TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Britt Curtis Assombalonga: "Golcülük genlerimde var" 1.06.2022
Britt Curtis Assombalonga: "Golcülük genlerimde var"

Demokratik Kongo'nun Zaire olarak anıldığı zamanlarda millî takımda oynamış ve gol atmış bir babanın oğlu olarak yıllar sonra aynı başarıyı gösterdi. Kardeşinin de profesyonel bir forvet olmasını, "Golcülük genlerimizde var" sözleriyle açıklıyor. Tüm kariyeri İngiltere'de geçen ve son transferini 17 milyon euroya Middlesbrough'ya yaptıktan sonra bonservissiz olarak geldiği Adana Demirspor'daki performansıyla göz dolduran forvetle kariyer hikâyesini ve hedeflerini konuştuk. 

Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan

6 Aralık 1992 Kinshasa / Demokratik Kongo doğumlusun. Ancak 8 aylıkken ailecek Londra'ya taşınmışsınız ve Swiss Cottage'da büyümüşsün. Bize önce aileni ve Londra'ya gidiş serüveninizi anlatır mısın?

Belirttiğiniz gibi Demokratik Kongo doğumluyum. Londra'ya gidiş serüvenimizi pek hatırladığımı söyleyemem. Ben 1 yaşındayken Londra'ya taşınmışız. Ağabeyim de aynı şekilde Kongo doğumlu. İngiltere'ye taşındığımız sırada 4 yaşındaydı. İki kız kardeşim ise Londra'da doğdu. Londra'ya taşınmadan önce bir süre de Fransa'da yaşamışız. Ama tabiî yaş itibariyle bu serüveni pek hatırlamıyorum. Ama genel olarak Londra'daki yaşamımız hep ilginç ve maceralı şekilde geçti.

Baban, eski bir Zaire futbolcusu olan Fedor Assombalonga. Araştırdığım kadarıyla baban gerçekten büyük bir golcüymüş. Bize biraz babanı ve sonrasında amatör futbol oynayan kardeşin Christian'ı anlatır mısın?

Evet, babam Kongo'da da çok tanınan bir oyuncu. Ne zaman millî takıma gitsem hep babam konuşuluyor. Ailecek gittiğimizde de herkes babamı tanıyor. Ben de onun adımlarını takip ettiğim için çok mutlu ve gururluyum. Ben de onun gibi forvet oldum. Kardeşim Christian da bir forvet ve o da profesyonel olarak oynadı. Sanıyorum golcülük genlerimizde var.

Ailenin futbola bu kadar yatkın olmasını nasıl açıklıyorsun? Ailende üçünüzden başka sporcu var mı?

Evet, ailem çok sporcu bir karaktere sahip. Ben, babam ve kardeşim haricinde kız kardeşlerim her zaman dansla ilgilendiler. Her zaman fitlerdi. Spora gerçekten ilgili bir aile olduğumuzu söyleyebilirim. Kızım Amaya henüz beş yaşında ve trambolinde düz takla atmaya başladı. Oğlum August henüz iki yaşında. Zamanı var biraz daha… Genel olarak sporu seven bir aile olduğumuzu söyleyebilirim.

Sendeki futbol yeteneğini ilk keşfeden kimdi? 

Babam hiçbir zaman bizi spor yapalım diye zorlamadı. Ben ve kardeşim kendimizi bildiğimizden beri her zaman futbolu çok sevdik. Babam maç izlerdi, biz de hep onunla birlikte izlerdik. Her gün dışarıda futbol oynardık. 9 yaşında okulda futbol oynarken beni izleyen bir kulübün yetkilileri gelip onların takımında oynamamı istediklerini söyledi. Babam da izin verdi ve ilk olarak bir kulüpte bu şekilde başladım.

Ulaşabildiğim kayıtlarda futbola Watford kulübünde başladığını görüyorum. Orada nasıl bir altyapı eğitimi aldın? Neler yaşadın? Neler öğrendin? 

Aslında altyapı eğitimine geç başladığımı söyleyebilirim. Watford'a gittiğimde 17 yaşındaydım. Tam anlamıyla tüm tecrübeyi yaşadığımı söyleyemem. Normalde altyapılar 9-10 yaşından itibaren başlıyor. İki senelik bir altyapı tecrübesi yaşadım ve bu iki senede çok şey öğrendim. Çarşamba ve Cuma günleri farklı sporlar yapmamızı istiyorlardı. Alışmış olduğum futbol tarzından çok farklıydı. Evet, futbol oynuyordum ama gerçekten bunun eğitimini, disiplinini ve düzenini buradaki iki yılda edindim diyebilirim. İngiltere'de her kulübün farklı bir sistemi ve düzeni var.

Watford seni dönem dönem farklı takımlara kiralıyor. Sonrasında Peterborough United'a bonservisinle birlikte gidiyor ve İngiltere 1. Ligi'nde 43 maçta 23 gol atıyorsun. EFL Trophy şampiyonluğu yaşıyorsun. Kiralık takımlarında yaşadığın tecrübeden ve Peterborough'da yaşadığın çıkıştan bahsedebilir misin?

Watford'da aslında başıma gelen en iyi şey kiralık olarak yaptığım transferlerdi. Çünkü Watford'da gerçekten iyi bir takım vardı ve benim için imkânlar kısıtlıydı. İlk olarak Wealdstone'a gittim. İlk defa yetişkinlerle futbol oynama şansı elde ettim. Sonrasında Braintree Town ve Southend United takımlarında oynadım ve burada kendimi geliştirmeye devam ettim. Ondan sonraki sezon Watford'un başına Gianfranco Zola geçti ve beni tekrar kiralık olarak göndermek istedi. Ancak ben artık kiralanmak istemiyordum. Yeni bir macera yaşamak istiyordum ve bu şekilde Peterborough United'a transfer oldum. Orada da çok iyi zaman geçirdim. Başarılı sezonlar yaşadım. Bütün kariyer olarak baktığınızda toplamda 33 gol attım. Benim için yaşadığım en güzel dönemdi.

Peterborough'da dikkatleri üzerine çekiyor ve bir sene sonra 6 milyon 900 bin euro gibi yüksek bir bedelle İngiltere'nin efsane takımlarından Nottingham Forest'a transfer oluyorsun. Artık Championship'tesin. İlk sezonunda 29 maçta 15 gol atıyorsun. Yükselen grafik ertesi sezon bozuluyor ve yalnızca 4 maçta oynayıp bir gol atabiliyorsun. Sakatlık mı yaşadın? Bu iki sezonu nasıl anlatırsın?

Evet, Peterborough'dan sonra Nottingham'a transfer oldum. İlk sezon çok iyi geçiyordu. Ocak ayına geldiğimizde 15 gol atmıştım. Fakat ondan sonra dizimden bir sakatlık yaşadım. Bir sonraki sezona başladım ama 15 ay sahalardan uzak kalmıştım. Ligin son maçında oynayabildim ve sadece bir gol atabildim.

2016-2017'yi de Nottingham'da geçiriyorsun. 32 maçta 14 gollük performansın seni sonraki sezon bu sefer 17 milyon 100 bin euroya Middlesbrough takımına taşıyor ve dört sezonluk yeni maceran başlıyor. İlk yılında Championship'te 44 maçta 15 gol atıyorsun. 2018-2019 sezonunda 42 maçta 14 gol. Ve bu başarılar seni Demokratik Kongo Cumhuriyeti forması altında Afrika Uluslar Kupası'na taşıyor. Bu iki sezonu ve Afrika Uluslar Kupası tecrübelerini nasıl yorumlarsın?

Aslında Middlesbrough'daki ilk sezonum inişli-çıkışlı oldu. Beni transfer eden hocamız altı ayın sonunda takımdan gönderildi. Onun döneminde 14 gol atmıştım. Kendisi gidince yeni hocayla sadece 1 gol atabildim. Çok fazla süre alamadım. Belki 20 maç yedekteydim. Tabiî ki anlayışla karşılıyorum. Her hocanın oynamak istediği oyuncular farklı olabilir. İkinci sezonumda da çok fazla süre alamadığımı söyleyebilirim ama yine de 14 gol atmayı başarabildim. Demokratik Kongo Cumhuriyeti forması altında Afrika Kupası'nda gol atmak ve attığım golle tur atlamak benim için inanılmaz bir deneyim olmuştu. Babam beni tribünlerde izliyordu. Babamın ben gol attıktan sonra ağlarken videosu var. Kendisinin millî takım formasıyla gol atması, üzerine benim millî takım formamızla gol atmam gerçekten gurur verici bir olay. O golü 'Bağımsızlık Günü'nde attım ve bu benim için gerçekten çok büyük bir anlam taşıyor.

Middlesbrough'da 2019-2020'de 35 maçta 11 gol, bir sezon sonra 31 maçta 5 gol atıyorsun. Championship'teki bu iki sezonda neler yaşadın? İngiltere'deki futbol kariyerin boyunca 2. Lig, 1. Lig ve Championship tecrübeleri yaşadın ancak Premier Lig'de boy gösteremedin. Premier Lig hedefin hâlen var mı? 

Middlesbrough'da açıkçası dört yıl boyunca sürekli sorun yaşadım diyebilirim. Pek çok kez hoca değişti. Son iki yılımızda perde arkasında pek çok faktör vardı. Mesela 31 maçta 5 gol attığım son sezonda maçların çoğunda sonradan oyuna girerek katkı sağlamaya çalıştım. Şansı bir türlü yakalayamıyordum. Ben her zaman kafamı dik tutmaya, elimden gelenin en iyisini yapmaya, devam etmeye çalıştım. Premier Lig'e gelecek olursak… Evet, İngiltere'de tüm liglerde golüm var. Fakat Premier Lig'de golüm yok. Tabiî ki Premier Lig'de gol atma hedefim var ama geleceği hiçbirimiz bilemeyiz.

3 Temmuz 2021'de Adana Demirspor'la sözleşme imzaladın. Öncelikle bu transfer nasıl gerçekleşti? 

Kariyerim boyunca hep İngiltere'de oynadım. Onun için açıkçası son zamanlarda hep farklı bir maceraya atılma isteğim vardı. Türkiye'den transferle ilgili telefon geldi. Çok fazla da düşünmeden, çok araştırma yapmadan, neler getireceğini görmek istediğim için onayladım ve transferim gerçekleşti.

Kariyerinde ilk kez İngiltere dışına çıktın ve Türkiye'yi seçtin. Ülkemizi, Adana Demirspor'u araştırdığında neler gördün? Geldiğinde neler buldun?

Benim için geldiğim günden bu yana güzel bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim. Hiçbir şekilde geldiğim için pişmanlığım yok. Türkiye'ye daha önce tatillerde gelmiştim. Fakat bir ülkeye tatilde gelmekle orada yaşamak arasında çok fark var. Bunu da geldiğimden beri yaşıyorum. Adana çok güzel bir şehir. Hava güzel. Deplasmanlarda pek çok şehiri geziyoruz. Türkiye'deki pek çok ile gidiyoruz. Gittiğimiz yerlere baktığımda Adana çok iyi bir seviyede. Burada olduğum için çok mutluyum.

Son transferini 17 milyon 100 bin euroya yapmış bir oyuncuyken Adana Demirspor seni bonservis ödemeden transfer etti. Bu kadar değerli bir oyuncuyu bonservissiz almak kulüp açısından başarılı bir hamle olarak gözüküyor ki ilk sezonundaki istatistiklerinle bunu da kanıtladın. Bu durumu sen nasıl yorumluyorsun?

Sezon boyunca elimden gelenin en iyisini yaptığıma inanıyorum. Göstermiş olduğum performansla birlikte kulüp açısından bonservis ödenmediğini düşünecek olursak, aldığınız oyuncunun başarılı olması takıma artı olarak yazıyor. Ben de bunu bu seneki istatistiklerimle ispatlamaya çalıştım. Bu kulübün de başarısı… Bonservissiz bir şekilde transfer edilen oyuncunun başarılı olması, o oyuncuyu alabilmek için emek harcayan kişilerin de çok büyük başarısıdır. 

İlk yurt dışı tecrüben olmasına rağmen Adana Demirspor'la 36 Süper Lig maçında 1723 dakika forma giydin ve 10 gol attın. Üç Türkiye Kupası maçında da iki gol kaydettin. Kendi performansını nasıl değerlendirirsin?

Açıkçası performansımın iyi olduğunu söyleyebilirim. Her ne kadar daha fazla süre almak istesem de veya bulunduğum şartlar sebebiyle fazla süre alamasam da bulunduğum konumdan mutluyum.

Adana Demirspor'un bu sezonki performansı hakkında neler söylersin?

Tabiî ki sıralama olarak daha yüksekte bitirebilirdik. Son zamanlarda istediğimiz sonuçları alamadık. Ama genel anlamda bütün sezona bakacak olursak ben her zaman pozitif yönleri alma taraftarıyım. Belki ligin başında insanlara Adana Demirspor'un ligin sonunda ilk 10'da olacağını söyleseydiniz "Hayır" diyebilirlerdi. Ama biz şu an insanlara bu düşüncenin yanlış olduğunu gösterdik. Genel olarak performansımızın iyi olduğunu ifade edebilirim.

Adana yemekleri, taraftarları ve sıcağı ile meşhur bir kentimiz. Sen bu üç güçlü olgu için ayrı ayrı neler söylersin?

Adana yemekleri, Adana kebabı gerçekten çok mükemmel. Her ne kadar her zaman yiyemesem de yediğimde keyfini çıkartıyorum. Sıcağı ile ilgili şunu söyleyebilirim; hava her zaman çok güzel. Alışkın olduğumdan farklı ve güneşli… Taraftarlarımız için de çılgın olduklarını söyleyebilirim. İyi anlamda tabiî ki…

İngiltere'den gelmiş bir oyuncu olarak Süper Ligimizi ve sahalar, tesisler gibi fiziki şartları nasıl buldun?

İngiltere'den gelmiş bir oyuncu olarak söyleyebilirim ki oynadığımız stat ve sahalar her zaman iyi. Tesislerimiz çok güzel. Saha ve zemin koşulları gayet iyi…

29 yaşındasın ve 2024 yılına dek Adana Demirspor'la sözleşmen var. Kendine nasıl bir kariyer planı yapıyorsun?

Biraz akışına bırakan bir tarzım var. Sadece oynadığım seneyi değerlendirip, oynadığım futboldan keyif almaya çalışıyorum.

Kendine örnek aldığın sporcu ya da sporcular kimlerdi?

Tarz olarak forvet olduğum için hep forvetlere karşı bir ilgim var. En örnek aldığım oyuncular içerisinde Ruud Van Nistelrooy ile Jermain Defoe'yi söyleyebilirim.

Ligimizden hangi oyuncuları beğendin?

Giresunspor'dan Diabate'yi ve Galatasaray'dan Berkan Kutlu'yu beğeniyorum.

Seninle birlikte futbola başlayan birçok arkadaşın futbolcu olamadı. Ama sen hep istikrarlı ve başarılı bir oyuncu oldun. O arkadaşlarına göre neleri farklı yaptın?

Herkesten farklı bir şey yaptığımı kesin olarak söyleyemem. Bazen doğru zamanda doğru yerde olmak sizin için belirleyici olabiliyor. Şansın da yanınızda olması gerekiyor. Onun için kimseden farklı bir şey yaptığımı söyleyemem. Ama futbola girmekle birlikte içerisinde kalmak da çok zor. Herkesin takip etmesi gereken izler farklı olabiliyor.

Adana'da nasıl bir hayatın var? Boş zamanlarında neler yapıyorsun?

Sakin bir hayatım var diyebilirim. Sakinliği tercih eden bir yapım var. Evde zaman geçirmeyi seviyorum. Bilgisayarda işlerimle uğraşıyorum. Arkadaşlarımla görüşüyorum. Çocuklarımla ilgileniyorum. Kız arkadaşımla beraberim. Çocukları okuldan alıp geliyorum. Onlarla zaman geçiriyorum. Güzel ve sakin bir hayatım var diyebilirim.

Hobilerin ve fobilerin neler?

Hobi olarak müzik, moda ve konsol oyunu oynamak diyebilirim. Pek çok oyunu oynayabilirim. Herhangi bir fobim ise yok.

Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız