

lerle oynatmıştı. Bana, “Seni bir ku-
lübe götüreceğim. Orada oyna.
Yavaş yavaş alıştır kendini futbola”
demişti. Sonra da beni Kunduspor’a
götürdü. Ama yaşım çok küçük ol-
duğu için hiç süre bulamıyordum. O
küçük yaşımda tek başıma yollara
düşüyor, uzun yollar gidiyordum.
Dün gibi hatırlıyorum. Her gittiğim
yerde mutlaka bir şeyimi de kaybe-
diyordum. Ama hiç süre alamıyor-
dum. Çok güzel geçmedi o günlerim.
O dönemki altyapı eğitimi zayıf
mıydı sence?
Şimdi ben kendi yaşımdan itibaren
konuşabilirim. Bizden önceki ağa-
beylerimiz daha büyük sıkıntılar
çekmiştir. Ama şu an bakıyorum.
Kunduspor’daki günlerimle şu anın
alâkası yok. Tesisler çok gelişiyor.
İlk zamanlar gerçekten zordu. Ama
ben zorluğun yüzde 1’ini gördüm.
Hatta hiçbir şey görmedim. Benden
büyükler neler çekmiş. Ama ben de
kendi yaşıma göre zorluk çektim.
Seninle birlikte futbola başlayan
birçok arkadaşın futbolcu olamadı.
Sen neleri farklı yaptın da futbolcu
oldun ve genç Millî Takımlara
yükseldin?
Gerçekten çok yetenekli arkadaşla-
rımvardı. Birlikte şampiyonalara
katıldık. Dördüncü olduk, üçüncü
olduk, Türkiye çapında derece yap-
tık. Bir insan, kalbinin ekmeğini yer.
Kalp çok önemli benim için. Bir
insan hedefine ne kadar kilitlenirse,
o kadar başarılı olur. Benimgördü-
ğüm onların hayatı sadece futbol
değildi. Futbol, okul, arkadaşlar,
sosyal yaşam… Bu bağlamda yaşı-
yorlardı. Mesela ben çoğu zaman
asosyal yaşadım. Biliyorumbu da
iyi bir şey değil. Ama bir insan he-
define gitmek istiyorsa belli bir süre
fedakârlık yapmak zorunda. Nasıl
bir fedakârlık? İnsanlar bir yere
gezmeye giderken sen çantanı alır
idmana gidersin. Bu söylediğim
yanlış anlaşılmasın lütfen. Aylar,
yıllar sonra, insanlar otobüs dura-
ğında beklerken sen arabanla evine
gidersin. Bir şeyler verirsin, karşılı-
ğında bir şeyler kazanırsın. Böyle
bir şey… O arkadaşlarım çok yete-
nekliydi fakat bu olaylar onları çok
etkiliyordu. Ben de öyleydim as-
lında. Ama benimhayatımda bir
dönümnoktası oldu; babamı kay-
bettim. Babamı kaybettikten sonra
çocuk olmayı bıraktım. Çünkü
arkama baktığımda bir ailemvardı
ve onlara bakmamgerekiyordu.
Benimbir şeyler yapmam lâzımdı.
Tabiî ki böyle olsun istemezdim
ama her şeyde bir hayır vardır
derler. Futbola daha da sarıldım.
Allah rahmet eylesin. Baban ne işle
meşguldü?
Babam aşçıydı. Antalya’daki otel-
lerde aşçılık yapıyordu. Babam öl-
dükten sonra artık dedimki benim
kesinlikle hata yapma lüksümyok.
İdmanlarda “Bugün ben istemiyo-
rum, bugün ben yorgunum, arka-
daşımla kavga ettim” deme lüksüm
yoktu. O kötü günden sonra da
Allah’a şükürler olsun bugünlere
kadar gelebildik. Burası sadece bir
başlangıç benim için. Şu an çok
başındayım. Ne olursa olsun, ne
yaparsamyapayım asla “Ortasın-
dayım; bitiyor” demeyeceğim. Her
zaman başında olacağım. Ne zaman
futbol hayatımı bitiririm, o zaman
benim için bitmiş olur.
Babanı kaybettiğin gün büyüdün
anladığımkadarıyla…
Evet, babamın öldüğü gün büyü-
düm.
uzmanı olarak çalışıyor.
Onun kendine ait bir hayatı
var. Ben elimden geldiğimce
onlara yardımcı olmak için
uğraşıyorum. Çocukluğum-
dan beri tek hayalimonlara
güzel bir hayat ve gelecek
sağlayabilmekti. Çocuklu-
ğumböyle başladı.
Okul hayatını anlatır mısın?
Nerede okuyorsun?
Mustafa Adıyaman İlköğre-
timOkulu’nda 8. sınıfa kadar
okudum. Ama 8. sınıftan
sonra babamın vefatıyla lise
hayatım çok karışık hale
geldi. Çok zor dönemlerdi.
Babam akciğer kanseriydi.
O aralar zor zamanlardı.
Okumak gerçekten çok
önemli bir şey ama ben
bırakmak zorunda kaldım.
Çünkü babamın vefatı beni
çok etkiledi. Kendimi tama-
men futbola vermek iste-
dim. Çok inanıyordum.
Futbol öyle bir iş ki, kendi-
nizi tamamen vermeniz ve
odaklanmanız gerekiyor. İd-
mandan sonra okula gittin
mi o antrenman yaramıyor,
vücuda girmiyor. Çünkü
okulda yine yoruluyorsun.
Halbuki dinlenmen lâzım.
Avrupalı bunu götürüyor
çünkü bir düzen var. Ama
benim okulumla idmanla-
rım aynı saatte. Okula gide-
mediğim için sınıfta kalma
durumum oldu. Şu an Açık
Lise’ye devam ediyorum.
Elimden geldiği kadar sınav-
lara girmeye çalışıyorum.
Futbola Antalya Kundu-
spor’da başladığını görüyo-
ruz. Seni ilk kimkeşfetti ve
elinden tutup futbolcu olma
yolunda ilk adımlarını
atmanı sağladı?
Fen Bilgisi Öğretmenim
Musa Hoca beni futbola
başlattı. O zamanlar ilkokul
3. sınıfa gidiyordum. Beni
7 ve 8. sınıfa giden ağabey-
“
“
“
“
“
100
101
Bir insan, kalbinin ekmeğini yer.
Hedefine gitmek istiyorsa belli bir
süre fedakârlık yapmak zorunda.
İnsanlar bir yere gezmeye giderken
sen çantanı alır idmana gidersin.
Aylar, yıllar sonra, insanlar otobüs
durağında beklerken sen arabanla
evine gidersin. Bir şeyler verirsin,
karşılığında bir şeyler kazanırsın.
Hayatımda bir dönümnoktası oldu;
babamı kaybettim. Babamı
kaybettikten sonra çocuk olmayı
bıraktım. Çünkü arkama
baktığımda bir ailemvardı ve onlara
bakmamgerekiyordu. Benimbir
şeyler yapmam lâzımdı. Futbola
daha da sarıldım.
Şimşekspor’da Hüseyin Karacaoğlu
Hocambeni çok istedi. Malzeme
karşılığında beni transfer etti.
Resmen top verdi, beni aldı.
Sağ olsun bana çok baktı. Beni
hiç dolmuş parasız bırakmadı, aç
bırakmadı. Yeri geldi kendi götürdü,
getirdi. Bende emeği çok farklıdır.
Beni hep oynattı.
Babamla Fenerbahçe ve Beşiktaş’a
gittim. Gayet de başarılı geçmişti.
Ama Antalyaspor ve Antalya’nın
büyük iş adamları devreye girdi.
“Bu çocuk Antalya’nın çocuğu.
Başka bir şehre gidemez” dediler.
Hocamda razı geldi. Yetiştirme
bedeli verildi ve transferim
gerçekleşti.
Trabzonspor’u 7-0 yendiğimiz
maçta oynadım. Omaçta annemin,
ablamın gözlerindeki mutluluğu
gördüm. İnanın dünya üzerinde
başka hiçbir şey önemli değil benim
için… Onlarınmutluluğunu görmek,
onları mutlu etmek kadar önemli bir
şey yok benim için. 1 numarada her
zaman ailemvar.