Previous Page  86-87 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 86-87 / 150 Next Page
Page Background

ardından gelen çıkış grafiğiyle bera-

ber takımda köklü değişiklikler

meydana geldi. Hocamızın çok

büyük emeği var. Daha çok

arzulayan bir takıma dönüştük,

idmanlarda bile daha agresif bir

sistemle çalışır olduk. Maçlardaki

başarılı birlikteliğin sırrını ise size

skorla savaşmak şeklinde özetleye-

bilirim. Çünkü Süper Lig, savaşıp

mücadele etmezsen bir maç bile

kazanmanın imkânsız olduğu bir lig.

Çok şükür ki şu an iyi yerlere geldik.

Ama daha lig bitmedi. En iyi yerde

bitirme hedefindeyiz.

Antalyaspor kariyerin boyunca

Mehmet Özdilek, Samet Aybaba,

Fuat Çapa, Yusuf Şimşek ve Jose

Morais ile çalışma fırsatı buldun.

Rıza Hocaya baktığında fark olarak

neleri görüyorsun?

Rıza Hoca daha kompakt takım

istiyor. Maçlarda ise ilk dakikadan

uzatmaların son anına kadar

mücadele etmemizi ve konsantras-

yonumuzu korumamızı istiyor. İd-

manlarda damaçta da çok disiplinli

olduğunu söyleyebilirim. Ancak aynı

zamanda neşeli bir kimliğe de sahip.

Bizlerle tek tek ilgileniyor, sohbetler

ediyor. Bu disiplini de takıma yansı-

yor. Hocamızın futbolculuk kariye-

rindeki hırs ve disiplinini teknik

adamlık hayatına da yansıttığını

görüyoruz.

Bu kadar kısa sürede Rıza Hocanın

sana kattığı özellik nedir?

Rıza Hoca, bana doyumsuzluğu

kattı. Bunun yanı sıra kabullenme-

meyi de öğretti diyebilirim. Mağlup-

ken tekrar ayağa kalkmayı ve

mücadele etmeyi öğretti.

7 numaranın sorumluluğunu

taşıyorsun. Musa Nizam’dan sonra

7 numaralı formayı sen giymeye

başladın. 7 numaranın yükü ağır

diyebilir miyiz?

Antalyalı bir kardeşimden 7 numa-

ralı formayı devraldım. Zaten

7 numaralı formanın Antalya’da

yetişmiş bir futbolcuda olması hem

taraftarımız hemde formayı giyen

için, çok büyük değere sahip. Yükü

derseniz, tabiî ki de ağır. Bir Antalya

simgesini sırtında taşıdığını her

maçta ve idmanda hissediyorsun.

Bu gurur verici olduğu kadar zor da

bir yük. Kulübün ve taraftarımızın

bana verdiği desteği boşa çıkarma-

mak için elimden geleni yapacağım.

Profesyonel hayatının başlangı-

cında Trabzonspor’a attığın bir gol

var. O golden sonra nasıl tepkiler

almıştın?

O golü attığımda 22 yaşındaydım.

Aslına bakarsanız, gol atmak çok

ayrı bir duygu. Bunu yaşamak lâzım.

Golden sonra aldığımdönüşler de

çok farklı oldu. Yakınlarım, “Böyle

gol mü olur?” tarzında cümleler

kurdu. Aslına bakarsanız, ben de

attığımgole çok sevinemedim.

Çünkümaçı kaybetmiştik.

Buruk bir sevinçti diyebilirim.

Ela’yı yani kızını kucağınıza aldı-

ğında neler hissettin?

Aslında kızımı kucağıma ilk aldı-

ğımda hissettiklerimi anlayama-

mıştım. Aylar geçtikçe hayatımdaki

farkını daha da iyi anlamaya başla-

dım. Ona olan sevgimher geçen gün

büyüyerek artıyor.

Doğumodanızda Ela’nın formasının

hazır olduğunu görüyoruz. Ona

doğuştan Antalyasporlu diyebilir

miyiz?

Ela, Antalya doğumlu ve Antalya-

sporlu. Hatta klişe bir lâf ama söyle-

meden edemeyeceğim, “babasının

kızı” (gülüyor).

Şehrinin takımında kaptanlık

pazubandını takmak beklediğin bir

şeymiydi?

Altyapısından yetiştiğiniz bir ta-

kımda herkes ilk olarak A takımda

oynamak ister. Sonrasında kaptan-

stadın birçok yerinde ta-

raftarla iç içe birçokmaçı

izlediğimi söyleyebilirim.

Maç çıkışlarında A takım

oyuncularını bekler,

onlarla iletişimkurmak

için heyecanlanır

mıydın?

Onları yakından da gör-

mek isterdik. Yakından

nasıl göründüklerini

merak ederdik. Aslına

bakarsanız yaşımız

küçüktü ve yalnızca

futbolcu sevgisiylemaça

gidiyorduk. Hattamaça

kaçak girmişliğimbile

vardır (gülüyor). Ama

onları görmek gerçekten

günümüzdeki kadar

kolay değildi. Onlara

imrenerek bakardım.

O yaşlarda kimin gibi

top oynamanın hayalini

kuruyordun?

Emre Belözoğlu’na hay-

randımküçükken. Onu

ve futbolunu çok örnek

aldığımı söyleyebilirim.

Senin için Samuel

Eto’o’yla oynamak bir

hayal miydi?

Yıllar önce, “Samuel Eto’o

ile oynayacaksın” dese-

lerdi, “Şaka yapıyorsu-

nuz, dalga geçmeyin”

derdim. Kariyeri belli ve

çok üst düzey bir futbol-

cuyla aynı takımda oy-

namak benim için büyük

bir gurur. Ama şunu da

eklemeliyimki, bunu

kimse düşünemezdi. Ta-

kımımıza çok değer kattı

ve onunla beraber oyna-

maktan çokmutluyum.

Bu sezon Antalyaspor’a

bakıldığında özellikle

ikinci yarıda birbirine

kenetlenmiş ve oldukça

uyumlu bir takım

izliyoruz. Bunu neye

borçlusunuz?

Biliyorsunuz ki sezona

pek de iyi başlamadık.

Bunun da verdiği bir

stres vardı ilk 7 hafta.

Antrenör değişikliğinin

86

87

Antalyaspor’un her maçına giderdim.

Futbolcuları yakından görmek isterdik.

Aslına bakarsanız yaşımız küçüktü ve

yalnızca futbolcu sevgisiyle maça

gidiyorduk. Emre Belözoğlu’na hayrandım

küçükken. Onu ve futbolunu çok örnek

aldığımı söyleyebilirim.

Yıllar önce, “Samuel Eto’o ile

oynayacaksın” deselerdi, “Şaka

yapıyorsunuz, dalga geçmeyin” derdim.

Kariyeri belli ve çok üst düzey bir

futbolcuyla aynı takımda oynamak

benim için büyük bir gurur. Takımımıza

çok değer kattı ve onunla beraber

oynamaktan çokmutluyum.

İkinci yarıdaki çıkışımızda Rıza

Hocamızın çok büyük emeği var.

Daha çok arzulayan bir takıma

dönüştük, idmanlarda bile daha

agresif bir sistemle çalışır olduk. Süper

Lig, savaşıpmücadele etmezsen bir maç

bile kazanmanın imkânsız olduğu bir lig.

7 numaralı formanın yükü tabiî ki ağır.

Bir Antalya simgesini sırtında taşıdığını

her maçta ve idmanda hissediyorsun.

Bu gurur verici olduğu kadar zor da bir

yük. Kulübün ve taraftarımızın bana

verdiği desteği boşa çıkarmamak için

elimden geleni yapacağım.

Her zaman hedeflerimin peşinden

koştum, koşmaya da devam ediyorum.

Futbolda yetinmemenin ve sabrın çok

önemli yeri var bende. Küçüklüğümden

beri gelen düzenli hayatımın da çok etkisi

oldu.

Ülkemizde harika statlar yapıldı

yapılmaya devam ediyor. Bunun için

devlet büyüklerimize çok teşekkür

ediyorum. Bu statların 2024 adaylığımız

için çok büyük bir artısı olacaktır.

İnşallah adaylığımız kabul edilir ve

dünyaya ev sahipliğimizi gösteririz.