Ferhat Öztorun, küçücük bir çocuk olarak kapısından girdiği Florya'da tam 10 yılını geçirdi ve A takım oyunculuğuna kadar yükseldi. Bu süreçte Ümit Milli Takım'ın ikinci kaptanlığı seviyesine geldi. Sezon başında ummadığı biçimde Galatasaray'dan ayrılmanın hayal kırıklığını ve üzüntüsünü yaşıyor. Ancak Vestel Manisaspor'da sürekli oynayan bir oyuncu olmanın da avantaj olduğunu düşünüyor ve bugün için ara verdiği hayallerine bir gün mutlaka kavuşacağına inanıyor.
Röportaj: İlker Uğur
Galatasaray'ın en yetenekli genç oyuncularından birisiydin. Galatasaray'da forma şansı da bulmuş bir oyuncuydun. Ama sezon başında pek çok kişiye sürpriz gelen bir kararla Vestel Manisaspor'a satıldın. Öncelikle Galatasaray'dan ayrılışınla ilgili olarak neler hissediyorsun?
Vestel Manisaspor'a gitmem bir anda oldu. Transferin son gününün son saatleriydi. Yöneticilerden biri beni aradı ve "Sana ciddi bir teklif var. Biz olumlu bakıyoruz, sen ne düşünüyorsun?" diye sordu. Ben de kabul ettim. Açıkçası Vestel Manisaspor'u çok iyi tanımıyordum. Ama gidip görünce iyi bir kulüp olduğunu anladım. Anadolu kulüpleri arasında tesisleri ve gelişmesiyle önde gelen bir kulüp.
Daha önce Vestel Manisaspor'da oynayan Arda'yla bu konuda konuştun mu?
Evet, konuştum. Caner'le de konuştum. İkisinden de olumlu cevaplar geldi. Hocamız Giray Bulak da çok iyi bir insan. Bana son derece sıcak davrandı. İki aydan fazladır Manisa'dayım ve takıma uyum sağladığımı düşünüyorum.
Galatasaray'dan ayrılmak seni üzdü mü, bir hayal kırıklığı yaşadın mı?
Tabii ki üzülüyorsunuz. Ben Galatasaray'da 10 yıldır futbol oynuyorum. Florya'ya gidip gelmeye başladığımda küçücük bir çocuktum. Artık yolları bile ezberlemiştim. Galatasaray'dan ayrılmamın üzüntüsü büyük oldu. Çünkü hayallerim hep Galatasaray'la ilgiliydi. Şimdi bu hayallere biraz ara vermiş oluyorum. Ama biliyorum ki günü geldiği zaman kendimi yeniden o seviyelerde bulacağım.
Galatasaray'dan bonservisiyle ayrılıp uzun bir süre sonra geri dönen oyuncu örneği Orkun Usak. Sen de böyle bir dönüş mü planlıyorsun?
Tabii ki büyük takımlarda oynamak her futbolcunun istediği bir şeydir. Ben de bunu istiyorum elbette. Zaten içimde böyle bir istek kalmazsa başarılı olmam mümkün değil. Hedeflerimin arasında Avrupa'da futbol oynamak da var. Bunu başarabilirsem o zaman çok daha mutlu olacağım.
Ayrılmamın Fenerbahçe maçıyla ilgisi yok
Geçen sezona baktığımız zaman iyi bir dönem geçirmiştin. Ama orada bir kırılma noktası var. Fenerbahçe maçından sonra sen ve Uğur hedef tahtasına konulan oyuncular oldunuz. Antrenörün oyundan alması özellikle tepkilerin odağına sizi yerleştirdi. Bunun Galatasaray'dan ayrılışında etkili olduğunu düşünüyor musun?
Hayır, böyle düşünmüyorum. Çünkü Fenerbahçe maçına kadar hakikaten iyi bir çıkış sergilemiştim. Eğer o maçta takım olarak iyi oynayabilseydik bu çıkışımın süreceğinden emindim. Ancak o maçta aldığımız mağlubiyet bizim üzerimizden değerlendirildi. Bu değerlendirmeden sonra insanların bize bakış açısı değişti. Hem takım içinde hem de futbol camiasındaki bazı insanların bize bakışı farklılaştı. Ama ben Galatasaray'dan ayrılmamın bununla bağlantılı olduğunu sanmıyorum. Neden bu şekilde ayrıldığımı da anlayamadım açıkçası. Demek ki böyle olması gerekiyormuş diyorum ve yoluma devam edeceğim.
Aslında profesyonel futbolculukta kulüp sevgisini çok ön plana çıkarmamak gerekiyor. Sanırım yaşadığın son olayda bu gerçeği de anladın.
Tabii ki (gülüyor). Profesyonellikte her şey oluyor. Bu sadece bizim için değil dünyanın en büyük oyuncuları için bile geçerli. Hiç kimse bir takımda futbol hayatını geçirecek diye bir kural yok. Olağan bir durum diye karşılamaya çalışıyorum.
Artık daha hırslıyım
Galatasaray'dan gönderilişin senin için ekstra bir motivasyon sağladı mı?
Sağladı tabii ki. Bu transferin özellikle son saatlerde olması beni şaşırttı açıkçası. Ama diğer yandan da hırslandım. Çünkü nasıl bir oyuncu olduğumu insanlara daha iyi göstermem gerekiyormuş diye düşünmeye başladım. En azından bunu öğrendim. Bu yolda çabalıyorum ve başarılı olacağıma inanıyorum.
Manisa'daki hayatın nasıl gidiyor? Nerede yaşıyorsun, neler yapıyorsun?
Takımda eski arkadaşlarım da var. Mesela Oğuz Sabankay burada. Başlangıçta tesislerde kalıyordum ama sonradan birlikte ev tuttuk. Sürekli tesiste kalmak oyuncu açısından çok rahat bir yaşam tarzı değil. Oğuz'la birlikte antrenmandan eve, evden antrenmana bir hayatımız var. İzin günlerimizde ise geziyoruz. Bazen Manisa'da bazen de İzmir'de vakit geçiriyoruz. Başlangıçta Manisa'da yaşamak zor gelmişti, çünkü ilk defa İstanbul'dan ve ailemden bu biçimde ayrılıyorum. Bilmediğim bir şehirdi. Bir de İstanbul'un farkını İstanbul'dan çıkınca anlıyorsunuz. Ama takım arkadaşlarımın ve hocalarımın gösterdiği sıcaklık sayesinde hem takımla hem de şehirle kaynaştığımı düşünüyorum.
Ailenden ayrı kalmak bir sorun oldu mu senin için?
Her yıl sezon başı ve sezon ortası olmak üzere iki defa uzun süreli kamplar yaşıyorsunuz ve ailenizden uzak kalıyorsunuz. İnsan yavaş yavaş buna alışıyor. Ben zaten 10 yaşımdan beri böyle bir hayat sürdürüyorum. Ama ailemden ilk kez bu kadar uzun süre ayrı kaldım. Tabii ki özlüyorsunuz ancak yapmanız gereken de bir iş var. Ailem beni daha çok özlüyor. Çünkü ben kendimi işe motive ederken bazı şeyleri unutuyorum. Ama onlar açısından bakıldığında, yaşım ne kadar büyük de olsa anne her zaman anne, baba da her zaman babadır. Bu yüzden beni her zaman merak ediyorlar.
Vestel Manisaspor'un bu sezon gösterdiği performansı nasıl değerlendiriyorsun? Sence işler iyi gidiyor mu?
Oynadığımız futbola baktığınız zaman Vestel Manisaspor'un bulunması gereken yer gerçekten burası değil. Daha üst seviyelerde olmamız gerekiyordu. Çok şanssız haftalar yaşadık. Ama ben iyi oynadığımızı ve iyi mücadele ettiğimizi ve ilerleyen haftalarda hak ettiğimiz yere geleceğimizi düşünüyorum.
Oynamak için geldim
Vestel Manisaspor'da Galatasaray'a oranla daha fazla şans buluyorsun. Bu da bir oyuncu açısından mutlu edici bir durum olsa gerek. Ümit Milli Takım'ın iki kaptanından da birisin. Aslında Vestel Manisaspor senin açından çıkışın ilk basamakları gibi görünüyor.
Tabii ki, oynamak güzel bir şey. Ümit Milli Takım açısından bakıldığında da burada bulunmam bir avantaj. Çünkü milli formayı giyecekseniz takımınızda oynamanız gerekiyor. Aksi takdirde oraya çağrılmazsınız. Bu açıdan Vestel Manisaspor'a gelmemin iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü hedeflerim var. A Milli Takım'da oynamak da bunlardan biri.
Aslında bir yandan bakıldığında Galatasaray'da üçüncü sol bek olmaktansa bir başka takımda birinci tercih olmak daha avantajlı bir durum.
Ben bunları hep düşündüm. Aslında Vestel Manisaspor'a gelmek zorunda değildim. Sadece bir teklif vardı ve yönetim bu teklife olumlu bakıyordu ama sonuçta belirleyici olan benim vereceğim karardı. Ben de düşündüm; sonuçta o bölgeye iki yeni oyuncu alınmıştı ve üçüncü tercih olacaktım. Oynamam gerektiğine karar verdim. Galatasaray'da kalmak benim için bir çıkar yol değildi. Son dönemde Galatasaray'dan birçok genç oyuncu başka takımlara gönderildi ama bonservisiyle yollanan ilk oyuncu ben oldum. Kiralık gideceğimi düşünürken bonservisimle verilmek beni hakikaten şaşırttı ama demek ki hayırlısı böyleymiş.
Avrupa hedeflerinin olduğunu da söyledin. Şu anda menajerin bu tip bir çalışma içinde mi yoksa Avrupa'dan gelecek transfer tekliflerini mi bekleyeceksin?
Tabii menajerlerim de araştırıyor ama öncelikle oynamalıyım ve buradaki görevimi yapmalıyım. Acele etmemem gerek. Çünkü ben Avrupa'ya gidip dönmek değil, kalıcı olmak istiyorum.
Dışım sakin, işim agresif
Oyun yapısı olarak bakıldığında gösterişli değil, çok mütevazı oynayan bir oyuncusun. Bu oyun karakterini değiştirmeyi düşünüyor musun?
Yok yok, hayır. Ben buyum. Her oyuncunun bir oyun karakteri var. Hani bazen derler ya deli oyuncu diye… Topu kazanmak için atlar, zıplar, kayarak müdahale eder. Ben daha çok aklımı kullanarak ve atlamadan o topu almayı yeğlerim. Ama bu benim agresif bir oyuncu olmadığımı göstermez. Bence çok agresif ve hırslı bir insanım. Belki dışarıdan baktığınızda bunu göremezsiniz ama o hırs benim içimde var.
Şöyle bir karşılaştırmaya gitmek istiyorum. Caner Erkin'e ve sana baktığımda aslında temel olarak ikiniz de aynı işleri yapıyorsunuz. Ama Caner bunu çok gösterişli bir biçimde yaparken sen daha mütevazı kalıyorsun. Bu yüzden de çok fazla ön plana çıkmıyorsun.
Caner'in yapısı böyle. Uyandığı andan itibaren hiç susmaz. Onun tarzı o, benimki de bu.
A Milli Takım konusunda ne düşünüyorsun?
Aslında takımın çok iyi bir kadrosu var ve Türkiye önemli bir futbol ülkesi haline geldi. Ben son dönemde yaşanan bocalamanın bir şanssızlık olduğunu düşünüyorum.
Ümit Milli Takımımızda bir teknik direktör değişikliği yaşadık. Ünal Karaman'ın ayrılmasından sonra yardımcısı Ümit Davala göreve getirildi. Bu konuda neler söyleyeceksin?
Ümit Hoca teknik adamlığa yeni başladı. Ben daha çok insanlığından söz edebilirim. Bir kere çok iyi bir insan ve çok iyi bir ağabey. Onunla istediğiniz her konuyu konuşabilirsiniz. Tavrında oyuncunun çekinmesine yol açabilecek bir durum söz konusu değil. Hepimize çok yakın ve samimi yaklaşıyor. Onunla şakalaşabilirsiniz. Onun için de bizim için de iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Onun da hedefleri var. Bir kere çok hırslı bir insan. Futbolculuğunda da öyleydi. Dilerim istediği yerlere gelir.
Vestel'in sponsorluktan çekilme kararı alması Manisaspor'u nasıl etkiledi?
Takımı etkilemediğini söyleyemeyiz. Sonuçta takımın sahibi onlardı. Ama her ne kadar çekilseler de hâlâ arkamızdalar ve tamamen bırakmadılar, desteklerini sürdürüyorlar.