TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Kazım Kazım: "Genç yeteneklere şans verilmiyor!" 2.06.2008
Kazım Kazım: "Genç yeteneklere şans verilmiyor!"
Premier Lig'deki çıkışıyla önce Milli Takım'a seçildi, ardından da Fenerbahçe'ye transfer oldu. Sezonun ilerleyen döneminde özellikle Şampiyonlar Ligi'ndeki performansıyla ilk on birin değişmezleri arasına girdi ve Euro 2008 kadrosunda yer aldı. Türkiye'de İngiltere'ye oranla çok daha yetenekli genç oyuncular bulunduğunu ancak bu oyuncuların takımlarında oynama şansı bulamadıkları için bir süre sonra kaybolup gittiğini anlatıyor. Örnek olarak takım arkadaşı Can Arat'ı gösterirken, fırsat bulduğu takdirde yıldızlaşan genç oyuncular kategorisinde ise Arda Turan'ı ön plana çıkartıyor.

Röportaj: Türker Tozar

Sheffield United'dan Fenerbahçe'ye transfer olmadan önce Türk futbolu hakkında ne biliyordun? Görüşlerin buraya gelişinden sonra değişti mi? Bu düşüncelerin geçmişte nasıldı? Şimdi nasıl?

Açıkçası Türk futbolu hakkında çok bilgim yoktu. Sadece dört büyük takımın, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'un isimlerini duymuştum. Fenerbahçe'nin Türkiye'nin en büyük kulübü olduğu ve en geniş taraftar kitlesine sahip bulunduğu söyleniyordu. Buraya gelince bu iddianın doğru olduğunu anladım. Türkiye'nin çok kaliteli oyuncuları var. Birçok oyuncu da Avrupa'nın önde gelen liglerinde forma giyiyor. Bu da daha kaliteli bir milli kadro için alternatifleri arttırıyor.

Londra'da doğup büyüdün. Artık kendini Türkiye'ye alışmış hissediyor musun? Özellikle yemekler, trafik, kültür hususunda.

Türkçeyi tam olarak konuşamadığım için bazen iletişim problem olabiliyor. İstanbul'un çok büyük olması sebebiyle, bazen yolları karıştırıyorum. Çok fazla dışarı çıkan birisi değilim. İngiltere'deki kültür de buradaki kültürden çok farklı. Buna alışmam belirli bir süre alacaktır. Bu süreci tam atlatmadığınız zaman performansınızın sizi mutlu edecek derecede olması mümkün değil. Yemeklerle ilgili bir sıkıntım yok, Türk mutfağı gayet güzel.

İngiliz taraftarlarla Türk taraftarları arasında ne gibi farklar gördün?

Türk taraftarlar için futbol bir yaşam biçimi gibi. Takımlarını çok ateşli biçimde destekliyorlar. Eğer bir takımı tutuyorlarsa, ondan kolay kolay vazgeçmeleri mümkün değil. Ancak İngiltere'de durum böyle değil. Örneğin Manchester'a hiç gitmemiş bir kişi sadece başarılı olduğu ve maç kazandığı için Manchester United'i tutabiliyor. Türkiye'de taraftarlar maçın başlama saatinden iki saat önce stadyuma gelip, sürekli tezahürat yapıyorlar ve takımlarını destekliyorlar. Bu da İngiltere'de çok sık gördüğümüz bir taraftar davranışı değil. Bu güzel hareketler maalesef bazen hoş olmayan görüntülere de yol açabiliyor. Sahaya atılan yabancı cisimler, şüphesiz Türk futbolu açısından kötü bir imaj oluşturuyor.

Tesisleşme ve tanıtım gerekiyor

Türk futbolunun daha iyi bir konuma gelmesi için neler yapılabilir sence?

Öncelikle Türkiye'de tesisleşmeye hız vermek gerekiyor. Gerek stadyumların gerekse kulüplerin sahip olduğu tesislerin modernize edilmesi gerekiyor. Ama bazı kulüplerin çok güzel tesislere sahip olduğunu da vurgulamam gerek. Diğer yandan, Türk futbolunun tanıtımının yeterince yapılamadığını düşünüyorum. Örneğin, Avrupa'da Turkcell Süper Lig maçlarını televizyondan canlı seyretme imkânınız neredeyse yok gibi. Özet görüntüleri seyretme imkânınız da sınırlı. Eğer Türk futbolunu seyretmek için çaba sarf ederseniz bulursunuz, ancak tesadüfen izlemeniz zor.

Türkiye'de sana gösterilen ilgiyi nasıl buluyorsun?

Türkiye'deki taraftarlar tuttukları takımın oyuncularına büyük sevgi ve saygı gösteriyor. İngiltere'de de ilgi var ancak Türkiye'deki gibi değil şüphesiz. Yanınıza yaklaşıp imzanızı istiyorlar, konuşmaya çalışıyorlar. Özellikle Fenerbahçe'ye transferimden sonra İngiltere'de de bana gösterilen ilginin arttığını söyleyebilirim.

Geçtiğimiz sezonlarda Fenerbahçe Türkiye içinde elde ettiği başarılarla anıldı, Avrupa'da ise ileri noktalara gidemedi. Fakat bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde tarihi bir başarı elde edildi. Bu kadronun bir parçası olarak neler söylersin? Başarınızın sırrı nerede?

Sahip olduğumuz özgüvenin yüksekliği ve özellikle kendi sahamızda her takımı yenebileceğimize inanmamız bu başarıda etkili oldu. Taraftarımızın arkamızda olduğu Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki atmosferin gerek bizim, gerekse rakip takımlar üzerindeki tesiri asla yadsınamaz. Orası adeta bir kale gibi.

Şampiyonlar Ligi'nde tarihi bir başarı elde ettiniz ama Turkcell Süper Lig'de şampiyonluğu kıl payı kaçırdınız. Yanlış giden ne oldu?

Sonuçta futbol bu. Her türlü sonuca hazırlıklı olmalısınız. Şampiyonluk yolundaki rakibimiz Galatasaray'a karşı çok kilit bir maç oynadık ve kaybettik. Onları başarılarından ötürü tebrik ediyorum. Bence, Fenerbahçe olarak sezona iyi başlayamadık. İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a ligin açılış maçında kaybettik, Bursaspor ve Ankaragücü maçlarında da ikişer puan bıraktık. İşte bu puan kayıpları ligin sonunda bize pahalıya mal oldu. Eğer bu maçları kazansaydık, şampiyon olabilirdik.

Chelsea'ye attığım golü hiç unutmayacağım

Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea'ye attığın gol senin için ne anlam ifade ediyor?

Bu golün hem benim hem Türk futbolu hem de Fenerbahçe için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mehmet Aurelio'dan pası aldım, her zaman kullanmadığım ayağımla vuruş yaptım ve top filelere gitti. Bu gol benim ismimi daha da yükseğe taşıdı diye düşünüyorum. Bu golü hiç unutmayacağım.

Türkiye'deki ilk sezonunu geride bıraktın. Şu ana dek Türk futbolu ile İngiliz futbolu arasında ne gibi farklar gördün?

Tesisleşme anlamında arada uçurum var diyebilirim. Oyun stili yönünden bakarsak, Türk oyuncularının teknik kapasitelerinin İngiliz meslektaşlarına göre yüksek olduğu söylenebilir. Fakat bu teknik kapasite yüksekliğine rağmen, Türkiye'deki genç oyuncuların aşama yapmaları gereken dönemde bunu başaramadığını görüyoruz. Örneğin, İngiltere'de 16 yaşında genç milli takımlarda oynayan bir futbolcu iyi oynuyorsa, 21-22 yaşlarına geldiğinde de benzer bir performans sergiliyor. Oysa Türkiye'de aynı yaş kategorisinde istikbal vaat eden bir futbolcu 5-6 sene sonra kendini alt liglerde bulabiliyor.

Önemli bir noktaya parmak bastığını düşünüyorum. Türkiye'de genç oyuncular bir parlama döneminden sonra üst liglerde forma giymede sıkıntılar yaşayabiliyor ya da hiç oynayamayabiliyor.

Bence Türkiye en iyi U15, U16 ve U17 Milli Takımlarına sahip. Genç takım için oynamakla A takım için oynamak arasında büyük fark olduğunu biliyorum ancak en önemli husus futbolculara fırsat verilmesi. Turkcell Süper Lig'e bir bakalım; 20 yaşın altında oynayan kaç futbolcu var sayalım. Sayının çok az çıkacağına eminim. Hâlbuki İngiltere'de Premier Lig'de ve onun altındaki ligde birçok genç oyuncu forma giyiyor. Fenerbahçe'den örnek vereyim; Can Arat. Kendisi 24 yaşında. Bir dönem A milli bile oldu ama şimdi çoğunlukla yedekte bekliyor. Kariyerinin sonlarına yaklaşmasına sadece 6 senesi kaldı. Gerçekten yazık. Türkiye'nin bu durumunu Premier Lig'in 6-7 sene önceki durumuna benzetiyorum. O zaman deneyimli oyunculara karşı bir eğilim vardı. Daha sonra genç oyunculara yatırım yapmanın kulüplere mali kazanç getirdiği, seyircileri stadyumlara çektiği anlaşıldı. 20'li yaşlarında şans verilenlerin 4-5 sene içerisinde yıldız olabildiği görüldü. Türkiye'de bir Arda Turan örneği var. Benimle aynı yaşta ve takımı için tam bir yıldız. Bu sezon da çok iyi bir performans sergiledi.

Milli Takımımızın gençliği avantaj

Türk Milli Takımı'nda en beğendiğin oyuncular kimler?

Buna cevap vermek oldukça güç. Çünkü herkesin belli bir özelliği var. Eğer takım içindeki arkadaşlık bağlarımızı iyi kurabilir ve gerçek anlamda bir takım olabilirsek bizi yenmek gerçekten çok zor olacaktır. Herkesin sahip olduğu farklı özellikler sayesinde birbirimizi tamamlıyoruz. Zaten kampta geçirdiğimiz dönemde kardeş gibi olduk. Tuncay, Emre, Arda, Gökdeniz, Hamit, Gökhan Gönül, Servet, Mehmet Topal, Mevlüt Erdinç, bunların hepsinin arasından öne çıkanları saymak çok zor. Kadromuzdaki genç oyuncuların sayısı da Euro 2008'deki finalist takımların hepsinden daha çok sayıda. Bu da Türkiye için çok iyi bir durum.

Avrupa Şampiyonası kadrosuna seçilmeyi bekliyor muydun? Haberi alınca nasıl hissettin?

Kadroya çağrılmak benim için sürpriz olmadı. Çünkü kendimi gösterirsem, Fatih Terim'in beni seçeceğine inanıyordum. İsmim açıklanınca rüyam gerçek oldu diyebilirim. Fatih Hocaya, Türkiye ve İngiltere'deki taraftarlara, aileme lâyık olacak bir oyun sergilemek istiyorum. Artık daha da sıkı çalışmalıyım. Çünkü dünyaca ünlü oyunculara karşı oynayacağım.

Türkiye finallerde ama İngiltere orada olmayacak. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

Gerçekten İngiltere için ters giden neydi bilmiyorum. Çok yetenekli oyunculara sahip oldukları kesin. Fakat bu futbolcular milli takıma geldikleri zaman bir ekip olmakta zorlanıyorlar diye düşünüyorum. Kulüp takımlarında sergiledikleri performansın aynısını milli takım için gösteremiyorlar. Ama şimdi başlarında Fabio Capello var. Capello, takıma katkı yapacak oyuncu her kim olursa olsun sahaya sürecektir. Gelecek iki sene içinde İngiltere'de bir performans gelişimi yaşanabilir inancındayım.

Portekiz turnuvanın en iyi takımı

Avrupa Şampiyonası'ndaki rakiplerimizi nasıl değerlendirirsin?

Portekiz belki de turnuvanın en iyi takımı. Çek Cumhuriyeti ise oynadığı her turnuvada iyi maçlar çıkaran bir ekip. İsviçre de ev sahibi olmanın avantajıyla sahaya çıkacak. Grup zorlu ama bizim de nereye gitsek yanımızda olan seyircimiz ve iyi bir kadromuz var. Grup maçları sonunda Portekiz ve Türkiye'nin bir üst tura çıkacağına inanıyorum.

Şampiyonada ön plana çıkacak genç isimler kimler olabilir?

Bu tip turnuvalar bir kariyer inşa edebilir. Kimin ön plana çıkacağını söylemek zor ancak Cristiano Ronaldo bu sezon 30'un üzerinde gol attı. Bu turnuvaya da damgasını vuracağını düşünüyorum. Ondan başka yıldızlar da turnuva sürerken ortaya çıkarsa hiç şaşırmam.