TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
"Size güvenmeyen sporcuyu iyileştiremezsiniz" 2.07.2008
"Size güvenmeyen sporcuyu iyileştiremezsiniz"
 Abdurrahman Evin-Fedai Topal: "Size güvenmeyen sporcuyu iyileştiremezsiniz"

Milli Takımımızın Euro 2008 finallerinde "fazla mesai" yapanlar arasında fizyoterapistlerimiz de vardı. Sakat oyuncuları maçlara yetiştirmek için çoğun bir çaba içindeydiler. İki fizyoterapistle mesleğin inceliklerini, kendilerinden beklentileri ve konuyla ilgili ülkemizdeki eksiklikleri konuştuk.

Türker Tozar / TamSaha

Fizyoterapist ne iş yapar? Bunu tanım olarak sizden alalım. Bir spor kulübünde bu görevi yapmakla hastanede yapmak arasında ne gibi farklar var?

Abdurrahman Evin: İnsanın kas ve iskelet sistemindeki sorunların tedavisiyle ilgilenir fizyoterapist. Bu noktada normal bir insanı tedavi etmekle bir sporcuyu iyileştirmek çok farklı. Çünkü bir tarafta günlük hayatta yaptığı işi yürümek ve merdiven çıkmak olan normal bir insan var, diğer tarafta ise mesleği sürekli üst düzey performans göstermek olan bir sporcu. Yaptığınız tedavi sonrasında oyuncuyu, karşısında en az kendisi kadar antrene olmuş bir sporcu karşısında mücadele edecek duruma getirmeniz gerekiyor. İkinci bir fark zaman kısıtlaması. Üç haftada iyileşmesi gereken futbolcunun tedavisini o süre içinde tamamlamalısınız, yoksa başarısız sayılırsınız. Özellikle kulüp takımlarında oyuncuyu zamanında sahalara döndürmeniz, mali açıdan kulüplerin zarar görmesini de engelliyor.

Fedai Topal: Fizyoterapist, teşhisi konmuş hastanın tedavisini programlayan ve gerçekleştiren kişidir. İşi futboldan para kazanmak olan kişilerle uğraştığımız için hassasiyet bir derece daha artıyor. Fizyoterapistin hata yapma lüksü yok. Çünkü oyuncuyu maça yetiştirmek için bütün beklentiler sizin üzerinizde.

10 Haziran tarihi itibarıyla Milli Takım'ın son 20 maçından sadece bir tanesine tam kadroyla çıkabildiğini görüyoruz. Sakat oyuncular hep var ve siz sürekli bir tedavi telaşı içindesiniz. Bu durum kendinizi baskı altında hissetmenize neden olmuyor mu?

A.E: Spor takımlarında her zaman bir baskı olur. Bu teknik direktörün üzerinde olur, futbolcunun üzerinde olur, bizim de üzerimizde olur. Biz artık işimizde deneyimli olduğumuz için bu baskıyı fazla hissetmiyoruz. Artık gerek tıbbi gerekse psikolojik olarak oyuncuyu hazırlamak için ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Milli Takım kamplarında oyunculara günde 3-4 seans tedavi uyguluyoruz. Yaptığımız tedavilerde öncesini ve sonrasını da değerlendirmemiz gerekiyor ki, uygulanan yöntemlerle başarıya ulaştık mı ulaşmadık mı anlayalım.

Tedaviden olumlu cevap alınabilmesi için oyuncunun sizin yapacağınız tıbbi müdahalelere tamamen inanması önemli bir gereklilik, öyle değil mi?

F.T: Söylediğiniz gibi, oyuncu fizyoterapiste tam anlamıyla güvenmeli ki tedavi başarılı olsun. Fizyoterapist de oyuncuya o güveni sağlayabilecek bilgi donanımına sahip olmalı. İkna olmamış bir sporcunun tedavi edilmesinin mümkün olmayacağını düşünüyorum. Yapacağınız konuşmalarla, örneklerle oyuncunun ikna edilmesi lâzım. Bu işte güven çok önem taşıyor. Futbolcu sakatlığının tam olarak ne olduğunu, evrelerini ve tedavi sürecini iyice bilmeli.

Mesleğinizle ilgili yaşadığınız sorunlar var mı?

F.T: 2000 yılında fizyoterapistlik mesleği bilgisayar mühendisliğiyle birlikte en çok gelecek vaat eden mesleklerinden biri seçildi. Dünyada artık oturmuş bir meslek. İran'da bir fizyoterapist kendi kliniğini açabilirken Türkiye'de meslek kanunumuz olmayışından dolayı bunu bizim yapmamız mümkün değil.

Daha önce birlikte çalışmış mıydınız?

A.E: Fedai ile 14 yıldır birbirimizi tanıyoruz. Daha önce de birlikte çalıştık ama ilk kez bir kamp ortamında bir arada bulunduk. Uyumlu bir çalışma sergilediğimizi düşünüyorum.

Son sözlerinizi alalım…

A.E: Fizyoterapist koruyucu hekimliğin kapsamı altında çalışıyor diyebiliriz. Oyuncunun adale kısalığı olabilir, taban düşüklüğü olabilir, eklem açıklığı olabilir ki tüm bunlar sakatlıklara neden olabilir. Bu tür problemleri çözme işini fizyoterapist yapar. Bundan başka ben altyapılarda da fizyoterapist bulunması gerektiğini düşünüyorum. Oyuncudaki eksiklikler bu aşamada saptanırsa ileride futbol hayatı uzatılabilir.

Abdurrahman Evin

13 Kasım 1968'de İstanbul'da doğdu. 1990'da Çapa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1990-1994 yılları arasında "Spor Fizyolojisi" üzerine yüksek lisans yaptı. Bu süre içerisinde Dinarsu Bayan Futbol Takımı'nda çalıştı. 1994-2001 yılları arasında Fenerbahçe'de görev aldı. 2000 yılından beri A Milli Takım'da fizyoterapist olarak çalışıyor.

Fedai Topal

20 Mart 1973'te İskenderun'da doğdu. Hacettepe Tıp Fakültesi'nden 1994'te mezun oldu. 1997'de "Sporcu Sağlığı" üzerine yüksek lisans yaptı. 1998-2003 yılları arasında Amerikan Hastanesi Fizyoterapi Departman Sorumlusu olarak çalıştı. 2003'te Ümit Milli Futbol Takımı'nın fizyoterapisti oldu. 2005-2006 arası Ülker Basketbol Takımı'nda görev yaptı. 2007'den bu yana Galatasaray Basketbol Takım ve Basketbol Milli Takımı'nın fizyoterapistliğini yürütüyor. Avrupa Şampiyonası için A Milli Takım kampına çağırıldı.