TamSaha Dergisi - 136 - page 32-33

oyuncu olarak yaşadığım tec-
rübeden yola çıkarak şunu
söyleyebilirim; Millî Takım for-
masıyla, onu hissederek o plat-
formda olmak bambaşka bir
duygu. Kulüp takımında oyna-
maktan çok farklı bir duygu
Millî Takım’da oynamak. Millî
Takımbilincini, o armanın ver-
diği duyguyu hissederek orada
olursanız, biz zaten yetenekli-
yiz, daha da keyif alır, keyif
veririz. Bizimolduğumuz tur-
nuvalar her zaman daha keyifli
oluyor. Oyuncu arkadaşlarımız
bunun bilincinde olmalı. Zaten
hocamız millîlik bilincini oyun-
cusuna her zaman yansıtır.
O bilinçle gittiğimiz sürece
mutlaka bir şeyler başarırız
diye düşünüyorum.
Senin EURO 2008’in yarı fina-
lindeki Almanya maçı öncesi
yaptığın ilginç bir motivasyon
örneği vardı değil mi?
Almanya maçı için stada geldi-
ğimizde otobüsten indik. Arka-
daşlara “Siz biraz bekleyin”
dedim. Daha önce hazırladığı-
mız teypte mehter marşı çal-
maya başladımve ben önde
arkadaşlar arkada soyunma
odasına yürüdük. Stadın kori-
dorları mehter marşıyla inli-
yordu. Herkes şaşkınlık içinde
bizi izliyordu. Statta görevli olan
Boşnaklar da bize katılınca
bambaşka bir atmosfer çıktı
ortaya. Koltuk değnekleriyle
yürüyen Servet Çetin bile o
kadar gaza gelmişti ki, “Ben de
oynarım” diyordu. O yüzden o
Millî Takım ruhunu hissetmek
çok önemli. Hocalarımız, ta-
kımdaki abilerimiz bize hep
bunu aşıladı. Dediğimgibi biz
zaten yetenekliyiz; o bilinçle
sahada olursak başaramayaca-
ğımız şey yok. Zaten Fatih
Hocambu ruhu aşılamıştır.
Keza diğer hocalarımız da.
Millî Takımduygusunu, o
formayı, o armayı hissetmek
bambaşka bir güç kaynağı.
Millî Takımbilincini, o armanın
verdiği duyguyu hissederek orada
olursanız, biz zaten yetenekliyiz,
daha da keyif alır, keyif veririz.
Zaten hocamız millîlik
bilincini oyuncusuna her zaman
yansıtır. O bilinçle gittiğimiz
sürece mutlaka bir şeyler
başarırız diye düşünüyorum.
Almanya maçı için stada
geldiğimizde teypte mehter marşı
çalmaya başladımve ben önde
arkadaşlar arkada soyunma
odasına yürüdük. Koridorlar
mehter marşıyla inliyordu. Koltuk
değnekleriyle yürüyen Servet bile
o kadar gaza gelmişti ki, “Ben de
oynarım” diyordu.
Fatih Hocayı anlatırken hep
egosundan bahsederler; ben
o egonun karşısındakini ezme
adına değil, hep daha fazla başarılı
olma adına kullanıldığını gördüm.
Hoca bunu çok iyi başarabilen bir
insan. Bu anlamda hepimize de
örnek olmuştur. Oyunculara önce
Millî Takımduygusunu aşılar.
Takımolabilmek çok önemli.
Sadece hoca-futbolcu ilişkisi de
değil; orada malzemecisinden,
otobüs şoförüne, doktorundan
masörüne kadar herkes birbirine
sahip çıkıyordu. Biz o yeteneğe
sahibiz. Biraz akıllı olup
mücadelemizi gösterdiğimizde
başarı mutlaka geliyor.
İçgüdüsel olarak kaleye
geçeceğimi hissettimve hocaya
işaret ettim. Hocamda “Tamam,
devam et” dedi ve geçtim. Ama
geçer geçmez kale bana dört-beş
katı büyüklüğünde göründü.
Hemen ellerimi açıp dua etmeye
başladım. O üç dakikalık bölüm
bana 30 dakika gibi geldi.
32
33
Millî Takımımızın katıldığı ilk
Avrupa Şampiyonası olan EURO
96’da takımın başında Fatih
Terimvardı. Son katıldığı ve yarı
final oynamayı başardığı EURO
2008’de de öyle. Fatih Hoca,
20 yıl sonra şimdi de takımını
EURO 2016’ya taşımayı başardı.
Arada kesintiler olsa da 20 yılı
aşan bir Fatih Terim imzası var
Millî Takımımızda. Bu sürecin
ikinci bölümünü bizzat yaşayan
bir oyuncu olarak Millî Ta-
kım’daki ve Türk futbolundaki
Fatih Terim etkisini nasıl anla-
tırsın?
Fatih Hocanın sadece Millî Ta-
kım’da değil, kulüp takımlarında
da ülke futbolu için yaptıkları
ortada aslında. Hocayı anlatır-
ken hep egosundan bahseder-
ler; ben o egonun karşısındakini
ezme adına değil, hep daha fazla
başarılı olma adına kullanıldığını
gördüm. Hoca bunu çok iyi ba-
şarabilen bir insan. Bu anlamda
hepimize de örnek olmuştur.
Oyunculara hiçbir zaman kötü
veya iyisinden bahsetmez, önce
Millî Takımduygusunu aşılar.
Bazen hiçbir şey söylemese de
biz onun bakışından veya yapa-
cağı bir el hareketinden her şeyi
anlayabilecek duruma gelmiş-
tik. Çünkü bir abi-kardeş, bir
baba-oğul ilişkisini her zaman
çok iyi sağlamıştır. Oynamayan
oyuncularla oynayanlardan
daha fazla ilgilenmiştir. Çünkü
ekibi toparlayabilmek, bir arada
tutabilmek adına en önemli şey
oynayanlar değil, dışarıda kalan
oyunculardır. Hoca bu tecrübe-
sini her zaman yansıtır. Ülke
futbolu için de yaptıkları ortada-
dır. Parantez içinde, hoca eleşti-
riye her zaman açıktır ama
eleştirirken de biraz düşün-
mekte yarar var. Türk futboluna
baktığınızda başarılarda her
zaman Fatih Hocanın ön planda
olduğunu veya katkısının bulun-
duğunu görürsünüz. Bazen
içinde olmasa da getirdiği ve
çıkardığı oyuncularla takımlar
yoluna devam etmiştir. Zaten
soruyu sorarken vurguladığınız
verilere bakarak da bu konuda
bir fikir sahibi olmakmümkün.
Büyük turnuvalar için hep iyi
başlamaktan söz edilir ama biz
ne dünya üçüncüsü olduğumuz
1...,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31 34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,...128
Powered by FlippingBook