U19 Kadınlar Millî Takımı'nın başarılı kalecisi, annesinin kolundan tutup Bucaspor'a götürmesiyle futbola başlamış. Çok kısa bir sürede Millî Takımlara yükselmenin, bu sayede üniversiteye girmenin gururunu yaşıyor ve futbola heves eden kızlara "Hayalleriniz peşinden yürüyün" tavsiyesinde bulunuyor.
Röportaj: Mine İpek
Ülkemizde kadınların futbol oynama hevesleri giderek artıyor. Sen futbola ne zaman ve nasıl başladın?
Ben Denizli'de doğdum ama İzmir'de büyüdüm ve halen orada yaşıyorum. Şu anda 18 yaşındayım. Futbola ilk olarak 2009 yılının Mayıs ayında annem sayesinde başladım. Futbola ilgim vardı ama oynamayı düşünmüyordum. Daha doğrusu cesaretim yoktu. Annem benim haberim yokken araştırmış, hocayla görüşmüş ve benim adıma başvurmuş. Beni kolumdan tuttuğu gibi antrenmana götürdü. Kaleci olmak en büyük hayalimdi, çok istiyordum. Annem de bunun farkındaydı ve beni bu konuda cesaretlendirdi. Hiç unutmam, kendi harçlığımla gider eldiven alırdım. Lojmanda otururken halı sahada benden büyüklerle maç yapardık, ben de hep kaleye geçmek isterdim. İlk olarak İzmir Bucaspor'da futbol oynamaya başladım. Annem hocayla konuşup, kaleci olmak istediğimi söyledi. İlk eldivenimi, ilk kramponumu annem aldı. Hepsini çantaya koyar, beni antrenmana kendisi götürürdü.
Millî Takımlara ilk olarak ne zaman davet edildin?
Dediğim gibi, futbola Bucaspor'da başlamıştım, daha sonra Gazi Üniversitesi'nde devam ettim. Şu anda, Ataşehir Belediyespor'da oynuyorum. 2011 yılının Aralık ayında Millî Takım seçme kampına çağırıldım. O kampta beğenilip seçilince de Millî Takım'da oynamaya başladım.
Millî Takım'da oynamak sana neler kattı?
Millî Takım'da oynamak benim için çok ayrı bir duygu, bir gurur kaynağı. Aynı zamanda da çok önemli bir deneyim. Kulüp takımlarıyla bir çok kez kampa girdim ama Millî Takım kampında olmak bambaşka bir duygu. Birçok hissi bir arada yaşıyorsunuz. Heyecan da var, korku da, stres, üzüntü ve mutluluk da...
Millî Takım'da oynayacak düzeye gelmende antrenörlerinin katkısından söz eder misin?
Hem kulüpteki antrenörlerimin hem de ablalarımın bugünkü noktaya gelişimde etkisi büyük. Nihan Su Hocam, Millî Takım'a çağrılmadan 1 sene önce beni aramaya başladı. Kaleci antrenörümüz Metin Akçevre Hoca da beni teşvik etmiştir. Bu ilgileriyle Millî Takım'da oynama isteğimi bir derece daha arttırdılar diyebilirim. Beni hırslandırdılar, onların doğrultusunda antrenman yapmaya başladım. Onlar bana cesaret vermeseydi, tek başıma yapamazdım diye düşünüyorum.
Türkiye'deki ligi nasıl görüyorsun? Sence yeterli düzeyde mi?
Yakın zamana kadar yeterli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildi. Ama son birkaç sezondur 1. Lig'e 2. Lig'in de eklenmesiyle taban biraz daha genişledi. Doğu'da belki kadınlar bizim kadar rahat değil ama onların da artık kadın futbol takımları var. Hakkari, Urfa ve Mardin bu illerden birkaçı. Bunları duymak çok güzel. Sonuçta biz burada futbolun en tepesinde olan insanlarız ve Millî Takım'da isimlerimiz var. Biz biraz daha şanslıyız. 1. Lig'deyiz ve Millî Takım'da oynayabiliyoruz . Kadın futbolunun her yıl artan bir ivmeyle geliştiğini gözlemleyebiliyorum. Millî Takımlara olan destek giderek artıyor. İlk başladığımda ben de araştırdım, geçmiş yıllarda çok iyi futbolcular olmasına rağmen takım sayısı azmış. Şimdi daha farklı bir yapılanma oluşuyor. 2. Lig'de 40 civarında takım var. Böylece rekabet artacak ve kadın futbolu daha çok gelişecek. Sonuçta oyuncu ve maç sayısı artacak, rekabet ve deneyimle birlikte kalite de yükselecek. Dolayısıyla Millî Takımlarımız da bu kaliteden olumlu anlamda etkilenecek.
Ailenden ayrılmak senin için zor olmadı mı?
Ailemi fazla göremiyorum ama yine de başta annem olmak üzere tüm ailem bana destek veriyor. İlk başlarda benim için de zor oluyordu. Ama artık alıştım ve kendime göre bir düzenim var. Üniversiteyi kazandım. Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünde okuyorum. Okumamın da en büyük destekçisi futbol olmuştur. Beden eğitimi öğretmenliği de istediğim bir bölümdü ama futbol branşını hiç düşünmemiştim. Ancak böyle olmasından dolayı mutluyum, çünkü okula millî sporcu olarak girdim. Millî sporcu olmanın okulda verdiği gurur da bambaşka bir şey zaten. İnsanların size bakış açısı değişiyor.
Futbol dışındaki zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun?
Sporla ilgileniyorum. Voleybol ve basketbol oynuyorum. Sinema ve tiyatroya eskiden çok giderdim ama şimdi vakit bulamıyorum. Takımım başka bir şehirde olduğu için antrenmanlarımı İzmir'de yapıyorum. Hafta sonu maçlara yetişebilmek için, antrenmanlara katılmak zorundayım. Okul ayrı zaten... Bu sırada aileme ve arkadaşlarıma da zaman ayırmam gerekiyor. Şu anda futbolla ilgiliyim ama her akşam basketbol oynuyorum. Kısacası sporla iç içeyim.
Futbol oynamak isteyen kızlara, kardeşlerine neler söylemek istersin?
İçlerinde varsa kesinlikle futbol oynasınlar. Millî Takım kapısı bir gün gelir onlara da açılır. Kadın futbolu günden güne gelişiyor. Şimdi hemen hemen her ilde kulüp var. Bulundukları ildeki kulüple başlasınlar, belki ilerde transfer olurlar ve bu yolda ilerleyebilirler. Kadın futbolunda yapılandırmaya gidiliyor, sonuçta neden onlar da bunun bir parçası olmasın ki.
Futbolda bundan sonraki hedeflerin neler olacak?
Aslında ilk başta hedefim sadece kaleciliği öğrenmekti. Benim için Millî Takım çok uzak bir kavramdı. Ama çok kısa bir zamanda gerçekleşti. Herkesin desteğiyle başardım. Millî Takım oyuncusu olmak bana daha fazla güç verdi. "Niye daha iyisi olmasın ki?" diye düşünmeye başladım. Belki şimdi A Millî Takım olabilir. Zaten benim için gelinebilecek en iyi yer de orası. Hayallerimde bile yokken 1 yıl içinde Millî Takım oyuncusu oldum. Herkes hayallerinin peşinden gitsin, elbet bir gün gerçekleşecektir.