54
55
EURO 2016, sadece Portekiz’inmucizevi başarısıyla geçiştirilecek bir turnuva
değildi. İzlandalıların gösterdiği inanılmaz yükselişten Shaqiri’nin attığı muazzam
gole, Griezmann’ın gol krallığından Zaza’nın komik penaltısına ve İngilizlerin bitmek
bilmeyen çilesine kadar birçok ayrıntıyı barındıran bir futbol şöleniydi geride kalan.
İşte EURO 2016’dan akıllarda kalan ilginç birtakımayrıntılar.
EURO 2016
Akıllarda kalanlar
Onur Erdem
Platini’den Griezmann’a
Avrupa Şampiyonası daha önce
1984’te Fransa’da düzenlenmişti.
Fransızların unutulmaz yıldızı
Michel Platini, o turnuvada oyna-
dığı beş maçta dokuz kez fileleri
havalandırarak gol kralı olmakla
kalmamış, tümAvrupa Şampiyo-
naları içerisinde bir turnuva bo-
yunca en çok gol atan isimolmayı
da başarmıştı. 32 yıl sonra Avrupa
Şampiyonası bir kez daha
Fransa’daydı. Fransızlarda bu kez
golleri atan isimse Antoine Griez-
mann’dı ve Atletico Madridli
oyuncu yedi maçta altı kez ağları
sarsarak Platini’den sonra bir Av-
rupa Şampiyonası’nda en çok gol
atan ikinci oyuncu oldu. Ancak
Platini gol kralı olurken, Fransa
da Avrupa şampiyonu olmuştu.
Griezmann’ın Fransa’sı ise bunu
başaramadı.
Zaza ve Pelle’nin ciddiyetle imtihanı
Turnuvanın en büyük heyecana sahne olanmaçlarından
biri, çeyrek finaldeki Almanya-İtalya mücadelesiydi.
Almanlar maç genelinde oyunda daha çok üstünlüklerini
hissettirdiler ve 1-0 öne geçtilerse de İtalya, maçın son
bölümünde penaltıdan bulduğu golle eşitliği yakalamış ve
karşılaşma da önce uzatmalara, ardından da seri penaltı
atışlarına gitmişti. Karşılaşmanın bitmesine kısa bir süre
kala, İtalya Teknik Direktörü Antonio Conte, Simone
Zaza’yı oyuna almıştı. Bu belli ki, oyuncunun iyi penaltı
attığı düşünülerek yapılmış bir hamleydi. Nitekim Lo-
renzo Insigne ve Toni Kroos’un gole çevirdiği ilk penaltıla-
rın ardından İtalya’nın ikinci penaltısı için topun başına
Simone Zaza gelmişti. Ne var ki Zaza, daha topa hareket-
lendiği anda sirklerde mükâfat beklentisiyle iki ayağı
üzerinde yürümeye çalışan hayvanları andırırcasına
garip bir biçimde, zıplaya zıplaya ilerlemeye başlayınca
herhalde birçok İtalyan da içinden bir “eyvah” demişti.
İtalyan seyirciler için bir korku filmini, geri kalan seyirci-
ler içinse bir komedi filmini andıran bu koşu sonrasında
Zaza’nın çektiği şutta topun Bordeaux semalarında göz-
den kaybolmasıyla birlikte de atışın öncesinde sergilenen
gayriciddi gösterinin ne denli gereksiz olduğu iyice netle-
şiyordu. İtalya’nın gayriciddi penaltıcılardan çektiği bu
kadarla sınırlı da kalmadı. Üçüncü atışların ardından İtal-
ya’nın 2-1’lik üstünlüğü bulunuyordu ve dördüncü atış
için topun başına geçen Graziano Pelle’nin ağları havalan-
dırması halinde yarı final kapıları İtalya için ardına kadar
açılacaktı. Fakat Pelle de atışı kullanmadan önce artık
hangi akla hizmetse Neuer’e, Panenka penaltısı atacağına
dair birtakım jestlerde bulundu. Sonrasındaysa Panenka
penaltısı atmadığı gibi topu hayli yandan, reklampanola-
rına nişanladı. Almanya, dokuzuncu penaltılar sonrasında
rakibine 6-5 üstünlük sağlarken, İtalya’nın kaçırdığı dört
penaltı olmasına karşın hemen herkes Zaza ile Pelle’yi,
takındıkları tuhaf tavırlar nedeniyle hedef tahtasına
koyacaktı.
Portekiz
‘bitti’
demeden
bitmezmiş
Turnuvaya Millî Takımımızı “Biz
bitti demeden bitmez” sloganıyla
uğurlamıştık. Ne yazık ki bu slo-
gan bu kez işe yaramadı ve millî-
lerimiz için turnuvaya hayal
kırıklığıyla neticelendi. Öte yan-
dan turnuvada, bu sloganın hak-
kını tam anlamıyla veren bir
takımda çıkmadı değil. O da biz-
zat şampiyon olan Portekiz’di.
Gruptaki ilk iki maçında İzlan-
da’yla 1-1 ve Avusturya’yla 0-0
berabere kalan Portekiz, üçüncü
maçında Macaristan karşısında
tamüç kez yenik duruma düşüyor
ve her yenik duruma düşüşünde
de en iyi dört üçüncü arasına gire-
meyecek bir konuma geriliyordu.
Fakat Portekiz üç defasında da
beraberliği yakalayıp gruptan
çıkmayı başardı. Ardından da
ikinci turda Hırvatistan’ı uzatma-
ların sonlarında bulduğu golle,
çeyrek finalde de Polonya’yı pe-
naltılarla devre dışı bıraktı. Yarı
finaldeki Galler maçı, 90 dakika
içerisinde kazandıkları tekmaçtı.
Finalde de Fransa’yı yine uzatma-
lara gidenmaçta tek golle devirdi-
ler ve bu sayede kupaya uzandılar.
330 bin nüfuslu ülkenin yaptıkları
İzlanda, Avrupa Şampiyonası’na katılma hak-
kını elde ettiğinde bu turnuvaya katılan en
küçük ülke olma unvanını da eline geçirmişti.
330 binlik nüfusuyla İstanbul’un birçok ilçe-
sinden daha tenha bir ülke olan İzlanda’nın,
Avrupa’nın 24 takımı içerisine girmiş olması
bile aslında başlı başına bir başarıydı. Fakat İz-
landalılar, bu kadarıyla da yetinmedi. Gruptaki
ilk iki maçında önce Portekiz, ardından da
Macaristan’la 1-1 berabere kalan Kuzey tem-
silcisi, sonmaçında da Avusturya’yı son saniye
golüyle mağlup etti ve grubunu ikinci sırada
tamamlayarak bir üst tura yükseldi.
İzlanda’nın imzasını atacağı asıl büyük sürp-
rizse bundan sonraydı. İkinci turda İngiltere ile
eşleşen İzlanda, rakibine karşı henüz dördüncü
dakikada yediği penaltı golüyle 1-0 geriye düş-
mesine karşın iki dakika içinde bu gole cevap
verip skoru dengeliyor, 18. dakikada da bir gol
daha bularak skoru lehine çevirmeyi başarı-
yordu. Maçta daha 70 dakikadan fazla bir süre
olmasına karşın o andan sonra skoru da bu
şekilde muhafaza etmeyi başaran İzlanda,
böylece ilk kez bir büyük turnuvada mücadele
etmesine karşın çeyrek finale adını yazdır-
mayı başarıyordu. Çeyrek finaldeyse İzlan-
da’nın peri masalı, Fransa karşısında son
bulacak ve Kuzeyliler, ilk yarısını 4-0 geride
kapattıkları mücadelede rakiplerine 5-2’lik
skorla boyun eğerek turnuvaya veda edecekti.