmen Kamerunlu yıldız, saha

içinde Guardiola’nın yapmak iste-

diklerine engel oluyordu. Onu In-

ter’e gönderip Ibrahimovic’i

takıma kattı. Daha sonra Ibrahi-

movic de onun istediğini yapma-

yınca onu da gönderip bu kez

Messi’yi o bölgenin en iyi oyun-

cusu haline çevirdi ve kazanmaya

devam etti.

Vazgeçtikleri içinde ona en fazla

kızan Ibrahimovic’le birlikta Yaya

Toure’ydi. Katalan teknik adamın

yanında Sergio Busquets’i getir-

mesi ve genç yaşına rağmen

formayı ona emanet etmesi,

Guardiola’ya kadar takımın orta

sahasının en önemli oyuncuların-

dan biri olan Fildişili yıldız futbol-

cunun gözden düşmesine neden

oldu ve Toure en sonunda takım-

dan ayrılmak zorunda kaldı.

Giderken de Pep için demediğini

bırakmadı. Ancak bu ikili bu kez

de Manchester City’de bir araya

geldi. Bu yeniden buluşma da

ilkinde olduğu gibi Yaya Toure

açısından pek iyi geçmiyor el-

bette. 2010 sezonundan itibaren

toplamda 195 kez mavili formayı

sırtına geçiren Yaya, Guardiola

göreve geldiğinden bu yana

sahaya adımını atamadı. Pep,

sistemine uymadığı için Toure’den

ikinci defa vazgeçti.

Ancak Citymacerasının başında

sildiği oyuncu daha fazla yankı

uyandırdı. Takımın en önemli

oyuncularından biri olan ve taraf-

tar için belki de en vazgeçilmez-

lerdenmillî kaleci Joe Hart’a

isterse takımdan ayrılabileceği

söylendi. Oyunu en geriden kur-

mayı ve topun her zaman ken-

dinde olmasını isteyen Guardiola,

topla ilişkisi çok iyi olmayan

Hart’tan takımın kaptanlarından

biri olmasına rağmen vazgeçti ve

onun anlayışına daha uygun olan

Claudio Bravo’yu eski takımı

Barcelona’dan transfer etti. Topu

oyuna sokma açısından, İngiliz

kaleciden daha başarılı olan

Bravo, gelir gelmez de kaledeki

yerini aldı. Bir diğer vazgeçtiği ise

Samir Nasri oldu. Hazırlık döne-

minde kiloları yüzünden kadro

dışı bıraktığı Fransız yıldıza kilo-

larını veremezse takıma gireme-

yeceği yönünde ultimatomverildi

ve Nasri sonunda Sevilla’ya kira-

lanarak takımdan gönderildi.

Bony de gidenler furyasına katı-

lanlardan oldu. Katalan teknik

adamın oyun tarzına uymayan

Fildişili forvet, Stoke City’ye kira-

lanarak takımdan gönderildi.

Onun gönderilmesiyle de Kelechi

Iheanacho, Aguero ile birlikte

takımın forvetteki en önemli

kozlarından biri haline geldi.

Kendi kafasındaki oyunu oynaya-

bilmesi için vazgeçebilmeyi en

önemli prensibi haline getiren Gu-

ardiola’nın, gelir gelmez elde ettiği

iyi sonuçların altında uyguladığı

farklı yöntemler de vardı elbette.

Bunlardan en önemlisi takım

ruhunu canlı tutmak adına yap-

tıkları. Çalıştığı takımlarda arka-

daşlığın üst seviyede olduğu çok

net bir şekilde görebildiğimiz Ka-

talan teknik adam, Manchester

City’de eksik gördüğü bu olguyu

canlandırma adına birçok taktik

denedi ve bu konuda da başarılı

olmaya başladı. Oynatmaya çalış-

tığı oyunun saha içinde çok fazla

fedakârlık yapmayı ve aslında

takım arkadaşın için çok daha

fazla çalışmayı gerektirdiğini

bilen Guardiola, takım içindeki ar-

kadaşlığın gelişmesinin saha içine

de çok olumlu yansıyacağını bildi-

ğinden bu konuyu çok ciddi tutu-

yor; öyle ki oyuncuların birbirleri

ile daha iyi iletişimkurabilmeleri

adına antrenman sahası ve kamp

tesisleri etrafında 3G ve kablosuz

internet bağlantısını yasakladı.

Bu sır da takımın Arjantinli oyun-

cusu Zabaleta’nın yaptığı açıkla-

mayla ortaya çıktı. Şu ana kadar

çalıştığı en iyi teknik direktörün

Guardiola olduğunu söyleyen Za-

baleta; “Birbirimizle daha iyi ileti-

şimkurmamız için Pep, interneti

İstemediği oyuncudan kolay vazgeçebilen Pep,

Yaya Toure’yi ikinci defa defterden sildi.

Guardiola’nın elinde kilolarını azaltan

Kun Agüero, gol sayısını artırdı

88

89