TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Hüseyin Tok: "Çalıştım, sabrettim, başardım" 5.06.2010
Hüseyin Tok: "Çalıştım, sabrettim, başardım"

17 yaşında Süper Lig'de forma giymeye başladı. Sakaryaspor'da küme düşme acısını da yaşadı, Manisaspor'da şampiyonluk sevincini de… Henüz çok genç olmasına rağmen tecrübe heybesine çok şey koydu kısacası. Bu sezonun ilk yarısını yabancı oyuncuların arkasında geçirdi ama ikinci yarıda bulduğu şansı çok iyi kullanıp takımın banko oyuncusu haline dönüştü. Çabukluğu, sertliği, agresifliği ve soğukkanlılığı ile Ümit Milli Takım'ın aranılan isimleri arasına girip gelecek vaat eden bir stoper olduğunu da kanıtladı.

Röportaj: Nihat Özten / TamSaha

Manisaspor çok başarılı bir sezon geçirmese de sen Ümit Milli Takım kadrosuna davet edilerek iyi bir dönem yaşadığını kanıtladın. Öncelikle seni biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?

1988 Sakarya doğumluyum. Altı kız, üç erkek olmak üzere dokuz kardeşiz. Ben kardeşlerimin 7 numarasıyım. Babam emekli. Annem ev hanım.

Futbolla tanışman nasıl oldu?

Futbol sevgisi çok küçük yaşlardan itibaren içimde zaten vardı. Mahalle aralarında arkadaşlarla sürekli top oynuyorduk. 11 yaşında Sakaryaspor'un seçmelerine katılmıştım. Ercan Zorlu Hoca beni beğendi ve Sakaryaspor'da futbola başladım. Sonrasında çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 17 yaşında Sakaryaspor A takımına yükseldim. O dönemde Sakaryaspor, Süper Lig'deydi ve ben de son 10 haftada oynama şansı buldum. Ama o sezon küme düştük. Ertesi sezon da Bank Asya 1. Lig'de devam kararı aldım. Bu ligde kendime tecrübe kazandırıp hedeflerime adım adım ilerlemek istiyordum. O sezon Bank Asya 1. Lig'de 27 maçta forma giydim. Ertesi sezon yine Süper Lig ve Bank Asya 1. Lig'den transfer teklifleri aldım. Kulübün menfaatleri doğrultusunda Manisaspor'a verildim. Manisaspor da o sene Süper Lig'den düşmüştü. Bank Asya'da Manispor'la şampiyonluk yaşadım. O zaman da 27 maçta oynamıştım. Takımda güzel bir hava oluşmuştu ve yavaş yavaş hedeflerime gidiyordum.

Ailen futbolcu olmanı nasıl karşıladı?

Aslında ben okulda başarılı bir öğrenciydim ve ailem öncelikle okumamı istiyordu. O sırada biraz endişe yaşasalar da sonradan bana çok destek verdiler. Buralara gelmemde ailemin desteği çok önemlidir.

Neden futbolcu olmayı seçtin? Seni futbola yönelten motivasyon neydi? Para, şöhret, sevgi?

O yaşta bunları düşünemiyordum. Ben televizyonlardan izlediğim kadarıyla hareket ediyordum. Amacım sahaya çıkıp seyircilerin karşısında futbol oynamaktı. Bu doğrultuda futbolcu olmayı seçtim. Gerçekten bu mesleği seçtiğim için de çok mutluyum.

İdolüm Alpay Özalan'dı

Peki, ilk başladığın dönemlerde bir idolün var mıydı?

O zamanlar Milli Takımımız 2002 Dünya Kupası'nda oynuyordu ve benim de idolüm o takımın stoperi Alpay Özalan'dı.

Futbola ilk başladığında da defans oyuncusu muydun?

Sakaryaspor altyapısına forvet olarak girdim. Ondan sonra Ercan Hocamız benim stoperde daha verimli olacağımı tespit etti ve ben de o günden sonra bir defans oyuncusuna dönüştüm.

Ercan Zorlu dışında futbol gelişimine katkı yaptığını düşündüğün birileri var mı?

Altyapıda Ahmet Seçkin Hoca, Ercan Hocayla birlikte gerçekten benim futbol yaşantıma yön veren insanlardan birisiydi. Hem verdiği futbol eğitimi hem de hayatımı düzenleme konusunda gösterdiği yolla üzerimde büyük emeği var. Gerçekte benim için çok faydalı oldular. A takıma yükselmemde ise Şaban Yıldırım'ın çok büyük payı var. Şaban Yıldırım, Sakaryaspor'un başına geldiğinde takım kötü durumdaydı ve ben devre arasında takıma dâhil olmuştum. Geldiğinde bana sürekli kadroda yer verdi. Sonra da yavaş yavaş oynatmaya başladı ve tecrübe kazanmamı sağladı.

Sakaryaspor çok önemli oyuncular yetiştiren bir kulüp ama aynı başarıyı takım olarak gösteremiyor. Bu konuda neler söylersin?

Sakarya'da gerçekten çok yetenekli futbolcular var. Ama galiba asıl konu bu oyuncuları işlemek. Neden başarılı olamadıklarına gelince, yönetimin Sakaryalı futbolculara pek değer vermediğini düşünüyorum. Çok yetenekli gençlere biraz güvenilse, biraz özgüven aşılansa, Sakaryaspor kendi yetiştirdiği oyuncularla çok iyi yerlere gelebilir. Bir Sakaryalı olarak, bu konuda ciddi bir çalışma yapılmasını çok istiyorum.

Reha Kapsal'la şans buldum

Bu sezon başında Manisaspor'da pek fazla şans bulamayan bir oyuncuydun ancak ligin ikinci yarısından itibaren düzenli olarak oynamaya başladın. Bunu senin yaptığın çıkışa mı bağlamalıyız, yoksa teknik adam değişiklikleri mi seni tercih edilen bir oyuncu haline getirdi.

Sezon başında takımın başında Mesut Bakkal vardı. Mesut Hocamızla kampa gittik. Kamptan döndükten sonrada lige başladık. O zaman benim oynadığım bölgede yabancı oyuncular vardı. İlk 19 hafta Mesut Hoca ile birlikte 1 dakika bile forma şansı bulamadım. Ama ben kendime güveniyordum. Oynamadığım dönemlerde bile kendimi sürekli oynayacakmış gibi hazırlayan bir oyuncuyum. Yedek kaldığı zaman futboldan soğuyan bir yapım yok. Devamlı çalıştığımda bir gün forma sırasının bana geleceğini biliyordum. Hedeflerim var ve bu hedeflere ulaşmak için de bu sabrı göstermek gerektiğinin bilincindeyim. Yeni gelen Reha Kapsal Hocamız da bana Denizlispor kupa maçında formayı verdi. O maçta bir de gol attım. Gerçekten de iyi bir performans gösterdim. Reha Hocanın işbaşı yaptığı dönemde Manisaspor gerçekten de sıkıntılı bir dönem geçiriyordu. Ancak hocamız o sıkıntılı dönemde destek verip beni oynattı. Ben de onu utandırmadığım kanaatindeyim. Üst üste çok zorlu maçlar oynadık, kupada yarı finale çıktık ve ligde de bitime 3 hafta kala kümede kalmayı garantiledik. Bu dönem içerisinde gerçekten Reha Hoca bana çok destek oldu.

Manisaspor'un savunmasında başlangıçta yabancı oyuncular vardı ama sonrasında sen ve Burak oynamaya başladınız. Türkiye'deki yabancı oyuncu tercihlerini nasıl değerlendiriyorsun? Doğru isimlere yatırım yapılıyor mu, yoksa gelen yabancılar Türk oyuncuların önünü mü tıkıyor?

Ülkemizdeki antrenörlerin büyük bölümü, Türkiye'ye gelen her yabancı oyuncunun Türk oyunculardan bir adım önde olduğunu düşünüyor. Tabii bu düşünce her antrenör için geçerli değil. Böyle düşünmeyen teknik adamlar da var. Bence teknik adamlar, oyuncularını "yerli-yabancı diye sınıflandırmamalı ve hepsine eşit bakmalı. Kim iyiyse o oynamalı. Göreceksiniz, böyle düşünen teknik adamların takımları daha başarılı olacak.

Peki, yabancı kontenjanı için uygulanan 6+2 kuralarını nasıl değerlendiriyorsun?

Eğer gerçekten yetenekli oyuncular gelecekse ve bunlar ülkemizde oynanan futbolu belli bir kaliteye taşıyacaksa buna karşı değilim. Ama eğer gelen oyuncular Türk oyuncularla aynı kalitedeyse burada futbol oynamalarına karşıyım. Çünkü bu sefer kendi yeteneklerimizi, kendi değerlerimizi kaybediyoruz. Sonra da ülke olarak sıkıntı yaşıyoruz.

Bugün stoperlerden sadece topu durdurmaları değil, oyuna da iyi sokmaları bekleniyor. Sen bu konuda kendini nasıl değerlendiriyorsun?

Dediğim gibi, benim profesyonel futbol hayatım henüz 4 yıllık. Hâlâ öğrenme aşamasında bir oyuncuyum ve kendimi geliştirmek için elimden geleni yapıyorum. Oynadığım maçları dışarıdan seyreden ağabeylerimiz soğukkanlı olduğumu söylüyor. Tabii bu konuda bazı eksikliklerim var ama bunları da gidereceğimi düşünüyorum.

Eksik yönlerini geliştirmek için ekstra çalışmalar yapıyor musun?

Tabii, ben bir futbolcunun kendisini geliştirmesi için ekstra çalışmalar yapması gerektiğine inanan bir oyuncuyum. İdman bittikten sonra her futbolcunun kendine özel ekstra çalışma yapması gerekiyor. Ben de çalışıyorum. Ağırlık salonuna gidiyorum ve karın kaslarımı güçlendirmeye, belimi inceltmeye çalışıyorum. Antrenmandan sonra sahada kalıp kafa vuruşu çalışıyorum. Duvar karşısında top kontrolü çalışması yapıyorum. Bir de mental çalışmalar yapıyorum, oyun üzerine kafa yoruyorum.

Altyapılarda tesis sorunu büyük

Arda Turan, Türkiye'deki altyapılarda oyuncuların çok eksik biçimde yetiştirildiğini söylemişti. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?

Sakaryaspor'un altyapısında iyi bir eğitim aldığımı düşünüyorum. Ancak bu eğitimin ne kadar yeterli olduğu tartışılır. Çünkü Avrupa'daki imkânlarla Türkiye'dekinin aynı olmadığını biliyoruz. Ülkemizdeki altyapılarda antrenman sahaları yetersiz, tesis sorunları var. Ben eğitim veren antrenörler açısından bir sorun olmadığını düşünüyorum. Fedakârca çalışıyorlar. Ama onlara sunulan şartlar son derecede yetersiz. Türkiye'de futbol ne yazık ki Süper Lig'den ibaret sanılıyor. Gözler ve medyanın ilgisi hep Süper Lig'in üzerinde. Ama futbolumuzun gelişmesi için altyapılara önem verilmesi, tesislerin modernleştirilmesi gerekiyor.

Turkcell Süper Lig'deki ilk maçını hatırlıyor musun? O maça çıkarken neler hissetmiş ve müsabaka sırasında neler yaşamıştın?

Unutmam mümkün değil. O zamanlar Sakaryaspor'da oynuyordum ve Sakaryaspor kümede kalma mücadelesi veriyordu. Deplasmanda Ankaraspor ile oynayacaktık. Karşılaşmadan üç gün önce hocamız geldi ve "Sen oynayacaksın" dedi. O üç gün maç saatine kadar çok heyecanlı geçti benim için. Yaşım daha 17'ydi. Maça çıktım, gerçekten çok iyi oynadım ve formayı kaptım. Ondan sonraki maçlara da hep ilk on birde başladım.

Ligimizde hangi stoperleri beğeniyorsun?

Yabancı oyuncular arasında, sezonun yarısında gelmesine rağmen sergilediği performansla Lucas Neill'ı, yerli oyunculardan ise Servet Çetin'i söyleyebilirim.

Peki forvet oyuncusu olarak beğendiğin bir isim var mı?

Milan Baros.

Bursaspor ders verdi

Bu sezon Bursaspor'un şampiyon olmasını nasıl açıklamak gerekiyor? Hem bütçe hem de oyuncu kadrosu olarak arkasında bulunduğu takımları geçmelerini nasıl yorumluyorsun?

Bursaspor'un şampiyon olmasına kendi adıma da çok sevindim. Çünkü Anadolu'dan artık ikinci bir şampiyonun çıkması gerekiyordu. Bunu Bursaspor gerçekleştirdi. Gerçekten çok büyük bir başarı. Bu başarının arkasında da takım olmayı becermek ve teknik direktörün başarısı yatıyor. Bursaspor tüm Türkiye'ye çok büyük paralar harcanmadan da şampiyon olunabileceğini gösterdi ve herkese bir ders verdi. Bursaspor'un şampiyonluğu, disiplinli futbol, oyuncuların birbirlerine sevgi ve saygıyla bağlanmaları, taraftarların da takıma verdiği destek sayesinde gerçekleşti. Sezonun başından beri gösterdikleri performansla bu şampiyonluğu sonuna kadar hak ettiler.

Sence Bursaspor'un şampiyonluğu Türk futbolunun geleceğini nasıl etkileyecek?

Bu şampiyonluk Türk futboluna çok olumlu yansıyacak. Artık tüm takımlar "Biz de şampiyon olabiliriz" inancıyla yola çıkacak ve ona göre hareket edecek. Oyuncuların kafasında, "Bursaspor şampiyon olabiliyorsa biz de olabiliriz düşüncesi" bulunacak. Bursaspor genellikle Türk oyunculardan oluşuyordu. Bu şampiyonluk aynı zamanda Türk oyuncuların ne kadar aşama kaydettiğinin de bir göstergesi olarak kabul edilmeli.

Gerçekten de bu sezon hem ligde hem de kupada yerli hocaların başında bulunduğu, yerli oyuncuların ağırlıkta olduğu takımlar başarıya ulaştı.

Tabii yabancı antrenörler de önemli. Onların açısından baktığımızda farklı bir ülkeye geliyorlar, farklı bir ülkenin futboluyla tanışıyorlar, bunun zorluklarını yaşıyorlar. Yerli hocalar ise Türk oyuncuların psikolojisinden daha iyi anlıyor, Türk futbolcusunun neler yapabileceğini daha iyi biliyor. Oyunculara nasıl davranacaklarını, daha iyi nasıl motive edeceklerini bildikleri için daha başarılı olabiliyorlar. Yeni jenerasyonda çok yetenekli, çok bilgili teknik adamlar var. Türk futbolunun giderek üst seviyelere tırmanacağına yürekten inanıyorum.

Peki, senin gelecekteki hedeflerin neler?

Basamakları teker teker, sağlam adımlarla çıkmayı düşünen bir yapıya sahibim. Eğer hedefleri daha iyi bir takıma gideceksem, orada oynamaya mutlaka hazır olmalıyım. Bütün çalışmalarımı da bu ilke doğrultusunda yapıyorum. Hedeflerimin arasında tabii ki Avrupa'da futbol oynamak da var. Dolayısıyla Türkiye'de de beni bu hedefe götürebilecek takımlarda oynamak istiyorum. Öncelikli amacım hedefim tabii ki A Milli Takım'da yer almak. A Milli Takım'a yükselip ülkeme hizmet etmek istiyorum.

Avrupa'da kendi futbol stiline uygun olduğunu düşündüğün, oynamak istediğin bir lig var mı?

Sert futbol oynuyorum ve agresif bir oyuncuyum. Benim futbol stilime en uygun ligin Premier Lig olduğunu düşünüyorum.

Hayalini kurduğun bir takım var mı peki orada?

Sempati duyduğum takım Manchester United.

Peki, özel hayatında nasıl bir insansın? Nelere kızar, nelerden hoşlanırsın?

Öyle çok çabuk parladığım dönemler olmaz. Sakin bir yapıya sahibim. Olaylar karşısında hemen karar vermem, düşünerek hareket ederim. Ama saha içerisinde biraz agresifim.

Futbol dışında kalan zamanlarında neler yapıyorsun?

Oyun oynarım genellikle. İnternette vakit geçiririm. Sinemaya giderim. Bowling oynarım. Araba kullanmayı severim.