edilen yıldızlar, bir zamanlar Beck-
ham’a verilen sıra dışı ücretleri
şart koşmadan ABD’ye gidebili-
yordu. Mesela Ashley Cole ve Nigel
de Jong gibi iki mühim isimLA Ga-
laxy’ye bedelsiz transfer olabiliyor
ve dahası son kulüpleriyle yapılan
anlaşmalar sayesinde maaş mali-
yeti Cole için sadece 300 bin,
De Jong içinse sadece 500 bin
dolarda kalabiliyordu. NBA’deki
gibi bir maaş bütçesi sınırlaması da
olduğundan, MLS, dengeli bir
biçimde büyümeyi başarmıştı.
Yıldız futbolcuların gözünde
Avrupa dışındaki en cazip lig olma
iddiasında MLS’i tahtından indiren
ülke Çin oldu. Çin Süper Ligi (CSL),
52.8 milyon dolarlık Teixeira, 44.3
milyon dolarlık Jackson Martinez
ve 40.1 milyon dolarlık Ramires
transferleriyle 2016’da transfer
piyasasını alt üst etti ve toplamda
364milyon dolar para harcadı. Çin
Devlet Başkanı Şi Cinping’in sıkı bir
futbol hayranı olması ve futbolu
2013’te ilân ettiği “Çin Rüyası’nı
gerçekleştirme” ülküsünün
merkezine yerleştirmesi, en çok
MLS’in canını sıkmıştı. Zira MLS
gibi CSL’nin de belkemiği yurtdı-
şından transfer edilen oyunculardı;
yani iki ligin gözünü çevirdiği
oyuncu havuzu aynıydı.
MLS için en büyük dezavantaj,
Çin’in bu alandaki savaşı da her-
kesten başka kurallarla oynayarak
verebilmesiydi. Şi’nin futbolda
büyümeyi millî bir mesele olarak
ilân etmesinin ardından, finans-
man devlet eliyle sağlandı. Mesela
kesenin ağzını en fazla açan
kulüplerden Şanghay SIPG, liman
işletmelerinin bir kulübüydü, yani
doğrudan bir devlet kurumunun
takımıydı. Başkan Jang Cindong da
zaten aynı zamanda bir hükümet
yetkilisiydi. Devletle resmi bir bağı
olmayan kulüplerin yöneticileri
için de futbolu bir soft power aracı
olarak gören (2050’ye kadar FIFA
Dünya Kupası şampiyonluğunun
kazanılması resmi makamlarca
hedef olarak ortaya konmuştu)
hükümetle ilişkileri iyi tutmak için
en etkili yol yıldız transferi haline
gelmişti.
MLS’in 21 bin 500 seyirci ortalama-
sına ulaştığı yıl, CSL’nin seyirci or-
talaması 22 bin olarak açıklandı.
Her ne kadar, burada iki ülke
nüfusu arasındaki uçurumu not
düşmek gerekse de CSL’nin beş
yıllığına 1.3 milyar dolar ederinde
bir yayın hakkı sözleşmesi elde
etmesi, iki lig arasındaki savaşın
galibini ortaya koyuyordu. Belki de
buna hâlâ itirazı olanların ellerinde
kalan son argümanları çürütecek
olaysa Obafemi Martins’in Seattle
Sounders’tan Şanghay Şenhua’ya
transferi oldu. Çin, aynı havuzdan
beslendiği MLS’e kıyasla daha iyi
yıldızları daha genç yaşlarda
transfer etmekle yetinmemiş,
direkt olarak MLS’ten, üstelik
“sadece” 3 milyon dolara oyuncu
transfer edebilecek cazibeye de
ulaşmıştı.
Teknik direktörlerin
tavsiyesi miydi?
MLS ve CSL’nin aynı ligde
şampiyonluk içinmüca-
dele veren iki ezeli
rakip olduğunu
farz edelim.
Gelinen noktada, CSL’ye kaptırılan
şampiyonluklardan hoşlanmayan
MLS taraftarları, herhalde şöyle
teselli bulurlardı: “Biz yapısal
olarak daha iyi durumdayız ve
uzun vadede kazanacağız. Onlar
kısa vadeli düşünüyorlar ve bu
sürdürülebilir bir politika değil.”
MLS taraftarlarının bu düşüncele-
rinin boş bir teselli olmadığı kısa
sürede ortaya çıktı. Çin Futbol
Federasyonu, 2017’nin Ocak ayının
ortasında, yani transfer dönemi
başlayalı sadece iki hafta olmuş-
ken bir karar aldı. Bundan böyle bir
takımbir maçta sadece üç yabancı
futbolcu oynatabilecekti. Ayrıca ilk
11’de en az bir, ilk 18’de ise en az iki
tane 23 yaş altı Çinli futbolcu bu-
lundurma zorunluluğu geldi. Siyasi
yapı gereği hükümetin talimatı ya
da onayı olmadan böyle bir karar
alamayacağını bildiğimiz federas-
yon, yeni düzenlemenin gerekçe-
sini şöyle açıklıyordu: “Çin Futbol
Reformu ve Gelişimi Planı’nın ha-
yata geçirilebilmesi, Çin futboluyla
Çinli futbolcularının genel gelişimi,
millî takımın kalitesinin artırılması
ve profesyonel ligin sağlıklı,
stabil ve istikrarlı bir
yolda tutulabilmesi
için (…)”
Bu kural değişikliğine
nasıl karar verildiği
konusunda tahmin
yürütürken, Çin’in
futboldaki transfer
politikasının henüz
bahsetmediğimiz
bir yönüne değin-
ünya futbolununmerkezi kuşkusuz ki
Avrupa. Oyunun bu coğrafyada doğup
yayılmış olması bir yana, Brezilya ve
Arjantin gibi, Yaşlı Kıta dışındaki en ba-
şarılı millî takımların futbolcuları bile,
kariyerlerine Avrupa’ya transfer ola-
bilme hedefiyle başlıyor. 2007’de, futbo-
lun beşiği İngiltere’de yetişmiş bir
dünya yıldızının, yeteneklerini düşü-
nünce genç sayılabilecek bir yaşta Real
Madrid-Barcelona gibi dünyanın en
büyük rekabetini bırakıp Amerika Bir-
leşik Devletleri’ne gitmesine bu yüzden
kimse anlamverememişti. Fakat 32 ya-
şındaki David Beckham’ın LA Galaxy’ye
transferi, dışarıya yansıttığı mutluluk
portresinin de yardımıyla, birçok başka
transferin önünü açtı. Thierry Henry,
TimCahill, Robbie Keane, David Villa ve
Alessandro Nesta başta olmak üzere
onlarca önemli futbolcu tereddütsüz
MLS’in yolunu tuttu.
2015 yılına gelindiğinde 21 bin 500 kişi-
lik seyirci ortalamasına ulaşan MLS,
sekiz yıllığına 720milyon dolarlık bir
yayın hakkı sözleşmesi yapacak kadar
cazip bir markaydı. Ayrıca artık transfer
81
80
ABD-Çin Rekabeti
2007’de Beckham transferiyle futbol
dünyasını şaşırtan MLS, ardından yıllarca
birçok yıldızın kariyerlerinin son durağı
oldu. Ne var ki birkaç senedir Çin, MLS’ten
rol çaldı ve yüksek bütçesi sayesinde
daha genç yaşta yıldız transfer edebildi.
Yine de Çin’deki son düzenlemenin
ardından bu rekabette MLS’in eline bir
şans geçmiş durumda.
MLS, tahtı Çin’den
geri alabilir mi?
İbrahimKoçyiğit
D
David Beckham
Teixera