TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Yaren Ersen: "Millî Takım Bana Özgüven Kazandırdı" 1.03.2025
Yaren Ersen: "Millî Takım Bana Özgüven Kazandırdı"

Henüz 16 yaşında ve U17 Millî Takımımızın kaptanlığını yapıyor. Dudulluspor'da hem A takımda hem de U17 takımında top koşturuyor. Kendisine Ebru Topçu'yu örnek alıyor. Futsal oynamanın hız ve çabukluk kazandırdığını söyleyen, Millî Takım oyuncusu olmanın da özgüvenini yükselttiğini anlatan genç oyuncu, bir gün Barcelona'da forma giymenin hayalini kuruyor.

Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan

Samsun'un Bafra ilçesinde 28 Mayıs 2008'de doğduğunu biliyoruz. Öncelikle aileni tanıyabilir miyiz? Futbola başlamadan önce nasıl bir çocukluk geçirdin?

Annem Serpil, babam Suat, ablam Zerda ve küçük kardeşim Çınar Asaf'la beş kişilik bir aileyiz. Futboldan önceki hayatım bebeklik… Öncesini hatırlamıyorum. Kendimi bildim bileli futbol oynuyorum. Babam eski bir amatör futbolcu… Sonra inşaat ustası oldu. Annem tavuk çiftliğinde çalışıyor. Ablam da bir ara basketbol oynamıştı.


Eğitimini nerede sürdürüyorsun?

Okula Samsun'da başladım, 9. sınıfı Samsun'da Spor Lisesi'nde okudum, 10. sınıfta İstanbul'a geldim. Lise öğrencisiyim ve BESYO'da eğitim almak istiyorum. Nazlı Ceylan Demirbağ Hocam benim için güzel bir örnek. Nasıl bu kadar rahat, nasıl bu kadar bilgili? Onun gibi bir antrenör olmak isterim. Bana futbol anlamında çok katkısı var. Aynı şekilde Tuğçe Mercan Hocam da çok iyi bir antrenör. Büyük emek harcıyor. Yaklaşımlarını gördükçe etkileniyor ve onları kendime örnek alıyorum.

Sendeki futbol yeteneğini ilk keşfeden kimdi?

Parkta erkeklerle futbol oynarken bir ağabey beni kendi takımının hocasına tavsiye etmiş. Onun sayesinde erkek takımında antrenmanlara çıktım, maçlar oynadım. Takımda başka kızlar da oluyordu. 8 yaşımdan itibaren 5-6 sene erkeklerle oynadım. Başlangıçta bu durumu aileme söylememiştim. Hocamız babamla görüşmek isteyince söylemek durumunda kaldım. Annem uzun bir süre karşı çıktı ama babam hocayla konuştuktan sonra izin verdi. Babamın sayesinde futbola başlayabildim.

Erkek takımındaki antrenmanlardan sonra bir kadın takımına adım atman nasıl oldu?

İlk başladığım takımın adı Kızılırmakspor'du, sonradan Genç Bafraspor oldu. Orada 5-6 yıl gibi oldukça uzun bir süre oynadım. Genç Millî Takım'ın Samsun seçmeleri yapıldı. Nazlı Ceylan Demirbağ, Aytürk Kıyıcı ve Begüm Üresin Hocalarımız gelmişti. İki sene üst üste seçmelere girince Ceylan Hocamızın dikkatini çekmişim. Böylece U15 Millî Takımımızın kampına çağırıldım.

Yani aslında bir takıma başlamadan önce Millî Takım'a seçildin…

Evet… Millî Takım kampı için Riva'ya geldim. Sonra Millî Takım'dan bir arkadaşım hocasına benden bahsedince Dudulluspor'a transfer oldum. Direkt A takımda başladım. O dönem Dudulluspor, Kadınlar Süper Ligi'ndeydi ancak benim yaşım tutmuyordu. Sonraki sezon 1. Lig'de direkt forma giydim. İlk sezon beklentimin biraz altındaydı. Hayatımda ilk defa kadınlarla futbol oynuyordum.

Millî Takım'a çağırılmak nasıl bir duyguydu?

Daveti alınca hepimiz çok mutlu olduk. Babamın bana ilk defa bu kadar gururla baktığını gördüm. Yeteneğimin farkına varmam için bana destek olan insanlar oldu. Tuğçe Mercan Hocam mesela bana çok kez özgüven aşıladı. Bana neler yapabileceğimi çok anlattı. Ona bir kez daha teşekkür ediyorum.

Dudulluspor'da neler yaşadın?

Geçen sezon U17 Türkiye şampiyonu olduk. Sezon benim için çok güzel geçmişti. Bu sezon A takım da güzel gidiyor. Geçen sezondan çok daha iyi bir seviyedeyiz. A takımdan sonra U17 sezonu başlayacak ve ben ikisinde de oynuyorum.

Çok yetenekli bir oyuncusun ama yetenekli olup da kaybolan çok oyuncu var. Sen bu tehlikenin ne kadar farkındasın? 

Etrafımda bunu yaşayan çok insan olduğu için tehlikeyi görebiliyorum. Kaybolmamak için çok çalışıyorum. Bireysel olarak ayrıca çalışmalar yapıyorum. Üstüne ne kadar katabilirsem benim için o kadar iyi olacaktır. Uyku düzeni bazen okul ve deplasmanlar yüzünden şaşabiliyor ama beslenmeme çok dikkat ediyorum.

Yurt dışında birçok kampa gittiniz,  yabancı rakiplerle oynadınız ve farklı ortamlar gördünüz. Bunlar sana neler kattı?

Kulüp maçlarımda çok daha tecrübeli ve rahat oynamamı sağladı. Bana özgüven kattı. 15 yaşında, 20 yaşındaki bir oyuncuya eşdeğer bir özgüven yakaladım.

Kadın futbolunun gelişimini nasıl yorumluyorsun?

Bir anda patladı bence. Süper Lig'in yabancı sayısı olsun, 1. Lig'in kalitesi olsun, deprem bölgesindeki takımların bile hızlıca lige katılmaları çok iyi… Bunların hepsi gelişimi beraberinde getiriyor. Bölge seçmelerine çok fazla oyuncu geliyor. Bu Millî Takımlar için de çok iyi bir şey.

"Hayatımdaki yolum futbol" diyebiliyor musun?

Evet, kesinlikle diyorum. Allah korusun sakatlık yaşamazsam ve yapabileceklerimi gösterebilirsem çok iyi yerlerde olacağımı düşünüyorum.

Yolun çok başındasın ama yalnız kaldığında, futbol üzerine düşündüğünde kendine adım adım bir kariyer planı tasarladın mı?

Yaşa göre değil ama sezon sezon tasarladım diyebilirim. İlerleyen sezonlarda büyük kulüplerde oynayabilirim. Sonrasında yurt dışına transfer olabilirim. Böyle bir kariyer planım var. Bunun için yabancı dil öğrenmem gerekiyor. Bana çok lâzım olacağının farkındayım ama çok zorlanıyorum.

Ligimizden beğendiğin oyuncular?

Ebru Topçu orta sahada çok yetenekli bir oyuncu. Forvet olarak da beğendiğim isimler var. Özellikle Yağmur Uraz çok profesyonel.

Yurt dışında kendi futbol stiline uygun ülkenin hangisi olduğunu düşünüyorsun?

Zirve noktaya ulaşabildiğim dönemde çok iyi takımlarda oynayabileceğime inanıyorum. Pasa dayalı bir takım olursa daha rahat oynayabilirim. Barcelona çok pas yapıyor mesela. Fiziksel gelişimim tamamlanırsa ve olgunlaşırsam Barcelona gibi bir takımda oynayabileceğimi düşünüyorum.

Kadın futbolundaki zorluk seviyesini nasıl gözlemliyorsun?

Kadın futbolundaki hiçbir maç tahminlere sığmıyor. Şampiyonluk adayı, olmadık takıma yenilebiliyor. Yabancı sayısı arttıkça sertlik de yükseliyor. Onlar yurt dışında sert oynadıkları için burada da sert oynamayı sürdürüyor. Kasları çok gelişmiş. Kadınlar 1. Lig'de maçlar çok sert geçiyor. Final maçları gibi oluyor.

Bu sertlik senin oyununu nasıl etkiliyor?

Yaşımdan büyüklerle oynuyorum. Yeri geliyor mücadele edebiliyorum ama yeri geliyor eziliyorum. Bunun farkındayım. Teknik olarak belki daha yükseğim ama fiziğim şu an için yetmeyebiliyor. Ya da bazen tam tersi, ben üstün oluyorum, onlar beni tutamıyor. Bazen çok korktuğum isimler, karşımda etkisiz kalabiliyor (gülüyor). Bu durumda şaşırabiliyorum. Bazen de "Bu bir şey yapamaz" dediğim bir oyuncu beni çok zorlayabiliyor. İşi şansa bırakmamak için çok çalışmak gerekiyor.

Kendine eksik gördüğün yönler neler?

Yaşım sebebiyle fiziksel olarak eksik kalabiliyorum. Bunun için çok çalışıyorum. Zamanlamama dikkat ediyorum. Karşılamaya dikkat ediyorum. Forvet, kanat, orta saha oynayabiliyorum. Ne zaman topa dokunmalıyım, ne zaman atlamalıyım, bunu iyi ayarlamam gerek.

Futbol gün geçtikçe hızlanıyor ve sistemler çok değişiyor. Sürekli taktiksel bir oyun var. Buna ayak uydurabiliyor musun?

Çabuk adapte olan bir insanım. Sürekli kamplar, farklı pozisyonlar olabiliyor. Buna ayak uyduruyorum. Bu hayata alıştım. Çok yoğun bir periyottan çıktım. Sürekli kamp yaptık, maç oynadık ayrıca futsal oynadım.

Futsal da oynuyor musun?

Evet. Geçen sene Asiye Ağaoğlu Anadolu Lisesi ile Türkiye şampiyonu olduk… İki-üç senedir derece alıyorlardı. İstanbul'a gelince beni de okula aldılar. Güzel bir kadroları var. Bu sene de şampiyon olacağımızı düşünüyorum. Bu sene Brezilya'da Dünya Kupası var. Şampiyon olan takım gidiyor.

Futsal, oyuncuyu çok fazla geliştiren bir oyun. Brezilyalı dünya yıldızlarının bir kısmı da futsaldan çıktı. Futsal senin futbol hayatına nasıl etki ediyor?

Geçen sezon tempomu artırmamı sağlayan şey futsaldı. Dar alanda sürekli koşmalısın, zekânı kullanmalısın, hareketli olmalısın, rakibi hızlıca ekarte etmelisin… Çok çabuk olmalısın. Bu yüzden bana çok artısı oldu. Normalde hızlı bir oyuncu değildim. Ama futsaldan sonra çok hızlandım. Topsuz alanda da hızlandım. Çok severek oynuyorum. Bir an önce maçlar başlasın istiyorum.

Bu röportaj da bir davet olsun. Kız çocuklarına futsalı tavsiye eder misin?

Kesinlikle ederim. Çok zevkli bir oyun. Gülbin (Hız) ablalar da oynadı. Oyun zekânıza, çabuk düşünmenize ve hızlı oynamanıza büyük katkısı oluyor. Takım oyununu hızlandırmak için futsal çok etkili.

Süper Lig ve 1. Lig seviyesine baktığın zaman sence 5 sene sonra hangi noktaya geleceğimizi düşünüyorsun?

Çok daha iyi bir seviyede olacaktır. Çünkü her oyuncu çok hızlı gelişiyor. Kadın futboluna giren para artacak, takımların kalitesi yükselecek. Yeni jenerasyon çok iyi yerlere gelecek. Bundan eminim. Alttan gelen jenerasyon çok iyi. Her yaş grubunda çok iyi oyuncular var.

Ablalarınla röportaj yaptığımda hepsi, "Biz çok çektik" dedi. Bu "çile çekme" işini siz ne kadar gördünüz?

Biz çile görmedik. Profesyonel yaşamın en kalitelisini görüyoruz artık. İlgi yavaş yavaş yükseliyor. Her takım artık çok profesyonel. Sistem çok farklı yerlere gidiyor iyi anlamda…

Kendine örnek aldığın sporcular kimler?

Öyle idol olarak bakmıyorum. Herkesin beğendiği oyuncular var tabiî. Ebru Topçu'nun rahatlığını çok beğeniyorum. Onu örnek alıyorum diyebilirim.

Futbol insanları çok farklı ortamlara sokabiliyor. Bir anda sosyal bir projede çok ünlü insanlarla yan yana olabiliyorsun ya da protokoldeki kişilerle görüşebiliyorsun. Bu tarz farklı ortamlar, gelişimine nasıl katkı sağlıyor?

Ankara'da benzer bir etkinliğe gitmiştik. Hakkari'nin bir antrenörü gelmişti ve yokluktan gelip yaptıklarını anlatmıştı. Hiç beklemiyordum, çok duygulandım. Bizleri olumlu etkiliyor tabiî. Farklı açıları görebiliyoruz.

Zaman geçtikçe medya ilgisi ile karşılaşacaksın. Bu ilgiye kendini hazırlıyor musun?

Aslında çok çekiniyorum… Ama medyanın katkısı ve etkisi yadsınamaz. Bu duruma hazırlamaya çalışıyorum kendimi.

Millî forma demek ne demek?

Öncelikle bu formayı giymek beni çok gururlandırıyor. Millî Takım'da olmak beni hırslandırıyor. Burada olmayı hep istiyorum. Elbette form düşüklüğü yaşarsam burada olup takımımı aşağıya çekmek istemem. Benim kariyerim önemli ama arma daha önemli.

Kadın A Millî Takımımızın başardıkları konusunda neler söylersin?

Konum olarak da insanların gözünde de artık çok daha başka bir yerdeler. Bundan dolayı çok mutluyum. Çünkü içeriyi bilmeyen insanlar, dışarıdan çok farklı konuşabiliyor. "Kadın futbol oynar mı?" algısını yıktılar. Bu daha erken olmalıydı. Bizi artık kimse yadırgamıyor. "Futbolcuyum" dediğim zaman insanlar heyecanlanıyor, şaşırıyor. Bu da beni mutlu ediyor.

Lig maçlarını artık çok taraftar izliyor. Bu durum seni nasıl etkiliyor?

Dediğiniz gibi artık çok daha fazla insan bizim maçlarımızı izlemeye geliyor. Bu bizi olumlu anlamda etkiliyor, motive ediyor. Kırılma anlarında taraftarın etkisi büyük oluyor. Düştüğümüzde taraftar bizi kaldırıyor gerçekten.

U17 Kız Millî Takımımız, önümüzdeki ay U17 Avrupa Şampiyonası ikinci tur maçlarında İsviçre, Polonya ve Macaristan'la karşılaşacak. Bizi nasıl bir A Ligi bekliyor?

Öncelikle A Ligi'nde olmak büyük bir gurur. İyi bir hazırlık süreci geçirdik. Bu takımın kaptanı olduğum için çok mutluyum ve iyi şeyler yapacağımıza inanıyorum. A Ligi'nde kalacağız. Hedef maçımız Macaristan. Ama İsviçre ve Polonya karşısında da kafa tutan bir oyun sergileyeceğiz. Sahaya çıktığımızda bazen rakiplerin bizi küçümsediğini görebiliyorum. İşte o anlarda daha çok motive oluyor ve daha büyük oynayabiliyorum. İyi bir takıma sahibiz. Takım arkadaşlarım da çok motive. A Ligi'nde güzel maçlar çıkartacağız. Rakiplerin bizden farkı fiziksel güçleri… Boy, kilo, kas kütlesi olarak bizden daha üstünler. Ama biz daha yetenekliyiz. Türkün gücünü gösterdiğimiz zaman fiziksel üstünlüğün çok etkisi olmuyor. Futbol yeteneği çok yüksek bir ülkeyiz. Her iki aileden birinde futbol oynayan birisi var. Bu çok iyi bir durum. Sadece parlayamamış kişiler oluyor. Yeteneği büyük ama kayboluyor. Burada da maalesef eğitim devreye giriyor. Eğitim yüksek olursa yetenekler kaybolmuyor.

Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız