Previous Page  92-93 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 92-93 / 150 Next Page
Page Background

93

92

Club (Buenos Aires Kriket Kulübü)

üyelerindenThomas Hogg, Latin

Amerika’da bu kurallar doğrultu-

sunda oynanan ilk futbol maçını

düzenlemek için kolları sıvamıştı.

Thomas Hogg’un, kardeşi James ile

birlikte başını çektiği girişimlerin

sonucunda, Arjantin’deki ilk futbol

maçı, aynı yılın 20 Haziran günü,

Palermo Cricket Club sahasında

oynanmıştı. Tamamen bölgedeki

Britanyalılardan kurulu takımlar,

yeterli sayıda oyuncu toplayama-

maları üzerine maça sekizer kişilik

kadrolarla iştirak etmişlerdi.

Bu durum, 1860’ların sonunda

Arjantin’de futbolun henüz

emekleme sürecinde dahi

olmadığının bir göstergesi

sayılabilirdi. Yerel halkın futbolla

tanıştırılması bir yana, Buenos

Aires’te sayıları on binlerle ifade

edilmekte olan Britanya kökenliler

bile henüz kendi topraklarında icat

edilmiş olan bu oyunun varlığının

farkına varabilmiş değillerdi.

İlk kurulan futbol kulüpleri

İngiltere’de özel okulların futbolun

ortaya çıkış sürecini hızlandırmala-

rındaki durumun bir benzeri de

Arjantin’de futbolun yayılma

sürecinin hızlanmasında yaşan-

maktaydı. Yalnız bu kez bir grup

okul yerine tek bir okul ön plana

çıkmaktaydı, 1884 yılında kurulan

Buenos Aires English High School

(Buenos Aires İngiliz Lisesi). Okulu

kuran İskoç öğretmen Alexander

Watson Hutton, daha öncesinde

görev yaptığı St. Andrew’s High

School’dan, okulun spor sahalarının

ve spor salonunun büyütülmesi

yönündeki talebinin okul yönetimi

tarafından reddedilmesini gerekçe

göstererek ayrılmış birisi olarak,

yeni kurduğu okulda spor faaliyet-

lerine büyük önemvermeyi

amaçlamakta olan bir eğitimciydi.

Buenos Aires English High School

bünyesinde bu amaç doğrultu-

sunda tasarlananmüfredattaysa,

en çok ağırlığın verildiği spor dalı

futbol olmuştu. Hatta okul içeri-

sinde futbola olan ilgi öylesine

yoğunlaşmıştı ki kısa süre içinde

okul bünyesinden Alumni (mezun-

lar) adında bir de futbol kulübü çık-

mıştı. Bu şekilde kurulan Alumni

kulübü, Arjantin futbol tarihinde

hayli önemli bir yere sahip olacaktı.

Zira kulübün kurulmasının ardın-

dan adeta bir zincirleme tepkime

yaşanmış ve diğer bazı İngiliz

okullarında da futbol kulüpleri

kurulmaya başlanmıştı.

Arjantin’de futbolun filizlenmesinde

İngiliz menşeli okullar kadar, yine

genellikle İngilizler tarafından inşa

edilen demiryollarının da payı

büyüktü. Arjantin’de o yıllarda

demiryolları inşaatlarını İngilizlerin

üstlenmesi sonucunda, burada çalı-

şanmühendislerin ve işçilerin çoğu

da İngiltere’den gelmekteydi. Bu iş-

çilerin boş zamanlarında futbol oy-

namaya yönelmeleri sonucunda da

demiryollarının bünyesinden de çe-

şitli futbol kulüpleri çıkmaya başla-

mıştı. Güney Amerika’daki ilk resmi

lig, hatta Britanya dışında kurulmuş

ilk futbol ligi olan “Argentine Asso-

ciation Football League”in (Arjantin

Futbol Ligi) 1893’teki kuruluşunda

da bu kulüplerden bazıları en ön

saflarda yer almışlardı. Bunların

içinden demiryolu kökenli iki kulüp

olan 1887 kuruluşlu Quilmes Athle-

tic Club ve 1889’da kurulan Rosario

Central (o zamanki adıyla Buenos

Aires-Rosario Railway) bugün

halen faaliyetlerini sürdürmekte,

dolayısıyla da Arjantin’deki faal

futbol kulüpleri içinde en eskileri

olma özelliğini taşımaktalar.

19. Yüzyıl’ın sonları ve 20. Yüzyıl’ın

başlarında, Arjantin futbolu yaban-

cıların öncülüğündeki gelişimini

sürdürmüştü. Varlıklarını günü-

müze kadar sürdüren kulüpler

içerisinde, bir önceki paragrafta adı

geçen kulüplere ilâveten Rosario

kentinde 1903 yılında Newell’s Old

Boys kulübü, adından da anlaşılabi-

leceği üzere yine İngilizler tarafın-

dan kurulmuştu. Aynı dönemde,

başkent Buenos Aires’in önemli ku-

lüpleri de şehrin göçmen nüfusunu

oluşturan grupların sanki birer

yansımaları olarak peş peşe ortaya

çıkmaya başlamışlardı. İlk olarak

1901 yılında River Plate kulübü

İngilizler tarafından kurulmuş,

ardından 1903’e gelindiğinde

şehirdeki Fransız göçmenlerinden

oluşan azınlık, Paris’teki Racing

Club adlı kulüpten esinlenerek, aynı

adla bir futbol kulübü kurmuş ve

1905’te de her ne kadar kurucusu

bir İrlandalı olsa da Boca Juniors

kulübü, İtalyan göçmenlerin

etrafında yoğunlaştığı bir oluşum

halinde faaliyetlerine başlamıştı.

Nihayet millî takımda

sahaya çıkıyor

Tümbu gelişmelerin ardından

Arjantin Millî Takımı da 20. yüzyılın

başında kurulacak ve ilkmaçına da

16 Mayıs 1901 tarihinde, Montevi-

deo’da, komşu ülke Uruguay karşı-

sında çıkacaktı. Bu aynı zamanda,

uluslararası düzeyde günümüzde

en çok karşılaşan iki ülkenin

(İngiltere ile İskoçya’dan bile çok)

rekabetinin de başlangıcıydı.

Söz konusumaç, 3-2 Arjantin’in

üstünlüğüyle sona erdi.

1916 yılında başlayan Copa Ame-

rica’daysa Arjantin ilk dört turnu-

vada üç kez ikinci olmasının

ardından, 1921’deki turnuvayı,

Brezilya, Uruguay ve Paraguay ile

oynadığı üç maçtan da galip ayrıla-

rak kazandı. 1920’lerin devamındaki

yedi turnuvadaysa Arjantin üç kez

daha şampiyon olurken üç kez de

ikinci sırada kalacaktı.

1928’e gelindiğinde, Arjantin ilk kez

futbol takımını olimpiyatlara gön-

deriyordu. Olimpiyatlardaki futbol

turnuvası o yıllarda Dünya Kupası

henüz oynanmadığı için bir bakıma

dünya şampiyonunu belirleyen bir

turnuva olarak görülmekteydi ve

1924’teki bir önceki turnuvayı,

Arjantin’in başlıca rakibi Uruguay

kazanmıştı. 1928’deki turnuva-

daysa Arjantin finale kadar gittiyse

de karşısına yine Uruguay çıkmış

ve 1-1 bitenmaç sonrası oynanan

tekrar maçını 2-1 kazanan Uruguay,

altınmadalyayı alan taraf olmuştu.

İlk Dünya Kupası’nı

finalde kaybettiler

1930’da nihayet Dünya Kupası da

start alıyordu. Buradaki senaryo da

iki yıl önce olimpiyatlarda yaşana-

nın bir benzeri olacaktı. Arjantin

yine finale kadar gidecek fakat bu

noktada, aynı zamanda turnuvanın

ev sahipliğini de üstlenen

Uruguay’a 4-2 yenilerek ikincilikle

yetinecekti. Dört yıl sonra İtalya’da

düzenlenen ikinci Dünya Kupa-

sı’ysa Arjantin adına çok daha kısa

süreli bir maceraya sahne olacak ve

takım, henüz ilk turda İsveç’e, üste-

lik iki kez öne geçtiği maçta, 3-2 ye-

nilerek elenecekti. Arjantin bundan

sonrasındaysa, 1958’e kadar Dünya

Kupası elemelerine katılmama

kararı alacaktı.

Arjantin’in bir şanssızlığıysa 1942

ve 1946 yıllarında düzenlenmesi

gereken Dünya Kupalarının,

II. Dünya Savaşı nedeniyle iptal edil-

mesiydi. Zira Arjantin futbolunun

erken döneminin en parlak yılları,

1940’lara denk geliyordu ve bu

dönemde eğer Dünya Kupaları

oynansa ve Arjantin de bu turnuva-

lara katılsa, şampiyon olması

kuvvetle muhtemeldi. Nitekim

Tangocular, 1940’lar süresince

düzenlenen beş Copa America’dan

dördünü kazanmış ve bu turnuva-

larda oynadığı 28 maçın 24’ünden

galibiyetle ayrılırken sadece bir kez

yenilgi yüzü görmüştü.

Uzun bir aradan sonra, 1958’de

yeniden Dünya Kupası’nda boy

gösteren Arjantin’in bumacerası ise

futbol tarihlerinin en büyük hezi-

metlerinden birine sahne olmuştu.

İlkmaçında Federal Almanya’ya 3-1

yenilen, Kuzey İrlanda’yı ise aynı

skorla mağlup eden Arjantin, grup-

taki sonmaçında Çekoslovakya

önünde 6-1’lik ağır bir yenilgi alarak

turnuvaya veda ediyordu. Bundan

dört yıl sonra Şili’deki turnuvada da

ilk tur sonunda bavullarını topla-

mak zorunda kalacak Arjantin,

1966’daysa çeyrek finale çıkıyor

fakat bu turda, daha sonradan

şampiyon olacak olan ev sahibi İn-

giltere’ye tek golle boyun eğiyordu.

1970 Dünya Kupası elemelerindeyse

Arjantin, Peru ve Bolivya ile birlikte

yer aldığı grubu son sırada tamam-

lıyor ve ilk kez katıldığı bir Dünya

Kupası elemesinde başarısız olarak

turnuvanın dışında kalıyordu.

Arjantin, 1974 Dünya Kupası’nda da

taraftarlarını tatmin etmekten

uzaktı. İlk turda sadece zayıf Haiti’yi

yenebilmişler fakat yine de grupta

İtalya’yı averajla geride bırakarak

ikinci tura yükselmişlerdi. Ancak

burada oynadıkları üç maçta sa-

dece Demokratik Almanya ile bera-

bere kalmışlar ve Hollanda ile

Brezilya’ya yenilmişlerdi. Özellikle

Alumni takımı

1974’teki Hollanda-Arjantin eşleşmesinde kaptanlar seremonide