yonu’na başvurdumve futbol
antrenörü olmak istediğimi söy-
ledim. Çünkü bu görevi yapan
hoca emekli oluyordu. Ben de
kendimi hazır buldumve işe
kabul edildim. Aynı zamanda da
Kadın Millî Futbol Takımı’nın da
antrenörüyüm. Yakın za-
manda Türkiye ile oynadık
ve 2-1 kazandık. Elemeyi de
böylece geçmiş olduk.
Faroe Adaları dünya futbo-
lunda gelişime açık bir ülke.
Sizinmillî takımlardaki he-
defleriniz nedir?
Faroe Adaları Futbol Fede-
rasyonu olarak kendimize
önümüzdeki 4 yıllık süreçte hem
erkek hemde kadın futbol ta-
kımı için bir strateji belirledik.
Faroe Adaları nüfusuna baktığı-
nız zaman yüzde 10’luk kısım
futbolla ilgileniyor ve oynuyor.
Bizimhedefimiz bu rakamı
yüzde 15’e çıkarmak. Özellikle
kadın futbolu tarafında bu bizim
için çok büyük fırsat. Çok fazla
futbolla ilgilenen kadınımız yok.
Bunu geliştirmemiz lâzım. İkinci
en büyük geliştirmek istediği-
miz konulardan bir tanesi, tam
zamanlı çalışan teknik adamlar
“
“
“
98
99
Danimarka’da spor
branşlarının tümü
üzerine eğitim aldımve
bu bana çok önemli
bilgiler kattı. Bunun
dışında aynı zamanda
futbolun içerisinde
görmediğimiz bazı
detaylara inmeyi de
öğrendik Danimarka’da…
İstanbul’daki kısa kurslar
sık sık yapılır ve interaktif
olursa futbolun verimli
taraflarını keşfetmemizi
sağlayabilir.
Emre fantastikti.
O yaşlarda bir takım
büyük özelliklere sahip
olduğu çok aşikârdı.
Yeteneği inanılmazdı.
Topu ayağına yakın
tutuşu, dripling yeteneği
zaten sahada kendisini
gösteriyordu. Bazı
dezavantajlarının da
farkındaydık. Kısa boyu,
zayıf vücut yapısı… Ama
büyük yetenekleriyle bu
dezavantajları
kapatacağını biliyorduk.
Emre Mor o dönemde de
zaman zaman aşırı
sertliğe kaçan tavırlara
sahip olabiliyordu. Saha
içindeki gerginliği, topa
girerken bazen aşırı
hırslı oluşu, aynı zamanda
özelliklerini de
yansıtıyordu. Bugünkü
eksikliklerini söylersek,
biraz daha sakin olmalı.
Öfkesini, hırsını biraz
daha düşük tutmalı.
kazanmak. Faroe Adaları’nda
futbolcular ve antrenörler yarı
zamanlı çalışır. Ama biz ilk kez
dört teknik adamı federasyona
tam zamanlı antrenör olarak ka-
zandırdık.
Faroe Adaları’nda nasıl bir futbol
sistemi var? Futbol altyapısın-
dan bize bahseder misiniz?
Yüzde 10’luk oran, Avrupa için
çok büyük bir oran. Çünkü nüfus
yapısına iyi bakmanız gerekir.
Faroe Adaları’nın nüfusu 50 bin
kişi. Bu rakamın yüzde 10’u 5 bin
eder. 5 bin kişi futbolla ilgileniyor.
Bu yüzden de büyük bir rakam.
En üst ligde 10 takımvar. Bizim
liglerimiz iklim şartları
gereğince Mart’la Ekim arasında
oynanıyor. 27 hafta yapılıyor. Her
takımbirbiriyle üçer kez karşıla-
şıyor. Bu ligin altında ikinci ve
üçüncü liglerimiz var. Faroe Ada-
ları’nda futbol tamamen amatör.
Profesyonel liglerimiz yok. Ancak
bumüsabakalar oynanırken
şöyle bir avantajımız var. Ülkenin
bir ucundan diğer ucuna ara-
bayla 1 saatte gidebiliyorsunuz.
Bu yüzden de bölgesel liglere
gerek duymuyoruz. Futbolu bir
bütün olarak düşünebiliyoruz.
Alt ligleri işin içine kattığımız
zaman 5 bin futbolcu rakamı
gerçekten çok yüksek. Futbolu
olabildiğince oynatmaya
çalışıyoruz. Amatör olmasıyla
birlikte gelişim için sürekli
turnuvalar düzenliyoruz.
Danimarka’da aldığınız eğitim
size nasıl bir etki yaptı? Riva’da
19-23 Haziran 2017 tarihleri
arasında düzenlenen FIFA
Teknik Direktörler Semineri’ne
katıldınız. Buradaki eğitimden
neler kazandınız?
Tabiî baktığınız zaman Danimar-
ka’da geçirdiğim 5 yıl çok uzun
bir süre. Dolayısıyla orada aldı-
ğım eğitim çok farklı bir boyutta.
Benim temelimi burada aldığım
eğitimoluşturdu. UEFA ve
FIFA’ya baktığınız zaman,
özellikle UEFA tarafında zaten
antrenörlük yaptığımve bir
takımkurslara katıldığım için
kendimi sürekli geliştiriyorum.
UEFA A Lisansı’na sahibim. Tür-
kiye’de geçirdiğim 1 haftanın da
bana çok faydası oldu. Burada
futbolla ilgili diğer hocalarla bir
araya geldik. Birbirimize danışa-
biliyoruz, network oluşturabili-
yoruz. Ama Danimarka’da
sadece futbol üzerine eğitim al-
madım. Spor branşlarının tümü
üzerine eğitim aldımve bu bana
çok önemli bilgiler kattı. Bunun
dışında aynı zamanda futbolun