74
5- Cristiano Ronaldo (Portekiz)
Kimseyi kızdırmayalım; dünyanın
en iyi iki oyuncusundan biri.
Kulüp takımları bazında tatma-
dığı başarı neredeyse kalmayan
Portekizli yıldız, Portekiz Millî Ta-
kımı’yla bir kupa kaldırma hasre-
tini bu turnuvada bitirmek
istiyordu. İlk önemli turnuvası
daha 19 yaşındayken kendi evle-
rinde düzenledikleri EURO 2004
olan Ronaldo, finalde Yunanis-
tan’a kaybettikten sonra sahayı
gözyaşlarıyla terk etmişti. Pro-
fesyonelliği ve sadece kazan-
maya odaklı hırsı yüzünden çoğu
futbolsevere antipatik gelen Por-
tekizli, bu turnuvaya da bu ka-
rakterini tamamıyla sahaya
yansıtarak başladı. Hem bu yüz-
den hem de teknik direktör Fer-
nando Santos’un defansif anlayışı
nedeniyle ileride pek fazla etkili
olamayan Ronaldo turnuvaya
kötü başladı diyebiliriz. Gruptaki
üç maçını da beraberlikle ta-
mamlayan Portekiz’de Ronaldo
da ilk golünü üçüncü, yani gru-
bun son maçında atabildi. İlk
maçta sahneye Nani çıkmışken,
ikinci maç golsüz beraberlikle so-
nuçlanmıştı. Son maç ise Maca-
ristan’la tam bir gol düellosu
şeklinde geçti. Turnuvanın belki
de en heyecanlı maçında Ronaldo,
takımını attığı iki gol ve yaptığı
asistle ipten almayı bildi ve 3-3
biten maçın ardından gruptan
çıkmayı başardılar.
İkinci turda Hırvatistan’a karşı
90 dakika 0-0’la geçilirken oyun
olarak ne Ronaldo ne de takım
arkadaşları sahaya bir şey koya-
bilmişti. Uzatmanın ikinci yarı-
sında ise Renato Sanches’in
başlattığı kontratakta, Nani’nin
pası ile altı pasın sağ çaprazında
topla buluştu ve şutu kaleciden
döndü. Dönen topu da Quaresma
ağlara gönderdi ve Portekiz’i
çeyrek finale çıkardı. Çeyrek fi-
naldeki rakip Polonya’ydı. İki de-
fansif takımın karşılaşması da
uzatmalara, oradan da penaltılara
kadar gitti. Portekiz adına ilk
penaltıyı kullanan Ronaldo topu
ağlarla buluşturdu. Diğer dört
arkadaşı da bunu başarınca, Por-
tekiz normal sürede gelip gele-
meden yarı finale kadar ulaşmış
oldu. Yarı finalde rakip turnuva-
nın sürpriz takımlarından Gal-
ler’di. Real Madrid’den takım
arkadaşı Bale ile karşılıklı bir dü-
ello beklentisi vardı ancak ikinci
yarının hemen başında Ronaldo,
üç dakika sonra da Nani skoru
2-0’a getirdi ve Galler’in direnişini
kırdı. Ronaldo kafayla attığı golde
yine herkesi büyülemeyi başar-
mıştı. Maçtan sonra özellikle Ro-
naldo’nun golden önce topa
yükselişi ve uzun süre havada
kalmayı başarması günlerce ko-
nuşuldu. Turnuva başından beri
Portekiz ilk kez bir maçın 90 da-
kikasını galibiyetle tamamlamayı
başardı ve böylelikle finale yük-
seldi.
Finalde rakip ev sahibi Fransa’ydı.
Ancak maç Ronaldo için büyük
bir acıyla başladı. Karşılaşmanın
hemen başında Dimitri Payet’in
müdahalesiyle dizinden sakatla-
nan Portekizli yıldız, sağlık per-
sonelinin müdahalesiyle tekrar
oyuna döndü. Yüzünden çok acı
çektiği belli oluyordu ancak
devam etmek için denemek isti-
yordu. Birkaç dakika sonra tekrar
kendini yere bıraktı ve gözyaşları
içinde devam edemeyeceğini ke-
nara bildirip oyundan çıktı. Maç
sonuna kadar kenardan arkadaş-
larına destek olan Ronaldo,
uzatmalarda Eder’in golüyle ka-
zandıkları finalden sonra futbol
kariyerinin başından beri hayalini
kurduğu kupaya ulaşmış oldu.
Teknik direktör Fernando San-
tos’un, turnuvanın başından so-
nuna kadar oyuncularından
uygulamalarını istediği oyun an-
layışı sonuca ulaşma adına başa-
rılıydı ancak izleyenler açısından
bir o kadar da can sıkıcıydı. Bu
anlayış da hücumda Nani ile bir-
likte gol arayan Ronaldo’nun et-
kisiz kalmasına yol açıyordu. Yine
de Ronaldo, turnuvaya damgasını
vurmayı başardı. Attığı üç golün
yanı sıra üç de asist yapan Ro-
naldo, hücumda bu kadar kısır
olmalarına rağmen 46 gol girişi-
minde bulunarak bu alanda tur-
nuvanın birincisi olmayı başardı.
Toplamda kaleyi bulan 12 şut
çeken Portekizli yıldızın 17 şutu
da kaleyi ıskaladı.
