Previous Page  76-77 / 120 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 76-77 / 120 Next Page
Page Background

77

76

elemelerde bitime iki maç kala

grupta çekiştiği İsveç ve Bulgaris-

tan’ın önünde liderdi ve hemen

hemen herkes, Fransızların kupaya

katıldığını düşünüyordu zira kalan

iki maç da Paris’te oynanacaktı ve

Fransa’ya bu iki maçta alacağı bir

puan bile grubu ilk ikide bitirmesi

için yetecekti. Ne var ki söz konusu

maçların ilkinde Fransa, grupta ga-

libiyeti olmadan son sırada yer alan

İsrail’e, üstelik uzun süre 2-1 önde

götürdüğümaçta, 83 ve 90’ıncı da-

kikalarda yediği gollerle 3-2 mağlup

oluyordu. Sonmaçtaysa Fransa,

Bulgaristan önünde ilk yarıda Can-

tona’nın golüyle öne geçmesine

karşın Bulgarlar kısa süre sonra

Kostadinov ile beraberliği yakalıyor

ve yine 90’ıncı dakikada, Kostadi-

nov bir kez daha sahneye çıkarak

belki de Dünya Kupaları tarihinin

elemelerde yaşanan en akıl almaz

hikâyeye noktayı koyuyordu! 2-1

mağlup olan Fransa, turnuvanın

dışında kalmıştı.

Ligdeyse United’ın rakip tanımaz

görüntüsü sürüyordu. Blackburn

Rovers’ın sekiz puan önünde üst

üste ikinci kez şampiyonluğa

ulaşan Kırmızı Şeytanlarda Cantona

da 18 golle takımının ligdeki en

golcü oyuncusu olmuştu. United,

Federasyon Kupası’nı da finalde

Chelsea’yi 4-0 yenip kazanırken

penaltıdan iki gol atan Fransız yıldız

yine başroldeydi. Sezon sonunda da

Cantona, İngiltere Profesyonel

Futbolcular Birliği tarafından

‘yılın oyuncusu’ seçilecekti.

Peki, bu kadar güzel sona eren bir

sezonun ardından işler birden

tepetakla gitmeye başlayabilir mi?

Eğer söz konusu Cantona’ysa bu da

mümkündü. Aslında 1994-95

sezonu da United ve Cantona için iyi

başlamıştı ve takımbıraktığı

yerden devam ediyordu. Takım

şampiyonluk yolunda çekiştiği

Blackburn Rovers’ı iki maçta da

yenmiş ve Cantona bumaçların

ikisinde de fileleri havalandırmıştı.

Ligde liderlerdi ve yılbaşında da

Newcastle United’dan önceki

sezonun gol kralı Andy Cole trans-

fer edilmişti.

Bedeli sekiz ayda

ödenen tekme

Ancak 25 Ocak 1995’te United’ın

Crystal Palace deplasmanında

oynadığı maçta bu gidiş tersine

dönecekti. Cantona, karşılaşma

sırasında rakibine yaptığı sert bir

hareket sonrasında kırmızı kart

görmüştü. Aslında buraya kadar da

her şey normal sayılırdı. Ancak

hırçın oyuncu, sahadan çıkarken

tribünlerden bir kişi kendisine

küfrediyor, Cantona da bunu duyar

duymaz reklampanolarının üstün-

den atlayıp adamın göğsüne Bruce

Lee’yi kıskandıracak bir tekmeyle

vuruyordu. Yaşanan bu hadise son-

rasında Cantona, İngiltere Futbol

Federasyonu tarafından sekiz ay

futboldanmen cezasına çarptırıla-

cak ve sezonu kapatacaktı. Onun

yokluğundaysa United adeta en

önemli dişlisi çıkmış makine gibi

arızaya uğrayacak ve Blackburn

Rovers’a geçilerek sezonu ikinci sı-

rada tamamlayacaktı.

Cantona, Eylül ayının sonunda sa-

halara dönüyordu ama kendisinin

de United’ın da pek bıraktığı nokta-

dan başladığı söylenemezdi. Sene

sonuna gelindiğinde Kırmızı Şey-

tanlar, Newcastle United’ın 10 puan

gerisindeydi ama yeni yılla birlikte

Cantona’nın formunu bulmasıyla

United da çıkışa geçecek ve üç

aydan kısa bir süre zarfında bu farkı

kapatarak ligin zirvesine yerleşe-

cekti. Zaten sezon sonunda da Uni-

ted ligde şampiyonluğa ulaşıyordu.

Kırmızı Şeytanlar, Federasyon Ku-

pası’nda da finalde Liverpool’u Can-

tona’nın golüyle 1-0 yenerek zafere

ulaşmıştı. Sezon sonunda da Can-

tona bu kez Futbol Yazarları Birliği

tarafından ‘yılın oyuncusu’ ödülüne

lâyık görülecekti.

Şoke eden ayrılık kararı

Öte yandan, bu denli parlak geçen

bir sezona karşın Cantona, Fransa

Millî Takımı Teknik Direktörü Aime

Jacquet tarafındanmillî takımın

EURO 96 kadrosuna alınmamıştı.

Jacquet bunun öncelikli sebebi ola-

rak Cantona’nın aldığı sekiz aylık

ceza süresince millî takımdan uzak

kalmasını ve bu dönemde Fran-

sa’nın Cantona’sız takımyapısının

kemikleşmiş olmasını göstermişti.

Turnuvanın, Cantona’nın fırtınalar

estirdiği İngiltere’de düzenlenecek

olması nedeniyle de hemFransız

hemde İngiliz medyaları Jacquet’yi

kararından ötürü hayli eleştirmişti

fakat alınan bu kararın da geri

dönüşü olmamıştı.

Manchester United’ın kaptanı Steve

Bruce’un 1996 yazında Birmingham

City’ye gitmesi sonrasında Cantona

takımkaptanlığına getirilirken,

Kırmızı Şeytanların tarihindeki

Britanyalı olmayan ilk kaptan

unvanının da sahibi oluyordu.

Cantona kaptanlığında United ligde

yine rakip tanımazken, sezon so-

nunda bir kez daha şampiyonluğa

ulaşıyordu. Bu, United’ın son beş

sezondaki dördüncü şampiyonlu-

ğuydu ki koleksiyonda eksik kalan

o tek parça da, Cantona’nın tribün-

deki taraftara attığı tekme sonra-

sında ikinci yarısını kaçırdığı

1994-95 sezonuydu. Bunun önce-

sinde 25 sezonda United’ın bir kez

bile ligde zirveye çıkamadığı düşü-

nüldüğünde, Cantona’nın Old Traf-

ford’da nasıl bir etki yarattığı

herhalde daha net anlaşılabilir.

Ne var ki 1996-97 sezonunun biti-

minde Cantona futbol kamuoyunu

bir kez daha şok edecek bir hare-

kette bulunacak ve henüz 31 ya-

şında olmasına rağmen futbolu

bıraktığını açıklayacaktı. Daha son-

radan açıklayacağı üzere bunda

Cantona’nınmillî takımkariyerinin

sona erdiğini, dolayısıyla ülkesinde

düzenlenecek 1998 Dünya Kupa-

sı’nda forma giyemeyeceğini

düşünmesi de etkili olmuştu.

Kendisine o güne dek belki de en

büyük desteği vermiş teknik direk-

törü Alex Ferguson bile daha fazla

oynaması konusunda onu ikna

edemeyecekti. Ama bir başka ger-

çek de vardı ki o da Cantona’nın,

noktayı, United ile kariyerinin zir-

vesindeyken koyduğuydu.

Cantona,

kulüp

başarılarının

aksine

Fransa Millî

Takımı’nda

aradığını

bulamadı.

Cantona’nın8ayına, United’ın ise şampiyonluğunamâlolanuçan tekme.

Cantona 31 yaşında

Old Trafford’a ve futbola

veda ettiğinde sadece

31 yaşındaydı. Kral,

zirvede bırakmaya

karar vermişti.