Eylül'de Varşova'da düzenlenecek Avrupa Ampute Futbol Şampiyonası'na katılacak Millî Takımımızın Teknik Direktörü İsmail Temiz ile oyuncular Ali Budak ve Rahmi Özcan, TamSaha'nın sorularını cevaplandırdı. Sporun en güzel rehabilitasyon olduğunun altını çizen Temiz, "Ampute futbol dünyada 1950'lerden beridir var. Ancak biz 2001'de başladık. Buna rağmen çok çalışıp zirveye çıktık. Kulüp bazında ülkemize kupalar getirdik. Şimdi Avrupa Şampiyonu olup, eksik parçayı tamamlamak istiyoruz" diyor.
Röportaj: Rasim Artagan
Ampute futbolu Türkiye'de ne zaman başladı ve dünyada bu oyunun neresindeyiz?
İsmail Temiz: Ampute futbol ülkemizde 11-12 yıldır oynanan bir spor dalı. Dünyada ise 1950'lerden sonra başlıyor. 2. Dünya Savaşıgazilerini rehabilite edebilmek için organize edilmiş bir spor… Dünyanın birçok ülkesinde uzun yıllardır yapılıyor. Türkiye'de 2001'den sonra faaliyete geçti. Güneydoğu gazilerini rehabilite amaçlı kuruldu. O günden bugüne çok yol aldık. 1950'lerden beri dünyada yapılan bir spor dalını biz 12-13 yıldır tam anlamıyla yapıyoruz ve bu açığı inanılmaz ölçüde kapattık. 2007'de ülkemizde yapılan Dünya Şampiyonası'nda ilk üçüncülüğümüzü aldık. Ondan sonra da bu üçüncülükler devam etti. 2014 Dünya Şampiyonası'na kadar dört defa dünya üçüncülüğümüz bulunuyor. Bir defa Avrupa ikincisi olduk. Önümüzde Polonya'daki Avrupa Şampiyonası var. Burada şampiyonluğu hedefliyoruz.
Oyun kuralları nasıl hocam?
İsmail Temiz: Bir aksesuarımız var ve tek ayaklı olmak gerekiyor. Saha içerisindeki oyuncular halk arasında koltuk değneği denilen "canadian" kullanıyor. Taç atışları bizde de elle kullanıyor. Kalecilerimizin bir kolu engelli olmak zorunda ve ceza sahasını terk edemiyorlar. Aut atışlarımız orta sahayı geçemiyor. Geçerse endirekt vuruş kullanılıyor. Yani oyun kısa pasla başlıyor. Ofsayt kuralımız yok. Top "canadian" atemas ederse "elle oynama" gibi kabul ediliyor. Ampute futbol bir kaleci, altı oyuncuyla oynanıyor. Saha ölçüleri 60 metreye 40 metre. Ceza sahası 8 metreye 10 metre. Penaltı noktası 7 metre. Kale büyüklüğü 5 metreye 2.20 metre.
Türkiye'deki lige değinir misiniz?
İsmail Temiz: Ampute Futbol Ligi 2009-2010 sezonunda 14 takımla kuruldu. Ligin sonunda iki takım çekildi, 12 takım kaldı. 1. Lig'in kırmızı ve beyaz olmak üzere iki grubu var. 2016-2017 sezonunda 2. Lig kuruluyor. Ülkemizde ampute hızla gelişen bir spor dalı. Dünyayla aramızdaki açığı çabuk kapattık. Bu liderliği devam ettireceğiz.
Henüz kazanılmış bir kupa yok değil mi hocam?
İsmail Temiz: Kulüp bazında var. Ankara Yıldızları Engelliler Spor Kulübü, Şampiyonlar Ligi Şampiyonu oldu. Daha önce yarı final oynamış ve elenmişti. Bir sonraki sezon final oynadı ve kaybetti. Daha sonraki sezon ise şampiyonluğu kazandı.
Ali Budak: Ülkemizin de 6 yıldır şampiyon tek takımı, hocam sayesinde…
Rahmi Özcan: Zaten ligde 6 yıldır var.
Kurulduğundan beri şampiyon oluyor yani AYBESK?
Ali Budak: Evet, biz kurulduğundan beri aynı takımdayız. Türkiye'deki turnuvalarda bir kez ikinci olduk. Geri kalan bütün kupaları aldık. Bir tane ikincilik var, o kadar.
Peki, Ali Budak kimdir?
Ali Budak: Ben Ampute Futbol Millî Takımı'nın kaptanıyım. 1981 Bursa doğumluyum. Askerliğimi Şırnak'ta yaparken mayına basma sonucu bir bacağımı kaybettim. Hocamla beraber Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezi'nde bu işe rehabilite amaçlı başladım. Gelişen süreçte dünyada bu turnuvanın oynandığı ve bizim de bu turnuvaların içerisinde olmamız söylendi. Türkiye Bedensel Engelliler Federasyonu'na başvuruldu ve bu başvuru kabul edildi. İlk kez Türk Millî Takımı kuruldu. O gün biz vardık; hocamız vardı.
İsmail Temiz: Ali'nin lâfını burada balla kesiyorum. Ali, MillîTakım'ın en genç oyuncusuydu, şimdi ise kaptanı, ağabeyi…
Ali Budak: Bizim zamanımızda buralara ulaşmak çok zordu. Çünkü insanlara bir şeyler anlatmamız gerekiyordu. Şimdi 2015'teyiz. Biz küçüktük, büyüdük. Ampute futbolu da büyüdü. Bugün ligler büyüdü, hakemler, yöneticiler, antrenörler gelişti. Ama biz her zaman hocamız sayesinde en iyiyi yaptık. Bundan sonra MillîTakım'da da en iyisini yapmak için uğraşıyoruz. Çünkü ay-yıldızın ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu bayrağı en üste taşımamız gerekiyor. Üç-dört yıldır üçüncü oluyoruz ama hep direkten dönüyoruz. Allah nasip ederse bu sene Polonya'dan kupayla döneceğiz. Bunu Dünya Şampiyonası'yla da taçlandırmak istiyoruz. Gün gelecek, futbolu bırakacağız. Ama bırakırken hedef günlük ya da yıllık değil. Hocamın düşüncesi her zaman en üst seviyede kalıp, oraya yerleşmek. Çünkü Türkiye'nin gücünü artık dünya biliyor. Kimse bizimle eşleşmek istemiyor. Çünkü her zaman çeyrek finalden, yarı finalden ya da finalden döndük. Bunun neticesinde bugün dünyada futbolda söz sahibi olan ülkelerin ayakları, iş ampute futbola gelince geri geri gidiyor.
Rahmi seni tanıyabilir miyiz biraz?
Rahmi Özcan: 1990 Manisa doğumluyum. Ampute futbola 2005 yılında başladım. Ali abiler varken en küçük bendim. 15 yaşında MillîTakım'a seçildim. O gün bugündür devam ediyorum. Ampute futbol sayesinde Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Yüksek Okulu'ndan mezunum. Millî sporcu olarak Devlet Dairesi'ne atandım. Ampute futbolun engelli bireylere vermiş olduğu en büyük destek, onu iş sahibi yapmak ve sosyal hayatın içerisine sokmak. Bugünkü kariyerime ampute futbol sayesinde sahip oldum. 6 sezonda 3 defa gol kralı oldum. Geçen yılki Avrupa Şampiyonası'nda Avrupa'nın en iyi oyuncusu seçildim.
Ali Budak: Ampute futbolu bu dönem içerisinde çağ atlıyor. Bunun sebebi hocamız İsmail Temiz'in en üst seviyede olması. İkincisi de kaleci antrenörümüz aktif futbolcuydu ve ikisini harmanlayıp, bizi daha iyi bir yere getirdi. Ampute futbolla modern futbol birleştiği zaman saha içerisinde eğlence ve başarı en üst düzeyde oluyor. Fatih Hocamız burada ampute futbola kattıklarıyla paha biçilemez bir rol üstleniyor.
İsmail Temiz: Yapmak istediğimiz olay şu… Futbolun dili aynı. Ama amputenin farklılıkları var. Bu materyallerin üzerine gittiğimizde bazı farklılıklar ortaya çıkıyor. Normal futbolla ampute futbolu harmanlayıp, ortaya daha farklı bir oyun şekli konuyor. Kendi kulübümüzde bunu başardık. Oyun şeklini MillîTakım'a yansıtmak istiyoruz. Biz bu oyunla Avrupa Şampiyonu olduk. Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olduk. Sonraki etapta da bunu MillîTakım'a yerleştirip, Dünya Şampiyonu olmak istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız.
Ampute futbol oynayan bir oyuncu, yurtdışına transfer olabiliyor mu?
Rahmi Özcan: Yurtdışı transferi yok. Ama hocamın da dediği gibi ampute futbolunda elinizde bir done yok. Ampute futbolun akademik olarak ilk tezini yazan benim. İstediğim şey aslında şu; Avrupa'da eğitim almak ve Türkiye'ye uyarlamak. Çünkü amputede bir tez bile yok. Ayrıca dünyanın en iyi ligi de bizde. Normal futbola bakarsak Real Madrid ve Barcelona'da oynarken daha kötü bir yere gitmeyi kimse istemez. Dünyada doğru düzgün lig yapan ülke yok. Bunun sebebi de Başkanımız Yıldırım Demirören'in Bedensel Engelliler Spor Federasyonu'na verdiği çok büyük destek. Ayrıca Fatih Terim Hocamızın da çok büyük destekleri var. Meksika'ya gitmeden önce kendisini ziyaret etmiştik. Onun sayesinde MillîTakım'ın giydiği formaları, eşofmanları da giymiş olduk. TFF'nin sayesinde en büyük organizasyonu da Türkiye yapıyor. Herhalde hocam bahsedecektir. Seneye bir sürpriz hazırlığı var.
Bahsedin hocam…
İsmail Temiz: Söylendi ama kesinleşmedi. Yanlış bilgi vermek de istemem. İnşallah önümüzdeki yıl ortaya çıkar bu olay. Ben şuraya gelecektim. Rahmi'ye bir şey sordunuz, "Nerede kariyer yapmak istersiniz?" dediniz. Şu anda dünyanın en iyi ampute futbol kulübünde oynuyor Rahmi… Kim var akla gelen, Real Madrid, Barcelona, Chelsea… Rahmi şu an o düzeyde bir takımda zaten amputede. Tüm dünyadaki ampute futbol sporcuları bu kulübe transfer olmak istiyor. Arayıp soruyorlar. Geçen sene Özbek asıllı iki en iyi oyuncu Kudret ve Haydar bize başvurdu. Gana Millî Takımı'nın kaptanı ve önemli bir oyuncusu bizde oynuyor. Yani gerçekten dünyanın kalburüstü sporcuları bizimle olmak istiyor. Zaten yerli oyuncularımız dünyanın kalburüstü sporcuları. Bu başarılar teknik heyetin olduğu kadar, kendi başarıları. Çünkü çok çalışıp buraya geldiler. Yani en başta destek olmadan buralara geldiler… Parkta, bahçede çalıştılar. Geldikleri yerin kıymetini çok iyi biliyorlar. TFF, geçmişten bugüne; özellikle Sayın Demirören döneminde bize büyük destek oldu. Millî Takımların merkezi Riva'yı bize açtılar. Amputenin gelişimi için TRT'nin de çok büyük etkisi oldu. Canlı yayınlar yapıldı. TRT en ücra köşeye kadar yayın yapabilen bir kuruluş. Yine bizim bu tür müsabakalarımızı ve özetlerini İran'dan, Amerika'dan, Almanya'dan, Kanada'dan izlediklerini öğrendik. Ampute futbol kendi hayran kitlesini yarattı. Federasyon Başkanımız Arif Ümit Uztürk ve Murat Kandazoğlu ile birlikte 81 ilde 81 ampute futbol takımının oluşumunu sağlamak için çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık 30 kulüp olduk.
Araştırmalarınız ne yönde oluyor? Sporculara nasıl ulaşabiliyorsunuz?
İsmail Temiz: Ülkemizin yüzde 12'si engelli. Yaklaşık 75 milyon nüfusun, 8.5 milyonu engelli. Birçok Avrupa ülkesinden çok engelli vatandaşımız var. Engel gruplarına ayırdığımız zaman ampute futbol oynayacak 1 milyonluk hedef kitlemiz var. Bu hedef kitlesinin de yarısı diyelim ki yaşlı ve bu işi yapamayacak düzeyde… Kalan 500 bin kişilik genç nüfus var. O kadar talep var ki; çok mutluyuz. Maçların canlı yayınlanması, basında yer bulması çok önemli bir etken. En fazla yayın yapılan, maçları canlı yayınlanan spor,ampute futbol. Bundan kaynaklı bize geri dönüşler çok oluyor. İnsanlar 7-8 yaşındaki çocuklarını bize göndermek istiyor. Ankara'daki spor kulübümüzde Türkiye'nin her yerinden engelli sporcularla görüşüyoruz. Bu çocukları imkânlarımız çerçevesinde yetiştirip, spor hayatına katıyoruz. Bu işe başladığımız dönemlerde bize karşı bir acıma duygusu vardı. Biz engelli değiliz, sporcuyuz. Biz aşmışız. Benim sadece ekstra bir materyalim var. Elimde canadian var. Ben de sporcuyum. Ben de en iyisini yaparım. Ben de ülkemi temsil ederim. Diğer engelli olmayan kardeşlerim gibi ben de en iyisini yapabilirim. Ama tabiî bunu azimle yapmamız gerekiyor. O çalışarak gelen kardeşlerim bugün Milli Takım'da.
Siz daha hırslı bir şekilde mücadele ediyorsunuz izlediğimiz kadarıyla…
Ali Budak: Kesinlikle öyle… Biz çok çok iyi hazırlanıyoruz. Profesyonel hocalarımız bize çok yardımcı oluyor. Normal futbolcu ne idman yapıyorsa biz daha fazlasını yapıyoruz. Daha ileri nasıl gidebiliriz diye odalarımıza notlar asıyoruz. Herkes bunu karıştırıyor, harmanlıyor. MillîTakım'da bu iş nasıl ileri gider? Bunu ileriye götürecek en büyük etkenler Türkiye Futbol Federasyonu ve basın… Çünkü insanlar TFF'nin sitesinde, dergilerinde gördükçe, TFF'nin imkânlarından yararlandıkça bu sporu daha çok benimsiyor. Sporcular da daha çok çaba sarfediyor. Bugün herkes biliyor ligin parasını TFF'nin verdiğini… Millî Takımlara çok değer verildiğini herkes biliyor. Bu işe artık zavallı gözüyle bakılmayıp; mücadelenin ne kadar üst düzeyde olduğunu herkes yavaş yavaş öğreniyor. Oyuncuların ne kadar hırslı olduklarını herkes görüyor. Kazanma hırsı çok üst düzeyde. Bizim alın teri döktüğümüzü ve acınacak durumda olmadığımızı; Türkiye'nin ne kadar büyük bir potansiyelinin olduğunu herkes biliyor, duyuyor. Ben futbola başladığım zaman rehabilitasyon merkezinde 15 kişi vardı. Bugün 700'le 1000 arası oyuncu var. Bunu biz bir yere kadar taşıyabiliriz. Bu yükü bizden alacak üç kurum var. Türkiye Bedensel Engelliler Federasyonu, Türkiye Futbol Federasyonu ve basın… Basın da sizlersiniz. Siz elinizi ne kadar taşın altına sokarsanız; o kadar insan bizi görür. Siz elinizi taşın altından çekerseniz biz sadece burada kalırız. Sizin desteğinizle bir kişi, beş olur. Beş kişi, 10, 20, 50 olur. Böylece kitlelere yayılır. Kendi aramızda nasıl büyüyeceğimizi tartışıyoruz ama gücümüz sınırlı. Bir yere kadar birşeyler yapabiliriz. Sonrasında basının desteğine ihtiyacımız var. Bakın basın ilgi gösterdikçe bugün 1000 sporcuya ulaştık.
İsmail Temiz: Yaşadığımız bir olayı anlatayım ben size… Engellinin kendine güveniyle alâkalı durumunu anlatayım. 2007 Dünya Şampiyonasımüsabakalarımız televizyonlardan yayınlandı. Sonrasında herkes oyuncuları sokakta görünce, "Bu Rahmi, bu Barış" demeye başladı. Bizim çocukların protezleri yoktu; canadianla yürüyorlardı. Sonra protez yapıldı arkadaşlara… Ancak protezi giymediler. Çünkü protezi giyseler insanlar tanımayacaktı. Bu olay, ampute futbolun en ucuz bir şekilde rehabilite yolunu gösteriyor. İnsanları en ucuz şekilde ancak sporla rehabilite edebilirsiniz. Hastanelerde veya psikologla insanları rehabilite etmek çok zor.
Ali Budak: Ankara'da çalışıyorum. İşyerinde herkes işini-gücünü yapar. Ama hocam geldiği zaman artık bir Millî Takım Antrenörü olarak saygı ve sevgi görüyor. Milli Takım'da oynadığımızı biliyorlar. Bizi takip ediyorlar. İşyerlerinde normal seviyeden yukardayız. Çünkü insanlar bize gıptayla bakıyor. "Keşke ben de sizin gibi azimli olsam" diyorlar. Haftanın üç günü idmana, bir günü maça gidiyoruz. Vaktimiz yok. Ailelerimiz var, çocuklarımız var. Onlar da bizi sabırla bekliyor. Çünkü biz çok uzun zamandır beraber çalışıyoruz. Lig bitiyor, MillîTakım başlıyor. MillîTakım bitiyor, Şampiyonlar Ligi başlıyor. Aşağı yukarı 10-12 yıldır bu tempoda yaşıyoruz. Yani çocuklarımızın büyüdüğünü bile tam olarak göremiyoruz. Sürekli kampta ya da maçtayız. İşten çıkıyoruz, direkt idmana gidiyoruz.
İsmail Temiz: Profesyonel futbolda bu tempo var. Şampiyonlar Ligi, Türkiye Kupası maçları vesaire… Para kazanıyor muyuz bu işten? Yok… Aynı tempo bizde de var ama para maalesef yok.
Hocam peki şampiyon olan takımlar kimler dünyada?
İsmail Temiz: Son dünya şampiyonu Rusya. Daha önce dört yıl üst üste Özbekistan şampiyon olmuştu. Ondan önce de Brezilya'nın şampiyonluğu var. Kısmet olursa bu sene biz olacağız. 2016 Dünya Şampiyonası kısmet olursa Türkiye'de yapılacak. Onu da söyleyelim. İnşallah bunun hazırlıkları yapılıyor. Ampute Federasyonu Avrupa Başkanı buradaydı. Onunla detaylar konuşuldu. İnşallah bir ay içerisinde netleşecek ve Türkiye Futbol Federasyonu'nun destekleri, Engelliler Federasyonu Koordinasyon Kurulu Başkanı Ömer Gürsoy'un çabalarıyla Türkiye'de yapılacak. Herhalde Antalya olur… Çünkü daha önce orada yapılmıştı. Dünyadan katılım 30-32 ülke civarında olacak. Seri başıyız. İyi oynarsak, akıllı oynarsak iyi yerlere geleceğiz. Biz daha önce de şampiyon olabilirdik. Ancak eksikler, yanlışlar vardı. Ama artık şampiyon olacağımızı düşünüyorum. Olursak da bir daha bırakmayız. Alttan çok iyi yetenekler çıkıyor. Önümüzde artık geçmişten gelen doneler de olacak. Ampute futbolun 60 yıllık mazisi var ama elimizde done yok. Çünkü bu süreçte kimse çalışmalarını bir yere kaydetmemiş. Bunlar yeni yeni yapılıyor. Zaman zaman idmanları kayda alıp Youtube'a atıyoruz. Başka ülkeler de faydalansın istiyoruz. Akademik anlamda çalışmalar olacak. Bugün normal futbolla ilgili birçok çalışma şekli çıkartılır internetten. Fakat amputede bu yok. Biz dünyaya örnek olacağız inşallah. İlerleyen süreçte Türkiye'nin ismi daha da çok anılacak.
Rahmi, Riva'yı nasıl buldun? Bu tesislerde kamp yaparken ne hissediyorsun?
Rahmi Özcan: Bundan önceki yıllarda hiç bu kadar lüks bir ortam, çalışma zemini, profesyonel sporcular ve hocaları görmemiştik. Çalışma fırsatımız olmamıştı. Burada ilk defa kamp yaptık. Böyle profesyonel bir ortamda idman yapmış olmak, insanı sahaya çıkarken cezbediyor. Herhangi bir yerde idman yapmakla Riva'da yapmanın arasında çok fark var. Burada insana çok değer veriliyor. Yeni katılan arkadaşlar geçmişte sıkıntı çekmedikleri için MillîTakım'ın nasıl bir yer olduğunu daha iyi görebiliyorlar. Genç sporcu çocuklar, "MillîTakım çok iyi, çok lüks. Çok güzel yerlerde idman yapıyorlar" diye düşünmeye başlıyor. Bizim için burası bulunmaz bir nimet. "A Millî Takım da Ampute Millî Takımı da aynı seviyede. İkisi de bizim için eşdeğerdir" dendiğini çok iyi görüyoruz burada.
Ali Budak: Burada insanlara engelli gözüyle bakmıyorlar. İnsana değer veriyorlar. Burada havuza girebiliyor, sahaları kullanabiliyoruz. Bisiklete binebiliyoruz. İşte insana verilen değer burada… Buranın beş yıldızlı olması değil, bakış açısı önemli. Benim arkadaşlarımın hiçbir beklentisi yok. Sadece millî forma… Burada milyon dolarlar da dönmüyor. Burada sadece bayrak var. Biz diyoruz ki, söz konusu bayraksa gerisi teferruattır. Burada herkes, "En iyiyi nasıl yaparız?" diye düşünüyor. İnşallah Avrupa Kupası'nı buraya getirdiğimiz zaman oturup bir daha konuşuruz. Sağolsun TFF içeriye bizim fotoğraflarımızı asmış. Bunu gördüğümüz zaman çok mutlu oluyoruz.
Rahmi Özcan: Sayın yöneticilerimizden şunu talep etmek isterim. Ampute futbolun tesis eksiği var. TFF'nin saha yaptığını biliyorum. Küçük ölçeklerde de olsa en azından ampute futbol olan illere stat yapılabilir. Böylece stat sorunu da kalmamış olur. Bizim stadımız çok büyük olmadığı için küçük ölçeklerdeki bir yapı da yetebiliyor.