TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Nihal Saraç: 15 Yaşından Beri Süper Lig'de 1.10.2024
Nihal Saraç: 15 Yaşından Beri Süper Ligde

U19 Kadın Millî Takımımızın genç savunma oyuncusu, 15 yaşından beri Süper Lig'de forma giyiyor. 18 yaşındaki başarılı savunmacı dört sezonda neredeyse hiç maç kaçırmayan performansıyla dikkatleri üzerinde topluyor. Konak Belediyespor'da başlayan kariyerini ALG Spor'da sürdüren ve 15 yaşından beri ay-yıldızlı formayı aralıksız giyen genç oyuncu, bunu ailesinden gördüğü desteğe bağlıyor ve "Kız çocukları özellikle destek görürse çok daha başarılı oluyor" diyor.

Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan

9 Ocak 2006 İzmir, Konak doğumlu ve aslen Erzurumlusun. Öncelikle anneni, babanı, kardeşlerini tanıyabilir miyiz? Ailende senden başka sporcu var mı?

Üç kız kardeşiz. Annem Safiye, babam Muhammet. Annem ev hanımı, babam fırıncılık yapıyor. Ablam üniversite öğrencisi. Küçük kardeşim ise henüz 8 yaşında ve o da okula gidiyor. Babamın gençlik dönemlerinde spor geçmişi var. Fenerbahçe'nin U19 altyapı seçmelerine çağırılıyor ama çapraz bağını kopardığı için gidemiyor. Amatör olarak futbol oynamış…

Konak'ta nasıl bir çocukluk geçirdin?

Çocukluğumu doya doya yaşadım diyebilirim. Çok küçük yaşlarda geceleri sokağa çıkıp futbol oynuyordum. Hep erkek arkadaşlarım vardı ve onlarla futbol oynuyordum.

Sonrasında sendeki yeteneği kim keşfetti de seni bir kulüpten içeri soktu?

Beni top oynarken izleyenler babama sürekli, "Bu çocuğu bir yere yazdır" diyorlardı. O da 8 yaşına geldiğimde beni Konak Belediyespor'un altyapısına yazdırdı.

O dönem Konak Belediyespor'un kadın futbolunda en iyi olduğu dönemlere denk geliyor değil mi?

Evet, Konak Belediyespor'un üst üste şampiyonluk yaşadığı dönemdi. 8 yaşında başladım ve 15 yaşında ilk kez A takıma yükseldim. O döneme kadar aralıksız devam etmiştim. Evim bazen kulübe yakın bazen de uzak oluyordu. Babam büyük destekçimdi. Tüm ailem bana çok destek oldu, sağ olsunlar… Sonrasında kısaltılmış bir lig vardı ve benim yaşım bu ligde oynamaya tutmuyordu. Oynamak istediğim için Altay Kadın Futbol Takımı'na geçtim. İlk Süper Lig maçıma 15 yaşında çıktım. Aktif olarak dördüncü sezonumdayım. Altay'da 1.5 yıl oynadım. İlk sene düşmedik ancak sonraki sezon maddî sıkıntılar sebebiyle kulübün kadın futbolu şubesi kapatıldı. Yarım sezonluğuna 1207 Antalya Kadın Futbol Takımı'na gittim. Sezon bitince de geçen sene ALG Spor'a geçiş yaptım. Bu sene de ALG'de ikinci sezonumu geçiriyorum.

15 yaşında Süper Lig'e çıktığında kaç maç oynadın?

Bütün sezon boyunca her maça çıktım. Sadece Millî Takım kampına rast gelen birkaç maçta oynayamadım. Bir kez de hasta olduğum için forma giyemedim. 1207 Antalya'da da full oynadım. Aynı şekilde geçen sezon ALG Spor'da da tüm maçlarda yer aldım.

Aynı dönemde ay-yıldızlı formayı da giymeye başlıyorsun. Millî Takım serüvenin nasıl başladı?

Altay'a başladığım dönemde U17 Millî Takımı'na seçilmiştim. Millî Takımlar serüvenim orada başladı ve bugüne kadar da kesintisiz geldim. Sadece sakat veya hastaysam forma giyemedim.

Millî Takım oyuncusu olmak seni nasıl etkiliyor?

Ülkemi temsil etmek, bu formayı taşımak, bu arma altında olmak beni çok motive ediyor. Çok gururlandırıyor. Çok mutlu oluyorum. Geçmiş dönemlere baktığım zaman artık Millî Takımlar olarak çok güzel şeyler yapıyoruz ve hızla gelişiyoruz. Bu da beni çok etkiliyor.

Kadın futbolundaki yükselen ivme, genç bir oyuncu olarak seni nasıl etkiledi?

Açıkçası beni en çok etkileyen şey genç yaşta oynama fırsatı bulmak… Bu bana ister istemez büyük bir tecrübe kattı. Alttan gelen kardeşlerim için de çok güzel bir örnek teşkil ettim bence… Şu an Süper Lig'de oynamak benim için çok güzel bir duygu.

Ablaların çok çekti diyebiliriz. İdmana gidemediler, kötü sahalarda oynadılar… Sen, "Ben de çektim" diyebilir misin yoksa kurulu bir düzene mi geldin?

Hayır, "Ben çektim" diyemem. Dediğiniz gibi ben daha kurulu bir düzene geldim. Şanslı kısımdayım. Ablalarımla konuştuğumda bana, "Çok şanslısın. Olduğun yaş, konum, aldığın para, oynadığın maç, bunlar bizim zamanımızda yoktu" diyorlar. Bunları bildiğim için kendimi daha da geliştirmek zorundayım. Çok konforlu bir ortamda bulunduğumun bilincindeyim.

Günümüzde erkek futbolunda da kadın futbolunda da belirgin bir hızlanma var. Artık hız çok önemli. Bireysel oyundan ziyade taktik ön plana çıkıyor. Kendinde neleri eksik görüyorsun ve geliştirmek için neler yapıyorsun?

Devamlı maç izlemeye çalışıyorum. Kendi maçlarımı ve erkek futbolunu da izlemeye gayret ediyorum. Kadın futbolunu da izliyorum ama erkek oyunu bize göre daha profesyonel. Sahada da eksik olduğum şeyler çevre kontrolüm ve pas trafiğim. Çalışmalarımı bunlar üzerine yoğunlaştırıyorum. Dünya futbolunu ve özellikle Premier Lig'le LaLiga'yı yakından takip ediyorum. Millî maçları da kaçırmamaya çalışıyorum.

Kendine örnek aldığın sporcu ya da sporcular kimler?

Kevin de Bruyne'ü kendime örnek alıyorum. Kadın futbolundan da Ebru Topçu ablamı çok beğeniyorum. Beraber oynayamadık, sadece Konak Belediyespor döneminde onlar idmandayken ben top toplayıcıydım.

Dört yıldır oynayan bir oyuncu olarak ligimizi bize anlatır mısın?

Altay'da olduğum ilk sezonumu bu yıla bakarak amatör olarak değerlendirebilirim. Ama son iki sezondur bence çok iyi bir seviyeye geldiğimizi düşünüyorum. Geçtiğimiz sezon şampiyon bile son maçta belli oldu. İlerleyen süreçte daha da profesyonelliğe doğru gideceğimizi düşünüyorum.

Kendine nasıl bir kariyer planlıyorsun? Hedeflerin, hayallerin neler?

Hedefim, Kadın A Millî Takım'da kilit oyunculardan birisi olmak. Daha henüz çağırılmadım. Hayalim Real Madrid'e gidip ülkemi en iyi şekilde temsil etmek…

Bu hayali yaşayan Türk oyuncular var… Birgül Sadıkoğlu, İspanya'da oynuyor. Arda Güler zaten mâlûm Real Madrid'de… Türk oyuncuların buralara ulaşması seni nasıl etkiliyor?

Benim için çok güzel örnekler bunlar… Türkler artık Avrupa'ya açılıyor. Çok güzel bir durum. Arda Güler örneğindeki gibi neden olmasın? Orada bir Türk var. Neden bunun devamı gelmesin ki? Ben de bunu bir şekilde yaşamak istiyorum.

Bunun için kültürel ve sosyal anlamda hazırlık yapıyor musun?

İki-üç dil öğrenmek istiyorum. İngilizce ve İspanyolca için bir çabam olacak. İdman olarak kendimi bir üst seviyeye atmak istiyorum. Kulübümde hocalarımla çok çalışıyorum.

Yağmur Uraz gibi oyuncular çok profesyonel yaşıyor. Sen bu profesyonelliğin ne kadar farkındasın? Uyku ve yemek düzenin hakkında bilgi verir misin?

Uyku düzenim geçmiş yıllara göre bu yıl daha iyi. 10-11 gibi yatarım, sabah erken kalkarım. Kahvemi içer, kitabımı okurum ve pilatese başlarım. Bu bir nevi rutin hâline geldi. Sabahki idmana kendimi bir şekilde hazırlıyorum. Küçük kas gruplarımı hazırlıyorum. Bazen uyku düzenim şaşabiliyor ama ona da yaşım gereği diyelim…

Bugün üzerinde çok emeği olan babanla oturup ne konuşuyorsun? Genç millî olmuş ve geleceği çok parlak görünen bir evladı var…

Babam duygularını çok yansıtan birisi değildir. Ama gözünde bana bakarken yaşadığı gururu görebiliyorum. Bunlar benim için çok kıymetli. Ben çok güzel çocukluk geçirdim. Babam, annem, ablam çok destek oldu. Cenk Decdel Hocam bana büyük destek sağladı. Bugünlere gelmemin en büyük destekçilerinden birisidir Cenk Hoca. İdman olduğu günlerde beni ekstra çalıştırıyordu. Üzerimde çok emeği var. Annem uykuma çok dikkat ederdi. Yaz dönemi annem, "Hadi kalk antrenmana git" der, beni uyandırırdı. Yememe ve içmeme çok dikkat ederdi.

Günümüzde kız çocuklarının futbola başlaması için ailelerinin büyük desteğine ihtiyacı var. Senin ailen de bu anlamda örnek bir aile… Bunları düşünerek, bu röportajı okuyacak kız çocukları ve ailelerine ne söylemek istersin?

Ailelerin buradaki duruşu çok önemli gerçekten. Aileler çocuklarını mutlaka desteklesin. Çocuk aileden destek görünce başarmak için çok daha fazla şevk kazanıyor. Kız çocukları özellikle destek görürse çok daha başarılı oluyor. Aileler destek olursa bir evlât hayal ettiği her şeyi başarabilir. Sporu desteklemek bir çocuğu birçok kötü alışkanlıktan uzak tutmak demek aslında. Aileden gelen destekler bu sebeple çok çok önemli. Bu destek, farkındalık yaratıyor, bilinç kazandırıyor.

Kardeşin de senin yolundan yürüyecek mi?

Kardeşim spora çok yatkın. Çok esnek bir çocuk. Onu jimnastik ya da yüzmeye vermeyi düşünüyoruz. Spora başlatmak istiyoruz. Beni örnek alıyor ve olabildiğince izliyor. Bence iyi bir jimnastikçi olabilir.

Hobilerin ve fobilerin nedir?

Deniz kenarına giderim. Uzun uzun müzik dinlerim. Yürürüm… Fobim sevdiğim insanları kaybetmek.

Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız