TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Yusuf Şimşek: "Yaş değil, beceri önemli" 30.06.2009
Yusuf Şimşek: "Yaş değil, beceri önemli"

"Yetenekli oyuncu" denildiğinde akla gelen ilk birkaç isimden birisi o. Futbolla geç yaşta barışsa da bu sezon Beşiktaş'ta elde ettiği lig ve kupa şampiyonluklarıyla önemli bir şeyi kanıtladığına inanıyor. 30 yaş üzerindeki futbolculara örnek olduğunu belirterek, futbolda yaş kavramının ortadan kalktığının somut kanıtı olduğunu söylüyor ve şöyle sesleniyor: "Yaşı 30'u geçen her arkadaşım bilsin ki, iyi oynadıkları takdirde, başarının ve Milli Takım'ın kapıları onlara da açılacaktır."

Röportaj: Türker Tozar / TamSaha

Seninle geçtiğimiz Ekim ayında yaptığımız röportajda, Bursaspor'da oynuyorken "Yaşım 33 ama ben hâlâ büyük takımlarda oynama şansım olduğuna inanıyorum" demiştin. Arada geçen sürede Beşiktaş'a transfer olarak bunu başardın. İnsanın görüşünün ve iddiasının doğru çıkması nasıl bir duygu?

Çalışınca ve sahada iyi şeyler yapınca insanlar tarafından takdir ediliyorsunuz. İşte bu takdirin karşılığı da bazen daha üst yerlere gitmek, daha büyük takımlara transfer olmak şeklinde oluyor. Ne mutlu ki Beşiktaş'a gelmişim. Benim transferimin herkese örnek olmasını ümit ediyorum. Futbolda eski yaş kriterlerinin çok gerilerde kaldığını, hatta öyle bir kavramın bile olmadığını düşünüyorum. Herkes çalışıp işini en iyi şekilde yaparsa, hedefine ulaşır.

Beşiktaş'a geçişin sırasında Trabzonspor'un da sana çok açık bir ilgisi vardı ancak rotayı İstanbul'a çevirmen Trabzon cephesinde pek hoş karşılanmadı. O süreçte yaşananları senin ağzından dinlemek isteriz.

Devre arasına gelmemize 1.5 ay varken Trabzonspor'la ilk görüşmeyi yapmıştım. Kendilerine, Trabzonspor'a gelmekten mutluluk duyacağımı belirtmiştim. Onlara Bursaspor'la temasa geçmelerini söyledim. Uzun bir süre sonra kulüple temasa geçtiler ama bonservis bedeli konusunda bir anlaşmazlığa düştüler. Bundan dolayı transfer süresi gecikmeye başladı. Bir sabah Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli beni telefonla aradı ve Beşiktaş'a gelmek isteyip istemediğimi sordu. Ona da olumlu yanıt verdim fakat Ersun Yanal'a söz verdiğimi ve Yanal'la görüşmeden hiçbir şey yapamayacağımı belirttim. Ersun Hoca'ya konuyu aktardım. Belli ki, benim o arada başka bir teklif alabileceğim pek akıllarından geçmemişti. Bana "İstediğin takımla görüşebilirsin" dediler. Trabzonspor bonservis konusuyla epeyce vakit kaybetti, oysa Beşiktaş 1 günde konuyu çözüme kavuşturdu. Böylece Beşiktaş'a transferim gerçekleşti.

Beşiktaş'a transferinin ilk günlerinde medyada ve Beşiktaş taraftarları arasında senin için "Bu yaştaki bir adamın bu takımda ne işi var?" gibi olumsuz yorumlar yapıldı. Bu yorumlar hakkında sen neler düşündün? Senin açından kamçılayıcı bir etkisi oldu mu?

Tabii ki transferimden sonra hem olumlu hem de olumsuz birçok yorum yapılacaktı. İki grupta da çok insan yer alıyordu. Ben bunların hiçbirine karşı demeç vermedim. Sadece kendi kendime "Sahada yapacağım işle anılmak istiyorum" dedim. Bazı şeyleri gördükten sonra benim haklı olduğumu anladılar. Futbolda becerinin ön planda olduğunu, yaşın daha önemsiz bir etken olduğunun farkında vardılar.

Mustafa Denizli'nin çalıştırdığı takıma gelmenle birlikte performansında veya oyun stilinde herhangi bir değişiklik oldu mu?

Ben zaten kendisiyle Fenerbahçe'de 1.5 yıl çalışmıştım. Çalışma şartlarını, karakterini, futbolcuya nasıl baktığını ve nasıl özen gösterdiğini biliyordum. Tabii ki performansıma büyük katkısı oldu, çünkü Mustafa Hoca neler yapabileceğimi çok iyi biliyordu.

Özellikle o çok sevdiğin serbest oynama imkânını Beşiktaş'ta bulabildin mi? Attığın goller ve yaptığın asistlere bakarsak cevap olumlu gibi…

Zaman zaman serbest, bazen solda, kimi zaman da sağda oynadım. Artık belirli bir yaştan sonra futbolcu her yerde oynayabilir. Mental anlamda da kendisini bu konuda hazırlamalı. Kendisine böyle bir görevin verilebileceğinin bilincinde olmalı.

9 senedir başarılamayanı gerçekleştirerek hem Turkcell Süper Lig hem de Fortis Türkiye Kupası'nı bu sezon müzenize götürmeyi başardınız. Bununla ilgili neler söylemek istersin? Bu takdire değer başarınızın ardında yatan nedenleri sayar mısın?

Beşiktaş'a transfer olduğum günün ertesinde Mustafa Hoca bizlerle bir toplantı yaptı. O sırada ligde 6. sırada bulunuyorduk. Bize, "Ligdeki iki kupaya da talibiz. Herkes bunu kafasına yerleştirsin ve ona göre konsantre olsun" dedi. Bu sayede yerli oyuncusuyla, yabancısıyla müthiş bir bütünleşme oldu. Bence bizim başarımızın altında yatan şey Mustafa Hoca'nın bize verdiği özgüven ve oluşan birlik ruhuydu. Başınızdaki insanın iddialı olması ve size neler yapabileceğini zamanla göstermesi, ona duyduğunuz güveni arttırıyor. Kendisi yıllarını bu işe vermiş, deneyimli bir teknik adam. O bize güvendi, biz de ona.

Kupa ve lig şampiyonluğunda başarıyı paylaştırmak gerekirse sen nasıl bir paylaşım yaparsın? Teknik direktör, yönetim, futbolcular… Ayrıca bu sezonun yıldızı sence kimdi?

Başarıyı paylaştırmak doğru olmaz. Teknik adamından futbolcusuna, malzemecisi, aşçısı ve taraftarına kadar kulübü bir bütün halinde değerlendirmek lâzım. Bence, takımdaki herkes iyi oynadı bu sezon. O yüzden, bir kişiyi öne çıkarmak pek uygun değil. Beşiktaş takımı sezonun yıldızı diyorum.

Bursaspor'da oynadığın dönemde Beşiktaş'ın şampiyonluk ihtimalini diğer rakiplerine nispeten nasıl görüyordun?

Dört büyük takımın da benzer şartlarda olduğunu düşünüyordum. Özellikle Trabzonspor ve Beşiktaş'ın teknik direktörlerini yakından tanıdığım için onları şampiyonlukta bir adım önde görüyordum. Sivasspor'un yaptığı işin de müthiş olduğunu söyleyelim. Onların da hakkını teslim edelim. İki sezondur şampiyonluğu son anda kaçırıyorlar. Tecrübesizliklerinin kurbanı oldular.

Bu sezonun Turkcell Süper Lig değerlendirmesini yapar mısın bize?

Bence bu sezon ligimiz çok güzel geçti. Şampiyon ve lige veda eden üçüncü takım son haftada belli oldu. Gün geçtikçe ligimizin fiziki yeterlilik seviyesi ve mücadeleli yapısı artıyor. Her takım, her takımı yenebiliyor. Ligin flaş takımı da Sivasspor diyorum.

Sivasspor yine sonuna kadar yarıştı ama sonunda kaybetti. Anadolu'dan bir şampiyon çıkmayacak mı?

Bence çok zor. Bir kere maddi olarak dört büyük takımın liderliği var. Taraftar anlamında ve medya desteği anlamında da öyle. Anadolu takımlarının seyircileri de bütçeleri de medya destekleri de kısıtlı.

Uzun soluklu lig maratonunda hiç umudunu kaybettiğin dakikalar oldu mu?

Umutsuzluğa düştük desem inanın yalan olacak. Çünkü Mustafa Hoca yenildiğimiz maçtan sonra bile bize destek verdi. "Bu ligin şampiyonu siz olacaksınız" dedi. Başımızı yüksekte tuttu. Biz de geleceğe hep umutla baktık. Şampiyon olacağımız kafamızdan hiç çıkmadı.

Bu sezonun en unutulmaz anısı sence hangisi?

Fortis Türkiye Kupası'nı kazanmamız. Bir hafta önce ligde Fenerbahçe'ye yenilmiştik. Bu maçı kazanmak için çok iyi motive olmuştuk. 3-4 tane önemli oyuncumuz sakat ve cezalı oluşları nedeniyle bizimle değildi. Maçta rakibimizi net bir skorla ve iyi bir oyunla yenerek kupayı aldık. Orada takımdaki arkadaşlık seviyesini gördüm ve final maçının oynandığı gece ligde de şampiyon olacağımıza şüphem kalmadı.

Gelecek yıl doğrudan UEFA Şampiyonlar Ligi'ne girmeye hak kazandınız. Şansınızı nasıl görüyorsun?

Türkiye Ligi'nde alınmadık kupa bırakmadık. Artık hedefimiz Avrupa'da başarılı olmak. Büyük kulüplerin ve büyük hocaların olduğu yerde her zaman iddia olur. Biz de iddialı ve olumlu bir Şampiyonlar Ligi dönemi geçirmek istiyoruz.

Yeniden Milli Takım kadrosunda olmak sana nasıl duygular yaşatıyor?

Milli Takım'a geçmişte niye gelemediğim için kendime hep soruyorum. Allah bize 30'dan sonra bu duyguyu yaşamayı nasip etti. Gerçekten, kadroda ismimi görünce koşa koşa geliyorum. Sağ olsun, Fatih Hoca da güveniyor, beni A Milli Takım'a alıyor. Sonuçta bu bir milli davadır. Özel ya da resmi maç hiç önemli değil, önemli olan Milli Takım'a hizmet etmek. Yaşı 30'u geçen her arkadaşım bilsin ki, iyi oynadıkları takdirde, onlara da bu kapılar açılacaktır.

Kadroya bakıldığında bir gençleştirme operasyonu varmış gibi duruyor. Ama İbrahim Üzülmez'le birlikte sen de kadrodasın. Bunu nasıl yorumluyorsun?

Daha önceki kamplarımızda Rüştü, Ayhan ve Emre Aşık da vardı. Tecrübe de futbolun önemli etkenlerinden bir tanesi. Gençleri tecrübeli elemanlarla harmanlamak lâazım.

İspanya maçları sonrası Dünya Kupası'na katılma şansımızla ilgili görüşlerinde bir değişiklik oldu mu?

Önümüzde alınacak 12 puan var ve dünyada yenilmeyecek takım yok. Bosna-Hersek'i kendi sahasında yenecek ve grubu ikinci sırada bitirecek güce sahibiz.