TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Mehmet Kuvvetli: "Çimin dilinden anlayan yok" 1.11.2010
Mehmet Kuvvetli: "Çimin dilinden anlayan yok"

Futbol pastası her geçen gün büyüyor. Kulüplerimizin gelirleri bu doğrultuda kat be kat artıyor. Ancak saha zeminleri konusunda büyük sıkıntılarımız var. Birçok stadın saha zemini futbol oynamaya elverişli değil. Bu kadar büyük paraların döndüğü bir sektörde, sahne düzenlemesinin bu derece kötü olması kimin suçu peki? Neden bizim de halı gibi sahalarımız olmuyor? Neden milyonlarca euroluk oyuncularımızın o kötü sahalarda sakatlanmasına göz yumuyoruz? Ve aslında iyi bir zemine sahip olmanın maliyeti ne kadar?

İlker Uğur

Son dönemin en popüler konusu saha zeminleri. Futbol sahalarımızın zeminleri birkaç istisna dışında çok kötü. Bu gidişle zorlu bir kış kulüplerimizi bekliyor. Konuyla ilgili Federasyonun bazı çalışmaları olmuştu ve önümüzdeki dönemde yapılacak denetimler ile eğitim çalışmaları sayesinde bu konunun bir çözüme ulaşması bekleniyor. Bu süreçte zemin konusunda daha fazla bilgi edinmek isteyip, konunun uzmanlarından Mehmet Feyzi Kuvvetli ve Betül Kuvvetli'yle görüştük.

Sorun belli ve çözüm konusunda hemen herkesin farklı görüşleri var. Bu röportaj umarız kafalardaki soru işaretlerini azaltmak adına olumlu bir işlev görür ve konunun gündemde kalmasına katkı yapar.

Zeminler özellikle futbolcu sağlığına yaptığı olumsuz etkinin yanında sahadaki oyunun kalitesini düşürüyor ve bu da futbola olan ilginin azalmasına neden olabiliyor. Zeminleri iyileştirmek için nereden başlamak gerektiği konusunda konuşmaya başladık M. Feyzi Kuvvetli'yle ve röportaja zeminlerin yapım aşamasından başladık:

"Çim zemin nazik bir konu. Pek çok inceliği var. Çim ilk kez serildikten sonra 1-1.5 ay boyunca, yaklaşık 10 kişilik ekiple bir bakıma tâbi tutulmalı. Her gün adım adım kontrol edilmeli. Kök salması, canlı olması, gübre ihtiyaçları gibi konular yakın ilgi gerektiriyor.

Çim serildikten sonra değil, serilmeden önce taban gübresi kullanmak gerek örneğin. Çimin kök salmasını kolaylaştırır. Bu süre yaklaşık dört-beş gündür. Çim 15 günde 5, 25 günde ise 15 santime ulaşır. Bu süre sonunda üzerinde futbol oynanır. İdeal süre budur. Bu sürenin ardından rutin bakım çalışmalarına dönersiniz. Silindir dolaştırırsınız, kumlarsınız veya delersiniz. Ama öncesinde yapılan işler çimi kontrol etmek, sararma varsa onu tedavi etmek ve oluşabilecek diğer problemleri çözmektir. Çimi serip kendi haline bırakmak aynı yatırımı bir kez daha yapmayı gerektirir. Bu açıdan ilk 1-1.5 aylık süre çok önemlidir."

Ekipman eksikliği var

Çim bakımı dediğimiz bir kazma, bir kürek veya çim biçme makinesiyle yapılacak iş değil elbette. Son teknoloji ekipmanlar çim uzmanlarının işini oldukça kolaylaştırıyor ve zeminleri mükemmel hâle getiriyor. Bu ekipmanlar olmadan yapılacak bakım çalışmaları eksik kalıyor ve çimin bozulma süreleri daha da kısalıyor. M. Feyzi Kuvvetli ekipman konusunu şu sözlerle vurguluyor:

"Ben bu tip modern araçlara Türkiye'de çalıştığım kulüplerde rastlamadım. Hizmet verdiğimiz kulüplere bu araçları almaları için tavsiyede bulunuyorum. Bazı kulüpler bakım işini firmalara verdikleri zaman bu firmalar bu araçlarla gelip bakım yapıyor ama bu araçlar kulüplerin malı değil. Bazılarının doğru düzgün çim biçme makinesi bile yok. Hâlbuki çok uygun bir traktöre sahip olmanız gerek. Her traktör de olmaz, özel üretim traktörler var. Sahaya zarar vermeyecek şekilde üretilmiş. Buna bağlanacak vertidrive (delme), verticut (kök havalandırma), kumlama makinesi, gübre serpme aparatı, fırça, ilaçlama ve ara ekim makineleri gerekiyor. Çok iyi bir çim biçme makinesi, bu işin olmazsa olmazı."

Çime bakmasını bilen eleman lâzım

Kulüplerin zemin bakımı konusunda aldıkları hizmetler de soru işareti olarak duruyor aklımızın bir tarafında. Zira ülkemizde bu işle ilgilenen şirketler olduğunu biliyoruz ama kulüplerimizin bu şirketlere olan yaklaşımından emin değiliz. Zeminle ilgilenen personel her statta mevcut ama yetkinlikleri konusunda şüpheler var. M. Feyzi Kuvvetli bize işin içyüzünü şöyle anlatıyor:

"Uzman bir firmadan hizmet almak biraz da kulübün mali yapısıyla alâkalı bir şey. Mali durumu iyi olanlar buna bütçe ayırıyor. Benim şehir kulüplerinde genellikle gördüğüm durum şöyle. Kulübün zeminle ilgilenen bir çalışanı var. Onun kendi aletleri var ama modern değil. Genellikle bir çim biçme makinesine sahipler. Elle tohumlama ve gübreleme yapıyorlar. Daha sonra da suluyorlar. Kulüplerin saha bakım anlayışları budur. Elbette bu işten iyi anlayan personele sahip kulüplerimiz var. Ama çok azınlıktalar. Çim uzmanı olarak karşımıza getirilen ama toprağın sahada kullanılmaması gerektiğini bilmeyen kulüp çalışanları da var."

Statlarda çim bakımı yapacak kişilerin uzmanlığı ne yönde olmalı, bunu soruyoruz M. Feyzi Kuvvetli'ye. Aldığımız cevap ortak aklın sesi gibi, düşündüklerimize benzer çıkıyor:

"Stadın bakımını yapacak kişi bence ziraat mühendisi olmalıdır. Çimden, ottan, böcekten, hastalıktan anlayacak, teorisini kavramış ve pratiği bu teori üzerine kurabilecek bir kişi olmalı. Ankara 19 Mayıs Stadı dışında ziraat mühendisi istihdam eden bir kulübümüz veya Gençlik Spor İl Müdürlüğümüz yok."

Zemin uzmanlığı apayrı bir uzmanlık gerektiren bir iş ama tek kişinin yapabileceği bir iş değil. Zira bazı sahalara bakım sadece gün içerisinde değil gece saatlerinde de yapılıyor. Bu nedenle bir uzmanın yanında kuracağınız ekip de çok önemli ve böyle bir ekip kurmak gerçekten oldukça zorlu bir çaba harcanmasına neden olabilir. M. Feyzi Kuvvetli, ekibin öneminin farkında. Kendi ekibini memleketi Adana'da toplamış, eğitmiş ve Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.

"Türkiye'de zeminden anlayan, işi saha zemini olan insan pek yok maalesef. Çim eğitimi kısa süreli bir eğitim de değil. Bir insanın tam anlamıyla çim uzmanı olması bence en az beş sene sürer. Yüksek öğrenimde peyzaj mimarlığı ve ziraat mühendisliği bölümlerinde çim konusunda eğitim veriliyor ama futbol zemini konusunda bir eğitim yok. Buradan mezun olan gençlerimizin kendilerini yetiştirmeleri çok önemli. Benim personele ihtiyacım var. Ama bulamıyorum. Kulüplerimiz de bulamıyor. İşi öğrenmek isteyen arkadaşlarımıza destek olmaya çalışıyoruz."

Türkiye'deki zeminlerin temel iki problemi de bu sözlerle ortaya çıkıyor. Bakım ekipleri ve ekipmanlarının yetersizliği, zeminlerimizin bu halde olmalarında en önemli nedenler. Bu temel sebeplerin yanına ülkemizdeki satın alma departmanlarının sadece fiyat üzerinden iş yapmalarını da eklerseniz, durum iyice sarpa sarabiliyor. Kuvvetli bu konuda çok dertli:

"Özellikle Gençlik Spor İl Müdürlükleri kontrolündeki tüm sahalar yasa nedeniyle ihale edilerek yenileniyor. Bu ihale sırasında alınacak hizmet konusunda çok yetkin bir satın alma süreci işletilmediği için en ucuz teklifi veren, genellikle en kalitesiz işi yaparak bu sahaları yeniliyor. Bir sezon sonra sahayı yeniden yapma ihtiyacı duyuyorsunuz ve aynı süreç bir kez daha sıfırdan başlıyor. Ben bu olaya defalarca şahit oldum."

Çim konusu kimi zaman acil müdahaleler de gerektirebiliyor. Örneğin bir teknik direktör gelip çimi beğenmediği zaman son dakika müdahaleleriyle çim onun istediği şekle getirilmeye çalışılır pek çok yerde. Fakat Betül Kuvvetli bunun yanlış olduğunu söylüyor:

"Bir panik anında işi çok bilmeyen bir ekip çime çok müdahale ediyor. Çok gereksiz bir ilaç kullanımı oluyor veya başka pek çok müdahale yapılıyor. Hâlbuki çimi kendi haline bırakmak çoğu zaman en etkili çözümdür. Zira çim kendisini hızlı toparlar. En iyi gelişimi de kendi haline bıraktığınızda yapar. Ama bu her zaman mümkün olmuyor. Kadir Has Stadı'nı açılış maçına yetiştirmeye çalışırken gecenin bir yarısı bizim yeni serilmiş çimlerde oynayan işçileri zor çıkartmıştık sahadan. İlk 5-6 gün en kritik günler ve o günlerde kimsenin çimde dolaşmasına izin verilmemelidir."

Sulama da ayrı bir konu. Çimlerin hangi saatlerde sulanması gerektiği, maçtan önce ekstra sulamalar gibi konular da geçmişte sıkça tartışılmıştı. M. Feyzi Kuvvetli sahaları sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez sulamayı tercih ettiklerini ve sulamalarını sabah erken saatlerle, akşam güneşin etkisi gittikten sonra yaptıklarını söylüyor. Bu yaz gibi çok sıcak geçen mevsimlerde ise ekstra önlemler almışlar.

Hâlihazırdaki stat çalışanlarının eksikliği de çok ciddi bir konu. "Zira stadın tüm işlerine bakan 3-4 kişi var ve bu kişiler zemin dışında diğer her işe koşturuyor. Kulüple ve statla geçen birkaç yılın ardından ise kendilerini uzman ilan ediyorlar" diyor M. Feyzi Kuvvetli ve ekliyor, "Ben on senedir bu işle uğraşıyorum. Bir sarartı gördüğümde içim gidiyor. Sebebi nedir, nasıl çözerim diye kafa yoruyorum ama benim kadar düşünmüyor o stadın çalışanı. O kadar önemsemiyor. Ama bunun sebebi yatırımsızlık aynı zamanda. 600-700 lira maaşla çalışan bir adamdan 24 saat çime bakmasını bekleyemezsiniz. Bir stadı yaptık, bayramda iki gün kimse sulamamış sahayı, tatile gitmişler örneğin."

Peki, zeminle ilgili çalışan kişi sayısı kaç olmalı ideal olarak diye soruyoruz:

"Bir tane işi bilen adam. Sahaya baktığında hastalığı anlayacak, sahanın durumunu bilecek, gelişmeleri takip edecek. Onun yanında da üç adam çalışacak. Bunlar biçme, sulama ve bakım konusunda uzmanlaşacak. Böyle işini bilen bir ekip ideal bir zemini yaratır. Ama bu ekibe 600 lira vermeyeceksiniz. 1500 TL verin en azından. Bunu yaparsanız toplam maliyetiniz 10 bin TL'yi geçmez. Bu rakam futbolcunuza verdiğiniz bir maçlık galibiyet priminden azdır."

Sıfır zemin, bir galibiyet parası!

Peki, firmaya verirseniz kaça mal olur? M. Feyzi Kuvvetli bunun ayda 15 bin TL'yi geçmeyeceğini söylüyor. Kuvvetli, "Alınması gereken modern zemin ekipmanları ise en fazla 150 bin TL tutacaktır. Ligde bir galibiyete ödenen yayın geliri ödemesiyle kulüpler zeminlerini sıfırdan yapabilir ve bir senelik bakım masraflarını karşılayabilir" diyor.

Zeminin sıfırdan yapılması zaman alan bir süreç, burası kesin. Yoğun bir altyapı çalışması gerektiriyor. Sadece çim serme ve bakım operasyonu da değil söz konusu olan. Temelden adeta bir inşaat yapıyorsunuz. Ülkemizde stat zeminlerimizin drenaj sistemlerinin ortalama on yıllık oldukları söyleniyor. Sadece bu bile zeminlerin yenilenmesinin en temel nedeni aslında. Tüm bu süreç zaman alıyor elbette. M. Feyzi Kuvvetli yaklaşık iki aylık bir süreden bahsediyor. Mayıs sonunda liglerin bitiminde teslim alınan bir sahanın yeniden serilmesi ve futbola hazır hâle getirilmesi Ağustos başını, yani liglerin yeniden başlamasını buluyor. Fakat tüm bu işin de planlı yapılması şart. Zira bu iş ciddi bir lojistik operasyon.

Bir de zemin serildikten sonra dönem dönem değişmesi gerekiyor. Özellikle tüm tribünleri kapalı olan stadyumlarda bu çalışmayı gerçekleştirmek bir zorunluluk. Yetersiz güneş ışığı çimin gelişimi önünde en büyük engellerden birisi. Kayseri Kadir Has Stadı, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu bu problemi yaşayan statlar arasında. Dünyada ise Wembley ve San Siro'da benzer sorunlar var. Bunun önüne geçmek için zemin kaldırılıp yeni zemin seriliyor. San Siro yılda iki kez zemin değiştiriyor. Wembley ise üç kez. Geçtiğimiz ay Real Madrid, hastalık kapan zeminini üç gün içerisinde değiştirmişti.

Türkiye'de maliyetler daha düşük

Mehmet Kuvvetli benzer bir işin Türkiye'de de yapılabileceğini ve çok daha ucuza mal olacağını söylüyor. Ama dikkat edilmesi gereken bir konu var. O da çim tohumunun kalitesi. Türkiye'de pek çok çim parkı mevcut ve buralar özellikle belediyelere hazır çim sağlıyor. Ama bu çimi futbol sahasında kullanmak büyük bir problem doğurabilir. Bu nedenle özellikle futbol sahası için hazırlanan ve ithal edilen tohumlardan kullanmak gerekli. Kuvvetli, Eskişehirspor'un zemininde kullandıkları tohumun Nou Camp zemininde kullanılan tohumla birebir aynı olduğunu söylüyor. "Zeminin iyiliği sadece tohumla da ilgili değil. Tohumun iklimle uyum sağlaması da çim zeminin başarısı açısından çok önemli. Maalesef sadece ucuz diye peyzaj çimini sahaya koyanlar da var" diyor Kuvvetli.

Kuvvetli'ye son olarak, "Avrupa'da zeminler neden böyle güzel, bizde kötü?" diye çok açık bir soru soruyoruz. Aldığımız cevap bu yazının kısa bir özeti:

"Onların zeminleri iyi, çünkü iyi ekipleri var, iyi ekipmanları var ve insana, sahaya, ekipmana yatırım yapıyorlar."