2007 yılından beri 11 uluslararası üst düzey turnuva ve organizasyona katılan, iki final, 13 yarı final yöneten gurur kaynağı hakemimizle bir kez daha yarı finalinde düdük çaldığı Dünya Kupası tecrübesini konuştuk. "2014 yılında düzenlenen Dünya Kupası'nda son dört maça kalan dört takım ve dört hakem ekibi vardı. Bu takımlar ve hakem ekiplerinin arasından bu Dünya Kupası'nda son dört maça kalabilen sadece biz vardık" diyen Çakır, Rusya'da yaşadıklarını, VAR uygulamasını ve yeni hedeflerini TamSaha'ya anlattı.
Röportaj: Mazlum Uluç / TamSaha
40 yıl aradan sonra Türk hakemliği sizinle Dünya Kupası finalleri gördü. İlk Dünya Kupası finallerinde yarı final maçı yönettiniz, ardından ikinci kez finallerde görev alıp bir kez daha yarı final maçına çıktınız. Üst üste iki Dünya Kupası'nda iki yarı final… "Bu durum Cüneyt Çakır'ın kariyeri açısından ne anlam ifade ediyor?" sorusuna, "Bu durum Türk hakemliği ve arkanızdan gelen hakemler için ne anlam ifade ediyor?" diye de eklemek gerekiyor?
Bizim hakemlikteki en büyük amacımız ulaşabileceğimiz en üst noktalara ulaşabilmek ve daha sonra bu başarıyı sürdürülebilir hale getirebilmekti. Aslında sorduğunuz soru bizim başından beri amaçladığımız şeyi çok iyi ifade ediyor. Tek bir dönem, tek bir maç, tek bir turnuva hedeflemedik. Katılabileceğimiz tüm üst düzey turnuvaları, o turnuvalarda sürekli aranılan, çağırılan hakem olabilmeyi hedefledik. Çok şükür, Allah bize nasip etti. Bunun için çok emek verdik. 2007 yılından beri 11 uluslararası üst düzey turnuva ve organizasyona katıldık. İki kez final, 13 kez yarı final yönettik. Hedef sürdürülebilir başarıyı elde etmek olduğundan, önümüzdeki yeni turnuvalar için aynı heyecanla çalışmaya devam edeceğiz. Türk hakemliği, uzun yıllar boyunca turnuvalarda temsil edilememişti. Yola büyük bir handikapla çıkıyorduk. Çok net söyleyeyim, Türk hakemliği uluslararası arenada genç kategorilerde ya da zorluk derecesi daha düşük grup maçlarının ilk etaplarında ancak görev alabiliyordu. Eylül ayı sonrası maça çıkan Türk hakemi yok gibiydi. Biz çok şükür bunu kırdık. Çok çalışarak, doğru hedefler koyarak, kendimizi sürekli geliştirerek, her maçımıza ilk maçımız gibi heyecanla çıkarak Türk hakemliğini son 10 yılda tüm üst düzey organizasyonlarda temsil etme gururunu yaşadık. Tabiî ki çıta yükseldi. Bizden sonraki genç arkadaşlarımızdan beklentimiz bu çıtayı hep yukarıda tutmalarıdır. Türk hakemliği tüm turnuvalarda var olmalı. Her zaman final için, yarı final için adı geçmeli. Bu bizim genç hakem arkadaşlarımızın omuzlarına yüklediğimiz sorumluluktur. Bunun yapılabilir olduğunu, erişilebilir olduğunu, Türk insanının çok çalışarak, emek vererek nerelere ulaşabileceğini gösterdik.
Sizin her maçta takımları ve oyuncuları detaylı bir biçimde inceleyip bir sürprizle karşılaşmamaya çok dikkat ettiğinizi biliyoruz. Dünya Kupası öncesinde nasıl bir hazırlık dönemi geçirdiniz? Bu hazırlıkların semeresini aldığınız birebir örnekler var mı? Ya da "Çalışmadığım yerden geldi" dediğiniz bir sürprizle karşılaştınız mı?
Eğer planlı çalışırsanız, çok çalışırsanız sorular hep bildiğiniz yerden gelir. Tabiî ki her maç yeni bir öğretidir. Başınıza mutlaka planlamadığınız, öngörmediğiniz yeni durumlar gelecektir. İşte bu noktada önceden yaptığınız o çalışmaların, kafanızda oynattığınız maç simülasyonunun ve "beklenmeyeni bekle" felsefesinin faydasını görerek doğruyu, çıkış noktasını bulabilirsiniz. Biz, turnuva öncesinde çok üst düzey profesyonel bir hazırlık devresi geçirdik. Profesyonellerle çalıştık. Kamp dönemimizi çok iyi planladık. Bütün hazırlık maçlarını izledim. Keza yıllardır bizimle birlikte çalışan genç hakem arkadaşlarımızın ve tecrübeli hocalarımızın da gayretleri ve özverileriyle kurduğumuz çalışma grubu vasıtasıyla takımların, oyuncuların analizi konusunda çalışmalar yaptık. Ayrıca FIFA'nın maç analistleri her yöneteceğimiz maç öncesi bizlerle çalışma yaparak bütün detayları bizlere anlattılar.
Finaller öncesinde beklentileriniz nelerdi? Bu beklentilerinize ne kadar ulaşabildiniz? Yarı final yönetmek sizi kesti mi?
Dünya Kupası'na dünyanın o an için en formda, en hazır, en iyi 35 hakemi katılıyor. Bu gerçeği unutmamak lâzım. Kıta kontenjanları var. Avrupa Kıtası'ndan elit kategoriden 10 hakem katıldı. Buraya katılabilmek, seçilebilmek çok büyük bir gurur ve başarı. Seçildiğiniz andan itibaren tek hedefiniz var. Çıkacağınız müsabakada en iyi performansı gösterebilmek. Ancak o müsabakadan sonra ikinci müsabakayı hedefleyebiliyorsunuz. Biz de aynen öyle yaptık. Önce ilk maçımızı bekledik. Görev gelince elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Çok şükür iyi bir müsabaka çıkardık ve grupta ikinci bir maç aldık. Öncelikli hedefimize ulaştık. Grup aşamasından sonra her şey olabilir çünkü ülkeler, kıtalar, daha önce çıkılan, daha sonra çıkılabilecek müsabakalar gibi pek çok parametre var. Bildiğiniz gibi turnuvaya devam edecek hakemler açıklandı. O liste içerisinde yer alarak büyük bir mutluluk yaşadık. İnanın bir noktadan sonra çıktığınız maç bir detay oluyor. Tabiî ki yarı finalde görev alabilmek çok büyük bir başarı. Hele bunu 2014'ten sonra ikinci kez başarabiliyor olmak çok büyük bir başarı. Bunu Dünya Kupası tarihinde başarabilen sadece iki hakem ekibi var ve bunlardan biri Türk hakem ekibi. Çok büyük bir mutluluk. Şükürler olsun. Bildiğiniz gibi son iki finali Avrupalı hakemler yönetmişti. Bu yıl finali Güney Amerikalı bir hakem arkadaşımız yönetti. Dediğim gibi turnuvaya devam edebilmek, grup aşamalarından sonra görev alabilmek büyük gurur.
"Cüneyt Çakır neden final maçını yönetmedi?" sorusuna farklı cevaplar verildi. Bu sorunun cevabını sizin ağzınızdan ve sizin açınızdan alabilir miyiz?
Bence yarı final çok büyük bir başarı. Şunu bir kere aklımızda tutmakta fayda var; başarının ölçüsü asla finalde olmak değil. 2014 yılında düzenlenen Dünya Kupası'nda son dört maça kalan dört takım ve dört hakem ekibi vardı. Bu takımlar ve hakem ekiplerinin arasından bu Dünya Kupası'nda son dört maça kalabilen sadece "biz" vardık. Diğerleri bu başarıya erişemedi. Bu muhteşem bir başarı bence. Orada olabilmek, birinci maçı alabilmek, arkasından gruplarda ikinci maçı alabilmek, turnuvaya devam edecekler listesinde olmak, üçüncü bir maç için lâyık görülmek, bunun Dünya Kupası yarı finali olması büyük bir başarı. Kim ne der bilmem ama biz çok üst düzey bir turnuvada, çok üst düzey bir performans göstererek ülkemizi başarıyla temsil ettiğimizi düşünüyoruz. Kamuoyundan binlerce, on binlerce tebrik mesajı aldık. Herkese çok teşekkür ediyoruz.
Tek tek maçlara bakarsak, İran-Fas, Arjantin-Nijerya ve İngiltere-Hırvatistan… Bu müsabakaların sizin cephenizden kısa özetlerini alabilir miyiz? Sizi en fazla zorlayan müsabaka hangisi oldu?
Çok teknik bir değerlendirme yapamam. Her maçın kendi içinde zorlukları, özellikleri vardı. Dünya Kupası'na dünyanın en iyi takımları katılıyor ve hepimiz bir kere daha gördük ki, üst düzey favoriler dahi rahat maç kazanamıyor, ilk turlarda elenebiliyor. Çok büyük bir organizasyon ve bambaşka bir enerji. Dünyanın en iyi oyuncuları, kendilerini dünya vitrininde gösterme şansı buluyor. Her maç final havasında geçiyor.
VAR uygulaması bir futbolsever olarak beni mutlu etti. Pek çok hatalı karar düzeltildi. Sizin de sıkı bir VAR savunucusu olduğunuzu biliyoruz. Dünya Kupası özelinde VAR ne getirdi, ne götürdü? Bu uygulamanın ligimize yansımalarının nasıl olmasını bekliyorsunuz?
VAR sisteminin Dünya Kupası'nda başarıyla uygulandığını düşünüyorum. Kararlardaki doğruluk oranını ciddi ölçüde artırdı. Özellikle de saha içinde görülemeyen bazı pozisyonların saha kenarından izlenerek hakeme haber verilmesiyle düzelen kararlar oldu. Bu önemliydi. Takımlar uygulamadan memnun kaldı. Yeni bir uygulama. Çok daha etkin kullanılmaya başlanacaktır. Ligimize de olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Zaten bunun hazırlıklarını yaptık. Geçen yıl pek çok müsabakada sistem denendi. Her değişikliğe olumlu bakmakta fayda var. Futbol, dünyanın 1 numaralı sporu ve herkes güzel oyun için uğraşıyor.
Nijerya-Arjantin maçında bir penaltı kararı verdiniz VAR sizin kararınızı doğru olarak destekledi, bir başka pozisyonda ise VAR'ın uyarısıyla saha kenarında pozisyonu izlediniz ama kendi kararınızda ısrar ettiniz. Aslında bu uygulamalarınız, "Son kararı hakem verir" düsturunun da hayata geçirilişi gibiydi. Bize o pozisyonlardaki değerlendirmelerinizi anlatır mısınız?
Sizin teknik değerlendirmenizi bir kenara bırakarak değerlendirecek olursam, VAR hakemin göremediği net pozisyonlarda hakemin uyarılması şeklinde çalışıyor. Hakemin gördüğü ve karar verdiği pozisyonlarda ya da hakemin gördüğü ama o şekilde değerlendirdiği gri pozisyonlarda hakeme destek sağlayacak şekilde çalışıyor. Öncelikli amaç siyah beyaz net bir hatanın önüne geçebilmek. Tabiî ki son karar hakemin. Hakem bu kararı verirken ilâve bir destek unsurundan, özellikle emin olamadığı ya da göremediği pozisyonlarda farklı kamera açılarından çekilmiş görüntülerden faydalanıyor.
VAR uygulaması saha içinde hakem-futbolcu ilişkilerini nasıl etkiledi?
Olumlu etkiledi. Kararlarınızın doğruluk yüzdesi arttıkça sahada size duyulan güven de artar. Aldatmaları azalttı. İtirazları azalttı. Herkesin oyuna daha çok odaklanmasını sağladı.
Bu uygulamanın taraftarların hakemlere bakışını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
Taraftarlar bunun doğru ve âdil kararlar için bir destek uygulaması olduğunu bildiği sürece olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Unutulmamalıdır ki; VAR sadece hakemler için değil "futbol" için getirilmiş bir uygulamadır
Sizin başarı hikâyenizin arkasında Bahattin Duran ve Tarık Ongun'la yıllardır oluşturduğunuz ekip ruhunun da önemi büyük gibi duruyor. Bize biraz da ekipten ve iş birliğinizden söz eder misiniz?
Takım çok önemli. Başarılı olmanın en önemli koşullarından birisi bu. Her meslekte bu böyle olsa da saliseler içerisinde birlikte karar verdiğiniz futbol hakemliğinde takımın, birlikte düşünebilmenin, aynı doğrultuda karar verebilmenin önemi çok daha fazla oluyor. Çok iyi bir ekibim olduğu için şanslıyım. 2010 yılından beri beraberiz. Uluslararası alanda 109 maçı birlikte yönettik. Bu beraberliği her zaman daha iyi olabilmek için bir fırsat olarak gördük. Birlikte düşünüp, birlikte karar verebiliyoruz. Bu çok önemli. Türk hakemliğini her platformda büyük bir başarıyla temsil eden, birlikte olmaktan mutluluk duyduğum sevgili Bahattin Duran ve sevgili Tarık Ongun'a varlıkları, özverileri ve performansları için çok teşekkür ediyorum. Keza bugüne kadar gelişimizde bize yardımcı olan, bizim takımımız içerisinde yer alan tüm diğer hakem arkadaşlarıma da sonsuz teşekkürler. Biz sahada tüm hakem arkadaşlarımızı temsil ediyoruz. Biz sahada Türk halkını temsil ediyoruz. Biz sahada 80 milyon yürek birlikte görev yapıyoruz.
Sizin hakemliğinizin yanında iyi bir futbolcu ve futbol izleyicisi olduğunuzu da biliyoruz. Dünya Kupalarındaki taktiksel uygulamalar da genellikle bir sonraki kupaya kadar bir moda halini alır. Sizce futbol açısından bu Dünya Kupası'na damga vuran taktiksel anlayışlar nelerdi?
Bence bu turnuvanın en dikkat çekici özelliği duran toplardan atılan goller oldu. Avrupa futbolu dört yarı finalistle ön plana çıktı. Hücum futbolu oynayan takımlar başarılıydı. Maçlar Şampiyonlar Ligi'ne kıyasla çok hızlı oynanmadı, oyun kontrolü ön plandaydı. Bundan dolayı da sprinter oyuncuların önemi ortaya çıktı. Hem teknik hem fizik olarak daha güçlü olan takımlar ve oyuncular ön plandaydı. Ayrıca Fair Play öne çıkarken, talimatlar gereği bir takım aynı puan ve averajla olmasına rağmen fazla sarı kart gördüğü için turnuvadan elenmek zorunda kaldı.
Dünya Kupası'nda en beğendiğiniz takımlar ve oyuncular hangileriydi?
Açıkçası tüm takımlar yüzde yüzlerini sahaya yansıtmaya çalıştı. İlk maçlardan sonra kimlerin bir üst tura çıkabileceği öngörülebilir hale geldi. Bu da takımların verdiği emeklerin karşılığını aldığını gösteren önemli bir parametre. Bu takım çok iyi oynadı, kazanmak için her şeyi yaptı ama diğer takım kazandı dediğimiz bir maç hatırlamıyorum.
Bir sonraki Dünya Kupası 2022'de ve siz de o sırada 46 yaşında olacaksınız. O Dünya Kupası'yla ilgili hedefleriniz var mı? Bundan sonrası için kariyer hedeflerinizi nasıl planlıyorsunuz?
Hakemlikte hedefler bitmez. İlk günkü gibi heyecanla çalışmaya devam ediyoruz. Öncelikli hedefimiz 2020 Avrupa Şampiyonası'na katılabilmek. Bu Avrupa Şampiyonası olduğu için ekibimiz 4 kişiden 6 kişiye çıkacak. Yeni bir macera bizi bekliyor. Sonrasında 2022 Dünya Kupası için konuşuruz.
Turnuvanın organizasyonel boyutu hakkında ne düşünüyorsunuz? Ulaşım, konaklama, stadyumlar vb. pek çok şey bir Dünya Kupası'nda olması gerektiği gibi miydi? Yoksa eksik noktalar da var mıydı?
Çok büyük bir organizasyon. Çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Ruslar çok iyi ev sahipliği yaptı. Hiçbir olay olmadan sonuçlandı. Her turnuvanın bir öncekinden daha iyi olduğunu gözlemliyorum. İnşallah ülkemizde de böylesine büyük bir organizasyonu düzenlemek nasip olur.
EURO 2024 adayı bir ülke olarak Türkiye'nin bu açılardan içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Futbolda altyapıya ve tesisleşmeye ciddi yatırımlar yapıldı. Bu tür organizasyonları yaptık, daha büyüklerini de yapabiliriz. Benim de katıldığım U20 Dünya Kupası yapıldı. Orada tek bir sorun vardı. Dünyanın gelecekteki tüm starlarının yer aldığı bu turnuvada maalesef seyirci ortalaması çok düşüktü. Tesis açısından bir eksiğimiz yok ama rekabete fazla duyarlı bir futbol anlayışımız var. Bunu geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Futbolun ne derece zevkli bir oyun olduğunun farkına varalım lütfen. Skor seyircisi değil spor seyircisi olalım. Oynanan oyundan zevk almaya odaklanalım. Sonuca, sahadaki hakeme, sadece kendi takımımıza odaklanırsak bu işin keyfini yeterince yaşayamayız. UEFA finaline ve Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yaptık. 2019'da yine UEFA Süper Kupa finali ve 2020'de Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yapacağız. Bunlar Avrupa'nın en önemli futbol organizasyonları. Hem Avrupa Şampiyonası'na hem de Dünya Kupası'na ev sahipliği yapabilmek için her şeye sahibiz.