TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Atakan Gündüz: "Millî Takım dünyaya açılan pencere" 1.09.2017
Atakan Gündüz: "Millî Takım dünyaya açılan pencere"
Geri
İleri

Altınordu'nun altyapısında forma giyen 16 yaşındaki stoper, Genç Millî Takımlarımızın umut bağladığı isimlerden biri. Uzun boyu ve çok iyi kullandığı ayaklarıyla ideal bir savunma oyuncusu. Millî Takımlarda forma giymenin çok önemli bir vitrin olduğunu düşünüyor ve önce Bundesliga'da ardından da Premier Lig'de oynamanın hayalini kuruyor.

Röportaj: Rasim Artagan

1 Ocak 2001 Lüleburgaz doğumlusun. Nasıl bir çocukluk geçirdin?

Çocukluğum iyi geçti diyebilirim. Hep futbolla iç içeydim. Lüleburgaz'da 12 yaşıma kadar kaldım. Oradaki hayatım için okul ve futboldan ibaretti diyebilirim.

Aileni tanıyabilir miyiz? Ne işle meşguller?

Annem de babam da Lüleburgaz'da tekstil fabrikasında çalışıyor. Bir ağabeyim var. O da benim gibi futbol oynuyor. Amatör olarak 1915 Çerkezköyspor'un formasını giyiyor. Benden 7 yaş büyük.

Okul hayatın hakkında bilgi verir misin?

12 yaşında Altınordu'ya geldim. 8. sınıfa kadar okudum. Daha sonra açık liseye geçiş yaptım. Halen de devam ediyorum. Liseyi bitirdikten sonra da üniversiteye gitmek istiyorum. Derslerim çok iyi. Altınordu'da açıktan ders alıyoruz. Çünkü kulübümüzde eğitime büyük önem veriyorlar.

Çocukluk yıllarına geri döndüğümüz zaman futbolla nasıl tanıştın?

Babamın daha önceden amatör futbol geçmişi var. Ağabeyim de futbol oynadığı için ilk önce futbol okullarında devam ettim. Ağabeyim de kuzenim de futbol oynadığı için Lüleburgazspor'un altyapı maçlarına gidiyordum. Bir gün kuzenimin idmanını izlemeye gittiğimde Yüksel Güdücüoğlu Hocam canım sıkılmasın diye beni idmana aldı. Babamla top oynuyorduk kenarda. Yüksel Hocam bana malzeme verdi ve idmana dâhil etti. O idmanda da beni çok beğendi. Sonra yine çağırdı ve lisansım çıktı. Bu şekilde altyapıya girdim.

Baban daha önce nerede oynamıştı?

Babam Lüleburgaz civarındaki takımlarda oynamıştı. Futbolu çok seviyor. Lüleburgaz'daki amatör maçları izlemeye gider. O da söylemişti; "Bu çocuk olur" demişti.

Bir savunma oyuncusuna dönüşmen nasıl oldu?

Aslında ben en başında defans oynamak istemiyordum. Niyetim ağabeyim gibi forvet oynamaktı. Ancak babam benim hep stoper olarak daha iyi oynayacağımı söylüyordu. Lüleburgaz altyapısında defans olarak başladım. Baba sözü dinledim. İyi ki de dinlemişim.

Fiziğin o zaman da bu kadar iyi miydi?

Yaşıtlarıma göre fark edilen bir oyuncuydum. Lüleburgaz'daki hocam beni 2-3 yaş büyüklerin arasında idmanlara alıyordu.

Bir sezon sonra Türkiye'nin çok önemli altyapı kulüplerinden olan Altınordu ile yolun kesişti. Transferin nasıl gerçekleşti? Seni kim keşfetti?

Antalya'da okullararası Danone Turnuvası vardı. Orada Alp Özer Hocam beni beğendi. Sonra da Türkiye Şampiyonalarına gittim. Aslında üstümde Yüksel Güdücüoğlu Hocamın çok emeği vardı. Beni hep 2-3 yaş büyüklerle birlikte Türkiye Şampiyonaları'nda oynattı. Alp Özer ve Serhat Pekmezci beni oralarda görüp beğendi. Aslında 3-4 takım daha beni istiyordu. İzmir'e denemeye gittim. Bir hafta kaldım. Ama ilk başlarda İzmir, Lüleburgaz'a çok uzak diye kalmak istemedim. Sonra ailemle oturup konuştuk ve Altınordu'nun en doğru tercih olduğuna karar verdik.

Altınordu tüm yaptıklarıyla çok özel bir kulüp ve bunu da tüm Türkiye yakından görüyor. Bu bünyenin içindeki bir oyuncu olarak altyapı çalışmalarını bize nasıl anlatırsın?

Altınordu futbolu meslek olarak öğretmenin yanı sıra bizi hayata da hazırlıyor. Hayat okulu gibi aslında… İyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu kimliğini vermeye çalışıyor bize. Özel İngilizce ve satranç dersleri alıyoruz. Tesisin içinde küçük bir tarlamız var. Oraya gidip domates, karpuz, biber topluyoruz. Besi damımız var. Kuzular, inekler, tavuklar var. Yumurta topluyoruz, kuzulara yem veriyoruz. Kişisel gelişimimiz açısından da çok önemli bir kulüp Altınordu.

Altınordu son dönemde Türk futboluna Çağlar Söyüncü, Cengiz Ünder gibi yıldızlar kazandırdı. Bu iki başarılı örnek Altınordu'nun bünyesindeki genç futbolcuları nasıl etkiliyor?

Tabiî ki bizim için en önemli örnekler onlar. Bize çok iyi yol gösteriyorlar. Doğru kararları verip, doğru takımlara gitmeleri ve oradaki örnek davranışları, bizim de yolumuzu çiziyor. İkisini de yakinen izleme fırsatı bulduk. Bu durum bizi motive ediyor. İlerisi için çok güzel bir yol bizim için. Hepimiz, "Neden olmasın?" diyoruz.

Seninle birlikte futbola başlayan birçok arkadaşın bugün senin geldiğin noktada değil. Birçoğu futboldan koptu ancak sen futbolcu oldun ve ay-yıldızlı formayı giyiyorsun. Bugün baktığın zaman o arkadaşlarından neyi farklı yaptığını düşünüyorsun?

İlk önce doğru karar vererek Altınordu'yu seçmem diyebilirim. Düzgün yaşam, beslenme, dinlenme, uyku, doğanın içinde yaşamak ve çok çalışmak, istemek. Farkında olmak… Bunları yaptım. Babam Taşkın Gündüz'ün önemli katkılarını da sayabilirim. Böyle bir aileye sahip olmak ve doğru kararları almak beni futbolcu yaptı. Beni her zaman cesaretlendirdiler. Altınordu'ya gittiğim zamanlarda zorluk çekmiştim. Ama hiçbir zaman Altınordu'dan ayrılmayı düşünmedim. Çünkü ailem beni her zaman cesaretlendirdi. Annemin, babamın, ağabeyimin üzerimde çok etkisi var. Altınordu oyuncuyu her şeyiyle alıyor. Karakter çok önemli. Karakteri bozuk olan oyuncuları alsalar bile çok geçmeden eliyorlar.

Defans oyuncusu olmana rağmen özellikle geçen sezon çok sayıda gol attığını görüyoruz. Hocalarından ileri çıkman konusunda bir telkin mi alıyorsun?

Defans oynasam bile boş alanlar buldukça ileri çıkıyorum. Pozisyonlar yakalıyorum. Çoğu golümü bu şekilde attım. Forvet yeteneklerim de var. Hocalarım da bunu söylüyor.

Millî Takımlara yabancı bir oyuncu değilsin. U14, U15 ve U16 Millî Takımlarında bugüne dek 22 kez oynamışsın. Millî Takım kamplarını bize nasıl anlatırsın?

Lüleburgaz'dan çıkıp Millî Takım kamplarına gelmek benim için çok gurur vericiydi. Kendime, "Böyle devam edeceğim" dedim. Çalışmaya devam ettim. Hiçbir zaman "Oldum" demedim. Çalışmayı bırakmadım. Millî Takım kampları benim için çok çok özel… Şu an basamaklar devam ediyor. Yine aynı heyecan var içimde. Hedefler de büyüdü. Hedefler daha ciddiyete bindi artık. U17'de artık iyice yarışmacı oluyoruz.

Bugün ilk kez U17 Millî Takım kadrosundasın. Ekim ayında U17 Avrupa Şampiyonası Eleme Turu'nda Çek Cumhuriyeti'nde Çek Cumhuriyeti, İsrail ve Ermenistan'la aynı grupta maçlara çıkacağız. Bu zorlu karşılaşmalar için ne düşünüyorsun?

Grup iyi aslında… Bu grubu kolay bir şekilde kapatırız diye düşünüyorum. Bu turu geçip önce Elit Tur'a, sonra da finallere kalmak istiyoruz. Çek Cumhuriyeti ile daha önce maç yapmış ve yenmiştik.

Millî Takım düzeyinde böylesine büyük turnuvalarda forma giymek, dünya futbol piyasasının da vitrinine çıkmak anlamına geliyor. Bu durum için ne diyeceksin?

Bizim için çok önemli turnuvalar… Dünyadaki bütün ekol takımların scoutları orada olacaktır. Böyle turnuvalar bizim konsantre olmamızı sağlıyor. Dış dünyaya açılıyoruz. Bu açıdan bizim için çok iyi oluyor. Bizi motive ediyor.

Kendinde eksik gördüğün yönler hangileri?

Daha fazla güçlenmem gerektiğini düşünüyorum. Çünkü defans oyuncusuyum. Fiziğimin güçlenmesi gerekiyor. Ekstra çalışmalar yapıyorum. Stopere göre tekniğimin iyi olduğunu düşünüyorum. Geriden oyun kurmam iyi. Ama yine de çalışmayı bırakmıyorum. İyiyim diye bırakmak olmaz. Özel olarak çalışmalara devam ediyorum.

Altınordu'da millî oyuncuların fazla olması nasıl bir hava estiriyor?

Hep üretmeye devam ediyoruz. Millî oyuncuları arttırmaya çalışıyoruz. Hocalarımız da emeklerinin karşılığını aldıkları için gururlanıyorlar.

Altınordu'da kendinden küçük yaştaki oyuncularla sohbet ediyor musun? Deneyimlerini onlarla paylaşıyor musun?

Evet, tabiî ki… Biz Metin Oktay Tesisleri'nde 14, 15, 16, 17 ve 19 yaş grubu olarak kalıyoruz. Vakit buldukça kardeşlerimize nasihatler vermeye çalışıyoruz. Kendilerine uyarılarda bulunuyoruz. İdmanlarını, maçlarını izliyoruz.

Bugün ileriye baktığında kendini nerede görmek istiyorsun? Hedeflerin neler?

İlk önce hedefim Altınordu A Takımı'nda oynamak… Sonra A Millî Takıma yükselmek istiyorum. Sonra da Avrupa'ya transfer olmak amacındayım. İlk önce Bundesliga, ardından Premier Lig'e gitmek istiyorum.

Bundesliga kararında Çağlar Söyüncü'nün Freiburg'a transfer olmasının etkisi var mı?

Tabiî Çağlar abinin etkisi var. Beğendiğim bir lig… Bu iki lig bence dünyanın en iyi ligleri. Kendime hedef koydum. Bundesliga'ya gitmek istiyorum ilk önce… Basamak basamak… Sonrasında İngiltere'ye gitmek istiyorum.

Futbol dünyası bugüne kadar silinip giden sayısız genç yetenek gördü. Bu tehlikeden nasıl koruyorsun kendini?

Düzgün yaşamaya çalışıyorum. Kötü örnekleri görüyorum. Bunlar benim için bir ders oluyor. Bunlara yakalanmıyorum. Hocalarımın da çok etkisi oluyor zaten…

Her genç oyuncunun kendisine örnek aldığı isimler vardır. Sen kendine kimleri, hangi özellikleri nedeniyle örnek alıyorsun?

Oyun tarzımı benzettiğim için Sergio Ramos'u örnek alıyorum. Hırslı, sert bir oyun stili var. Ayakları iyi. Kendimi ona benzettiğim için onu örnek alıyorum.

Boş zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun? Hobilerin neler?

Zaten haftanın 6 günü tesisteyiz. Ders alıyoruz. Çift idman yapıyoruz. Bir gün dışarı çıkma şansımız oluyor. Onda da sinemaya gidiyoruz. Kuşadası ya da İzmir'e gidiyoruz. Kulübümüz bizi sinemaya, tiyatroya, kitap fuarına götürüyor. Böyle etkinlikler düzenliyor. Ailemle ayda bir görüşüyorum. Ben gidiyorum, onlar geliyor. Onlar gelince kulübümüz misafir ediyor kendilerini. Maçlarımızı izliyorlar.

Geri
İleri