gibi kızarıklıklar oluştu. “Acaba bir
daha futbol oynayamayacak
mıyım?” diye bir korku kaplamıştı
içimi. Çünkü ayağımın üzerine
basamıyordumve bir daha da
basamayacağımı düşünüyordum.
O dönemde dört ay boyunca tele-
vizyondan bile maç izleyemedim.
Oynayamadığım için o kadar üzülü-
yordumki maç bile izleyemiyor-
dum. Sadece skorlara bakıyordum.
Sonra kendi kendime, “Oynayan
bendim, iyileşip aynı şekilde
oynamaya devam edecek olan da
benim” dedim. Annem, babamda
yanımdaydı ve bana büyük destek
veriyorlardı zaten. Bu sayede iki
kırığı çabuk atlattımdiyebilirim.
Seninle birlikte futbola başlayan
pek çok çocuk futbolcu olamadı.
Seni onlardan ayırıp bugün ay-yıl-
dızlı formayı giymeni ve Süper Lig
oyuncusu olmanı sağlayan özellik-
lerin nelerdi?
Çok fazla fitness’a giren bir oyuncu
değildim. Ama antrenmandan
sonra bir-iki saat sahada kalıp çalı-
şırdım. Çalışırdımdiyorsam aslında
eğlenirdim. Çünkü topla oynamak-
tan büyük keyif alıyordum. Sahada
pas, frikik, şut çalışıyordum. Hatta
altyapı döneminde antrenmandan
üç saat önce sahaya gider, arkadaş-
larımla maç yapardım. Futbolu o
kadar çok seviyorumyani. Benim
için top oynamak eğlenmek anla-
mına geliyor ama aynı zamanda da
çalışmış oluyorum. Tabiî en önemli
faktör Allah’ın verdiği yetenek ve
bugünlere gelmemi de o yeteneğe
borçluyum.
Ümit Millî Takım’ın hedeflerini
nasıl anlatırsın? İsveç, Belçika,
Macaristan, Kıbrıs RumKesimi ve
Malta ile eşleştiğimiz grupta
şansımızı nasıl görüyorsun, içinde
bulunduğun kadroyu nasıl
değerlendiriyorsun?
Ümit Millî Takım’la bu finallere mut-
laka katılmak istiyorum. Kendime
bunu hedef olarak koydum. Birkaç
senedir hep direkten dönüyoruz.
Bu kampta arkadaşlarımızla da ko-
nuştuk ve hep birlikte “Yeter artık”
dedik. Abdullah Ercan Hocamla da
yardımcısı Emre Aşık Hocamla da
aramgayet iyi. Bu kadro içinde önde
gidenlerden birisi olmak istiyorum.
Takımı taşımak ve elimden gelen
yardımı yapmak istiyorum.
Ümit Millî Takım, AMillî Takımımı-
zın da kapısı sayılır. Son Moldova
maçında çok sayıda genç oyuncu
AMillî Takımımızda oynama fırsatı
buldu. Sen kendini AMillî Takım
için hangi mesafede görüyorsun?
Orası için neler hissediyorsun?
Hiçbir mesafe ölçümü yapmıyorum.
Fatih Hocam çağırırsa AMillî
Takım’a giderim, çağırmazsa da
koşa koşa Ümit Millî Takım’a
gelirim. Benim için hiç sorun yok. İki
tarafta da forma aynı. Tabiî ki AMillî
Takım çok önemli. Ama asıl olan
AMillî Takım’a gidip gelmek değil,
orada kalıcı olabilmek. Her şeyin bir
zamanı var ve zamanı geldiğinde
inşallah ben de AMillî Takım’ın ka-
lıcı oyuncularından biri olabilirim.
Türkiye’de kendi mevkiinde
beğendiğin oyuncular var mı?
Açıkçası Türkiye’de “Bu oyuncu
benden çok iyi” diyebileceğimbir
oyuncu yok. Ben daha çok genç
oyuncuları beğeniyorum. Cengiz
Ünder çok iyi bir oyuncu. Yusuf
Yazıcı benimmevkiimde değil ama
onu da çok beğeniyorum. İzlerken,
“Bu adamın dört gözümü var?”
diyorum. Antrenmanda bana bir top
atıyor, şaşırıyorum. Çünkü ben topu
kontrol etmesini beklerken o pası
atıyor. En önemli özelliği adeta bak-
madan görmesi ve topu o noktaya
atabilmesi. Çevre kontrolümüthiş
ve bence her takımda oynayabilir.
İrfan Can Kahveci’yi çok beğeniyo-
rum. Sanki 30 yıldır Süper Lig’de
oynuyor gibi. Eski takım arkadaşım
Oğulcan Çağlayan da beğendiğim
oyunculardan biri.
Bundan sonrası için kariyerini nasıl
planlıyorsun? Biz 4-5 yıl sonra
Orkan Çınar’ı nerede izleyeceğiz?
Bu sene sonu için Türkiye’de kalıp
kalmayacağımı bilmiyorum. Avru-
pa’ya gitme planımvar ama bu iş o
kadar kolay değil çünkü kulübümle
sözleşmem sürüyor. Şu an Gazian-
tepspor’da oynuyorumve ilk hede-
fim takımımın ligde kalabilmesi.
Sonrasında her teklife açığım. Yurt-
dışına gidip orada kariyer yapmak
ve sonrasında Türkiye’ye dönmek
çok akıllıca bir hareket olur gibi ge-
liyor bana. İspanya Ligi’ne gitmeyi
istiyorum. Orada oynanan futbol
bana daha uygun geliyor. Emre
Çolak da İspanya’da yaptığı çıkışla
benim için güzel bir örnek.
Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe
maçının ardından canlı yayında
“Caner abi ayakkabımı yırttı” deyi-
şin unutulmuyor. Çokmasumve
naif bir serzenişti. Sonrasında
Caner’le bir diyaloğunuz oldumu?
(Gülüyor) Önce Elyasa ağabeye gös-
terdim ayakkabımı. O da “Oğlumgit
göstersene, sana yeni bir ayakkabı
alsın” dedi. Bilmiyorum şaka mı
yaptı. Ben de böyle şeylerden
çekinmem, “Tamam abi” dedimve
canlı yayında o sözleri söyledim.
Caner ağabey de sağ olsun bana
yeni bir çift ayakkabı gönderdi.
İnsan olarak Orkan Çınar’ı nasıl
tarif edersin? Nelere kızarsın?
Çabuk küser misin?
Birisi bana bir şey anlatsa onu
katiyen kimseye aktarmam. Sır
saklarım. Kendi hayrım için kimseyi
ateşe atmam. Böyle yapan
insanlardan da hiç hoşlanmam.
Arkadaşlarının güvendiği bir
insanım. Kazanma isteğim çok
yüksek olduğu içinmaç içinde
arkadaşlarıma bağırırım ama onlar
da benim iyi niyetli olduğumu bilir.
74