TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Cansu Yağ: "Türkler kadın futbolcu görünce şaşırıyor" 3.10.2011
Cansu Yağ: "Türkler kadın futbolcu görünce şaşırıyor"
Kadın A Millî Takımımızın başarılı oyuncularından biri ve kadınların futbol oynamasının çok doğal karşılandığı bir yerden geliyor. Babasının elinde tutup futbola yazdırdığı genç oyuncu, Almanya'da başladığı futbola Türkiye'de devam ediyor. Bu yıl Lüleburgazgücü takımında forma giyecek. Her ne kadar Türkiye'de kadın futbolunun hâlâ yadırgandığını söylese de bu oyunun geleceği hakkında umut dolu konuşuyor.

Röportaj: Ceyla Kütükoğlu

Futbol oynamaya nasıl başladın? Ailende kim seni futbola yönlendirdi?

Babam eski bir futbolcu. Türkiye'de de oynamış, Almanya'ya gittikten sonra da futbol oynamaya devam etmiş. Onun sayesinde futbola başladım. 2 yaşından itibaren onunla birlikte maçlara gidiyordum. Futbolun içinde büyüdüm diyebilirim. 6 yaşına geldiğimde babam beni kendi oynadığı kulübe yazdırdı. En çok o teşvik etti ve çok destek oldu. Futbola erkeklerle oynayarak başladım, 7 sene karışık takımlarda oynadım. 15 senedir futbol oynuyorum.

Eğitimine de önem veriyorsun. Almanya'da Gymnasium Rheindahlen'de okumuşsun. Şimdi de üniversitede okuyorsun. Okulla futbolu birlikte yürütmek zor olmuyor mu?

Almanya'da sistem Türkiye'den biraz farklı. İlkokulu bitirdikten sonra lise eğitimi için dört farklı seçenek var. Notlarım iyi olduğu için en yüksek seviyedeki okula girebildim. Almanya'daki yabancıların sanırım yüzde 5'i bu okullara girebiliyor. Çok zor bir okuldu. Futbolla okulu birlikte yürütmek benim için güç oldu. O yüzden bir sene sınıf tekrarı yapmak zorunda kaldım. 14 yaşından beri Millî Takım'a geliyorum. Kamp dönemlerinde iki-üç haftalık aralar verip geri döndüğümde daha fazla çalışıp daha fazla çaba sarf etmem gerekiyordu. Türk Millî Takımı olduğu için de öğretmenlerim fazla tolerans göstermedi. Zor bir dönem oldu, ama sonunda mezun olmayı başardım. Şimdi de Trakya Üniversitesi BESYO'da okuyorum.

Almanya'da kadın futbolu diğer ülkelere göre daha popüler ve yaygın. Son Dünya Kupası da bunu kanıtladı. Senin izlenimlerin neler?

Almanya'da kadın futbolcu sayısı fazla ve çok sayıda kadın futbol takımı var. Bu yüzden kadın futbolu da çok iyi durumda. Her şeyden önce kadın futbolu ve kadınların futbol oynaması çok doğal bir şey. Bir kadını futbol oynarken görünce kimse şaşırmıyor. Bir örnek vereyim, Millî Takım kampı sırasında İstanbul'da bir halı sahada futbol oynadık, sahanın etrafından geçen herkes şaşkınlıkla bizi izliyordu. Pek çoğu ilk kez kadınların futbol oynadığını görmüştü. Ama Almanya'da bir halı sahada oynasam, kimse dönüp bakmaz. Çok normal onlar için. Erkek futbolundan veya başka sporlardan daha önde değil ama kadın futbolunun çok takipçisi ve izleyicisi var.

Türkiye'deki ile Almanya'da oynanan futbolu karşılaştırırsan ne gibi farkları var sence?

En temel farklar fizik ve tempo. Alman oyuncuların fizikleri çok güçlü. Takımlar daha fazla antrenman yapıyor, bu yüzden oyuncuların kondisyonu daha iyi. Oynanan futbolun temposu da çok yüksek. Ben Almanya'nın üçüncü liginde ve bölgesel ligde oynadım. Orada bile tempo çok yüksekti. O liglerde neredeyse bizim birinci lige yakın bir tempo var.

Almanya'da futbol oynarken Türkiye'ye gelmeye nasıl karar verdin?

Almanya'da doğup büyüdüğüm için Türkiye'yi yeterince tanıma fırsatım olmadı. Arkadaşlarımın hepsi Almandı. Millî Takım'a çağırılınca ve kamplar için gidip gelmeye başlayınca Türkiye'yi daha çok sevdim. Arkadaşlarım tarafından çok sıcak karşılandım. Okulu bitirdikten sonra bir yol ayrımına geldim. Ya Almanya'da üniversite okumaya devam edecektim ya da Türkiye'ye gelecektim. Almanya'da kalsaydım Millî Takım'a gelmem çok zor olacaktı. Çünkü okul veya staj döneminde hiç tolerans göstermiyorlar. Senede en fazla 4 hafta izin veriyorlar. O koşullarda buraya gelmem imkansız olurdu. Millî Takım'da oynayabilmek için Türkiye'ye geldim. Eğitimimi de burada sürdürüyorum. Türkiye'yi çok sevdiğim ve kolay alışabileceğimi düşündüğüm için bu kararı verdim.

Trabzonspor çeşitli nedenlerle kadın takımını kapattı. Sen de bu yüzden başka bir takıma geçmek durumunda kaldın. Takımın kapanması kararını nasıl karşılıyorsun?

Çok üzücü bir durum. Trabzonspor büyük bir camia, en büyük dört kulüpten birisi. Onlar bu işe girerek çok büyük bir başlangıç yapmışlardı. Trabzonspor iyi bir örnekti. Belki ileride diğer büyük kulüpler de onların izinden gidip kadın futbol takımı kurma konusunda istekli olacaklardı. Kapanması bizi çok üzdü. Bir adım ileriye götürülmeye çalışılan kadın futbolu, bir adım geriye gitmiş oldu. Nedenlerini tam bilmiyorum ama keşke devam etseydi.

Kadın futbolculara sağlanan imkânlar kısıtlı. Gönüllü olarak bu işi sürdürüyorsunuz diyebiliriz. Bir gelir beklentisi olmadığına göre seni motive eden şey nedir?

Avrupa'daki oyuncuları da oradaki ilgiyi de gördüm. İnanılırsa, destek olunursa Türkiye'de de bir kıpırdanma olacağına inanıyorum. Burada da potansiyeli olan oyuncular var. Antrenörlerin yapısı, çalışma düzeni biraz gelişse çok daha iyi bir seviye yakalanabilir. Ben de kadın futbolunun Türkiye'de gelişimine bir katkıda bulunduğumu düşünerek mutlu oluyorum. Altyapı çalışmaları da daha önem kazandı, yetenekli oyuncular yetişiyor. Hep birlikte bu işi büyütebileceğimizi, bazı şeyleri değiştirebileceğimizi düşünmek beni motive ediyor. Bir de futbol oynamayı çok seviyorum, sadece sahaya çıkmak ve oynamak bile beni yeterince mutlu ediyor.

Kendine koyduğun hedefler neler?

İlk olarak okulumu bitirmek istiyorum. Okulumu bitirdikten sonra beden eğitimi öğretmeni veya antrenör olmak amacındayım. Futbolu profesyonel olarak oynamamız mümkün değil, o yüzden meslek sahibi olmak bizim için önemli. Futbolda ise Millî Takım'la Avrupa Şampiyonası gibi bir büyük turnuvaya katılmak istiyorum. Sesimizi duyurmak ve başarı kazanmak istiyorum.

Futbolcu olarak kimleri örnek alıyorsun?

Türkiye'de Alex örnek aldığım oyuncu. Hem Fenerbahçeli olduğu için hem de çok akıllı bir oyuncu ve iyi bir lider olduğu için. Yurtdışından en sevdiğim oyuncu ise Messi. Herkes onu örnek gösteriyordur belki ama gerçekten de çok farklı bir oyuncu. Ayrıca benim bölgemde oynayan Xavi ve Iniesta da çok beğendiğim oyuncular.

Kadın futbolculara sorduğumuzda hep erkek futbolcuları örnek gösteriyorlar. Oysa son Kadınlar Dünya Kupası'nda da pek çok yıldız oyuncu vardı.

Kadınlar Dünya Kupası maçlarının çoğunu izledim; özellikle de Almanya maçlarını. Almanya'nın yıldızlarından Lira Bajramaj arkadaşım, üç sene aynı takımda oynamıştık. Çok da iyi anlaşıyorduk. Futbolunu çok beğeniyorum. Benden üç yaş büyük. Küçükken hep ona özenir, "İnşallah ben de onun gibi oynayabilirim" derdim.

Bajramaj kupa öncesi Almanya'da yıldız olmuştu ama kupada bekleneni veremedi. Almanya da sürpriz bir yenilgiyle elendi. Bajramaj ve Almanya'nın performansı hakkında ne düşünüyorsun?

Bajramaj Almanya'da çok popüler ve gündemde. Ama Silvia Neid ona fazla fırsat vermedi. Hep sonlarda maça girdi. O süre, kendini göstermesi için yeterli olmadı. İlk 11'de oynasa çok daha iyi şeyler yapabilirdi. Bir de Bajramaj yabancı kökenli bir oyuncu; bu kadar medyatik olmasının ardından takımdan biraz dışlanmış olabilir. Bu da futbolunu etkilemiştir. Almanya çok iyi bir takımdı ama bu tür turnuvalar böyle büyük sürprizler çıkarabiliyor. Japonya gibi bir takım son Dünya Şampiyonu'nu eleyebiliyor. Bu çok önemli ve büyük bir olay. Demek ki diğer ülkeler ve takımlar da çalışınca bir şeyler yapabiliyorlar. Japon takımı bize de örnek oluyor ve ilham veriyor.

Bu sezon Lüleburgazgücü Spor Kulübü'nde forma giyeceksin. Takım, iki sene önce İkinci Lig'den yükselip geçen sezonu 5. sırada bitirdi. Bu seneki hedefleriniz neler?

Şu anda takım kamp yapıyor, çalışmalar çok güzel geçiyor. Kulüpten çok memnunum. Yeni bir teknik direktörümüz var. Takım benimle birlikte 9 oyuncu transfer etti. Kadro oldukça güçlendi. İki Brezilyalı, bir Gürcü yabancı transferimiz var. Benimle birlikte 3 tane daha millî oyuncuya sahibiz. Takıma da büyük bir ilgi var Lüleburgaz'da. Hedefimiz şampiyonluk.