Previous Page  80-81 / 150 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 80-81 / 150 Next Page
Page Background

edilen yıldızlar, bir zamanlar Beck-

ham’a verilen sıra dışı ücretleri

şart koşmadan ABD’ye gidebili-

yordu. Mesela Ashley Cole ve Nigel

de Jong gibi iki mühim isimLA Ga-

laxy’ye bedelsiz transfer olabiliyor

ve dahası son kulüpleriyle yapılan

anlaşmalar sayesinde maaş mali-

yeti Cole için sadece 300 bin,

De Jong içinse sadece 500 bin

dolarda kalabiliyordu. NBA’deki

gibi bir maaş bütçesi sınırlaması da

olduğundan, MLS, dengeli bir

biçimde büyümeyi başarmıştı.

Yıldız futbolcuların gözünde

Avrupa dışındaki en cazip lig olma

iddiasında MLS’i tahtından indiren

ülke Çin oldu. Çin Süper Ligi (CSL),

52.8 milyon dolarlık Teixeira, 44.3

milyon dolarlık Jackson Martinez

ve 40.1 milyon dolarlık Ramires

transferleriyle 2016’da transfer

piyasasını alt üst etti ve toplamda

364milyon dolar para harcadı. Çin

Devlet Başkanı Şi Cinping’in sıkı bir

futbol hayranı olması ve futbolu

2013’te ilân ettiği “Çin Rüyası’nı

gerçekleştirme” ülküsünün

merkezine yerleştirmesi, en çok

MLS’in canını sıkmıştı. Zira MLS

gibi CSL’nin de belkemiği yurtdı-

şından transfer edilen oyunculardı;

yani iki ligin gözünü çevirdiği

oyuncu havuzu aynıydı.

MLS için en büyük dezavantaj,

Çin’in bu alandaki savaşı da her-

kesten başka kurallarla oynayarak

verebilmesiydi. Şi’nin futbolda

büyümeyi millî bir mesele olarak

ilân etmesinin ardından, finans-

man devlet eliyle sağlandı. Mesela

kesenin ağzını en fazla açan

kulüplerden Şanghay SIPG, liman

işletmelerinin bir kulübüydü, yani

doğrudan bir devlet kurumunun

takımıydı. Başkan Jang Cindong da

zaten aynı zamanda bir hükümet

yetkilisiydi. Devletle resmi bir bağı

olmayan kulüplerin yöneticileri

için de futbolu bir soft power aracı

olarak gören (2050’ye kadar FIFA

Dünya Kupası şampiyonluğunun

kazanılması resmi makamlarca

hedef olarak ortaya konmuştu)

hükümetle ilişkileri iyi tutmak için

en etkili yol yıldız transferi haline

gelmişti.

MLS’in 21 bin 500 seyirci ortalama-

sına ulaştığı yıl, CSL’nin seyirci or-

talaması 22 bin olarak açıklandı.

Her ne kadar, burada iki ülke

nüfusu arasındaki uçurumu not

düşmek gerekse de CSL’nin beş

yıllığına 1.3 milyar dolar ederinde

bir yayın hakkı sözleşmesi elde

etmesi, iki lig arasındaki savaşın

galibini ortaya koyuyordu. Belki de

buna hâlâ itirazı olanların ellerinde

kalan son argümanları çürütecek

olaysa Obafemi Martins’in Seattle

Sounders’tan Şanghay Şenhua’ya

transferi oldu. Çin, aynı havuzdan

beslendiği MLS’e kıyasla daha iyi

yıldızları daha genç yaşlarda

transfer etmekle yetinmemiş,

direkt olarak MLS’ten, üstelik

“sadece” 3 milyon dolara oyuncu

transfer edebilecek cazibeye de

ulaşmıştı.

Teknik direktörlerin

tavsiyesi miydi?

MLS ve CSL’nin aynı ligde

şampiyonluk içinmüca-

dele veren iki ezeli

rakip olduğunu

farz edelim.

Gelinen noktada, CSL’ye kaptırılan

şampiyonluklardan hoşlanmayan

MLS taraftarları, herhalde şöyle

teselli bulurlardı: “Biz yapısal

olarak daha iyi durumdayız ve

uzun vadede kazanacağız. Onlar

kısa vadeli düşünüyorlar ve bu

sürdürülebilir bir politika değil.”

MLS taraftarlarının bu düşüncele-

rinin boş bir teselli olmadığı kısa

sürede ortaya çıktı. Çin Futbol

Federasyonu, 2017’nin Ocak ayının

ortasında, yani transfer dönemi

başlayalı sadece iki hafta olmuş-

ken bir karar aldı. Bundan böyle bir

takımbir maçta sadece üç yabancı

futbolcu oynatabilecekti. Ayrıca ilk

11’de en az bir, ilk 18’de ise en az iki

tane 23 yaş altı Çinli futbolcu bu-

lundurma zorunluluğu geldi. Siyasi

yapı gereği hükümetin talimatı ya

da onayı olmadan böyle bir karar

alamayacağını bildiğimiz federas-

yon, yeni düzenlemenin gerekçe-

sini şöyle açıklıyordu: “Çin Futbol

Reformu ve Gelişimi Planı’nın ha-

yata geçirilebilmesi, Çin futboluyla

Çinli futbolcularının genel gelişimi,

millî takımın kalitesinin artırılması

ve profesyonel ligin sağlıklı,

stabil ve istikrarlı bir

yolda tutulabilmesi

için (…)”

Bu kural değişikliğine

nasıl karar verildiği

konusunda tahmin

yürütürken, Çin’in

futboldaki transfer

politikasının henüz

bahsetmediğimiz

bir yönüne değin-

ünya futbolununmerkezi kuşkusuz ki

Avrupa. Oyunun bu coğrafyada doğup

yayılmış olması bir yana, Brezilya ve

Arjantin gibi, Yaşlı Kıta dışındaki en ba-

şarılı millî takımların futbolcuları bile,

kariyerlerine Avrupa’ya transfer ola-

bilme hedefiyle başlıyor. 2007’de, futbo-

lun beşiği İngiltere’de yetişmiş bir

dünya yıldızının, yeteneklerini düşü-

nünce genç sayılabilecek bir yaşta Real

Madrid-Barcelona gibi dünyanın en

büyük rekabetini bırakıp Amerika Bir-

leşik Devletleri’ne gitmesine bu yüzden

kimse anlamverememişti. Fakat 32 ya-

şındaki David Beckham’ın LA Galaxy’ye

transferi, dışarıya yansıttığı mutluluk

portresinin de yardımıyla, birçok başka

transferin önünü açtı. Thierry Henry,

TimCahill, Robbie Keane, David Villa ve

Alessandro Nesta başta olmak üzere

onlarca önemli futbolcu tereddütsüz

MLS’in yolunu tuttu.

2015 yılına gelindiğinde 21 bin 500 kişi-

lik seyirci ortalamasına ulaşan MLS,

sekiz yıllığına 720milyon dolarlık bir

yayın hakkı sözleşmesi yapacak kadar

cazip bir markaydı. Ayrıca artık transfer

81

80

ABD-Çin Rekabeti

2007’de Beckham transferiyle futbol

dünyasını şaşırtan MLS, ardından yıllarca

birçok yıldızın kariyerlerinin son durağı

oldu. Ne var ki birkaç senedir Çin, MLS’ten

rol çaldı ve yüksek bütçesi sayesinde

daha genç yaşta yıldız transfer edebildi.

Yine de Çin’deki son düzenlemenin

ardından bu rekabette MLS’in eline bir

şans geçmiş durumda.

MLS, tahtı Çin’den

geri alabilir mi?

İbrahimKoçyiğit

D

David Beckham

Teixera