TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Futsalın yükselişi 1.02.2010
Futsalın yükselişi

Futbolun salondaki kardeşi diye nitelendirebileceğimiz futsal, Türkiye'de hızlı bir gelişme kaydediyor. İşin başında direkt Milli Takım oluşturulmasıyla başlayan süreç, kulüp takımlarının kurulmasıyla ivme kazandı. Geçtiğimiz sezon hayata geçirilen lig, 8 bölgede 68 takımın katılımıyla düzenlenirken, bu sezon bölge sayısı iki katı artışla 16'ya, takım sayısı ise 128'e ulaştı.

Sinancan Sözen / TamSaha

Türkiye'de Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde gerçekleşen ilk Futsal Ligi, "Efes Pilsen Futsal Ligi" adı altında 2009 yılında Türkiye çapında start aldı. 8 bölgede 64 takımla oynanan ve 1280 sporcunun mücadele ettiği Efes Pilsen Futsal Ligi'nin birinci sezonunda İTÜ Ayazağa Kampusu Kapalı Spor Salonu'nda oynanan final maçında Gazi Üniversitesi, Muğla Üniversitesi'ni 2-1'lik sonuçla yenerek şampiyon oldu. Şampiyon olan Gazi Üniversitesi, ülkemizi UEFA Futsal Kupası'nda temsil etti. Ön Eleme Turu maçlarında, üç müsabakada tek galibiyetle grup üçüncüsü olarak kupaya veda eden Gazi Üniversitesi, Türkiye'yi futsal alanında yurtdışında temsil eden ilk kulüp takımı unvanını elde etti.

İlk sezonunda büyük ilgi gören Efes Pilsen Futsal Ligi, 2009-2010 sezonunda ise Türkiye çapında yayıldı. Adana, Trabzon, Malatya, Erzurum, Aydın, İzmir, Bursa, Kayseri, Aksaray, Ankara, Antalya, Samsun, İstanbul 1. Bölge, İstanbul 2. Bölge, Sakarya ve Van olmak üzere 16 bölgede 128 takım ve 2560 oyuncunun katılımıyla gerçekleşen Efes Pilsen Futsal Ligi, 5 Ocak 2010 tarihinde Malatya Bölgesi'nde oynanan maçlarla başladı. Her bölgede ikişer gruba ayrılan takımlar tek devre lig usulü maçları gerçekleştirecek ve gruplarında ilk iki sırayı alan takımlar "Birinci Yükselme Grubu"nu oluşturacak. Birinci Yükselme Grubu da tek devre lig usulü gerçekleşecek ve grup birincileri bölge şampiyonu olacak. 16 bölgenin şampiyonları, yapılacak kura çekimi ile "İkinci Yükselme Grubu" maçlarında oynamak üzere 4 gruba ayrılacak. İkinci Yükselme Grubu müsabakalarını grup birincisi olarak bitiren takımlar "Dörtlü Final Grubu"na kalacak. "Dört Final"de eleme usulü oynanan maçların ardından kazanan takım, Efes Pilsen Futsal Ligi şampiyonu olacak. İlk gün maçlarında mağlup olan takımlar ise üçüncülük-dördüncülük maçını oynayacak.

Ligi şampiyon bitiren takım, geçen sezon olduğu gibi ülkemizi UEFA Futsal Kupası'nda temsil edecek. Efes Pilsen Futsal Ligi'nde takım, sporcu ve maç sayılarının artması ile birlikte Türkiye Futbol Federasyonu, Futsal Geliştirme Faaliyetleri kapsamında hakem ve antrenör eğitimlerine ağırlık verdi. Düzenlenen antrenör ve hakem seminerleri sonucunda 300'ü aşkın futsal eğitimi almış antrenör ve 300'ü aşkın futsal hakemi yetiştirildi. Bu sayı düzenlenen eğitimlerle artmaya devam ediyor.

Konu futsal olunca, konuklarımız da Futbol Milli Takımı Teknik Direktörü Ömer Kaner ile Antrenör Sinan Turhan'dı. Öncelikle futsalın ülkemizdeki başlangıcına dönüyoruz ve Sinan Turhan'dan "Türkiye'nin futsalla tanışması üniversiteler vasıtasıyla oldu. 2002 yılından itibaren üniversitelerarası turnuvalarda futsal maçları oynanmaya başladı" cevabını alıyoruz.

Futsal'ın Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde ne zaman değerlendirilmeye başlandığı sorusuna ise Ömer Kaner cevap veriyor: "2006 yılında rahmetli Gündüz Tekin Onay Futbol Geliştirme Merkezi'nde beni futsal topuyla tanıştırdı ve 'Futsalın idaresini ele alabilir misin?' sorusunu yöneltti. Böylece başlamış olduk."

Sinan Turhan, futsalın tanıtımı ve yaygınlaşması için işe çatıdan başladıklarını anlatarak, "Bir Milli Takım oluşturmak üzere derhal harekete geçtik. Üniversite liglerini seyrettik ve bu liglerden seçtiğimiz 25 oyuncu ile Kuşadası'nda kampa girdik" diyor. Ömer Kaner ise "Bu kampta bulunan oyuncularımız gerçekten çok yetenekliydi. Öte yandan başta Hollanda, Almanya ve Belçika'daki Futsal Liglerinde oynayan Türk oyuncular olduğunu biliyorduk. O ülkelerde çıktığımız seyahatte fundamental açıdan çok üstün Türk oyuncularla karşılaştık ve bu oyuncuları Milli Takım bünyesine kazandırdık. Gurbetçi oyuncularımızın ülkemizdeki oyuncuların seviyesini yükseltme adına da büyük faydası oldu" açıklamasını yapıyor.

Kaner, Milli Takım'ın gelişimini de "A Milli Takımımız gibi Futsal Milli Takımımızın da ilk maçı Romanya ile oldu. 13 Aralık 2006'da 7-3 kaybettik. Finlandiya'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde 18 Ocak 2007'de ilk resmi maçımızda ise Arnavutluk'u 6-3 mağlup ettik. Futsal mazileri en az 10 yıllık olan Finlandiya, Ermenistan ve Arnavutluk'tan oluşan eleme grubunu birinci bitirdik ve elit tura katılmaya hak kazandık. İtalya'da oynadığımız bu elit tur ve daha sonra yaptığımız 30'u aşkın maç Futsal Milli Takımı'na büyük tecrübe kazandırdı" sözleriyle anlatıyor.

Süper Lig takımlarına davet

Sözü ikinci sezonunu yaşayan Efes Pilsen Futsal Ligi'ne getiriyor ve bu ligin Milli Takım'a katkılarını soruyoruz. Ömer Hoca, ligin kuşkusuz fayda sağlayacağını belirterek, "En önemli hedeflerimizden biri ülkemizde bir Futsal Ligi oluşturmaktı. Efes Pilsen'in katkılarıyla bunu gerçekleştirdik. Geçen sezon 8 bölge 68 takımlı bir ligde başladık. Bu sezon 16 bölge ve 128 takım var. Ligin kalitesi arttıkça bizim de oyuncu seçebileceğimiz havuz çeşitlenmiş oluyor. Futsal oyun anlayışını yerleştirmek için lig oyuncularımızla kamplar yapıyoruz. Malumunuz Efes Pilsen Futsal Ligi'nde oynayan oyuncularımızın bir bölümü profesyonel ve amatör liglerde de mücadele ediyor. Oyuncularımızı, futsalın futbola göre teknik değişikliklerine adapte etmeye çalışıyoruz. Nihai amacımız profesyonelliğe geçerek ligin kalitesini en üst düzeye çıkartmak. Bu noktada Süper Lig takımlarımıza, özellikle de üç büyüklere önemli görevler düşüyor. Onların Futsal Ligi'ne düzenli olarak katılmaları, futsala olan ilgiyi daha da arttıracaktır" karşılığını veriyor.

Peki, Efes Pilsen Futsal Ligi'nde oynamak isteyenler için lisans sistemi nasıl işliyor?

Ömer Kaner bu konuda da "Profesyonel ve amatör lisansla oynayabilirler. Ayrıca bir fırsat daha var. 16-40 yaş arasındaki herkes "Herkes için Futbol" lisansı çıkartarak Efes Pilsen Futsal Ligi'nde mücadele edebilir" açıklamasını yapıyor.

Ömer Kaner'in, gençlerin futsala yöneltilmesiyle ilgili görüşleri ise şöyle:

"Tanıtım yapılmaya devam edildikçe ilgi artacaktır. Zira futsal seyir zevki çok yüksek bir oyun. Büyük sahada bir genç maç başına ortalama 15 kez topla buluşur. Futsalda bu rakam 40'ın üstünde. Top kontrolü, reaksiyon hızı, pas gibi yeteneklerini geliştirmek için çok önemli bir fırsat. Ayrıca futsal maçlarında ortalama 8 gol oluyor ve kaleye 50 şut çekiliyor. Rakibe temas, kayarak top alma gibi hareketler faulle cezalandırıldığı için sakatlanma riski de çok düşük."

Futsal bir yandan da futbola geçiş yapmak isteyenlerin gelişmesine dönük bir potansiyeli içinde barındırıyor. Ömer Kaner bu noktada Brezilyalı oyuncuları örnek gösteriyor ve "Ronaldinho, Robinho, Kaka gibi oyuncular futsal kökenli. Fenerbahçe'de oynayan Deivid de teknik kapasitesini futsala borçlu olduğunu söylemiştir. Gençler, 15 yaşına kadar futsal oynayıp daha sonra şanslarını futbolda deneyebilir, daha sonra tekrar futsala geri dönebilir" diyor.

Okullar arası futsal ligleri

Ömer Kaner, Futbol Geliştirme Merkezi'nin futsala dair projelerini de şu cümlelerle anlatıyor:

"Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşma yaptık, okullar arası futsal ligleri düzenliyoruz. Üniversitelerimizle beraber çalışmaya da devam ediyoruz. Antrenör semineri gerçekleştirdik, 300 futsal antrenörü yetiştirdik. Hakem seminerleri sonucu 300 futsal hakemimiz var ve bu sayı artıyor. Bayan futsalını da en kısa zamanda hayata geçirmek istiyoruz. Milli Takımımız uluslararası turnuvalara katılarak tecrübe kazanıyor. Önümüzde Malta ve İngiltere maçları var, Avrupa Şampiyonası'na hazırlanıyoruz. Şampiyonanın bir ayağını Türkiye'de de yapabiliriz."