Onunki gerçek bir başarı hikâyesi. Eskişehirspor'un altyapısında futbola başlayıp babasının mesleği nedeniyle İstanbul'a tayin olmasının ardından amatör kümede Selimiye formasını giydi. 18 yaşında, Türkiye Amatör Kulüpler Şampiyonası'nda beğenilerek kendisini bir anda Süper Lig'de buldu. Denizlispor'da son iki sezondur sergilediği performansla Ümit Milli Takım'a seçilip ilk maçında golle tanıştı. Futbolun bir sevgi işi olduğunu söylüyor ve asker kökenli bir aileden gelmenin, disiplinli yaşamasında en önemli etken olduğunu anlatıyor.
Röportaj: Nihat Özten / TamSaha
Denizlispor'daki çıkışınla futbolseverlerin beğenisini kazanan, Türk futbolunun gelecek vaat eden oyuncularından birisin ve biz seni biraz daha yakından tanımak istiyoruz. Güray Vural kimdir?
11 Haziran 1988 Afyon doğumluyum. Üç çocuklu bir ailenin en küçük çocuğuyum. İki ağabeyim var. Babam ve ağabeylerim astsubay, annem ise ev hanımı. Babamın asker olması nedeniyle, doğum yerim olan Afyon'dan çok Adana, Elazığ, Eskişehir ve İstanbul'da yaşadım. Ailem şu anda İstanbul'da.
Futbola başlangıç hikâyenden söz eder misin?
Eskişehir'de yaşadığımız dönemde, Eskişehirspor'un altyapısında futbola başladım. 3 yıl Eskişehirspor'un altyapısında oynadıktan sonra babamın tayini nedeniyle İstanbul'a geldik. Ben de futbola Selimiye'de devam ettim.
Amatör bir kulüp olan Selimiye'den, Süper Lig ekibi Denizlispor'a transferin nasıl gerçekleşti?
Selimiye ile Amatör Kulüpler Türkiye Şampiyonası'na katılmıştık. Amatörlerin kendilerini gösterebilmeleri için en önemli yer de zaten Türkiye Şampiyonası'dır. Sözünü ettiğim sezon Türkiye Şampiyonası yarı final ve final maçları Denizli'de oynanmıştı. Maçları takip eden Denizlisporlu yetkililer, sergilediğim performansı beğenip beni transfer ettiler.
Eskişehirspor'un altyapısına girmen nasıl olmuştu?
Seçmelere kimsenin haberi olmadan kendi başıma gittim. Orada beğenildim ve futbola ciddi anlamda adım attım. Babamın seçmelere girdiğimden haberi yoktu. Kazandıktan sonra kendisine söyledim.
Peki, ailen bunu nasıl karşıladı?
Zaten okulla aram çok iyi değildi. Başarılı bir öğrenci sayılmazdım. Ailem de bunu görüyordu. Eskişehirspor'un altyapısına girmemi de olumsuz karşılamadılar ve yaptığım tercihe saygı duydular, bana da hep destek oldular.
Babanın veya kardeşlerinin futbolla ilgisi nasıl? Onların bir futbol geçmişi var mı?
Babam ve küçük ağabeyim iyi birer izleyicidir. Ancak büyük ağabeyim aynı zamanda iyi bir futbolcuydu. Hem şanssızlık hem de başka nedenlerden dolayı devam edemedi. Girdiği sınav neticesinde de askeriyeyi kazanınca orayı tercih etti. Benim futbolcu olmamda onun etkisi çok büyüktür.
Kendi stilim olmasını istedim
Futbola başladığın dönemde kendine örnek aldığın oyuncular var mıydı?
Tabii ki çok beğendiğim yerli ve yabancı oyuncular vardı ama ben hiç bir zaman direkt birini hedef alarak onun gibi olmayı istemedim. Hep kendime özgü şeyler yapmayı, kendime özgü bir stilim olmasını arzuladım. Sanırım bunu da bir nebze olsun başardım. Elimden gelenin en iyisini yaparak bir yerlere gelmeye çalıştım. O yüzden de Amatör Lig'den Süper Lig'e, oradan da Ümit Milli Takım'a kadar çıktığımı düşünüyorum. İnşallah buradan da A Milli Takım'a yükselmeyi başarırım.
Futbola başladıktan sonra eğitimini ne yaptın?
Futbolla birlikte lise eğitimimi devam ettirdim ve liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavlarına girerek Açıköğretim Fakültesi'ni kazandım. Ancak Denizlispor'a transfer olduktan sonra maç ve antrenman trafiğinden dolayı sınavlara pek giremedim ve kaydımı iptal ettirmek zorunda kaldım. İnşallah ilk fırsatta tekrar sınavlara girerek üniversiteyi bitirmek istiyorum.
Futbolcu olma isteğinin arkasındaki düşünce neydi?
Futbolu gerçekten seviyorum. Futbola başladığım zamanda da genelde çoğu insanın düşünebileceği gibi ünlü olmak, çok para kazanmak gibi büyük hayallerim pek yoktu. Sadece çok sevdiğim bir şeyi yapmak istiyordum. Zaten bu işi sadece para-pul için yapmak isteyen kişi başarılı olamaz. Kamplar, maçlar, idmanlar ve bir sürü başka zorluğa sevgi olmadan katlanmak pek kolay değil. Dışarıdan görüldüğü gibi basit bir iş değil futbolcu olmak. Avantajları olduğu gibi sıkıntısı da çok olan bir meslek.
Disiplinli bir hayatım var
Ülkemizde senin gibi genç oyuncular dönem dönem çıkıyor ve ortaya koydukları futbolla herkesin beğenisi kazanıyor, fakat bu oyuncuların büyük bir kısmı bir süre sonra kaybolup gidiyor. Kendini bu genellemenin dışında tutacak bir özelliğinin olduğunu düşünüyor musun?
Evet, söylediğiniz gibi Türkiye'de genç oyuncular zaman zaman çıkış yapıyor, fakat devamını getiremiyor. Bence bunun en önemli nedeni çabuk havaya giriyor olmaları. Sonrasında kendilerine önceleri baktıkları gibi bakmıyorlar. Gece hayatı, yoğun ilgi gibi başka bu tür şeylere kapılıp gidiyorlar. Sonrasında kendilerine geldiklerinde dönüş için çok geç kalmış olabiliyorlar. Bense ailemin asker kökenli olmasından dolayı kendimi bu konuda avantajlı görüyorum. Askerliğin getirmiş olduğu disiplinin benim için büyük bir artı olduğunu düşünüyorum.
Eskişehirspor, Selimiye ve son olarak Denizlispor'da futbol hayatını sürdürüyorsun. Futbola başladığın ilk günden itibaren gelişimine hangi antrenörlerin en fazla katkı yaptığını düşünüyorsun?
Futbola başlangıcım Eskişehirspor altyapısı ama asıl olarak Selimeye'deki hocalarım Uğur Özcan ve Semih Özü'nün üzerimdeki emeği çok büyük. Tabii ki şimdiye kadar beni çalıştıran, bende emeği olan tüm hocalarımın da önemli katkıları olmuştur.
Orta sahanın sağında ve solunda oynayabiliyorsun. Futbola da bu mevkilerde mi başlamıştın?
Genel olarak hep sol kanatta oynadım. Eskişehirspor genç takımında bir sezon santrfor oynamıştım. Selimiye'de de bir sezon sağ kanatta oynadım. Sonrasında Uğur hocam beni sol bek oynattı. Onun çok faydasını gördüm.
Sadece tekniğinizle oynayamazsınız
İyi bir kanat oyuncusunun hangi özelliklere sahip olması gerekiyor?
Futbol, geçmişte tekniği iyi olan bir oyuncunun rahatlıkla oynayabileceği bir oyundu. Ancak günümüz futbolunda sadece teknik olmak tercih sebebi olmaktan çıktı. Artık tekniğin yanında fizik güç de çok ön planda. Bir kanat oyuncusunda olması gereken en önemli özellik ise bence sürat. Tabii süratin yanında iyi bir fizik güç ve belli bir düzeyde teknik de olmalı.
Peki, belirttiğin bu çerçeve içerisinde kendinde eksik gördüğün ve beğendiğin yönlerin neler?
Yapı gereği çok fazla gelişmedim. Bu yüzden kendimde eksik gördüğüm yön olarak fiziğimi söyleyebilirim. Bunun için de ayrıca çalışıyorum zaten. Fakat teknik bir oyuncu olduğumu düşünüyorum. Ayrıca hızımın da bir kanat oyuncusu olarak iyi olduğunu söyleyebilirim.
Oynadığın mevki itibarıyla Türkiye'de ve yurt dışında beğendiğin oyuncular hangileri?
Kendi mevkiim için Turkcell Süper Lig'de en beğendiğim oyuncu Galatasaraylı Harry Kewell. Dünyada ise Real Madridli Arjen Robben'i çok beğeniyorum.
Hoca değişikliği genç oyuncuyu ateşliyor
İki sezondur Denizlispor forması giyiyorsun ve bu kısa sayılabilecek süre içinde birçok teknik adamla çalıştın. Türk futbolunun önemli sorunların birisi olan bu teknik adam sirkülasyonu senin gibi genç oyuncuları nasıl etkiliyor?
Teknik adamlar açısından bakıldığında bu durum tabii ki son derece olumsuz. Ancak biz futbolcular için önemli olan, takımın başındaki hocanın isteklerini elimizden geldiğinde karşılamak. Takımda bir hoca değişikliği olduğunda benim gibi genç oyuncular kendimizi tanıtmak için daha fazla çaba harcıyoruz. Hoca değişikliği belki de bu yönden iyi oluyordur. Herkes kendini gösterebilmek için normalde sergilediği performansın üzerine çıkmaya çalışıyor. Bu da takıma yarıyor diye düşünüyorum.
Denizlispor hem sezon başında hem de devre arasında büyük kadro değişimleri yaşadı. Bunu nasıl değerlendiriyorsun? Bu kadar büyük çaplı değişimler "takım olma" şansını azaltmıyor mu?
Evet. Geçen seneki kadromuz çok tecrübeli oyunculardan kuruluydu. Bu sezon başında yaş olarak oldukça gençleştik. Bence bu durum takım olma şansını azaltmıyor. Sonuçta giydiğiniz forma altındaki mücadeleniz yüksek ve samimiyse her zaman iyi bir takım olabilirsiniz.
Mesut Bakkal'ın gelişinden sonra art arda birkaç maç kazandınız. Neler değişti Mesut Hoca'dan sonra?
Bence Mesut Hocayı diğer hocalardan ayıran en önemli özellik disiplini. Saha dışında, antrenmanlarda ve maçlarda disiplini hiçbir zaman elden bırakmıyor. Ayrıca takımdaki tüm oyuncularla ayrı ayrı özel olarak ilgileniyor. Herkese büyük bir anlayışla ve yapıcı yaklaşıyor. Takım içerisindeki herkes de onu bu samimiyetinden dolayı çok seviyor.
Ümit Milli Takımımızın, Danimarka karşısında oynadığı özel maçta milli formayla tanıştın ve herkese nasip olmayacak bir mutluluk yaşayarak ilk maçında gol attın. Milli formayla sahaya çıktığında ve gol attığında neler hissettin?
Öncelikle bana verdikleri, öğrettikleri şeylerle bu noktaya gelmemde emeği olan tüm hocalarıma, özellikle de beni Milli Takım'a çağırarak forma veren Hami Mandıralı'ya teşekkür ederim. Ay-yıldızlı formayla sahaya çıkmanın onuru nasıl anlatılabilir bilmiyorum. Gol attıktan sonra yaşadığım mutluluğu da kelimelerle ifade edemem. Bazı şeyler için "Anlatılmaz, yaşanır" derler ya, aynen öyle bir durum.
Ümit Millilerimiz geçen sene 2009 Avrupa Şampiyonası finallerine katılma hakkını play-off maçlarında Belarus'a elenerek kaybetmişti. 2011 elemelerindeki ilk maçımızda ise deplasmanda İrlanda Cumhuriyeti'ni 3-0 mağlup ettik. İrlanda Cumhuriyeti, İsviçre, Ermenistan, Gürcistan ve Estonya ile birlikte yer aldığımız gruptaki şansımızı nasıl değerlendiriyorsun?
Biz gerçekten çok iyi bir takımız. Yaptığımız tüm çalışmalar Danimarka'da düzenlenecek 2011 finallerine katılma yolunda. Grubumuzda iyi takımlar var. Ama biz onlardan daha iyiyiz. Bence gruptaki en şanslı takım biziz. Gruptan ilk sırada çıkacağımız konusunda kuşku taşımıyorum.
Özgüvenim tam
A Milli Takım için aday oyunculardan birisin. Bugünkü A takım kadrosuna baktığında "Ben de bu takımda oynayabilirim" diyor musun?
Tabii ki diyebilirim. Çünkü o özgüveni yakaladığımı düşünüyorum. Sonuçta A Milli Takım formasını giymek kolay değil. O kadroda yer alan ağabeylerimiz ve arkadaşlarımız da çok kaliteli oyuncular ama ben de onun için çalışıyor, onun için mücadele ediyorum. Eğer o şansı elde edersem kimseyi mahcup etmem. O formanın hakkını vereceğime inanıyorum.
Kariyer olarak Milli Takımlar dışında ne gibi hedeflerin var? Futboldaki geleceğinle ilgili hayallerin neler?
Öncelikle Denizlispor'da kendimi ispatlamak istiyorum. Denizlispor'da herkes tarafından beğenilen, kendisini Türkiye'ye kabul ettirmiş bir oyuncu olmak istiyorum. Sonrasında ise amacım dört büyük kulüpten birinin formasını giymek ve oralardaki ortamı yaşamak.
Yurt dışında futbol oynamak gibi bir hayalin var mı?
İngiltere'de oynanan futbolu beğeniyorum. Özellikle Liverpool formasıyla Premier Lig'de top oynamak sanırım muhteşem olur.
Profesyonel olmadan önceki hayatınla şimdiki arasında değişen neler var?
Aslında öncesi ile sonrası arasında değişen fazla bir şey yok. Yine futbol oynuyorsunuz ama bu sefer amatör değil de profesyonel olarak oynuyorsunuz. Tabii ki bu önemli bir değişiklik ama yaşam tarzı, arkadaşlarım ve ailem açısından değişen pek bir şey yok.
Peki, Denizli'de futbolcu olmak nasıl bir şey? Denizli halkının size ve futbola yaklaşımı nasıl?
Açıkçası Denizli halkının futbola fazla yatkın olduğunu söylemek zor. Onlardan daha fazla destek bekliyoruz. Ama dışarı çıktığımızda bizi tanıyor ve ilgi gösteriyorlar. Zaman zaman imza istemeleri beni çok heyecanlandırıyor ve sevindiriyor.
Futbol oynamak dışında neler yapıyorsun?
Futbol dışında kalan zamanımı ailemle birlikte geçirmeye çalışıyorum. Bulduğum ilk fırsatta İstanbul'a, onların yanına gidiyorum. Onun dışında arkadaşlarımla zaman geçirmeyi, sinemaya gitmeyi seviyorum.