TamSaha Dergisi - 141 - page 48-49

48
49
Moutinho’nun tek golüyle deviri-
yor ve böylece EURO 2016’ya ka-
tılmayı da garantiliyordu. Son
maçında Sırbistan deplasmanın-
dan da 2-1’lik galibiyetle dönen
İber temsilcisi böylece kaybettiği
ilkmaç haricinde oynadığı tüm
maçları kazanarak grubunu lider
tamamlamıştı.
Kolay grupta zor anlar
Portekiz, EURO 2016’da ilk turda
nispeten kolay sayılabilecek bir
gruba düşmüştü. Rakiplerinden
Macaristan en son 44 yıl önce bu
turnuvaya katılmıştı. Avusturya,
2008’e ev sahibi kontenjanından
katıldıysa da burada başarılı ola-
mamış ve turnuvayı galibiyet ala-
madan bitirmişti. İzlanda ise
tarihinde ilk kez bir büyük turnu-
vada boy göstermeye hazırlanı-
yordu.
Turnuva öncesinde görüntü böyle
olmasına karşınmaçlar başladı-
ğında çok daha farklı bir manza-
rayla karşı karşıya kalınıyordu.
Portekiz, İzlanda ile oynadığı ilk
maçta rakibinden iki kat fazla topa
sahip olup üç kat fazla pas yap-
masına rağmen, sahadan 1-1’lik
beraberlikle ayrılıyordu. Portekiz
maçta ilk golü de bulmuştu fakat
İzlanda ani ve hızlı bir atakla bu
gole cevap vermeyi başarmıştı.
Avusturya ile oynadıkları ikinci
maçsa, Portekiz adına çok daha
can sıkıcıydı. Maç boyunca nere-
deyse tek kale oynamışlardı,
Avusturya, hücumda neredeyse
hiçbir tehdit oluşturmamıştı, biri
son 10 dakikaya girilirken kazanı-
lan penaltı atışından olmak üzere
Portekiz’in iki topu da direkten
dönmüştü ve tümbunların sonu-
cunda maç 0-0 sona ermişti. İlk iki
maçta alınan bu sonuçlarla bir-
likte, gruptaki son Macaristan
maçı öncesinde Portekiz’in işi bir
hayli zora girmişti. Bir puan kaybı
daha yapmaları halinde gruptan
çıkamama ihtimalleri vardı ve hiç
de az olmayan bu ihtimalin gün-
deme dahi gelmemesi için Porte-
kiz’in rakibini mutlak surette de-
virmesi gerekiyordu.
Ne var ki Macaristan önünde de
kör talih, Portekiz’in ardından bir-
takım işler çevirmeyi sürdürü-
yordu. Macarlar maçta üç kez öne
geçiyorlardı ki Balasz Dzsudz-
sak’ın attığı son iki golde top Por-
tekiz savunmasına çarpıp kaleci
Rui Patricio’yu çaresiz bırakarak
ağlarla buluşmuştu. Buna rağmen
Portekiz yediği üç gole de karşılık
vermeyi başarıyor ve sonunda
maçı 3-3 beraberlikle tamamlı-
yordu. Diğer maçlarda da Porte-
kiz’in en iyi dört üçüncüden biri
olmasını engelleyecek bir sonuç
çıkmayınca İber temsilcisi, gru-
bunu üçüncü sırada tamamlama-
sına karşın ikinci tura yükselmeyi
başarıyordu.
90 dakikalarda
galibiyete hasret
Portekiz adına aslında üçüncü
olmak bir bakıma iyi olmuştu zira
çapraz eşleşmelerin azizliği neti-
cesinde final yolunda Almanya,
Fransa, İtalya, İngiltere ve İspanya
gibi takımlar bir tarafta toplanır-
ken Portekiz’in bulunduğu taraf-
taki en ciddi rakipler olarak
Hırvatistan ve Belçika göze çarp-
maktaydı. Portekiz, ikinci turda
Hırvatistan ile karşı karşıya gele-
cekti ve bu engeli aşmaları ha-
linde çeyrek final ve yarı final,
onlar adına çok daha kolay bir
hale gelebilirdi.
Hırvatistan-Portekiz mücadelesi,
herhalde turnuvanın en sıkıcı iki-
üç maçından biri olarak hafıza-
larda yer edinmiştir. Maçta topla
daha fazla oynayan, daha çok pas
yapan ve rakip kaleyi de daha çok
yoklamaya çalışan taraf Hırvatis-
tan’dı. Ancak Portekiz savunmada
çok iyi kapanıyor ve Hırvatların bu
çabalamalarının, ciddi bir gol teh-
likesine dönüşmesini engelli-
yordu. Bu şekilde tamamlanan
90 dakika sonrasında geçilen
uzatmalardaysa Portekiz bir kont-
ratağa kalkıp işi bitirecekti. Luis
Nani’nin pasında sağ çaprazdan
ceza sahasına giren Cristiano Ro-
naldo, açısı dar olmasına rağmen
vuruşunu yapıyor, top kaleciden
döndüyse de orada bitiveren Ri-
cardo Quaresma kafa ile pozis-
yonu tamamlıyor ve bu golle
Portekiz sahadan 1-0 galip ayrıla-
rak adını çeyrek finale yazdıran
taraf oluyordu.
Portekiz, çeyrek finaldeyse Po-
lonya ile eşleşirkenmaçta turnu-
vanın en erken golünü kalesinde
görüyor ve henüz ikinci dakika
dolmadan 1-0 geriye düşüyordu.
Ancak yaklaşık yarım saat sonra
Portekiz futbolunun dünyaya ar-
mağan etmeye hazırlandığı yeni
yıldız adayı Renato Sanches, attığı
golle skora dengeyi getiriyordu.
Bundan sonrasıysa sadece skor
değil, oyun da dengede gidince sa-
dece 90 dakika değil, 120 dakika
da 1-1’lik eşitlikle sona erecek ve
iş penaltılara kalacaktı. Önceki
turda Hırvatları uzatmalarda
devre dışı bırakan Portekiz, bu kez
de Polonya’yı penaltılar netice-
sinde devirecek ve başından beri
kör topal gittiği turnuvada bir
anda kendisini ilk dört takım ara-
sında bulacaktı.
Ronaldo’nun
yokluğuna rağmen
Portekiz’in bu noktadaki bir diğer
şansıysa, yarı finaldeki rakiplerini
belirleyecekmaçta Galler’in Belçi-
ka’yı 3-1 mağlup etmesiydi.
Turnuvanın gizli favorisi olarak
görülen ve tepeden tırnağa yıldız-
larla dolu olan Belçika yerine kar-
şılarına çok daha tecrübesiz ve
çoğunlukla Gareth Bale ve Aaron
Ramsey’nin ayaklarına bakan bir
takımolan Galler’in gelmesi el-
bette bir avantajdı, üstelik Ramsey
de sarı kart cezalısı olduğu için bu
maçta forma giyemeyecekti. Nite-
kimPortekiz, Galler önünde belki
de turnuvada en az zorlandığı
maçı oynuyor ve rakibini ikinci
yarıda bulduğu gollerle 2-0mağ-
lup ediyordu. Bu, aynı zamanda
turnuva süresince Portekiz’in 90
dakika içerisinde kazandığı tek
maç olacaktı.
Böylelikle Portekiz, 12 yıl aradan
sonra ikinci kez Avrupa Şampiyo-
nası’nda finale yükselmişti. Fakat
karşılarında, o ana kadar oyna-
dıkları rakiplere göre çok daha
zorlu olan ev sahibi Fransa vardı.
Dahası, 10 Temmuz’da Stade de
France’da oynananmaç, Portekiz
adına belki de olabilecek en kötü
şekilde başlıyordu. Neredeyse tek
başına takımolan yıldızları Ro-
naldo, maçın ilk dakikalarında
sakatlanmış, sonrasında oyuna
devam etmek istediyse de ağrıla-
rına daha fazla dayanamayınca
devrenin ortalarında sahayı terk
etmek zorunda kalmıştı.
Ronaldo’nun çıkmasıyla birlikte
ofansif açıdan iyice etkisiz bir hale
gelen Portekiz, bu noktadan sonra
savunma örgüsünü alabildiğince
sıklaştırıyordu. Bu şekilde 90 da-
kikayı ve uzatmaların da ilk dev-
resini gol yemeden tamamlayan
Portekiz’in niyeti, görünüşe göre
işi penaltılara kadar götürmekti.
Tabiî normal sürenin son anla-
rında Andre Gignac’ın şutunda
topun direkten dönmesi de
Portekiz adına şans faktörünün
devreye girdiği bir andı.
Ne var ki, Portekiz’in penaltıları
beklemesine de gerek kalmaya-
caktı. Nitekim oyuna normal
sürenin sonlarına doğru, Renato
Sanches’in yerine dâhil olan
Eder, 109’uncu dakikaya gelindi-
ğinde ceza sahası üzerinden yer-
den yakın köşeye çok sert bir şut
gönderiyor ve Fransa file bekçisi
Hugo Lloris’i avlayarak Portekiz’i
1-0’lık üstünlüğe taşıyordu.
Kalan kısıtlı sürede Fransızların
gol için gösterdiği çaba da yeterli
olmayınca Portekiz 12 yıl evvel
kendi evinde başaramadığını bu
kez nihayet başardı ve tarihinin
ilk Avrupa şampiyonluğunu elde
etti.
1...,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47 50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,...128
Powered by FlippingBook