

ardından gelen çıkış grafiğiyle bera-
ber takımda köklü değişiklikler
meydana geldi. Hocamızın çok
büyük emeği var. Daha çok
arzulayan bir takıma dönüştük,
idmanlarda bile daha agresif bir
sistemle çalışır olduk. Maçlardaki
başarılı birlikteliğin sırrını ise size
skorla savaşmak şeklinde özetleye-
bilirim. Çünkü Süper Lig, savaşıp
mücadele etmezsen bir maç bile
kazanmanın imkânsız olduğu bir lig.
Çok şükür ki şu an iyi yerlere geldik.
Ama daha lig bitmedi. En iyi yerde
bitirme hedefindeyiz.
Antalyaspor kariyerin boyunca
Mehmet Özdilek, Samet Aybaba,
Fuat Çapa, Yusuf Şimşek ve Jose
Morais ile çalışma fırsatı buldun.
Rıza Hocaya baktığında fark olarak
neleri görüyorsun?
Rıza Hoca daha kompakt takım
istiyor. Maçlarda ise ilk dakikadan
uzatmaların son anına kadar
mücadele etmemizi ve konsantras-
yonumuzu korumamızı istiyor. İd-
manlarda damaçta da çok disiplinli
olduğunu söyleyebilirim. Ancak aynı
zamanda neşeli bir kimliğe de sahip.
Bizlerle tek tek ilgileniyor, sohbetler
ediyor. Bu disiplini de takıma yansı-
yor. Hocamızın futbolculuk kariye-
rindeki hırs ve disiplinini teknik
adamlık hayatına da yansıttığını
görüyoruz.
Bu kadar kısa sürede Rıza Hocanın
sana kattığı özellik nedir?
Rıza Hoca, bana doyumsuzluğu
kattı. Bunun yanı sıra kabullenme-
meyi de öğretti diyebilirim. Mağlup-
ken tekrar ayağa kalkmayı ve
mücadele etmeyi öğretti.
7 numaranın sorumluluğunu
taşıyorsun. Musa Nizam’dan sonra
7 numaralı formayı sen giymeye
başladın. 7 numaranın yükü ağır
diyebilir miyiz?
Antalyalı bir kardeşimden 7 numa-
ralı formayı devraldım. Zaten
7 numaralı formanın Antalya’da
yetişmiş bir futbolcuda olması hem
taraftarımız hemde formayı giyen
için, çok büyük değere sahip. Yükü
derseniz, tabiî ki de ağır. Bir Antalya
simgesini sırtında taşıdığını her
maçta ve idmanda hissediyorsun.
Bu gurur verici olduğu kadar zor da
bir yük. Kulübün ve taraftarımızın
bana verdiği desteği boşa çıkarma-
mak için elimden geleni yapacağım.
Profesyonel hayatının başlangı-
cında Trabzonspor’a attığın bir gol
var. O golden sonra nasıl tepkiler
almıştın?
O golü attığımda 22 yaşındaydım.
Aslına bakarsanız, gol atmak çok
ayrı bir duygu. Bunu yaşamak lâzım.
Golden sonra aldığımdönüşler de
çok farklı oldu. Yakınlarım, “Böyle
gol mü olur?” tarzında cümleler
kurdu. Aslına bakarsanız, ben de
attığımgole çok sevinemedim.
Çünkümaçı kaybetmiştik.
Buruk bir sevinçti diyebilirim.
Ela’yı yani kızını kucağınıza aldı-
ğında neler hissettin?
Aslında kızımı kucağıma ilk aldı-
ğımda hissettiklerimi anlayama-
mıştım. Aylar geçtikçe hayatımdaki
farkını daha da iyi anlamaya başla-
dım. Ona olan sevgimher geçen gün
büyüyerek artıyor.
Doğumodanızda Ela’nın formasının
hazır olduğunu görüyoruz. Ona
doğuştan Antalyasporlu diyebilir
miyiz?
Ela, Antalya doğumlu ve Antalya-
sporlu. Hatta klişe bir lâf ama söyle-
meden edemeyeceğim, “babasının
kızı” (gülüyor).
Şehrinin takımında kaptanlık
pazubandını takmak beklediğin bir
şeymiydi?
Altyapısından yetiştiğiniz bir ta-
kımda herkes ilk olarak A takımda
oynamak ister. Sonrasında kaptan-
stadın birçok yerinde ta-
raftarla iç içe birçokmaçı
izlediğimi söyleyebilirim.
Maç çıkışlarında A takım
oyuncularını bekler,
onlarla iletişimkurmak
için heyecanlanır
mıydın?
Onları yakından da gör-
mek isterdik. Yakından
nasıl göründüklerini
merak ederdik. Aslına
bakarsanız yaşımız
küçüktü ve yalnızca
futbolcu sevgisiylemaça
gidiyorduk. Hattamaça
kaçak girmişliğimbile
vardır (gülüyor). Ama
onları görmek gerçekten
günümüzdeki kadar
kolay değildi. Onlara
imrenerek bakardım.
O yaşlarda kimin gibi
top oynamanın hayalini
kuruyordun?
Emre Belözoğlu’na hay-
randımküçükken. Onu
ve futbolunu çok örnek
aldığımı söyleyebilirim.
Senin için Samuel
Eto’o’yla oynamak bir
hayal miydi?
Yıllar önce, “Samuel Eto’o
ile oynayacaksın” dese-
lerdi, “Şaka yapıyorsu-
nuz, dalga geçmeyin”
derdim. Kariyeri belli ve
çok üst düzey bir futbol-
cuyla aynı takımda oy-
namak benim için büyük
bir gurur. Ama şunu da
eklemeliyimki, bunu
kimse düşünemezdi. Ta-
kımımıza çok değer kattı
ve onunla beraber oyna-
maktan çokmutluyum.
Bu sezon Antalyaspor’a
bakıldığında özellikle
ikinci yarıda birbirine
kenetlenmiş ve oldukça
uyumlu bir takım
izliyoruz. Bunu neye
borçlusunuz?
Biliyorsunuz ki sezona
pek de iyi başlamadık.
Bunun da verdiği bir
stres vardı ilk 7 hafta.
Antrenör değişikliğinin
“
“
“
“
“
“
86
87
Antalyaspor’un her maçına giderdim.
Futbolcuları yakından görmek isterdik.
Aslına bakarsanız yaşımız küçüktü ve
yalnızca futbolcu sevgisiyle maça
gidiyorduk. Emre Belözoğlu’na hayrandım
küçükken. Onu ve futbolunu çok örnek
aldığımı söyleyebilirim.
Yıllar önce, “Samuel Eto’o ile
oynayacaksın” deselerdi, “Şaka
yapıyorsunuz, dalga geçmeyin” derdim.
Kariyeri belli ve çok üst düzey bir
futbolcuyla aynı takımda oynamak
benim için büyük bir gurur. Takımımıza
çok değer kattı ve onunla beraber
oynamaktan çokmutluyum.
İkinci yarıdaki çıkışımızda Rıza
Hocamızın çok büyük emeği var.
Daha çok arzulayan bir takıma
dönüştük, idmanlarda bile daha
agresif bir sistemle çalışır olduk. Süper
Lig, savaşıpmücadele etmezsen bir maç
bile kazanmanın imkânsız olduğu bir lig.
7 numaralı formanın yükü tabiî ki ağır.
Bir Antalya simgesini sırtında taşıdığını
her maçta ve idmanda hissediyorsun.
Bu gurur verici olduğu kadar zor da bir
yük. Kulübün ve taraftarımızın bana
verdiği desteği boşa çıkarmamak için
elimden geleni yapacağım.
Her zaman hedeflerimin peşinden
koştum, koşmaya da devam ediyorum.
Futbolda yetinmemenin ve sabrın çok
önemli yeri var bende. Küçüklüğümden
beri gelen düzenli hayatımın da çok etkisi
oldu.
Ülkemizde harika statlar yapıldı
yapılmaya devam ediyor. Bunun için
devlet büyüklerimize çok teşekkür
ediyorum. Bu statların 2024 adaylığımız
için çok büyük bir artısı olacaktır.
İnşallah adaylığımız kabul edilir ve
dünyaya ev sahipliğimizi gösteririz.