TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Çalınan Dakikalar
Nerede o 90 dakika?
31.01.2014
Çalınan DakikalarNerede o 90 dakika?

Dillere pelesenk olmuş bir tabirdir "Futbol 90 dakika..." Gelin görün ki topun sahada dolaştığı süre 90 dakikanın çok altında. Süper Lig'in ilk yarısında topun oyunda kaldığı sürenin ortalaması sadece 52 dakika. Yani izleyicinin 38 dakikası havaya gitmiş durumda. Bu süre Premier Lig'de 62, Bundesliga ve La Liga'da 61 dakika. Şaşırtıcı olan ise İtalya Ligi Serie A'nın 65 dakikalık ortalamayla rekoru elinde bulundurması.

Yazı: Canberk Atik

Bugün kitleleri arkasından sürükleyen futbol, ilk olarak Göktürkler tarafından keşfedildiğinde bu oyunun 90 dakika ile sınırlanacağı düşünülmüş müydü? Pek sanmam (Evet, Göktürkler zamanında bu oyunun izlerine rastlanıyor ve ismi "Tepük"). Ya da Çinliler, Göktürklerden öğrendikleri "Tepük" oyunuyla ilk karşılaştıklarında "Bu oyun olsa olsa 45'er dakikadan iki devre halinde oynansın" fikrinin de çıkabileceği düşük bir ihtimal. İtalyanlar, kendilerine deniz yoluyla ithal edilen futbolu, "Biz bulduk!" naralarıyla "Calcio"laştırırken de '90 dakika' üzerine fazla kafa patlatmamışlardı. Son olarak en popüler mucit İngilizlerin kucağına düşen futbol, bugünkü haline bürünmek için tam da aradığı coğrafyaya kavuşmuştu.

Barbarca oynanan bu ayak topuna artık bir çeki düzen verme vakti gelmişti. Bu basit oyuna burjuvanın da ilgisiyle beraber, oyun kuralları da yavaşça şekilleniyordu. Çünkü narin burjuvazinin yere düşüp yaralanmaya tahammülü yoktu. Önce rakibe saygı çerçevesinde kurallar çizildi, ardından da süre sınırlaması getirilerek pazarlanmaya hazır halde marketlerdeki yerini aldı futbol.

Her gün ekran başında veya stadyumda, bazen yolculuk esnasında kulağımız radyoda futbolun peşinden sürükleniyoruz. Bir yandan Merseyside'ın mavi ve kırmızı yakasının kapışmasına dalarken bir yanda Fla-Flu derbisi için alarm kuruyoruz. Peki, bize 90 dakika olarak pazarlanan bu nadide sporun kaç dakikasında tam olarak oyunu izleyebiliyoruz? Top oyunda 90 dakika boyunca kalıyor mu? Meraklandırmayacağım… Hayır!

Hesap makinelerinin, futbol sektöründe dönen parayı hesaplamakta aciz kaldığı şu dönemde bütün amaç futbolseverleri tribünlere çekmek, dekoder satmak ve 90 dakikaya bir hikâye sığdırmak üzerine kurulu. Talep ettiğimiz 90 dakika için senede kazandığımız hatırı sayılır meblağları futbola aktarıyoruz.

Süper Lig ortalaması 52 dakika

Peki bu oyunun kahramanları bizim 90 dakikamızdan ne kadar çalıyor?

Spor Toto Süper Lig'in 17 haftalık ilk yarı serüveninde 153 maç geride kaldı. Bu 153 maçta topun oyunda kaldığı sürenin ortalaması 52 dakika. Türkiye Ligi, Avrupa'nın elit liglerini kendine rakip olarak seçtiyse, üzerinde duracağımız istatistik alanında biraz daha kafa patlatması gerekecek. Türkiye'de şampiyonluk görmüş kulüplerle diğer kulüpler arasındaki ekonomik makas, şampiyon olamamış kulüplerin oyun felsefesine de doğrudan etki ediyor. Bazı sezonlar bize rekabetin arttığını işaret ediyor ve oyun kalitesinin yükseldiğini düşünüyoruz. Fakat orta sıra takımlarının dirençli futbolunun yanında ligde topla oynan sürelere baktığımızda kalite konusunda yanılgıya düştüğümüz kanıtlanıyor. Kümede kalmak ve yukarılara yakın olmak için mücadele eden ekipler, topun oyunda olmadığı sürelerden besleniyor. Hatta bu takımların başına geçen idealist teknik adamların yaratmaya çalıştığı dengeli ve hücum futbolu, şampiyon takımlar önünde skor üstünlüğü ele geçirildiğinde altüst oluyor. Bunun da en önemli sebebi az önce sözünü ettiğimiz ekonomik uçurumun doğrudan etki etmesiyle ilgili. Diğer önemli sebep ise ülke futbolunun ve liglerinin bir oyun karakterine sahip olamaması. Esas bu sebep, Türkiye liglerinin Avrupa'nın elit ligleriyle arasındaki en temel farkı oluşturuyor.

Rekor İtalya'da

İngiltere Premier Ligi'nde, Türkiye Ligi'nde olduğu gibi başat takımlarla alt sıra takımları arasında ciddi bir ekonomik uçurum mevcut. Ancak Premier Lig'de topun oyunda kaldığı süre 62 dakika. Zaten bu aradaki farkı okuyabilmek için istatistik kâğıtlarına gömülüp saatlerce analiz yapmaya gerek de yok. Başka bir işle uğraşırken kazara göz ucuyla ekrana baktıysanız bile oyunun akıcılığı sizi içine çekiyor. Yine de bu 62 dakika, 90 dakika talep eden futbolseverlerin zamanından çalınmadığı anlamına gelmiyor. Avrupa'da son dönemde ilginin yükseldiği Bundesliga'da da topun oyunda kaldığı süre 61 dakika. Bayern Münih ve Borussia Dortmund'un geri dönüşleriyle birlikte iyiden iyiye parlayan Alman Ligi de seyirciden hatırı sayılır bir süre çalıyor. Barcelona ve Real Madrid'in İskoçya Ligi'ne çevirdiği La Liga da Almanlarla aynı kaderi paylaşıyor. Son dönemde Atletico'nun omuz vermesiyle El Clasico pazarlamasından biraz sıyrılsalar da ligin kalitesi ancak topun 61 dakika oyunda kalmasına yetiyor. İki kulübün arasında sıkışıp kalan ve onların ego savaşlarının birer piyonu olan İspanya'nın orta sıra takımları, ne olursa olsun oyun akıcılığı anlamında elit ligler seviyesinde topu oyunda tutmayı başarmış gözüküyorlar. Bu alanın lider ligi ise 65 dakika ile İtalya Serie A. İlginç olan oyun akıcılığı anlamında diğer liglerden görece daha durağan olan İtalya futbolu, ne olursa olsun seyirciden dakika çalma anlamında diğer liglerden biraz daha hakkaniyetli. Çünkü İtalyanların yıllardan beri süregelen oyun karakteri, onların en önemli standardını oluşturuyor.

Galatasaray Avrupa'da standardını aşıyor

Şampiyonlar Ligi arenası bu istatistik alanı için vaat ettiğinden biraz farklı veriler sunuyor. Ligde topun oyunda kaldığı sürenin ortalaması yalnızca 55 dakika. Bunun temel sebebi Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden takımların arasındaki güç dengesizliği. Barcelona ligin en fazla topla oynayan takımı. Oynadığı 6 karşılaşmada ortalama 37 dakika topu ayağında tutmayı başardı Katalanlar. Başka bir İspanyol ekip Real Sociedad ise yalnızca 21 dakika topla oynayabildi. Austria Wien'le birlikte ligin en az topla oynayan ekibi konumunda İspanyol temsilcisi. Bu iki İspanyol ekibinin arasındaki uçurum, La Liga'nın standartları açısından da ipuçları sunuyor. Avrupa'nın 1 numaralı ligine gönderdiği iki takımı arasındaki bu dengesizlik ulusal liglerinin kalitesini de açıklar nitelikte. B Grubu'ndaki son maçında Juventus'u hikâyesi bol bir mücadeleyle devirip son 16'nın yolunu tutan Galatasaray ise Şampiyonlar Ligi'nde 27 dakika topu ayağında tutabiliyor. Sarı-kırmızılılar için ilginç olan ise Spor Toto Süper Lig'de bu sürenin 24 dakika olması. Türkiye temsilcilerinin ulusal lige oranla Şampiyonlar Ligi'nde daha fazla zorlanması ve "mahkûm" futbol oynaması beklenirken Galatasaray bunu tersine çevirebiliyor. Keza bu sene Trabzonspor'un UEFA Avrupa Ligi'nde başardıkları gibi. Bu durum aslında Galatasaray'ın kulüp geleneğiyle de açıklanabilir. Son 20 yıllık serüvende Galatasaray'ın Avrupa arenasındaki performansı genellikle Türkiye Ligi kalitesinin üzerinde seyrediyor. Sarı-kırmızılılar kuruluşundan bugüne dek benimsedikleri "Türk olmayan takımları yenmek" mottosuyla Avrupa odaklı bir disiplin sergiliyorlar. Yalnız şunu da kaydetmek gerekir ki topa süre olarak ne kadar hâkimseniz o kadar kaliteli top oynuyorsunuz anlamına gelmemeli. Örneğin G Grubu'ndan 5 galibiyet, 1 beraberlikle lider çıkan Atletico Madrid, Şampiyonlar Ligi'nde yalnızca 22 dakika topla oynayabildi. Buna karşın Diego Simeone'nin yerleştirdiği oyun karakteri iki sezon önce onları UEFA Avrupa Ligi'nde şampiyonluğa götürürken bu sezon da hem La Liga'da hem de Şampiyonlar Ligi'nde durdurulması güç bir takım haline getirdi. Ayrıca bu süreçte Falcao gibi bir ismi kaybettiklerini de unutmamak lâzım. Şampiyonlar Ligi'ndeki güç dengesizliğinin süreye yansıması ise 4 dakika civarında. Diğer bir deyişle ligde topun oyunda kaldığı sürenin standart sapması tam olarak 4,046.

Eskişehirspor zirvede

Galatasaray'ın Spor Toto Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi'ndeki topa hâkim olma sürelerini inceledikten sonra Süper Lig'in diğer takımlarını da detaylandırmakta fayda var. Ligin genel çerçevesinin 52 dakika olduğunu vurgulamıştık. Bunun yanında en fazla süreyi hangi takım çalıyor, hangi takım topun oyunda kalması için mücadele ediyor ona bakalım. 17 hafta boyunca 18 takımın topla oynama süresinin ortalaması 22 dakika. Lig lideri Fenerbahçe, ilk yarı boyunca 27 dakika topla oynayarak meşin yuvarlağı en çok ayağında tutan ekiplerden oldu ancak lig tablosundaki liderliği bu alanda onları birinci takım yapmıyor. Zirvedeki ekip Ertuğrul Sağlam'ın Eskişehirspor'u. İlk devrede oynadığı 17 karşılaşmada 28 dakika topu ayağında tutan kırmızı-siyahlılar, Türkiye'de seyircilere süre olarak en fazla futbol izleten ekip oldu. Eskişehirspor aynı zamanda ligin en fazla pas yapan takımı. Eskişehirliler, 8322 pasta 6575 kere topu doğru adrese göndererek de en çok isabetli pas yapan ekip olmayı başardı. Öte yandan Ertuğrul Sağlam, 2009-2010 sezonunda Bursaspor'la devrim niteliğindeki şampiyonluğa ulaşırken takımını maç başına yalnızca 13 dakika topla oynatabilmişti. Yukarıdaki Atletico Madrid örneğinden yola çıkarak tekrarlamak gerekirse başarıya ulaşmak için topa süre bazında hâkim olmak kaliteli futbola doğrudan etken değil. Yine de bu farklı topa sahip olma süreleri Ertuğrul Sağlam'ın oyun tarzının 3 senedeki gelişimini de açıklamıyor değil. Çünkü o sene şampiyonluk için yarıştıkları Fenerbahçe, 34 hafta boyunca 25 dakika topu ayağında tutmayı başarmıştı. Madalyonun diğer tarafında ise Kayseri Erciyesspor bulunuyor. İç Anadolu temsilcisi yalnızca 21 dakika topla oynayarak futbolseverlerin süresinden en fazla çalan ekip oldu. Ancak bu durum onların ligin son sırasında olmalarını açıklamıyor. Çünkü bir üst basamakta yer alan şehrin diğer takımı Kayserispor, 24 dakika topla oynayarak bu alanın üst sıralarında. Ancak bu ortalama onlara 17 haftada 2 galibiyetten fazlasını veremedi. UEFA Avrupa Ligi'nde kusursuz bir performans sergileyen Trabzonspor'un ise ligdeki dengesizliği topla oynama sürelerine de yansıyor. Bordo-mavililer, 17 maçta 22 dakika topla oynayabildi.

Futbol diğer sporlara oranla hâlâ bu kadar fazla ilgi çekiyorsa bunun tek sebebi basit bir oyun olması. Hem de "Futbolun patronları" pazarlama teknikleri ve teknolojik kurallarla bu nadide oyunu karmaşıklaştırmaya çalışmasına rağmen. Bir futbolsever en basitinden topun oyunda süzülmesini ister. Akışına kapılıp belki ağız dolusu küfür eder belki de en umutsuz anında Giovanni van Bronckhorst misali 40 metreden çıkan bir şutla sehpanın üzerine fırlar. Bir de futbol endüstrisi açısından düşünüp kendimi "müşteri" yerine koyuyorum. 90 dakika diye sunulan bir gösterinin yalnızca 52 dakikasını görebiliyorsam dolandırıldığımı hissederim. Hangi açıda durmak futbol seyircilerinin tercihindedir. Ancak bir gerçek var ki; bu oyundan bu kadar süre çalınıyor olması pek de hakkaniyetli bir durum değilmiş gibi görünüyor.

Topun Oyunda Kalma Süresi

Lig

Ortalama Dakika

Serie A

65 dakika

Premier Lig

62 dakika

Bundesliga

61 dakika

La Liga

61 dakika

Şampiyonlar Ligi

55 dakika

Süper Lig

52 dakika


Spor Toto Süper Lig Takımlarının Topla Oynama Ortalaması

Sıra

Takım

Süre

1

Eskişehirspor

00:27:25

2

Fenerbahçe

00:27:00

3

Sivasspor

00:25:20

4

Beşiktaş

00:24:46

5

Kayserispor

00:23:57

6

Galatasaray

00:23:52

7

Gençlerbirliği

00:22:29

8

MP Antalyaspor

00:22:03

9

K. Karabükspor

00:21:40

10

Gaziantepspor

00:21:38

11

SB Elazığspor

00:21:27

11

T. Konyaspor

00:21:27

13

Trabzonspor

00:21:23

14

Akhisar BGS

00:21:21

15

Ç. Rizespor

00:21:19

16

Bursaspor

00:21:17

17

Kasımpaşa

00:21:15

18

K. Erciyesspor

00:20:18