Kadın futbol takımını kuran ve bu sezon Süper Lig'de yer alacak olan Galatasaray'ın teknik direktörü Nurcan Çelik ve sportif direktörü Vahit Mert'le hem takımlarını hem de ülkemizdeki kadın futbolunun durumunu konuştuk. Çelik ve Mert, Galatasaray'ın bu sezonki hedefinin şampiyonluk, orta vadeli hedefin ise Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olduğunu, ellerindeki başarılı kadroyu kaliteli yabancı transferleriyle güçlendireceklerini anlattı.
Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan
Öncelikle Galatasaray Kadın Futbol Takımı'nın kurulması hayırlı olsun. Bu karar nasıl alındı?
NURCAN ÇELİK: Galatasaray bununla ilgili ön çalışma yapıyordu. Kadın takımı kurmak istediklerini bir arkadaşımız aracılığıyla bize de duyurdular. Kadınlar 2. Ligi'nde mücadele eden Akdeniz Nurçelikspor adlı bir takımım vardı. Her sene hedefe oynayan, millî sporcuların da olduğu bir takım… Daha önce Galatasaray'a böyle bir teklifimiz olmuş ancak önceki yönetim sıcak bakmamıştı. Burak Elmas'ın seçim vaatlerinden birisiydi kadın futbol takımı. Dolayısıyla hızlı gelişti. Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir beni bir toplantıya davet etti ve "Bir kadın takımı kurmak istiyoruz. Sizinle nasıl yürürüz?" diye sordu. Ben de, "Bizim bir takımımız var. Gelin görün" dedim. Gelip gördüler ve "Tamam" dediler. Farklı takımlardaki oyuncularımızı da geri getirdik ve Galatasaray Kadın Futbol Takımı kurulmuş oldu.
Hayırlı olsun. Sevgili Vahit, Galatasaray Kadın Futbol Takımı Sportif Direktörü oldun. Daha önce Türkiye Futbol Federasyonu Kadın Ligleri İdarî Sorumlusuydun. Öncelikle bu transfer nasıl gerçekleşti?
VAHİT MERT: 3.5 senedir TFF bünyesinde kadın futbolu dalında çalışıyordum. Bu sebepten olacak ki Galatasaray yönetimi bana bu teklifte bulundu. Ben de kabul ettim ve burada çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Geçen sezon Antalya'da düzenlenen Turkcell Kadın Futbol Ligi'nin organizasyonu, Galatasaray Kulübü'nün görüşlerini nasıl etkiledi?
V.M: Kadın Ligleri, Antalya'daki turnuva ile birlikte müthiş bir tanıtıma ulaştı. Bütün ülkenin izlediği bir organizasyon oldu. Bu sayede normalde ulaşamadığımız birçok insana ulaştık. Özellikle Galatasaray, Fenerbahçe ve diğer Süper Lig kulüplerimizin ilgisini çekti. Başkanımız Burak Elmas'ın seçim vaatlerinden birisiydi Kadın Futbol Takımı'nın kurulması… Özellikle Galatasaray'ın girmesiyle kadın futbolunun marka değeri daha da yukarı çıkmış oldu. Bundan sonra maç yayınları da daha sıklaşacaktır. Genç kızlarımız ve kadınlarımız için büyük bir iş imkânı da doğmuş oldu. Kafalarında ekstra bir seçenek daha oluştu. Hem okumak hem futbolculuk olabilecek bir şey… Futbolculuğu da bir iş olarak görebilecekler. Bundan önceki süreçte futbol oynuyorlardı ama ekstra işlerde de çalışıyorlardı. Şimdi bizim gibi büyük takımlarda yer alarak sadece futbolcu olarak bu işe devam edebilecekler. Belirli bir süreç sonrasında profesyonel olacaktır bu lig… Galatasaray'ın, Fenerbahçe'nin ve Beşiktaş'ın olması, bu süreci hızlandıracaktır.
Hocam Antalya'daki organizasyonu oyuncu olarak yaşadınız. Siz etkisini nasıl görüyorsunuz?
N.Ç: 27 yıl bu işin mücadelesini vermiş, kadın futbolunu tanıtmak için her türlü mücadeleyi göstermiş biri olarak bu kadar kısa zamanda bu kadar büyük bir kitleye ulaşmak inanılmazdı. Bu sayede Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor ve birçok takım müracaatlarını yapmış durumda. Tabiî ki çok büyük bir etkisi oldu Antalya'nın… Sosyal medyanın ve Avrupa futbolunun da etkisi işleri değiştirdi. İnsanlar bakıyor, kadınların çok iyi futbol oynadıklarını görüyor. Büyük kulüplerin girmesi seviyeyi çok daha yukarı taşıyacak. Bu iş imkânlarla alâkalı bir durum. Ne verirseniz onu alırsınız. Zaman içinde çok iyi bir seviyeye taşıyacağımıza inanıyoruz. Ezeli rekabet yaşanacak. Bunu güce çevirip kadın futbolunun seviyesini çok yukarılara çekmek istiyoruz.
Galatasaray'ın ilk sezon hedefi ve takımın şu andaki durumuyla ilgili bize bilgi verir misiniz?
N.Ç: Büyük takımlar her zaman ilk sırayı ister. Galatasaray da şampiyonluk hedefiyle yola çıktı. Biz de daha önceden tecrübesi olan bir takımdık ama 1. Lig tecrübesini geçen sezon Kireçburnu'nda yaşadık. Üzerine de kattık şu an… Yabancı transferler de var. Kendimizi bu açıdan biraz daha şanslı görüyorum. Zaten hazır bir iskeletimiz vardı. Onun üzerine takviyelerle şampiyonluğu kovalayacağız.
Yabancı oyuncu transferlerinde nasıl bir tercih yaptınız? Ligimizde hangi ülkelerden yabancılar olacak?
V.M: Ligimize gelen yabancı oyuncuların seviyesi hep belliydi. Biz bu seviyenin üzerindeki oyuncularla ilgilendik. Hocam ve Rezan Epözdemir Beyle sürekli konuşarak raporumuzu hazırladık. Uygunluklarını alarak hareket ettik. Bundan önce denenmiş, verim alınamamış yabancıları değil de seviye üstü, Şampiyonlar Ligi ve millî takım tecrübesi olan yabancılarla ilgileniyoruz. Onlarla da anlaşacağız. Galatasaray'ı şampiyonluğa taşıyacak seviyede yabancı oyuncularla ilgileniyoruz. Burada göreve başladığımı duyan bir çok menajer bana ulaştı. Ama arayan menajerlerin önerdiği oyuncuların çoğunu hocamla birlikte eledik. Bundan dolayı oyuncu grubumuzu oluşturmak biraz zaman aldı ama ince eleyip sık dokuduk. Genç bir kadromuz var. Erkek takımımıza da benziyoruz. Onların arasına iyi yabancıları ve bir-iki tecrübeli oyuncuyu serpiştirerek genç bir takımla yola devam etmeyi hedefliyoruz.
N.Ç: Buna bir ekleme yapmak istiyorum. Geçenlerde bir maç analizi yaptık. Artı ve eksilere bakıyoruz. Neleri yapabiliyor, neleri yapamıyoruz diye baktık. Yapabildiğimiz en iyi şey mücadele etmek… Geride kalan belki de 10 şeyi yapamıyoruz. Ama skor ne oldu? 2-1 galibiz… Çok koşuyoruz ve karşılığını alıyoruz.
V.M: Bu genç oyuncuların içerisine yetenekli yabancı oyuncuları monte edersek belirli bir seviyeye ulaşırız. Parolayı hocamız biliyor. Ben de bu ligin içindeyim. Müsabakaları izliyorum. Yapacağımız transferlerle birlikte şampiyonluk çok zor değil bizim için. Zaten asıl parolamız her zaman olduğu gibi Türk olmayan takımları yenmek. Şampiyonluğu araç olarak görüyoruz. Amacımız Şampiyonlar Ligi… Daha önce Türk takımlarının çok ilerleyemediği Şampiyonlar Ligi'nde ilerleyip birkaç sene içerisinde şampiyonluk hedefimiz var. Yönetimimizin sonsuz desteği var. Ne istesek "Tamam" deyip her türlü desteği ve imkânı sağlıyorlar.
Hocam şu anda takımda kaç oyuncu var? Ulaşmak istediğiniz oyuncu sayısı nedir?
N.Ç: 20 kişilik bir kadro var. 30 olması gerekiyor. Çünkü pandemi var, sakatlık ihtimâli var. Kadroyu mutlaka çeşitlendirmeliyiz. Uzun zamandır idman yapıyoruz. Antalya'dan döndüğümüzden beri erkek takımları dâhil hazırlık maçları yapıyorduk. Takımın temposu da fena değildi. Çok genç oldukları için maç oynaya oynaya tecrübe kazanıyor çocuklar. Onun dışında oyuncularım çok mücadeleci… Gayet savaşçılar, hepsi fit durumda, lige hazırlar… Vahit Beyle şöyle bir değerlendirme yapıyoruz… Antalya'da geçen sezon Kireçburnu adıyla yer aldık biliyorsunuz… "Birinci Lig seviyesi buysa, biz 3-4 transferle burada şampiyon oluruz" dedik. Kaldı ki 2. Lig'de sürekli şampiyonluğa oynadık ama çıkamadık bir türlü… Elanur bizim takımın forveti. Gerçekten büyük bir aşama kaydetti. O da kendisini gösterdi. U19 Millî Takımı'na davet edildi. Pandemide inanılmaz çalıştık. Hiçbir sporcu istirahat etmedi diyebilirim. Döndüğümüzde 3-4 transferle çıkarız diye düşünürken Galatasaray'ın devreye girmesi büyük bir şans oldu. Çünkü zaten hazırda bir takım vardı. Yabancı oyuncularla nokta atışı yapmak istiyoruz. Güzel bir takım kurduğumuz takdirde hedefimiz Şampiyonlar Ligi…
Vahit Mert, TFF'de Kadınlar Ligi'nde çalıştın. Yapıyı biliyorsun. Dört yıl sonra kadın futbolunu nerede görüyorsun?
V.M: Şu anda olduğumuz noktaya yüzde 20 dersem, dört yıl sonra yüzde 80'lere çıkacaktır. Bunun yayını olacak, sponsorluklar artacak… Hem lige hem kulüplere hem de oyunculara sponsorluk anlamında büyük yatırımlar olacak. Türk kızları da bu durumdan çok büyük kazanım elde edecektir. Küçük kızların futbola eğilimi artacaktır. Havuzda bugün 5 bin lisanslı kadın futbolcu varsa, dört sene sonra en az 100-150 binlere ulaşacak… Süper Lig kulüpleri işin içine girdiği için altyapılar da gelişecek. Diğer kulüpler de altyapıya eğilmek zorunda kalacak. Bundan sonra biz kendi oyuncularımızı, kendi Elanurumuzu, kendi Zeynebimizi çıkartacağız. Altyapı grupları lig olarak düzenlenmeye başlayacak. Bu da alt yaş kategorisine zenginlik getirecek. Ligimiz bu sene canlı yayınlanacak. Ama dört sene sonra ligimizin yayın hakkı satılacak. Belki dört sene sonra takımların bahisten de gelirleri olacak. Diğer kulüpler bile uğraşmadan yayın geliri elde edecek, sponsor bulacak. Bunlara ulaşabilmek için en önemli unsur profesyonellik. Büyük takımlar gelince profesyonellik çok daha hızlı şekilde hayatımıza girecek.
Hocam Türkiye'deki kız çocuklarının futbolu sevmeleri daha da hızlanacak. Siz bu gelişimi nasıl görüyorsunuz?
N.Ç: Düne bakarsanız, çocuk gelmek istese bile aileyi ikna edemeyebiliyorduk. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un işin içine girmesinin ardından aileler bana yazıyor; "Hocam 10 yaşında çocuğum var. Çok yetenekli. Hemen yönlendirelim ve başlasın" diyor. Hepsine, "Altyapı oluşturacağız. Biraz bekletelim" diyorum. Geçmiş dönemle kıyaslarsak şu an uçurum var. Kadın futbolunda şu an ABD uzayda. Biz de o uzaya çıkacağız. Çok da uzun sürmeyecek. Oyuncu havuzumuzun da genişlemesi lâzım.
Maçlarınızı nerede oynamayı planlıyorsunuz?
V.M: Bununla ilgili planlarımız var. Uygunluk olması durumunda Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nde oynayabiliriz.
N.Ç: Ben futbola Bursaspor'da başladım. Bursaspor'un maçlarından önce biz oynuyorduk. İnsanlar kadın futbolunu tanımış oluyordu. Ama daha sonra saha bozuluyor diyerek buna izin vermediler. Belki bir-iki maçımızı bu şekilde oynayabilirsek harika olacaktır.
V.M: Şu anki lig maçlarımızı Küçükçekmece Yeşilova Kemal Aktaş Stadı'nda oynayacağız. Taraftarımız gelebilecek mi? Federasyona bağlı. Biz inanıyoruz ki orası bize dar gelecek ve yetmeyecektir. Ama tabiî ki Sağlık Kurulu'nun alacağı kararlar önemli. Pandemi olmasa taraftar konusunu düşünmüyoruz bile…
Kadın A Millî Takımımızın yükselişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
N.Ç: Çok başarılı buluyorum. Necla Hocamı daha önce de izlemiştim. Biz artık aşama kaydediyoruz. Oyun bunu gösteriyor. Portekiz maçında bunu gördük. Geçmişte fiziğimiz aşağıda kalıyordu. Ama bugün öyle değil. Müsabakalarda rakipler hep fizikliydi. Ama biz artık çok iyiyiz. Bu yükseliş devam edecek. Bundan sonraki nesilde de bunu yakalarsak Millî Takım'da çok iyi sonuçlar elde edeceğiz. Kapasitemiz çok iyi. Oyuncular atletik performansı oturtmuş durumda. Rakipler biraz daha çabuk olabilir.
O da liglerinin devam ediyor olmasının avantajı diyebiliriz.
N.Ç: Kesinlikle… Atletik performanslılar bir tık daha önde. Ama şimdi büyük takımlarımızın girmesiyle Millî Takımımız da büyük bir ivme kazanacak.
Deminki sorduğum soruyu değiştirerek sorayım. Millî Takımımız sizce dört sene sonra nerede olur?
N.Ç: Ne zaman Almanya'yı yenersek Millî Takımımız o zaman üst düzey bir takım olmuş olur… Dört sene içinde bu neden olmasın? ABD bugün Almanya'yı yeniyor, geçmişte ise fark yiyordu. Ayrıca İsveç de ABD'yi yendi. Mucize diye bir şey yok. Çok çalışalım, hedefimiz olsun. Bütün oyuncular buna odaklansın. Millî sporcular neye hizmet ettiklerini çok iyi bilerek konsantre olursa yapamayacakları şey yok. Kadın futbolu, erkek futbolu gibi değil. Bir-iki gün ara ver anatomi değişiyor. Bunu çok yaşadık. O yüzden oyuncuların her daim hazır olması gerekir. Kendilerini takımlarında hazır tutarlarsa Necla Hocam da çok daha rahatlamış olur.
Kadınlar Ligi'nde bir erkek yönetici olmak nasıl bir şey? Kadın futbolu ile erkek futbolu arasında ne fark var?
V.M: Aslında artık kadın oyuncuların futbola bakış açısıyla erkek oyuncuların futbola bakış açısı arasında çok büyük bir fark yok. Gerçekten işi sahipleniyorlar. Bu işin ciddiyetinin farkındalar. Geçici bir heves değil. Var olmak istiyorlar. Antalya'da beraberdik, ne maçlar oynadılar biliyorsun. Gerçekten şampiyon olmak istiyorlar. Çeyrek finalden itibaren kıran kırana maçlar oynadılar. Süper Lig'deki kadar keyif aldık. Şampiyonluk için aynı hırs, aynı tutku var.
Hocam bağlantılı bir soru sorayım size… Erkek oyuncular profesyonel olduğu için, para kazandığı için kendini koruyor. Ama ben kadın oyuncuların kendini sakındığını görmedim. Tekmeye kafa atıyorlar. Hırsla oynuyorlar. Gözü kara dalıyorlar. Bunun açıklaması nedir?
N.Ç: Çünkü erkek egemen bir oyunda kendisini göstermek istiyor; "Ben de varım" demek istiyor. O yüzden her türlü mücadelede kafayı sokuyor. Korkmuyor. Sonrasını düşünmüyor. Ama dediğiniz gibi profesyonellikte sonrasını düşünebiliyor, "Yavaş olalım" diyebiliyorsunuz. Onların öyle bir derdi yok. Saf oynuyorlar. Ben, "Bak kızım biraz zamana oynayın. Oyunu yavaşlatın" desem bile kabul etmiyorlar. Yüzde 100 oynayacaklar; çünkü oynamaya gelmişler oraya… Oyalama taktiği yapamazlar. Çünkü çok masumane şekilde oyunun içinde olmak istiyorlar.
Benim unuttuğum; sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
N.Ç: Oyuncuların artık güvenli bir şekilde gidip spor yapabilecekleri spor kulüpleri var. Eskiden tereddüt ediyorlardı. Bunu eklemek isterim. Rahatlıkla daha sağlıklı ortamlarda futbol oynayabilirler. Hepsini bekliyoruz.
V.M: Kız çocukları amatörlükten bir anda profesyonelliği gördüler. Her şeyin rayında ilerlediğini gördüler. "Galatasaray çatısı altında nasıl olsa burada iş profesyonelce yürür" diyebiliyorlar.
Millî Eğitim sistemimiz kadın futboluna nasıl entegre olur?
V.M: Benim zamanımda Milli Eğitimin kontrol ettiği, okullar arası futbol müsabakaları olurdu. Bildiğim kadarıyla futsal olarak var ama belki şu an kız çocukları için de bu yapılabilir. Kız futbolu okullarda yayılmış değil. Bu iş daha büyük çerçevede yapılabilir ama nasıl yapılır, bunu güzel bir projeyle çalışmak lâzım.
N.Ç: Beni okullara çağırıyor, "Şurada bir öğrenci var" diyorlar. Gidiyorum, çocuk lise sonda… Gelişimini zaten tamamlamış… O çocuğu nasıl eğitebiliriz. İlköğretime gitmeli bu iş. Okula başladığında çocuğu yönlendirmek gerekir. Lyon Başkanı seçiliyor ve seçilir seçilmez kadın futbol takımı kuruyor. Tüm alt kategorileri yarışmacı grup yapıyor. 7 yaşından itibaren bütün Fransa'da yetenekli kız çocuklarını topluyor ve 5 yıl içerisinde takım Şampiyonlar Ligi Şampiyonu oluyor… Hedefe kilitlenmiş. Muhteşem bir sistem. Burak Elmas'ı kendisine benzetiyorum. Eminim beş yıl içerisinde benzer şeyleri başarabiliriz. Buna odaklıyım.